7 Aralık 2007 Sayı: SİKB 2007/47(47)

  Kızıl Bayrak'tan
   Sermayenin asgari ücret oyunu başladı…
  Kürt sorununu ABD de, işbirlikçi sermaye devleti de çözemez!..
PKK’nin Kürt sorununa ilişkin yeni “çözüm anahtarı”!..
Telekom grevinin öğrettikleri....
Oylanan ve seçilen senin geleceğindir;
geleceğine ve Türk–İş’e sahip çık!- Yüksel Akkaya
TİB 2. Tersane İşçileri Kurultayı’na hazırlanıyor!
  Dine, gericiliğe ve simgelerine karşı
tutumumuz üzerine
  İşçi partisinin din karşısında tutumu
V. İ. Lenin
  Sosyalizm ve Din
V. İ. Lenin
  “Yalanlarınızı da alın gidin!”
  BMİS Genel Kurulu’na doğ
  Putin AKKA’yı askıya alan parlamento kararını onayladı…
  Dünyadan...
  “Çözüm Deklarasyonu” ya da “Demokratik Özerklik” mi, yoksa teslimiyet platformunun tekrarı mı? - M. Can Yüce
  Kasım ayında tüm yayın dönemimizin
en yüksek rakamları...
  Yeni bir mevzi: Kartal İşçi Kültür Evi Derneği açıldı
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

TİB 2. Tersane İşçileri Kurultayı’na hazırlanıyor!

“Bu gemi bir karatabut”

Tersane İşçileri Birliği’nin 9 Aralık’ta gerçekleştireceği kurultaya sayılı günler kaldı. Tersane işileri Birliği, çalışmalarını hızlandırarak kurultaya doğru adım adım yürüyor. Bir yandan, tersane işçilerine yönelik toplantılar, imza kampanyaları, seminer vb. araçlarla kitle çalışması gerçekleştirirken, diğer yandan bildiri, bülten ve afiş gibi araçlarla en geniş kesimlere kurultayın duyurusunu yapıyorlar.

2. Tersane İşçileri Kurultayı’nı sınıfın, emekçilerin ve ilerici, devrimci kamuoyunun gündemine taşımak için çalışmalar aralıksız devam ediyor. Tersane işçileri duyarlı basın emekçilerini kurultaylarına katılmaya ve tersane işçilerinin sesini duyurmaya çağırdıkları bir mektup yayınladılar...

Duyarlı basın emekçilerine...

12 GÜNDE 5 ÖLÜM!

     3 GÜNDE 2 ÖLÜM!

           15 YILDA 75 ÖLÜM!

                      6 AY SONRA DENİZDEN 

                               ÇIKARTILAN İNSANLAR!

                      PARÇALANAN BEDENLER!

           UZUVLARINI KAYBEDEN İNSANLAR!           

KAÇIRILAN CESETLER!

SÜREKLİ YAŞANAN CİNAYETLER!

 

Sizce burası neresi?!

Yaşanan, iç savaşta birbirlerine düşürülen Afrika ülkesi mi?

Irak mı, Afganistan mı, Filistin mi?

İç savaşta ölen bedenlerinin bir parçasını kaybeden Kamboçya mı?

Tüm bu yaşanan ölümler size nereyi çağrıştırıyor?

Bir fikriniz var mı?

Saydıklarımızın dışında bir yerlerde, yaşanabileceğini düşünebiliyor musunuz?

Tarih tüm bu yaşanan trajedileri kaydetti hafızamıza, hepsi daha dün gibi aklımızda.

O zaman, burası neresi?!

İsmini duymadığımız hiç haberimizin olmadığı bir yer.

Demek ki tarih, kaydetmedi bu trajediyi,

tarihin sayfaları yazmayacak bu yaşananları.

Gerçekten kimse duymadı mı?

Kimse hatırlamıyor mu, yaşanan katliamları.

Hayır! Hayır! Tarih tanıktır ki yaşadık bu katliamları,

öldük.

Hem de bir sabah evden çıkarken, akşam eve dönmek için hesap yaparken, bizdik ölen.

Kızım vardı, oğlum vardı, uyandırmadım onları geri dönecektim, ama olmadı

öldüm.

