14 Şubat 2014
Sayi: KB 2014/07

Greif Direnişi, sınıf hareketinde eski ile
yeninin mücadelesidir!
Gelecek ve özgürlük mücadelesinde sonucu...
İşgalci Greif işçileri:
“Emeğimiz ve onurumuz için, kölelik zincirlerimizi kırıyoruz!”
“Zaferimiz işçi sınıfı adına kazanım olacaktır!”
“Buz kırılmış, yol açılmıştır!”
“Ölmek var dönmek yok!”
“DİSK yüzünü işçilere dönmelidir!”
Karaca-Narin Triko’da direniş!
AKP de gitsin,
düzen de yıkılsın!
Demokrasi paketleri
kervan olup geliyor
Oy istiyorlar...
Seçim yılı ve devrimci sınıf çizgisi
Toprağın belediyeleştirilmesi
ve belediye sosyalizmi
V.İ.Lenin
Sömürgecilikle mücadele BM’nin değil ezilen halkların işidir!
NATO işgali Afganistan’da ölüm saçıyor
Dünyada işçi sınıfı ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor
Suriyeli kadınlar
bataklığa sürükleniyor!
Devrimci politika ve örgütlenme ilişkisi
Devrim Okulları’nın
son dersleri
Sömürü düzeninde “insan” olmak
ya da olamamak!
“AKP için sonun başlangıcı oldu!”
“Sınıf savaşımına hazırlık yapacağız!”
Greif işçisi emeği ve onuru için ‘İŞGAL’de...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Karaca-Narin Triko’da direniş!

 

İstanbul Bayrampaşa Topçular’da bulunan Karaca Fabrikası’nda iki işçi, patronun sendikadan istifa etme baskıları karşısında geri adım atmayınca, işten çıkarıldılar. TEKSİF Sendikası’na üye işçiler Ramazan Turhal ve Yusuf Ceviz, işe geri alınma talebiyle fabrika kapısında direnişe başladılar.

Biri 6, diğeri 10 yıldır Karaca-Narin Triko’da çalışan iki işçi, yıllarca 12 saat ve üzerinde çalıştırıldıklarını, haklarının ödenmediğini, çalışma ve ücret koşullarının değiştirilmediğini ifade ettiler. Direnişçi işçiler, Fabrikadaki çalışma ve ücret koşullarının iyileştirilmesi için sendikaya üye olduklarını fakat patronun sendikayı tasfiye etmek için işçilere baskı uyguladığını, e-devlet şifrelerini alarak istifa ettirdiğini ve kabul etmeyenleri işten çıkardığını belirtti. İşe iade davası açıp kazanan işçilerin olduğu, fakat patronun üst mahkemeye itiraz da bulunduğu aktarıldı.

İşten atmaya kılıf ‘patrona hakaret’!

Karaca-Narin Triko patronunun işçilerin işten çıkarıldıktan sonra hiçbir haktan yararlanmaması için  İş Kanunu’nun 25/2 (Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri) maddesinden çıkarıldığına vurgu yapıldı.

İşçiler, sendikalı olduktan sonra işyerinde çalışma saatinin 12 saatten 8 saate düştüğünü, verilmeyen hakları için mücadele etmeye başladıklarını belirttiler.

İşçilerden Ramazan Turhal, geçmişe dönük haklarını talep ettiğini fakat verilmediğini, bu nedenle dava açtığını belirtti. Patronun, hem davayı geri çekmesi hem de istifa etmesi için baskıyı arttırdığını, son olarak “patrona hakaret ettiği ve iş huzurunu bozduğu” gerekçesiyle işten çıkarıldığını ifade etti. Yusuf Ceviz, sendikadan istifa etmesi için baskı uygulandığını fakat kabul etmediği için işten atıldığını belirtti. İşçilerin sendikadan atılmaları için bahaneler yaratıldığını, tüm işçiler üzerinde baskı olduğunu vurguladı.

İşçiler, işe geri dönene kadar fabrika önünde direnişçilerini sürdüreceklerini belirtiyorlar. Her gün kapı önünde sendika önlükleri ile bekleyişlerini sürdüren işçileri, direnişlerinin üçüncü gününde TEKSİF üyesi işçiler yalnız bırakmadı. İş çıkışı direnişçilerin yanına gelen sendika üyesi işçiler halaylar çektiler. İşçiler, fabrika kapısında bekleyen sivil polislerin olduğunu, müzik çalmalarına, nerde duracaklarına karışarak taciz ettiklerini belirttiler.

