14 Şubat 2014
Sayi: KB 2014/07

Greif Direnişi, sınıf hareketinde eski ile
yeninin mücadelesidir!
Gelecek ve özgürlük mücadelesinde sonucu...
İşgalci Greif işçileri:
“Emeğimiz ve onurumuz için, kölelik zincirlerimizi kırıyoruz!”
“Zaferimiz işçi sınıfı adına kazanım olacaktır!”
“Buz kırılmış, yol açılmıştır!”
“Ölmek var dönmek yok!”
“DİSK yüzünü işçilere dönmelidir!”
Karaca-Narin Triko’da direniş!
AKP de gitsin,
düzen de yıkılsın!
Demokrasi paketleri
kervan olup geliyor
Oy istiyorlar...
Seçim yılı ve devrimci sınıf çizgisi
Toprağın belediyeleştirilmesi
ve belediye sosyalizmi
V.İ.Lenin
Sömürgecilikle mücadele BM’nin değil ezilen halkların işidir!
NATO işgali Afganistan’da ölüm saçıyor
Dünyada işçi sınıfı ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor
Suriyeli kadınlar
bataklığa sürükleniyor!
Devrimci politika ve örgütlenme ilişkisi
Devrim Okulları’nın
son dersleri
Sömürü düzeninde “insan” olmak
ya da olamamak!
“AKP için sonun başlangıcı oldu!”
“Sınıf savaşımına hazırlık yapacağız!”
Greif işçisi emeği ve onuru için ‘İŞGAL’de...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Sınıf savaşımına hazırlık yapacağız!”


Haziran Direnişi’nde İzmir’de gözaltına alıp tutuklanan Soner İnanç ile Haziran Direnişi ve tutuklama süreci üzerine konuştuk...

- Haziran direnişini ardından gerçekleştirilen operasyonlarla tutuklandınız. 7 aydır Kırıklar F Tipi’nde bulunuyorsunuz. Tutuklanma sürecini aktarabilir misiniz?

- Haziran Direnişi ve sonraki süreçle ilgili genel hattıyla her şey uzun uzun yazıldı-çizildi. Aslında benim bahsetmek istediğim bir konu var. Keza biz bunu mahkemede savunmamızda uzun uzun vurgular yaptık. Milyonlarca insanın direnişe geçtiği bir süreçte neden sadece bizleri tutsak aldılar. Bunun tek cevabı da devrimci, sosyalist olduğumuz içindir. Ki, bunu iddianamenin arka sayfalarında çok açık belirtmişler. İzmir Emniyet Müdürü “biz tanıdığımız, siyasi geçmişi olanları aldık” demiştir. İddianamede de bu böyle geçmiştir. Bu yolla bizlerin üzerinden genel bir korku salmak istenmiştir. Bu tutuklama operasyonunda bir nokta daha vardır, o da, yüreklerimize korku salıp mücadeleden bizi koparmak istemişlerdir. Tabii ki bu hesapların en başta ters teptiğini gördüler.

- Devletin özel katliam ve baskıcı politikalarıyla hayata geçirdiği F tiplerinde kalıyorsunuz. Hapishane koşullarında nelerle karşılaştınız?

- İçeri girdiğimizde bizleri direk kamera süreciyle karşıladılar. Havalandırmalara kamera takma girişimleri başlamıştı. Biz de hemen sürece dahil olduk. Kararlar aldık diğer hücrelerdeki siyasetlerle beraber. Kamera takma anından başta belirlenen saatlerde sloganlarla kamera takılmasını protesto ettik. Tabii ki kameralar daha sonra takıldı. Bizde belirlediğimiz gibi kameraları kırarak cezaevi idaresine teslim ettik. Bundan dolayı idare tarafından 20 gün hücre cezası aldık. 15 gün sonra kameralar tekrar takılacak haberi geldi. Ve bu ikinci kamera takılmasında kameraları kırmamamız için demir kafesle korunacak şekilde takılacakmış. Biz bunu sloganlarımızla, onlar ise kafesle takarak kararlı olduklarını gösterdiler. Bu günlerde slogan attığımız için günde iki kez soruşturma kağıdı geçiyordu. Her bir soruşturma için 2 ay iletişim cezası veriyorlardı. Bu soruşturmalarda tahmin ettiğiniz gibi sloganların önünü kesmek içindi. Kararlı duruşumuz karşısında idare geri adım atarak soruşturmaları geri çekti. Ve ikinci kamera bu zaman içinde kafesle korunacak şekilde takıldı. O kamerayı da aynı gün teslim ettik. Cezaevindeki 7 aylık zaman böyle kavgalı şekilde geçti.

- F tiplerinde mücadeleniz sürerken, dışarıda da örgütlenen bir kamuoyu oluşturuldu. Bu mücadelenin içeriye yansıması nasıl oldu?

- İçeride tüm bunlar yaşanırken dışarıda hem de Cumartesi eylemleri, masa açmalar ve bir dizi mücadele yöntemiyle bizimle destek ve dayanışma eylemleri örgütlendi. Gezi Tutsak Aileleri bizi zindanlardan almak için çok emek harcadılar. Biz bu yapılanları duyduğumuzda, okuduğumuzda yerimizde duramıyorduk. Bunun sebebi ne diye sorsanız yanıtım şöyle olur: “Daha düne kadar bu mücadele için karşında olan ailen bugün eylemden eyleme, masadan masaya koşturuyor” derim. Bunu bile düşünmek bize ayrı bir gurur veriyordu.

- Bugün dışarıdasınız ve mücadele devam ediyor. Son olarak neler söylemek istersiniz?

- Az öncede belirttiğim gibi bu operasyonla bizleri mücadeleden alıkoymak istiyorlardı. Bu planlarının tutmayacağını gösterdik. Artık dışardayız, mücadeleye düne göre daha önde devam edeceğiz. Ve özlemini çektiğimiz sınıf savaşımına hazırlık yapacağız.

Kızıl Bayrak / İzmir


 
§