Kimse hatırlamıyor olamaz!

Kimse duymamış olamaz!

Öldüm.

Ya sabahtı, ya da akşam,

birileri duydu biliyorum.

Ama onları duyan oldu mu bunu hiç öğrenemedim.

Tüm bu katliamlar, dünya denizciliğinde 5. sırada olmakla övünen Tuzla Tersaneleri’nde yaşandı. Hem de alınabilecek üç kuruşluk iş güvenliği tedbirleri alınmadığı için. Bu havzada, her yıl insanlar hayatını kaybediyor. İşte dünya denizcilik sektöründe 5. olmakla övünen tersane patronları, bu övünç kaynaklarını köle gibi çalıştırdıkları biz tersane işçilerinin üzerinden sağlıyor.

Burada çalışan işçiler olarak, hiçbir sosyal güvencemiz yok. Sigortalarımız yatmıyor, ücretlerimizi alamıyoruz. İşte bu sektör böyle gelişiyor!

İstedik ki bir de biz yazalım bu sektörü, bir de bizden dinleyin.

Tuzla Tersaneler cehennemi sık sık iş cinayetlerinin yaşandığı, her türlü kuralsızlığın “kural” sayıldığı, tam bir sömürü cehennemi. 25 bin tersane işçisinin çalıştığı bu havzada, sayısı ikibine varan taşeronlarla sömürü daha da katmerleştirilmiş bulunuyor. Bir yandan sömürüyü artıran tersane patronları, diğer yandan da tersane işçilerinin örgütlenmesini, böylece biraraya gelmesini engellemiş oluyor.

Hal böyle olunca, biz tersane işçilerinin yaşadığı bunca soruna rağmen biraraya gelmesinin önü kesiliyor. Taşeronlar eliyle yaratılan mezhepçilik, hemşericilik vb. ayrımcılıklarla tersane işçilerinin hak arama mücadelesini engelleyen, bölen ve parçalayan bir işleve bürünüyor. Ücret, sigorta gibi haklarımız ortadan kaldırılıyor. İşini daha ucuza mal eden tersane patronu böylelikle işçilerin gözünde onlara yaşatılan bu cehennemin birinci dereceden sorumlusu değilmiş gibi gösteriliyor.

Tüm bu yaşanan sorunlara karşı, bundan üç yıl önce biraraya gelen tersane işçileri olarak 13 Şubat 2006 tarihinde 1. Tersane İşçileri Kurultayı’nı gerçekleştirdik.

Kurultayımız o dönem üst üstte yaşanan iş cinayetlerinin hemen sonrasına denk geldi. Birinci kurultayımızı “Servis hakkı istiyoruz!” şiarıyla örgütledik. Birinci kurultayımızda tersane işçilerinin mücadele taleplerini belirledik. Tersane işçilerini bu talepler etrafında toplayacak bir çatıya ihtiyaç vardı. Kurultayımızın en önemli kararlarından biri de Tuzla patronlarının örgütlülüğü olan GİSBİR’e karşı tersane işçilerinin birliğini yaratmaktı. Bu bakışla Tersane İşçileri Birligi Derneği’ni kurduk. O günden bugüne tersane işçileri olarak mücadelemizi TİB-DER çatısı altında yürütüyoruz.

Yaşanan bu sorunlar hala ağırlığını hissettirerek devam ediyor. Fakat düne göre verdiğimiz mücadelenin yarattığı etkiyle, özellikle ücret gaspları ve sigortasız çalışma sorununun çözümü yönünde ileri adımlar atmış, dişe diş bir mücadeleyle belli haklar kazanmış durumdayız. Halihazırda tersanelerde insanlık dışı çalışma koşulları devam ediyor, sömürü katmerleştikçe katmerleşiyor. İş cinayetleri artarak devam ediyor. Gerekli güvenlik önlemleri alınmadığı koşullarda bu ölümler de devam edecek. Bu sorunlar bitmedikçe, ölümler durmadıkça bizim mücadelemiz de güçlenerek devam edecek.

