31 Ağustos 2007 Sayı: 2007/34(34)

  Kızıl Bayrak'tan
   İşçi sınıfı saldırıları meşru-militan
mücadeleyle karşılamalıdır!
  Gül Cumhurbaşkanı oldu, düzenin krizi sürüyor...
Hak ve özgürlükler sınıf
mücadelesiyle kazanılabilir!
Grev hakkı sermaye medyasının
hedef tahtasında!
Liberal sol için bir pusula ya da islami
demokratik faşizmin işçi sınıfı ile imtihanı / II
Yüksel Akkaya
Toplu görüşme oyununda sona gelindi...
  Siyonizm destekçilerinin ikiyüzlülüğü!
  Sermayenin saldırılarına karşı taban inisiyatifini geliştirelim...
  Seçimler ve yeni dönem/3
Dinsel gericiliğin güçlenmesinde dış etkenler
  Anayasa değişikliğinin perde arkası
  Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu’yla iş cinayetleri üzerine konuştuk…
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Texim işçileri mücadeleyi yükseltiyor!
  Tarım işçilerinin sömürü ve baskıya karşı
örgütlenmekten başka yolu yok!
  4. Mamak Kültür-Sanat Festivali başarıyla gerçekleşti!
  Gerçek barış, sosyalizm uğruna
savaşılarak kazanılır!
  Kürdistan’da AKP’nin oyları
neden yükselişte?
M. Can Yüce
  İdeolojik ve ekonomik zorun konsantrasyonu: Özelleştirmeler
Volkan Yaraşır
  Dünyadan...
  Bir-Kar Gençliği temsilcisi ile konuştuk...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Texim işçileri mücadeleyi yükseltiyor!

Merter’de kurulu bulunan, 13 ülkeye ihracat yapan, dikimhane, ütü-paket, modelhane ve kesimhane bölümleri olan Texim Tekstil Fabrikası’nda 400 işçi çalışıyor. Birkaç sokak ötede ise 200 işçinin çalıştığı Texim Triko işletmesi var. Texim’de gecikmeli de olsa her yıl bir kez zam yapılıyordu. Ancak patron 1 yıldan fazla bir zamandır zam yapmadığı gibi bu yıl da 8. aya kadar konuyla ilgili hiçbir açıklamada bulunmadı. İşçilerin zamla ilgili görüşme talebinde bulunması üzerine müdür işçileri yemekhaneye topladı ve sektörün yaşadığı kriz nedeniyle “Euro 2 YTL’nin üzerine çıkana kadar zam yapmayacağım” dedi.

Eksik yatırılan sigortalardan patronların kötü davranışlarına kadar birçok sorunun yaşandığı Texim Fabrikası’nda ücretlere zam yapılmaması üzerine 17 Ağustos günü işçiler zorunlu mesaiye kalmadılar. O günden beri zorunlu mesaiye kalmama eylemini sürdürdüler.

Küçükçekmece İşçi Platformu olarak, kölece çalışma koşullarının dayatıldığı Texim işçileriyle röportaj yaptık. Röportajın Kızıl Bayrak gazetesinde yayınlanmasının ardından haberi ve röportajı fotokopi ile çoğaltan işçiler akadaşlarına ulaştırdılar.

Karşısında kararlı işçileri gören Texim patronu işçilere gözdağı vermek için 12 öncü işçiyi (birisi raporlu olduğu halde) işten çıkarttı. İçerideki kararlılığı kırmaya çalıştı. Çay saatlerinde çay, mesailere kalmayan işçilere ise servis verilmemeye başlandı.

Küçükçekmece İşçi Platformu olarak işçilerle yaptığımız toplantıda, bu sorunların sadece Texim’de değil tekstildeki tüm fabrikalarda yaşandığını vurguladık. Saldırıların ancak işçilerin birleşik mücadelesiyle püskürtülebileceğini söyledik. İşçiler de, bugüne kadar sorunlar karşısında ses çıkarmadıklarını, her geçen gün sömürünün daha da fazla artarak yaşamlarını çekilmez hale getirdiğini ifade ettiler. “Başka fabrikalarda da aynı sorunları yaşayacağımızı gördük” dediler. Bu yüzden haklarını alıncaya kadar mücadele edeceklerini, kaybedecekleri bir şeyleri olmadığını belirttiler.

Toplantıda yasal-hukuki sürecin başlatılmasının yanısıra fabrikada yaşanan sorunları ve talepleri içeren bir bildiri çıkartmaya karar verdik. Bildirinin dağıtılmasının ardından değerlendirmek üzere aynı günün akşamı bir toplantı daha yapmaya karar verdik.

