20 Nisan 2007 Sayı: 2007/15(15)

  Kızıl Bayrak'tan
   İşçi sınıfı ve emekçilerin safı sermaye düzeninin tam karşısıdır!
  ABD’nin yeni Özal olma yolunda ilerleyen Erdoğan karşısında, ipleri Pentagon’un elinde bulunan ordu çaresiz!..
14 Nisan’da Ankara kırmızı-beyazdı...
1 Mayıs’ta Taksim kızıl olacak!
İstanbul’da 1 Mayıs çalışmaları...
İzmir’de 1 Mayıs çalışmalarından...
 1 Mayıs çalışmalarına polis terörü
  Bu coğrafyada yaşlı-genç demeden
Kürt öldürmek suç değil!
  Tahkim edilen 12 Eylül hukukuyla
ordu fiilen de yönetimde!
  Bağımsızlık ve egemenlik
sosyalizmle mümkündür!
A. Aydın
  Sınıf ve emekçi hareketinden...
  Yapı-Yol Sen’den iş yavaşlatma eylemleri... ...
  NATO: Bir saldırı, savaş ve iç savaş örgütü/2 - H. Fırat
  Hatice Yürekli yoldaş ölümsüzdür!
  Özgür bir gelecek için
1 Mayıs’ta alanlara!
  “GATS ve AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye?” Sempozyumu başarıyla gerçekleştirildi!
  Gençlik hareketinden...
  1 Mayıs’ta Taksim’e giderken:
İki miting, bir yorum - Yüksel Akkaya
  DİSK/Dev Sağlık-İş Sendikası Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ile 1 Mayıs üzerine konuştuk…
  Türk- İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm’le
1 Mayıs üzerine konuştuk...
  Lübnan’da iç savaş kışkırtıcıları işbaşında!
  Dünyadan...
  Filipinler Komünist Partisi’nin kurucusu Prof. Jose Maria Sison ile konuştuk...
  Saldırganlığın “dayanılmaz” sınırsızlığı! -
M. Can Yüce
  6. Bir-Kar Gençlik Kampı başarıyla gerçekleşti...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Dünyadan...

Almanya: Telekom’da yaygınlaşan uyarı grevleri!

16 Nisan günü Telekom yöneticileri ile Ver.di sendikası temsilcileri tekel bünyesinde yapılması planlanan değişiklikleri görüşmek için dördüncü kez bir araya geldiler. Toplantının yapıldığı sırada Almanya’nın 15 eyaletinde Telekom’un servis bölümlerinde çalışan işçilerden 12 bini birkaç saatliğine iş bıraktı.  Telekom ülke genelinde servis bölümlerinde çalışmakta olan 160 bin işçinin 50 binini servis toplulukları olarak ayırmayı hedefliyor. Yanı sıra mevcut 34,5 haftalık iş saatini 38’e çıkarmak ve ücretleri düşürmek de hedefler arasında.

Ayırmayı tartışma konusu yapmayacaklarını dile getiren şirketin personel şefi, tersi durumda toplu çıkışları gündeme getireceklerini ifade etti. Ver.di temsilcisi Telekom’un oyalama taktiği uyguladığını açıkladı. Şirket yöneticileri anlaşmaya varılmadığı durumda bölmeyi kendilerinin gerçekleştireceklerini söylediler. Sendikanın buna cevabı, grevleri yaygınlaştıracakları oldu. Bu adımla Telekom yılda 900 milyon Euro tasarrufta bulunmuş olacak.


Alman polisine dijital resimleri kullanma yetkisi

Alman Federal Hükümet ve Eyaletler Konseyi polise, soruşturmalarında pasaport alırken kayıtlara da geçirilen dijital resimlere herhangi bir sınırlama olmadan kullanabilmesi olanağını veriyor. Şimdiye kadar resimlerin yalnızca pasaportlara kaydedildiği, resmi makamların elinde olmadığı belirtilmişti. Yasa tasarısı sayesinde resmi dairelerin kişiye özel bilgilerin fişlenmesinde gerçekleri söylemedikleri ortaya çıkmış oluyor.

Yine hükümet 2005 yılında uygulamaya giren biyometrik pasaportlardaki dijital resimler aracılığıyla trafik suçlularını yakalamayı hedeflediklerini belirtmişlerdi. Ama gerçekte suç işledikleri iddia edilenlerin yakalanması amaçlanıyor.

Ayrıca daha önce pasaport dairelelerinde kopyalanan parmak izlerinin polisin her zaman kullanabilmesinin sağlanması amaçlanıyor. Şimdiye kadar parmak izleri pasaportun tahsis edilmesinden sonra siliniyordu.


Alcatel-Lucent patronlarının kirli oyunları

Telefon ve internet teknoloji tekeli Alcatel-Lucent çalışanları, bir süreden beri birleşmenin sonucu olarak yeniden yapılanma programı çerçevesinde 12 bin işyerinin yok edilmesine karşı mücadele ediyorlar. Mart ortalarında Avrupa’nın her yerinden gelen 4 bin kişi Paris’te yürüyüş yaparak işten atılmaları protesto etmişti.

Tekel yönetimi her türlü kirli oyun ile mücadeleyi bastırmak istiyor. Bunun bir örneği olarak, 23 Mart’ta Avrupa işyeri işçi temsilcilerinin toplantılarında neler konuşulduğunu takip edebilmek için tercümanların bulunduğu reji odasına bir hukukçu soktukları öğrenildi.