Tersane işçileri olarak, artık yaşadığımız bu kölece çalışma koşullarını sonlandırmak için adımlarımızı hızlandırmış bulunuyoruz. 1. Kurultayımız’da taleplerimizi belirlemiştik. Şimdi bu taleplerimizi dişe diş bir mücadeleyle kazanmak için 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nı gerçekleştireceğiz. Örgütlenmemizin önündeki sorunları tartışacağımız kurultayımıza destek olmanızı, biz tersane işçileriyle dayanışmanızı bekliyoruz.

9 Aralık 2007 tarihinde toplanacak kurultayımıza katılmanızı, biz tersane işçilerinin sesini duyurmanızı talep ediyoruz.  

Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!  

Tersane İşçileri Birliği


Yer: Pendik Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi

Adres: Batı Mahallesi, Gazipaşa Cad. No: 2 Pendik

TİB-DER İrtibat Tlf:  0 (532) 771 71 69

 

Tersanede kurultay çalışmaları sürüyor!

Tersane İşçileri 2. Kurultayı’na sayılı günler kala pratik faaliyetlerimizin temposunu yükseltmiş bulunuyoruz. Tersaneler ile çevresindeki semtlere yönelik bildiri ve afiş çalışmalarımız sürüyor. Bugüne kadar çıkardığımız üç değişik afişi Gebze bölgesinde yapmak istedik. Ancak afişlerimizi yaptıktan bir süre sonra Gebze polisi müdahale etti. Gebze’ye afiş yaptırmayacağını söyleyen polise karşı tutumumuz net oldu. Aynı engelleme aynı gün içerisinde Pendik polisinden de geldi. Sabah erken saatlerde Kaynarca’ya bildiri dağıtmak için yola çıktık. Üst geçitten işine giden yüzlerce işçiye bildiri dağıtarak kurultaya katılma çağrısı yaptık. Bir müddet sonra bölge yoğun polis ablukasına alındı. Polisler, uzun süren “soruşturmaların” ardından bir sorun olmadığını belirttiler. Kolluk güçlerinin amacı bölgede etki yaratan kurultay çalışmamızı baltalamaktı. Ancak faaliyetimiz kesintisiz sürmeye devam ediyor. 

Bu arada havzada da bildiri dağıtımları sürüyor. Temel geçiş noktalarında bildiri dağıtımından sonra tek tek tersane önlerinde de bildiri dağıtımlarını sürdüyoruz. Bugüne kadar Tuzla Gemi, Sedef, Dearsan, Anadol ve Selah tersanelerine dağıtım yaptık. Tek tek tersanelerde yapmış olduğumuz dağıtımlar işçi arkadaşların ilgisini çekerken, tersane patronlarını da rahatsız etti. Tersane güvenliği uzun süre etrafımızda dolaşmasına rağmen tek söz söyleme cesareti gösteremedi. Camilerde, çay ocaklarında, tersanelerde, kahvelerde binlerce bildiri dağıttık. Dağıtımlar sırasında yüzlerce işçiyle bire bir sohbet ederek kurultaya çağırdık.

Tersane işçilerinin sesi ROTA’nın yeni sayısının dağıtımları da sürüyor. ROTA’nın Aydıntepe İstasyonu’nda ajitasyon konuşmaları eşliğinde dağıtımını gerçekleştirdik. Bu dağıtım sırasında “Kölece çalışma koşullarına, iş cinayetlerine, sefalet ücretlerine karşı gücümüz birliğimizden gelir. Gücümüzü 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nda birleştirelim. Şimdi tersane patronlarının bize dayattığı örgütsüzlüğe karşı gücümüze güç katmanın zamanı” şeklinde ajitasyon konuşmaları yaptık. Dağıtımda işçilerin ROTA’ya ilgisi yoğun oldu. Ardından İçmeler İstasyonu’nda kurultaya çağrı bildirisini dağıttık. Yorgun, bitkin ve umudunu yitirmiş tersane işçilerine bildirileri vererek ortaçağ köleliğine karşı isyan ateşini harlamaya çağırdık.