“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”

24 Ağustos günü öğle tatilinde, işten atılan işçilerle dayanışma çağrısı yapan bildirileri Texim işçilerine ulaştırdık. Dağıtım sırasında işçilerin yoğun ilgisi ile karşılaştık. Bundan rahatsız olan Texim patronu, kolluk güçlerini çağırarak dağıtımı engellemeye çalıştı. Kolluk güçleri kararlı tutumumuz karşısında Texim yetkilisine bir şey yapamayacaklarını söylediler. Bizler de işçilerle sohbet ederek, öğle tatili bitene kadar dağıtımımızı sürdürdük.

Akşam çıkışta mesaiye kalmama eylemine katılan ve işten atılan işçilerle birlikte toplam 70 işçiyle toplantı yaptık. Önce bildiri üzerine bir değerlendirme yaptık. Tek tek işçiler fikirlerini belirttiler. Patronun baskıcı ve insanca yaşam koşullarından uzak bir çalışma ortamı dayattığını ve bu kötü koşullarda çalışmamak için ne gerekiyorsa yapacaklarını söylediler. Bizler de Texim işçilerinin bu mücadelelerinin meşru olduğunu, platform olarak Texim işçilerinin yanında olduğumuzu ve her türlü desteği vereceğimizi vurguladık.

Ayrıca Texim patronuna köle olmadığımızı, işçi olduğumuzu göstermemiz gerektiğini, buradaki hak arama mücadelesinin tüm fabrikaları da etkileyebileceğini belirttik.

Toplantı sırasında işçiler o hafta izinde olup 27 Ağustos günü işbaşı yapacak olan 15 işçinin de çıkışının verildiğini söylediler. Toplantı sonunda aşağıdaki kararları aldık:

* 27 Ağustos günü öğle tatilinde, çalışanların da katılabileceği bir basın açıklaması gerçekleştirerek, Texim’de yaşanan sorunların ve işçilerin dayanışmasının kamuoyuna duyurulması.

* İçerideki arkadaşların zorunlu mesailere kalmama eylemlerini sürdürmeleri.

* İşyeri komitesi oluşturarak her türlü saldırının daha örgütlü bir tarzda karşılanması.

Ayrıca KİP olarak, süreç boyunca iş yavaşlatma, yemek boykotu vb. eylemleri önerdik. Bildiri ve afiş gibi önerileri daha sonraki toplantıda netleştirmek üzere toplantıyı sonlandırdık.

“Köle değil işçiyiz, birleşince güçlüyüz!”

27 Ağustos sabahı basın açıklamasından önce işten atılan arkadaşlarla biraraya geldik. Yaptığımız değerlendirmede, işten çıkarılması kararı alınan izindeki 15 işçinin sabah çıkarılmadığını ve işbaşı yaptıklarını öğrendik.

Texim işçilerinin taleplerini içeren dövizler ve “Köle değil işçiyiz, birleşince güçlüyüz!/Texim işçileri” imzalı pankartı açarak eylemi fabrika önünde alkışlarla başlattık. “Texim işçisi yalnız değildir!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları ile basın açıklamasına başladık. Texim’in sektördeki konumundan dolayı basının yoğun ilgisi ile karşılaştık. Açıklamada öncelikle Texim patronunun yasadışı uygulamaları teşhir edildi.

Açıklamanın sonuna yetişen Texim patronu can havliyle “Ben fabrikanın sahibiyim” diyerek kendisini basının önüne attı. “Burada işçilere haklarını veriyoruz. Benim işçilerimin hiçbir sorunu yoktur” dedi. Bunun üzerine işçiler sigorta primlerinin yatmadığını, zam istedikleri için işten atıldıklarını söylediler. Texim patronu sorulara cevap veremeyerek, “işçilerimi kışkırtanlar var, ben zam verecektim” dedi. Atılan ve basın metnini okuyan işçi arkadaşa dönerek “seninle konuşmadık mı?” dedi. Atılan arkadaş ise “evet zam için konuşmaya geldiğimde beni odadan attınız ya!” dedi. Bunun üzerine iyice yüzsüzleşen ve ne yapacağını şaşıran Texim patronu “olur böyle şeyler” dedi.

Bu sırada işçiler kararlı ve coşkulu bir şekilde “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganını attı. Biz dağılırken Texim patronu Haldun Boz “ben de basın açıklaması yapacağım” diyerek basını içeri davet etti.