İspanya’da AB politikaları protesto edildi

Madrit’te onbinlerce tarım emekçisi 14 Nisan günü Avrupa Birliği’nin tarım politikalarını eleştirmek için alanlardaydı. 40 bin kişinin katıldığı gösteri Madrit merkezindeki Tarım Bakanlığı’nın önünde gerçekleşti. Tarım işçileri Avrupa Birliği’nin tarım politikalarının yeniden ele alınmasını talep ediyorlar ve kendilerinin ürettikleri mallara biçtikleri fiyat ile alıcının ödediği fiyat arasında büyük bir uçurum olduğuna dikkat çekiyorlar.


Siemens’de 24 Nisan’da protesto eylemine çağrı

Siemens 1 Haziran’da araba yedek parçası üreten VDO’yu tekelden ayırmak istiyor. Almanya’da Metal Sendikası İG-Metal böylece 4 bin işçinin işten atılacağını açıklamıştı. Buna karşı İG-Metal Sendikası 24 Nisan tarihinde tüm VDO fabrika ve işletmelerinde protesto eylemleri yapacaklarını açıklarken halkı da protestocularla dayanışmaya çağırdı.


İngiltere’de gıda sektöründe grev

12 Nisan’da  İngiltere’deki gıda ürünleri firması olan Grampian Country Food işletmesinde çalışan 1.400 işçi greve gitti. Firmaya ait 6 işyerinde işçilerin daha yüksek ücret, emeklilik ve daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları grev 24 saat sürdü.


Vietnam’da tekstil işçileri grevde

Vietnam’da Thua Thien Hue kentinde Quinmax-International Comp firmasında çalışan 1.200 tekstil işçisi, 13 Nisan’dan bu yana daha fazla ücret ve daha iyi çalışma koşulları için greve gittiler. İşçiler ücret artışının yanında emeklilik ve hastalık sigortasının da iyileştirilmesini talep ediyorlar.


Ekvadorlu emekçilerden ABD işbirlikçilerine referandum şamarı!

Seçim propagandasını ABD emperyalizmi ile neoliberal politikalara karşıtlık ekseninde geliştiren Rafael Correa, emekçilerin yaygın desteğini alarak Ekvador Devlet Başkanlığı’na açık ara oy farkıyla seçilmişti. Seçimler öncesinde Correa’nın temel vaatlerinden biri Kurucu Meclis oluşturmaktı. Ancak kongre çoğunluğunu elinde bulunduran gerici partiler, yeni devlet başkanının Kurucu Meclis oluşturma girişimine cepheden karşı çıkarak engellediler.

Washington destekli gerici partilerin hücuma geçmesi Correa’yı tasarılarından vazgeçirmeye yetmedi. Sermaye blokuna karşı emekçilerin desteğine başvuran yeni başkan, referanduma başvurarak sermaye partileri karşısındaki konumunu güçlendirme yoluna gitti. Militan kitle eylemleriyle on yılda sekiz devlet başkanı kovan Ekvadorlu emekçiler, bu sefer kendilerine verdiği sözleri yerine getirmeye çalışan Correa’yı destekledi.

Anayasayı yeniden yazacak özel bir Kurucu Meclis’in oluşturulmasına karar vermek için sandık başına giden Ekvador halkının, resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 75’i Correa’nın tasarısına destek verdi. Halihazırdaki kongreyi devredışı bırakacak olan Kurucu Meclis kararının onaylanması, sistemde ekonomik, siyasi, hukuki reformlar yapmaya hazırlanan Correa yönetimine verilen desteğin boyutunu da bir kez daha ortaya koymuş oldu.

“Referandumdan ikna edici bir zafer elde edememesi” durumunda istifa edeceğini ilan eden Correa, sonuçların genel çerçevede belli olmasından sonra televizyonlardan Ekvador halkına yaptığı teşekkür konuşmasında, Dünya Bankası’na uyarıda bulundu ve “hükümetine baskı uygulamaya kalkışırlarsa Banka’nın temsilcilerini sınırdışı edeceğini” söyledi.

Hazırlanacak anayasada “ülke kaynaklarının millileştirilmesi, ulusal borçlar üzerinde yeniden çalışılması ve 2009’da anlaşma süresi dolacak olan Amerikan üssünün kapatılması” gibi önlemlerin alınması öngörülüyor. Bir süre önce eğitim, sağlık gibi sosyal harcamaları ülkenin dış borç ödemelerinin önüne geçireceğini açıklayan Correa, ABD ile serbest ticaret anlaşmasına karşı olduğunu da vurgulamıştı.

Durumdan tedirgin olan Ekvador’daki Amerikan işbirlikçisi “muhalefet” ise, referandumdan Correa’ya destek çıkması durumunda, “Kongre gücünün zayıflayacağını ve Correa’nın sınırsız yetkilere sahip olacağını” öne sürüyorlar. Zira bir takım soysuzların seçim oyunuyla başa geçmesi, İMF ve patronlar “demokrasisi”nin karakteristik özelliğidir. Gerçi bu “orta oyunu” kepazeliğine en az katlananlar, on yılda sekiz devlet başkanını alaşağı edip kovan Ekvadorlu emekçiler olmuştur.

Toprak reformu, petrolün kamulaştırılması gibi vaatlerde de bulunan Correa, sözlerinin arkasında durduğu ölçüde, emekçilerin desteğini almaya devam edecek. Ancak köklü dönüşümler talep eden Ekvadorlu emekçilerin beklentilerinin burjuva sınıfları fazlasıyla rahatsız edecek nitelikte olması, sorunları daha karmaşık, sınıf çatışmalarını daha keskin bir boyuta taşıyacaktır.