İşçi sömürüsüyle büyüyen Narin Grup

1993 yılında İstanbul’da kurulan Narin Grup; Çift Geyik Karaca, De Blasio, Nardi, İbrahim Güneş ve Narin markalarını bünyesinde bulunduruyor. Narin Grup, İstanbul Bayrampaşa’da 5000 metre kare kapalı alana sahip üretim tesisi bulunuyor. Ayrıca İngiltere, Almanya, Polonya, Belçika, Rusya, İsrail, İtalya ve Hollanda gibi birçok ülkeye ihraç ediyor.

 

 

 

 

Çalışandan vergi soygunu arttı!

 

Sermaye düzeninin vergi sistemi emekçilerin sefalet ücretlerini kırıntıya çevirmeye devam ediyor. Yeni vergi düzenlemeleriyle işçilerin ücretlerinden kesintiler artıyor.

Konuyla ilgili Türk-İş’in “İşçi ücretlerinin vergilendirilmesinde adalet istiyoruz” başlığıyla yayınladığı açıklamada mevcut vergi sistemi yüzünden gelir ve kazanç üzerinden toplanan verginin yaklaşık üçte ikisinin ücretliler tarafından ödenir hale geldiği belirtildi.

“Ticari ve serbest kazanç sahiplerinin önemli bir bölümü ise vergi mükellefi yapılamamıştır” denilen açıklamada düzenin ücretli çalışanların sırtından beslendiği vurgulandı. Vergi mükelleflerinin 3’te 2’lik paydasını oluşturan ücretlilerin vergi dilimleri nedeniyle aylık gelirlerinde ciddi erimeler oluşmaya başladığı, bu nedenle “sabit gelirli” ifadesinin yerini “azalan gelirli” ifadesinin aldığı ifade edildi. Türk-İş, örneğin aylık 2 bin 200 lira maaş alan bir ücretlinin artan oranlı vergi dilimi nedeniyle 225 lira ücret kaybına uğradığını hesapladı. Bu ücretlinin sene başında aldığı net ücreti yıl sonunda da alabilmesi için maaşına yüzde 16,7 zam yapılması gerekiyor.

Patron işçiyle eşit!

Türk-İş, 2006’dan bu yana uygulanan verginin sistemi nedeniyle asgari ücretlilerin ödediği vergi yüzde 20’ye çıktığına dikkat çekti. Türk-İş, ücretliler yönünden vergi adaletsizliğinin özellikle 2006’da yapılan vergi değişikliğiyle daha da arttığı belirtiliyor. Yapılan değişiklikle, ticari kazanç sahipleri vergisinde 5 puanlık iyileştirme yapılarak ilk vergi dilimi yüzde 15’e indirildi ve yüzde 25’lik dilim de 27’ye çıkarıldı. Türk-İş, “En büyük vergi ödeyicisi olan işçileri işverenlerle aynı oranlarda vergilendirmek haksızlıktır” dedi.

Türk-İş çözüm olarak “kazanç oranında vergi” önerisini sunsa da bunun yaşamda bir karşılığının olmadığı biliniyor. Zira sorun tek başına ne kadar vergi alındığı değil, vergilerin hangi sınıf için kullanıldığı ile ilgilidir. İşçi ve emekçilerin vergileriyle finanse edilen kamu kurum ve kuruluşlarının kapitalistlerin yağmasına açıldığı, sömürü düzeninin tüm kurumlarıyla kapitalistler için çalıştığı gerçeği karşısında işçi ve emekçilerin insanca yaşanabilecek koşullara ulaşmasının tek yolu devrimci sınıf kavgasını büyütmek oluyor.

 

 

 

 

Kaza değil cinayet!

 

Suriyeli iki işçi hayatını kaybetti

Konya merkeze bağlı Karatay ilçesi Kayacık Araplar Mahallesi’nde bulunan bir inşaatta çalışan üç Suriyeli işçi, barınacak yerleri olmadığı için inşaatın önünde bulunan kamyonun konteynerinde kaldılar. İşçiler ısınmak için kovada kömür yaktılar.

Sabah saatlerinde uyanan Mustafa Javver adlı işçi zehirlendiklerini fark ederek, diğer iş arkadaşlarına haber verdi. Hastanesiye kaldırılan işçilerden Muhammet Zervini ile Cesim El Musa hayatını kaybetti.

Dilovası’nda iş kazası

Gebze Dilovası’na bağlı Diliskelesi Mahallesi’nde meydana gelen iş kazasında Ş.A ve C.A isimli işçiler ağır yaralandılar. Çalıştıkları işyerinde dolum pompasının olduğu tanktan püsküren fenol isimli kimyasal madenini vücutlarına temas etmesi sonucu yaralanan işçilerin bu durumu denetimsizliğin, işçilerin yaşamlarında nasıl ağır sonuçlar yarattığını bir kez daha gösterdi.

 
§