23 Ağustos günü iş cinayetine kurban giden Güney Akarsu‘nun çalıştığı tersane olan  Selah Tersanesi’nin her köşesine kuşlama yaptık. Ardından bir dizi tersane önünde kuşlamalar yapıldı. Telaşa kapılan tersane patronları hemen tersane önlerini temizlettiler. Ancak her temizlemenin ardından bir kez daha kuşlama yapıyoruz. Ayrıca İçmeler, Aydıntepe ile tersaneler caddesini kuşlarla donattık.

Öğle araları işçilerin çay içtiği yerdeyiz!

Tersane işçileri öğle araları bir nebze olsun dinlenebilmek için gittikleri çay ocaklarında Tersane işçileri Birliği’nin çağrısıyla karşılaşıyorlar. Daha önce “İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınsın, ölümler durdurulsun!” konulu imza kampanyasıyla gittiğimiz tersane işçilerini şimdi de kurultaya çağrı konuşmalarının yanı sıra bildiri ya da bültenleri vererek kurultaya çağırıyoruz. Yaşamı köleleştirilmiş işçilere kurultayı anlatarak, sömürüye karşı isyan ateşini yayma çağrısı yapıyoruz. Birçok işçiden kurultaya katılma sözü alıyoruz.

Sadıkoğlu’ndan Nur İstanbul’a her tersanede Tersane İşçileri Birliği’nin bayrağı dalgalanıyor.

Bu arada tersane patronları ve taşeronların 2. Tersane İşçileri Kurultayı’na katılımı engellemek için çaba sarfettikleri aldığımız duyumlar arasında. Ayrıca Deniz Ticaret Gazetesi “2. Kurultaya hazırlanan Tersane İşçileri Birliği’nin arkasında PKK mı var?” gibi yalan haberleriyle kurultay çalışmamızı baltalamaya çalışıyor.

Bu da gösteriyor ki, kurultay çalışmamız sınırlarını da aşan bir etkiye sahip. Öyle anlaşılıyor ki, asalak tersane patronları saldırılarını son hafta daha da şiddetlendirecek. Tersane patronlarının telaş ve korkuya kapılmaları boşa değil. Zira Tersane İşçileri Birliği’nin önderliğinde tersane işçileri sınıf birliklerini sağlamlaştırıyor, eylemi gücünü harekete geçiriyor. Tersane patronları için tersaneleri cehenneme çevirmek tersane işçilerinin boyun borcudur. Tersane patronlarının korkularını büyütmeye devam edeceğiz.


TİB: Kurultaya katıl! Gücümüze güç kat!

Peşpeşe yaşanan iş cinayetleri, sigortasız çalışma, sayısı iki bine varan taşeronlar, düşük ücretler ve ücret gaspları gibi sorunlarımız burada saymakla bitmez. Bu sorunlar daha genel kalmış sorunlar gerçekten. Tuzla tersaneler cehenneminde hangi işçiyle karşılaşırsanız karşılaşın, size bu sorunların yanı sıra kendi çalıştığı alandan bir dizi sorun sayabilir. Tuvaletlerin yetersiz olması, tuvaletlerde muslukların akmaması, kimi yemekhanelerin damının akması, öğle dinlenme arası olan bir saatin yemek kuyruğunda geçmesi, kimi yemekhanelerde su içmek için 30-40 işçiye bir bardağın düşmesi vb. sorunları duyarsınız. Çünkü burası kuralsız sömürünün dizginlerinden boşaldığı bir yer. Tuzla Tersaneler cehennemi… 

Tersane patronları örgütü GİSBİR, tüm tersanelerde işçilere bu cehennemi yaşatırken, asalak tersane patronları memleketin en güzel yerlerinde, en güzel şeyleri giyerek, en güzel şeyleri yiyerek saltanat sürüyor. Gurbetten gelen ve Güzelyalı semtinde oturan gurbetçi işçiler, oturdukları yerlerden, çalıştıkları tersaneye servis olmadığı için her gün kilometrelerce yürüyerek giderken, bizim sırtımızdan zenginleşen patronlar iki adımlık yere son model arabalarıyla gidiyorlar. Eğlence merkezlerine, villalara, son model arabalara bizim üzerimizden çaldıklarıyla sahip oluyorlar. Bizim ücretlerimizi ve sigortalarımızı çalarak, iş güvenliği tedbirleri almayarak bunlara sahip oluyorlar. Saltanatlarında biz işçilerin kanı, canı bulunuyor. Onlar bu saltanatlarını sürdürebilmek için taşeron denilen keneleri kullanarak bizleri bölüp parçalayarak istediklerini yapabileceklerini sanıyorlar. Oysa emellerine ulaşamayacaklar. Bu cehennemde isyan ateşi yakılmıştır. Mücadele bütün hızı, coşkusu ve kararlılığıyla sürüyor.

