7 Kasım 2014
Sayı: KB 2014/44

Taşeron köleliğine ve işçi katliamlarına karşı direniş!
Kapitalistlerin serveti, emekçilerin sefaleti büyüdü!
2015 bütçesi savaş, kalekol ve Ak Saray’a!
Adalet’ten Ak’a saraylar kağıttan kuledir
İşçi katliamları sermayenin harcında var!
Kapitalist sömürü çarkları arasında tarım işçisi olmak
Faruk Çelik çark etti!
Ülker nasıl dünya üçüncüsü oldu?
Maaşına zam, işine son!
DEV TEKSTİL tanıtım toplantıları
Yusuf Erdinç karayolu işçilerine sesleniyor
Kapitalizmin bacasız fabrikası: Profesyonel spor
VESTEL: Bir fabrika ve bir kentin öfkesi!
Kobanê direnişi: Yanılgılar, hayaller ve devrimci çözüm
Şovenizmin panzehiri devrimci sınıf mücadelesidir!
Kobanê’de direniş çeteleri kuşatıyor!
Tunus seçimleri üzerine
Kapitalizmin krizi: Taşeronlaştırma ve vekalet savaşları
Dünyada işçi ve emekçi eylemleri
‘Yeryüzünün Lanetlileri’ ayağa kalkıyor!
Şanlı Bir Ekim gecesinde bulutları ateşle dağıtan uluslararası proletaryanın kızıl rüzgârı
Bu kavga senindir, bu kavgada ‘sen de varsın!’
Ankara DLB’den coşkulu Oğuzhan Çalışkan buluşması!
Kadınlar gericiliğe ve şiddet karşı direniyor!
Kendi destanımızı yazalım
Eugene Pottier ve dünya işçi sınıfının marşı: Enternasyonal
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Kapitalistlerin serveti,
emekçilerin sefaleti büyüdü!

 

Ekonomist Dergisi, Türkiye’nin en zengin kapitalistlerini açıkladı. Yapılan açıklama kapitalistlerin bu yıl da büyüdüğünü gösterdi. Türkiye’de koçbaşı olan kapitalistlerin sermayeleri 2014 yılında da büyüdü. Milyonlarca işçi ve emekçinin payına ise daha yoğun sömürü ve insanca yaşamaya yetmeyen ücretler, iş cinayetleri düştü.

Ekonomist Dergisi’ne göre sermayenin koçbaşları AKP’nin de tam desteğiyle yerlerini korudular. Türkiye ekonomisi son 10 yılda iki kattan fazla büyürken, en zenginleri servetlerini dört kat arttırdılar. Araştırmaya göre, son 10 yıldır Türkiye’nin en zengin aileleri 2 milyar dolar seviyesinde olan servetlerini 8 milyar dolar seviyesine çıkardılar.

Türkiye’de en hızlı büyüyen ailelerin başında Koç, Sabancı ve Şahenk aileleri geliyor. Türkiye ekonomisinin büyüme oranını kapitalistlerin büyüme oranı ikiye katladı. Milyar dolarlarca servete sahip olan Türk burjuvaların sayısı da arttı. En zengin yüz Türk kapitalistinin serveti 2014 yılında 87 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl en zengin yüz Türk kapitalistinin serveti 56 milyar dolardı. Yani kodamanların servetlerine bir yılda 31 milyar dolar eklendi.

Emekçilerin kanlarını dökerek büyüdüler!

Kapitalistler işçi sınıfının emeğinden ve hayatından çalarak büyüyorlar. Bu sayede milyarlar listesindeki burjuvaların sayıları artıyor. İşçi ve emekçiler payına ise sefalet, açlık, yoksulluk, aşırı çalışmaktan ve önlenebilir hastalıklardan, iş kazalarından ve savaşlardan dolayı ölüm düşüyor.

AKP iktidarı sermayeyi koruyan politikalarda sınır tanımadı. Bu sayede sermayedarların varlıkları büyüdükçe büyüdü. İzlenen neoliberal politikalar kapitalistlerin kasasının dolmasına yol açarken işçi ve emekçilerin sefaletinin büyümesi sonucunu doğurdu. Kapitalistlerin servetleri arttıkça emekçilerin sefaleti, gelir adaletsizliği de arttı.

TÜİK’in yüzde 20’lik dilimler halinde hane halkı gruplarının gelir durumu göstergeleri servet ve sefalet kutuplaşmasının göstergesi olarak kayıtlara geçti. En yüksek gruptaki yüzde 20’lik dilim içinde yer alan gelir sahipleri toplam Türkiye gelirinin yüzde ellisine sahipken, en düşük gelire sahip olan yüzde 20’lik grubun geliri yüzde 5’e geriledi. Yani en yüksek gelir grubunun geliri, en düşük gelir grubunun gelirini ona katladı.

