7 Aralık 2007 Sayı: SİKB 2007/47(47)

  Kızıl Bayrak'tan
   Sermayenin asgari ücret oyunu başladı…
  Kürt sorununu ABD de, işbirlikçi sermaye devleti de çözemez!..
PKK’nin Kürt sorununa ilişkin yeni “çözüm anahtarı”!..
Telekom grevinin öğrettikleri....
Oylanan ve seçilen senin geleceğindir;
geleceğine ve Türk–İş’e sahip çık!- Yüksel Akkaya
TİB 2. Tersane İşçileri Kurultayı’na hazırlanıyor!
  Dine, gericiliğe ve simgelerine karşı
tutumumuz üzerine
  İşçi partisinin din karşısında tutumu
V. İ. Lenin
  Sosyalizm ve Din
V. İ. Lenin
  “Yalanlarınızı da alın gidin!”
  BMİS Genel Kurulu’na doğ
  Putin AKKA’yı askıya alan parlamento kararını onayladı…
  Dünyadan...
  “Çözüm Deklarasyonu” ya da “Demokratik Özerklik” mi, yoksa teslimiyet platformunun tekrarı mı? - M. Can Yüce
  Kasım ayında tüm yayın dönemimizin
en yüksek rakamları...
  Yeni bir mevzi: Kartal İşçi Kültür Evi Derneği açıldı
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Telekom grevinin öğrettikleri...

Grev, işçi sınıfının okulu ve en etkili silahıdır!

16 Ekim’de başlayan Telekom grevi 45 gün sürdü. Grev 30 Kasım gecesi tarafların ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da katıldığı bir toplantıda anlaşmayla sona erdi. Anlaşma sonrası sermaye hükümeti ile Telekom patronunun yaptığı “herkes kazandı, kaybeden yok” yönlü açıklamaları ve Türk-İş ile Haber-İş bürokratlarının hükümet ve patron temsilcileriyle sarmaş dolaş halleri düşündürücü olsa da ücretlerde, esnek çalışma dayatmasında ve bazı sosyal yardımlarda bir takım hakların korunduğu görülüyor.

Halihazırda anlaşma maddelerinin tümü kamuoyuna yansımış değil. Henüz sendika bürokratları dışında kimse anlaşma maddelerinin kapsamını bilmiyor. Bir takım haklar karşılığında tavizler verildi mi, verildiyse hangi düzeyde verildi vb. konularda bir netlik bulunmuyor.

Tüm bu “bilinmezliklere” rağmen Telekom grevinin kazanımlarının hem genel anlamda sınıf hareketi açısından, hem de özelinde grevci işçiler nezdinde ortaya çıkardığı sonuçlar var. Sınıf ve kitle hareketi açısından bu sonuçlar, Telekom işçisinin kısmi kazanımlarından çok daha önemli ve iz bırakıcı niteliktedir.

Herşeyden önemlisi, uzun yıllardır gelişemeyen, üzerindeki ölü toprağını atamayan sınıf hareketi THY’nin ardından Telekom greviyle fazlasıyla soluk aldı. Devletin, sermaye hükümetinin, medyanın ve patronların elbirliğiyle yürüttüğü tüm karalama ve çarpıtmaya, baskı ve tehdide rağmen grevci işçiler kararlılıkla direnerek uzun bir dönemdir unutturulmaya çalışılan grevin nasıl etkili bir silah olduğunu tüm topluma yeniden hatırlattı. Telekom işçilerinin kararlı direnişi sayesinde grev, geniş işçi ve emekçi kesimler nezdinde belli bir sempati ve ilgiye de konu oldu. Hak almanın ve kazanmanın yolunu geniş emekçi kesimlere bir kez daha gösterdi.

Özellikle Seka işçilerinin militan direnişinin ardından sürecin kayıpla sonuçlanması nedeniyle grev silahına duyulan güven reformist-liberal küçük-burjuva kesimler ile ilerici, öncü bazı unsurlar nezdinde zedelenmişti. “Seka işçisi direndi de ne oldu?” gibi bir anlayış bu umutsuz kesimlere hakim olmuştu. Sınıf hareketinin bir daha ayağa kalkamayacağına inanılmış, hatta işçi sınıfının varlığı ve misyonu tartışılır hale gelmişti.

İşçi sınıfının tarihsel misyonuna, gücüne ve sınıfa duyulan bu güvensizlik tablosu Telekom greviyle parçalanmış oldu. İşçi sınıfı kararlılıkla direndiğinde, birbirine kenetlendiğinde, örgütlü gücünü kullandığında, sınıf dayanışmasını sergilediğinde, hak alıcı yöntemlere başvurduğunda nasıl haklarını kazandığını, sermayeye geri adım attırdığını, devrimci bir sınıf olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Üstelik Telekom içerisinde gericiliğin etkisinde kalmış işçilerin belli bir ağırlığına rağmen tablo böyle olmuştur. Dahası sendikal bürokrasiden bağımsız bir taban örgütlülüğünün, grev komitesinin vb. taban inisiyatifinin eksikliğine rağmen Telekom işçileri grevlerine sahip çıkmıştır.

Grevin sınıf hareketine yansıyan genel olumlu etkisinin yanısıra işçiler üzerindeki öğreticiliği ve eğiticiliği bir kez daha açığa çıkmıştır. İşçiler grev süresince sermaye iktidarının gerçek yüzünü görmüş, burjuva medyanın misyonunu yaşayarak öğrenmiş, kolluk güçlerinin aslında sömürücü asalakların düzenini korumakla görevli olduklarını anlamışlardır.