İşte yaklaşık 2 yıl aradan sonra 2. bir kurultayı topluyoruz. İlk kurultayımızın kararlarının ısrarlı bir şekilde hayata geçmesi, havzada bu denli güç olmamızı sağlamış ve 2. Kurultayı toplama gücü vermişti. Şimdi 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nın öngünündeyiz. Amacımız tersane işçilerinin mevcut örgütsüzlüğünün nedenlerini sorgulamak ve bunları parçalayacak bir mücadele programının belirlenmesidir. Ve bu örgütsüzlük dağıtılırsa etki alanı dalga dalga her yeri saracaktır. Ve havzada hedeflenen bir grevin önü büyük bir rahatlıkla açılacaktır. Başta tersane işçileri olmak üzere bütün ilerici kamuoyunu, devrimcileri ve bugüne kadar Tersane İşçileri Birliği'nin mücadelesine kulaklarını tıkayan kimi meslek odaları ve sendikaları, konusu ve hedefleri itibariyle hayati bir önem taşıyan 2. Kurultay'a katılmaya ve kurultayda alınacak kararlar için tersanelerde ateşlenen mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz.

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Tersane İşçileri Birliği


Tersane işçilerinden çağrı: Haydi 9 Aralık’ta 2. Tersane İşçileri Kurultayı’na!

Mehmet- Anadolu Tersanesi: Adıyamanlı’yım. Anadolu Tersanesi’nde çalışıyorum. Kestirme, boya işi yapıyorum. Geçen gün Tersan Tersanesi’ne çalışmaya gittik, orada havuzu temizliyorduk. Tuvalete gittim, elimi yıkayacağım, sabun yok. Büyük bir kovaya sabun koymuşlar ama sabun yerine içi pislik dolu. Sanki biz hayvanız. Bir de tuvaletler de tuvalet değil. Pislikten geçilmiyor. İş güvenliği de yok zaten. Baktım olmuyor, ben de bir daha o tersaneye gitmedim. Ücretim normaldir. Yevmiyeli çalışıyorum. Günlük 30 YTL alıyorum. İşçiler biraraya toplanmalı bunun gibi sorunları çözmelidir.

İş güvenliği için, canımız için kurultaya bütün işçiler katılsın. Patronlar bizim sırtımızdan o kadar para kazanıyorlar. Artık yeter yani.


Mehmet- Anadolu Tersanesi: Anadolu Tersanesi’nde çalışıyorum. Montaj yardımcılığı yapıyorum. Daha gireli 2 gün dolmadan beni elektrik çarptı. Pensenin, kablonun ne olduğunu bilmeden veriyorlar açık açık insanların ellerine. Belli bir iş eğitimi vermiyorlar. Kablolar açık, iskeleler bir taraftan çürük. Düşen insanlar… Geçen Desan’da yangın çıktı, 4 işçi mahsur kaldı.

Bir-iki işçiyle çözülecek bir şey değil. Bugün bana ise yarın başka işçiye de olabilir. Bütün tersane işçileri bir gün işe gitmesinler, bakalım tersane patronları ne yapacak o zaman.

Ben bütün tersane işçilerinin kurultaya katılmalarını tavsiye ediyorum. Sorunlarımızın çözümü bu gibi büyük işçi toplantılarından sonra olur. Herkes katılsın.