OECD Türkiye’nin Meksika’dan sonra en yüksek gelir adaletsizliğinin yaşandığı ülke olduğunu açıkladı.Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yıllık olarak hazırlanan İnsani gelişme Endeksi Türkiye’deki insani gelişmişlik düzeyinin ne denli geri olduğunu da ortaya koydu.

OECD’nin sosyal adalet göstergeleri açısından Türkiye’nin durumunun çok daha kötü olduğunu da tescil etti. Öyle ki, 31 OECD ülkesinde sosyal adalet göstergesinin ağırlıklı ortalaması 6.67 iken Türkiye 5 puanın altında kaldı ve 4.19 ile son sırada yer aldı. Böylece Türkiye OECD’nin en sosyal adaletsiz ülkesi olarak tescillenmiş oldu.

İşçi kanıyla büyüyen Türkiye kapitalistleri tablosunda kârlarına kâr katan 100 burjuvanın hemen hemen hepsi yer alıyor. Onlar, işçi sağlığı ve güvenliği için alınması gereken önlemleri almadılar, bu önlemleri almak için yapacakları harcamaları kasalarında tuttular. Kısacası, en zengin 100 Türk sıralaması içinde yer alan kapitalistlerin hemen hepsinin elinde işçi kanı var. Örneğin Türkiye’nin 89. zengini Yazıcı Ailesi’nin elinde Adil Kurucu adlı işçinin, 81. zengin olan M. Nazif Günal’ın elinde Salih Adıyan adlı işçinin, 78. zengin olan İbrahim Çeçen’in elinde Nurettin Kaltakçı adlı işçinin, 70. zengin olan Avni Çelik’in elinde Mustafa Kışanak adlı işçinin kanı var.

Eşitsizliğin kaynağı kapitalizm!

Dünya ve Türkiye’ye ilişkin eşitsizlik ve adaletsizlik göstergeleri kapitalist üretim tarzının artık değer sömürüsü üzerinden sınıfsal bölünmüşlüğün can yakıcı ve yıkıcı sonuçlarıdır. 250 yıllık kapitalizmin insanlara iddia edilenin aksine sınıfsal sömürü, yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik ve savaşlar dışında bir şey vermediğinin göstergeleridir. Bu sonuçları doğuran şey, toplumdaki diğer sömürü ve ezme biçimlerinin üzerinde, artık değer sömürüsüne, kâr maksimizasyonu için üretime ve çevreyi tahrip eden, işçi ve emekçileri baskılamaya dayalı kapitalizmin bizzat kendisidir.

Türk devleti eliyle de perçinlenen bu kapitalist düzen işçi sınıfının ve emekçilerin sömürüsü ve ezilmesi sayesinde ayakta duruyor. Bu da bir yandan servet ve sefalet arasındaki uçurumu büyütüyor. Bir yandan da gelir, eğitim, sağlık, konut gibi konularda ciddi farklılaşmalara, eşitsizliklere ve adaletsizliklere yol açıyor.

Kapitalizm ve kapitalist devlet, bu eşitsizlikleri hem yeniden üretmekte hem daha da derinleştirmektedir. İktisadi krizlerse bu eşitsizlik ve adaletsizliği daha da arttırmaktadır. İşçi ve emekçiler gelir uçurumuna ve katlanan milyarderler tablosuyla artan sefaletlerine son vermek için harekete geçmelidirler. Emeğin korunduğu sosyalizmi kazanmak için devrimci sınıf mücadelesini büyütmelidirler.

 

 

 

 

 

Ücretsiz sağlık yalanı çöktü!

 

Sermaye devletinin dümenindeki AKP’nin “parasız sağlık”, “özel hastanede tedavi imkanı” gibi güzellemelerle hayata geçirdiği GSS, yoksulları vurmaya devam ediyor.

Ücretsiz sağlık vaadinin aksine ilaçtan tedaviye birçok kalemde yüksek artışlar yapılarak sağlık hizmeti bir lüks haline dönüştürüldü. Son olarak hükümetin “yeterli ödenek yok” diyerek yardıma muhtaç 400 bin kişinin sağlık katkı payını ödemediği ortaya çıktı.

Üstelik yasanın yürürlüğe girdiği 2012’den bu yana yoksul olan bu kişilerin sağlık katkı paylarını ödemeleri, ödedikleri payları daha sonra Sosyal Yardımlaşma Vakıfları’ndan geri tahsil edecekleri söylendi. Fakat 2 yıldır alınan 12-50 TL arasındaki bu katkı payları geri ödenmedi.

Valilik ve kaymakamlık bünyesinde bulunan vakıflar da kendilerine bunun için ödenek ayrılmadığını söyleyerek ödeme yapamadıklarını belirtiyorlar.

 
§