Atılan arkadaşlarla öğle yemeğine çıkacak işçi arkadaşları beklemeye başladık. Arkadaşlar büyük bir heyecanla yanımıza geldiler. 60 kadar işçiyle bir değerlendirme toplantısı yaptık. KİP olarak söz aldık; Merter’de uzun zamandır böyle bir eylemin olmadığını, şimdi daha fazla kenetlenmemiz gerektiğini ifade ettik. İçerideki arkadaşlara daha çok görevin düştüğünü, sürecin işyeri komitesi oluşturularak iş çıkışlarında alkışlı protesto, yemek boykotu, iş yavaşlatma eylemi ile devam ettirilmesi gerektiğini söyledik. Yanısıra yasadışı uygulamaları teşhir eden ve Texim işçilerinin kararlılığını anlatan bildiri ve afişlerle bölgedeki tekstil işçilerine çağrı yapma kararı aldık. Bu çalışmaların maddi yönünü karşılamak için ortak bir bütçe oluşturmaya karar verdik. Değerlendirme konuşması ilgiyle dinlendi. Arkadaşlar da düşüncelerini belirttiler. Ardından afiş ve bildiri için bütçe oluşturuldu.

Texim patronu işçilerin birlik olması ve ortak hareket etmesi sonucu köşeye sıkışmıştır ve korkmaktadır. Texim işçileri birlik oldukları koşullarda patronun ne kadar aciz olduğunu görmüşlerdir. Ayrıca Texim işçisi Merter’de kurulu bulunan ve Texim’le aynı koşullarda çalışan binlerce tekstil işçisinin talebini haykırarak, onların da sesi soluğu olmuştur.

Küçükçekmece İşçi Platformu


Eylemde okunan basın açıklaması metninden...

“Haklarımıza sahip çıkmak konusunda kararlıyız”

Bizler Texim Fabrikası’nda çalışan 400 işçiyiz. Çoğumuz bu fabrikada çalışan 2-3 yıllık işçiyiz. Texim patronu bizleri yıllardır keyfi ve hukuksuz bir biçimde çalıştırıyor.

Bu keyfi ve hukuksuz uygulamaları şöyle sıralayabiliriz:

* Sigortalarımız 6 ayda 10’ar gün olarak yatırılıyor,

* Asgari ücrete yani sefalet ücretine çalıştırılıyoruz,

* Bordrolarımız verilmiyor,

* Zorunlu mesailere bırakılıyoruz. Kimi zaman sabahlara kadar çalıştırılıyoruz. Mesai ücretleri sabahlamalar için %75 olması gerekirken %50, Pazar günleri için ise %100 olması gerekirken %75 olarak hesaplanıyor,

* Servis geç geldiği koşullarda bizim ücretlerimizden kesinti yapılıyor,

* Şeflerin ve müdürlerin sürekli küfür ve hakaretlerine maruz kalıyoruz. Şefler ve müdürler ağza alınmayacak küfürler savuruyorlar,

* Yoğun ve kötü koşullarda çalıştırılmamızdan dolayı hastalanan arkadaşlarımız fenalaşıp çalışamayacak halde olduklarında bile çalıştırılıyorlar,

* Hasta olduğumuz durumlarda bile doktor rapor vermiyor,

* Sabahlamalarda sürekli kahvaltı veriliyor.

Yukarıda belirttiğimiz ve örneklerini verdiğimiz gibi Texim patronu, biz işçileri keyfi, hukuksuz ve hiçbir kural tanımadan köle olarak çalıştırmak istiyor. Bu uygulamalara artık tahammül edemiyoruz/etmeyeceğiz. Bu uygulamalara karşı sesimizi yükselttiğimiz için Texim patronunun işten atma saldırına maruz kaldık. İlk olarak 22 Ağustos günü 11 işçi arkadaşımız işten atıldı. Üstelik bir işçi raporlu olduğu halde atıldı. İşten atma saldırısı yine devam ediyor. (...)

Texim patronu bu saldırı ve baskılarla bizi yıldırmaya, birlik ve beraberliğimizi engellemeye çalışıyor. Ama artık biz haklarımıza sahip çıkmak konusunda kararlıyız.

Texim patronu bir taraftan “zor durumdayız, daralmaya gitmemiz zorunlu” diyor. Ama diğer taraftan da 200 işçinin çalışabileceği yeni bir triko bölümünü üretime açıyor. Demek ki Texim patronunun derdi başka. O kendisi için köle olarak çalışacak işçiler arıyor. Ama bizler bu köleliği kabul etmeyeceğiz. Bizlerin sırtından ve alınterimizden çalan, servetine servet katan Texim patronuna artık dur diyoruz. (...)

Texim İşçileri