Mesut-Anadolu Tersanesi: Adıyaman’ın Gölbaşı İlçesi’nden geliyorum. Anadolu Tersanesi’nde çalışıyorum. Montaj yardımcılığı yapıyorum. Ben yaklaşık 7 aydır çalışıyorum. Yaşamadığımız sorun kalmadı. Ölmek hariç her türlü kazayı geçirdim. 7 ayda toplam 37 gün sigortam yattı. O da iş değiştirdiğim için 1-2 gün yatırıyorlar, ondan sonrasını yatırmıyorlar. Yaptığımız iş ağır, bize sadece baret ve eldiven veriyorlar. Eldivenleri 15 günde bir veriyorlar. Halbuki verdikleri eldiveni sadece 1 gün kullanabiliyorsun. Eldivensiz çalışıyoruz, ellerimiz yağ oluyor. Ondan sonra da yağlı ellerle oksijen tüplerini açıyoruz. Halbuki yağlı ellerle dokunmak yasak bu tüplere. Ücretlerimiz 2 hafta, bazen 3 hafta geç veriliyor. Yarım yarım veriyorlar. Ben 7 aydır bir defa tam para aldım. O da 3 gün çalıştım o yüzden.  Birlik olmalıyız. Hep beraber bu sorunlara dur demeliyiz. Bu tersanelerde çok değil 5 bin işçi iş durdursa bu sorunlarımızın birçoğunu çözeriz. Bizler bir günlük yevmiyemizden feragat etsek ne olacak ki, 30 YTL yüzünden kimse aç kalmaz. Ama biz iş durdurmamızın karşılığında bütün sorunlarımızı çözeriz. İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmaması ve özellikle sigortaların yatırılmaması sorunlarının tartışılmasını istiyorum.Valla, elimden geldiğince en önde yer alacağım.


Ayhan Atmaca-Anadolu Tersanesi: Malatyalı’yım. Anadolu Tersanesi’nde çalışıyorum. Ben 6-7 aydır bu tersanelerde çalışıyorum. En büyük sorun iş güvenliğinin alınmaması. Şöyle bir bakarsak diğer yerlere, tersaneler çalışma koşulları açısından çok kötü. Sigortalar yatırılmıyor, ücretler ödenmiyor, iş güvenliği tedbirleri alınmıyor. İnsanı insan yerine koymuyorlar. İşçiler ailesini düşündüğü için işten atılmaktan korkuyorlar. Halbuki tersanelerde ölüm tehlikesi var. Bir güvencen olmadığı için de ailene senden sonra bakacak kimse yok. Bir de işçiler kendi aralarında bölünmüş o Urfalı’dır, bu Malatyalı’dır diye. Türk, Kürt ayrımı yapılıyor. Halbuki hepimiz kardeşiz. Ama bizim böyle bir dernekte tek ses olmamız lazım. Birlik olup, patronların karşısına bir kütle olarak çıkalım. Bunun için de kurultaya bütün tersane işçileri katılmalıdır.


Erdal-Torgem: Burası tersaneler, adı gibi herşeyi ters. Patronlar hiçbir işi dürüst yapmıyorlar. Ücret gaspları mı dersin, sigortanın yatırılmaması mı dersin. Burada uzun süre çalışan işçileri “gel sana iş verelim” diyerek hemen taşeron yapmaya kalkıyorlar. Bu yüzden tersanelerde iki binin üzerinde taşeron var. Taşeronun cebinde 5 kuruş para yok, sigortanı yatırmıyor, ücretini ödemiyor. Taşeronluk buradaki sorunların en büyük sebebi. Bu sorunlara karşı tersane işçileri tek bilek, tek yumruk olarak GİSBİR’in karşısına dikilmek zorundadır. 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nda tüm arkadaşlar toparlanmalıyız. Kurultayda bu sorunlarımızın hepsini tartışıp, bundan sonra ne yapılması gerekiyorsa biz işçiler olarak bir mücadele programı çizmeliyiz.


İsmail-RMK Tersanesi: Çalışma koşullarımız oldukça ağır. Durmadan eziliyoruz. Hakkımızı doğru dürüst alamıyoruz. Ücretlerimizi alamıyoruz. Sigortalarımız doğru dürüst yatmıyor. Düşük prim üzerinden yatıyor. Bunlara karşı işçilerin birleşmesi gerek. Bütün işçi arkadaşların hakkı şu anda yeniliyor. Hakkımızı yedirmememiz gerekiyor. Onun için hepimiz bir araya toplanıp hakkımızı aramamız gerekiyor. Bütün işçi arkadaşlarımı 2. Tersane İşçileri Kurultayı’na çağırıyorum. Hepimiz beraber olduktan sonra hiç kimse bizim hakkımızı yiyemez. Herkesin kurultaya katılması gerekiyor.