Kolluk güçlerinin tüm saldırılarına rağmen Telekom işçileri grev kırıcılara prim vermemiş, taşeron eliyle yapılmak istenen arıza-onarım, bakım-tamir vb. girişimler bizzat Telekom işçilerinin militan tutumuna çarpmıştır. İşçiler bu gibi durumlarda hızla birbiriyle iletişime geçerek ve biraraya gelerek grev kırıcılara hadlerini bildirmişlerdir.

Uzun yıllardır greve çıkmayan, militan mücadele yöntemleri kullanmayan Telekom işçileri, kendilerinin ifadesiyle, “kafalarını kumdan çıkarmış”lardır. İşçilerin sınıf kimliği ve bilinci gelişmiş, grev süreci işçilere birçok açıdan anlamlı deneyimler kazandırmıştır.

Grevin ilk sürecinde deneyimsizliğin verdiği bir takım eksiklikler son günlere doğru giderilmeye çalışılmıştır. Mesela Telekom işçilerinin grevin ilk başlarında diğer toplumsal kesimlerin sorunlarına gösterdikleri ilgisizlik, diğer işçi direnişleriyle dayanışmada sergilenen zayıflık, grevin sesini kamuoyuna duyurmak için sistemli ve sürekli pratik çaba sergilemedeki eksiklik vb. grevin ilerleyen süreçlerinde kırılmaya başlamıştır. Kimi öncü işçiler nezdinde taban örgütlülüğünün eksikliği grev süresince hissedilmiş, buna özel vurgular yapılmıştır. Yine kimi yerlerde işçiler değişik bölgelerde bulunan Telekom işletmelerinde greve çıkan işçilerle koordineli hareket etmek amacıyla komisyon tipi girişimlerde bulunmuşlardır.

Özetle Telekom grevi işçilerde bir uyanış sağlamış, sınıf bilinci aşılamıştır.

Telekom grevi genel olarak sınıf hareketine bir soluk olmuş, bir kıvılcım çakmıştır. Daha özel olarak da grev süreci Telekom işçisini geliştirmiş, deneyim kazandırmış, anlamlı bir okul olmuştur.

Telekom grevi birçok açıdan irdelenmeyi ve deneyimler çıkarmayı hakediyor. Daha da önemlisi öncülere bir takım görevler yüklüyor. Zira Telekom grevinin yaktığı kıvılcımı büyütmek, deneyimlerini diğer sınıf bölüklerine taşımak, eksikliklerinden dersler çıkararak mücadeleyi yaygınlaştırmak, sınıf hareketinin önünü açmak görevi öncü işçileri, sınıf devrimcilerini, ilerici sendikacıları bekliyor.


Telekom grevi sona erdi...

“Baca tütüyor, mücadele sürecek!”

16 Ekim günü sabah saatlerinde başlayan ve Türk Haber-İş üyesi 25.680 Telekom işçisini kapsayan grev 28 Kasım gecesi Türk Telekom Yönetimi ve Haber-İş Sendikası yetkililerinin gerçekleştirdiği görüşmenin ardından sona erdi. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da katıldığı görüşme sonrası gece 00:30’da anlaşma sağlandığı duyuruldu.

Telekom işçilerinin 81 ilde devam eden grevi halaylarla sona erdi. Sabah saat 08.00 civarında İstanbul Avrupa Yakası Gayrettepe Telekom Müdürlüğü önünde toplanan işçiler “Direnen işçiler kazanacak!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazandık!”, “İş, ekmek, özgürlük!” sloganlarını attılar.

Müdürlük önünde işçi arkadaşlarına seslenen Gayrettepe Telekom İşyeri Baştemsilcisi Yener Ünal, işçilerin 44 gün boyunca gösterdikleri direnişle sendikal haklarını koruduklarını söyleyerek mücadelenin bundan sonra da süreceğine dair söz verdi. Ünal, grev çadırında yanan sobayı göstererek, “Arkadaşlar bu baca tütmeye devam ediyor. Asıl mücadele bundan sonra olacak. Birimize yapılmış bir hareket hepimize yapılmış sayılır. Grev, Türkiye işçi sınıfının kazanımıdır” dedi. İşçiler grev halayıyla işbaşı yaptılar.

İlk yıl için %10 ücret artışı, ikinci yıl için %6,5 artı enflasyon oranında zam yapılması karara bağlandı. Sendikanın toplu sözleşme sürecinde olmazsa olmaz talebi ise işverenin sendikasızlaştırma saldırısını hayata geçirmek için yaptığı dayatmaya karşıydı. Kapsam dışı personelle olan ücret dengesizliğinin giderilmesi, 2008 yılının Mart ayına kadar gerçekleştirilecek. Denkleştirme için toplam 30 milyon YTL’lik kaynak aktarılacak. Telekom işçilerinin hafta sonu işverenin istediği saatte mesaiye çağrılma uygulaması ise anlaşmayla vardiyalı hale getirildi. Telekom işçileri grevde geçen süre için ise bir defalık olmak üzere 200 YTL alacaklar. Hukuksuz bir şekilde iş akitleri feshedilen işçiler ile tutuklanan işçiler de işlerinin başına dönebilecekler.

Sonuçları tam olarak açıklanmayan toplu sözleşmede ilk duyumlar, sendikanın greve gitmesinde etkisi olan temel maddelerin korunduğu yönünde.

Kızıl Bayrak/İstanbul