İsa-RMK Tersanesi:  Birçok arkadaşın sigortası yatmıyor. Bunun nedeni de yazık ki biziz. Bazı işçi arkadaşlar 35 YTL alacağına 40 YTL’ye taşeronla anlaşarak sigortadan vazgeçiyor. 5 YTL için kendi hayatıyla oynuyor. Bunun nedeni de biziz yani bizim pasifliğimiz. Bizim de bunlara bir şey söylememiz gerekiyor. Dernekle beraber tabii. Yani havzadaki bütün işçi arkadaşların sigortasıyla oynamış oluyorlar aslında. Taşeronlar da zaten bu durumu fırsat biliyor. Taşeron 5 YTL daha fazla vererek 18 YTL ile 30 YTL’den kurtulmuş oluyor. Mevcut bu durum yazık ki işçinin isteğiyle oluyor. Bunları da kurultayda konuşmamız lazım. İşçi arkadaşlara da bunları iyice anlatmamız lazım 9 Aralık’ta...  

 

Rahime Henden: “2. Kurultayı’nızı sonuna kadar destekliyorum!

Tersanelerde yaşadığımız sorunlar, dünyadaki sorunlardan bağımsız değil. Birbiriyle mutlaka bir ilintisi var. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla başlayan süreç dünyada birçok şeyin değişmesine neden oldu. Dünya tek kutuplu hale gelince dünyanın jandarmalığına soyunan ABD Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi. Türkiye bu savaşta ABD’nin yanında yer alarak kardeş halklara düşmanlık gösterdi. Bunu gerçekleştirirken içerde de işçi sınıfına pervasız bir şekilde saldırdı. İşçi sınıfının bütün hakları adım adım tırpanlandı.

Bu sömürü alanlarının başında tersaneler gelmektedir. Tersanelerdeki hak gaspları, ücret gaspları, taşeronlaştırma, sigortasızlık gibi hak gaspları özelleştirme saldırısının geldiği aşamayı gösteriyor. Tersanelerde yaşananlar patronlar tarafından “kaza” diye adlandırılıyor. Oysa düpedüz iş cinayetidir. Her türlü korumadan, her türlü sosyal haktan yoksun bir biçimde insanlar resmen kurban veriliyor. İnsanlar iş cinayetlerine kurban gidiyor, buna göz yummak kesinlikle mümkün değil. Bu nedenle örgütlenmek büyük bir önem taşıyor. İşçilerin mücadele tarihi göstermiştir ki işçiler birlik olduğunda burjuvaziden birçok hakkı almışlardır. Örgütlenmeyi ön plana çıkaran tersane işçileri 2. Kurultayı’nı sonuna kadar destekliyorum. Tüm kamuoyunun da desteklemesi bir zorunluluktur.


Yüksel Akkaya: “Kurultay’ın size yol göstermesi dileğiyle...”

Sevgili emekçi dostlar,

Hayatınızı sürdürmek için muhtaç olduğunuz geliri elde etmek için emek piyasalarının en kötü halkasında çalışırken, yaşamınızı da tehlikeye attığınızı, her gün işe değil de ölüme gidip geldiğinizi biliyorum. Bu yaşam tarzına, bu çalışma koşullarına karşı yürüttüğünüz mücadelenin bir parçası olan Kurultay’ın size yol göstermesi dileği ile selam ve sevgilerimi iletiyorum.


Volkan Yaraşır’dan Kurultay’a destek...

“Bu daha başlangıç, yapılacak çok şey var...”

Tersane işçilerinin 2. Kurultayı; birlik, mücadele ve dayanışmanın adıdır. Cehennem gibi çalışma koşullarına karşı tersane işçilerinin ayağa kalkışıdır. Kurultay, tersane işçilerinin yüreğinin sesi ve öfkeli yumruğu olacaktır. Her şey daha yeni başlıyor. Bundan sonra sıkılı yumruklar ve öfkeli yürekler konuşacak…