10 Kasım 2006 Sayı: 2006/44 (44)
  Kızıl Bayrak'tan
   İstanbul İşçi Kurultayı öncü işçileri göreve çağırıyor!
  Ecevit’in ölümü işçi ve emekçilerin bilincine yönelik bir saldırıya dönüştürüldü…
  Azılı bir devrim düşmanı, azılı bir Kürt düşmanı ve sinsi bir emekçi düşmanı!..
  Ecevit’in zor ölümü!
Ecevit’in misyonu ve sendikacıların gözyaşları
YÖK protestolarından.
6 Kasım’da yansıyanlar…
 Burjuva ideolojik egemenliğe karşı mücadele ve sınıf hareketi (Orta Sayfa)
  “Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayı” çalışmalarından…
  Sınıf bilinçli işçiler Kurultay’a çağırıyor!..
  Vi-Ko Elektrik’te sendikal örgütlenmeye patron saldırısı
  UNO patronu işçilerin sendikalaşma talebine saldırıyor!
  ODTÜ’de soruşturma terörü: Baskılar bizi yıldıramaz!
  Nikaragua halkı Amerikan tehditlerine boyun eğmedi!
  ABD-İsrail ikilisi Lübnan’da iç çatışmaları kışkırtıyor
  Siyonistlerden Beyt Hanun’da Nazi uygulamaları!
  Irak hezimeti neo-faşist çetenin birliğini parçaladı
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Sandinistalar devlet başkanlığı seçimleri kazandı...

Nikaragua halkı Amerikan tehditlerine boyun eğmedi!

Pazar günü sandık başına giden Nikaragua halkının çoğunluğu, devrimci niteliğini yitirmiş olsa da, “solun adayı” Daniel Ortega’dan yana oy kullandı.

Sürpriz olmayan sonucun Washington’da rahatsızlık yarattığı gözlerden kaçmadı. Nitekim ABD’nin Managua’daki büyükelçisi, seçimlerde bazı usulsüzlükler yapıldığını iddia etti, ancak bu iddiayı ciddiye alan olmadı. Zira seçimleri izleyen Amerikan Devletleri Örgütü’nün gözlemcileri, oylamanın “barışçı bir ortamda ve sorunsuz geçtiğini” açıkladı.

Gerçekte Daniel Ortega’nın politik çizgisi Washington’dakileri rahatsız edecek niteliklerden uzaktır. Devrimci değerlerini yitiren, kilise gibi gerici kurumlara yaranmaya çalışan, kapitalizme karşı tek bir itirazı kalmayan siyasi bir çizgidir sözkonusu olan. Üstelik Ortega, Sandinist hareketin bu geri noktaya çekilmesi için en çok çaba harcayan kişilerin başında geliyor. Siyasi olarak liberalleşirken, bu gerici konuma karşı çıkan eski yoldaşlarını, bir diktatör gibi davranarak FSLN’den tasfiye etmekte tereddüt etmedi.

Hal böyleyken FSLN’nin niteliğini bilen Washington’daki savaş kundakçılarının rahtsızlığının da bir karşılığı var. İlkin Sandinistalar, ABD emperyalizmine karşı savaşan, bu savaşı bir devrimle taçlandıran bir gerilla hareketiyle özdeşleşmiştir. Sandinist devrime karşı yıllar süren ve sonuçta yenilmesinde etkili olan kanlı bir savaş sürdüren faşist kontraların CIA emir ve komutası altında savaştığı da bilinmektedir. Ayrıca Daniel Ortega’nın en yakın rakibi olan gerici banker, halen Washington’la dolaysız işbirliği içindedir. Bir diğer rahatsız edici neden ise, Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in de Sandinistaları desteklemesidir. Fakat bütün bunlardan daha da önemlisi, Nikaragualı emekçilerin Sandinistaları tercih etmesinin, saldırgan ABD emperyalizminin tehditlerinin işe yaramadığının bir kez daha kanıtlamış olmasıdır.

Seçim sonuçlarını önceden tahmin eden Bush liderliğindeki neo-faşist çete, Irak bataklığında çırpınmasına rağmen Nikaragua ile ilgilenmiş, Sandinistalar’ın seçim zaferlerini engellemek için yoğun bir çaba harcamıştır. Nikaragua’daki gerici-faşist işbirlikçilerini birleştirip tek adayla seçime girmeleri için kulis yapan ABD rejimi, bu amaçla özel bütçe oluşturmuş, hatta kirli savaş döneminin bazı şeflerini yeniden işe koşmuştur.

ABD öte yandan Nikaragua halkını, Ortega’yı devlet başkanlığına seçmeleri durumunda, ABD yardımlarından mahrum bırakmakla da tehdit etmiştir. Dahası ABD Kongresi Uluslararası İlişkiler Soruşturma Alt Komitesi üyesi Dana Rohrabacher, 27 Ekim’de Amerikan Ulusal Güvenlik Sekreteri Michael Chertoff’a bir mektup göndererek, “ABD yasalarına uygun bir biçimde, Amerika’dan Nikaragua’ya her türlü para havalesinin yasaklanmasını” istemiştir.

Latin Amerika’nın en yoksul ülkelerinden bir Nikaragua sözkonusu olduğunda bu tehditler yabana atılacak cinsten değil. Zira ABD’de yaşayan yarım milyon Nikaragualı, memleketlerine yılda ortalama 500 milyon dolar yolluyor. Binlerce aile ABD’deki akrabalarının gönderdiği bu dövizler sayesinde yaşıyor.

Seçim sonuçları, yoksul Nikaragua halkının tüm bu küstahça tehditlere rağmen Washington’daki haydutlara boyun eğmediğini gösterdi.

Tüm bunlara rağmen, ABD’ye olumlu sinyaller veren Daniel Ortega liderliğindeki Sandinistalar’ın, mevcut siyasi çizgileriyle Nikaragua’nın yoksul emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmesi beklenmiyor. Zira bu kıtada emekçiler lehine adım atmanın ilk koşulu ABD emperyalizmi ile yerli işbirlikçilerine karşı net bir tutum almaktır. Sandinistalar’ın halihazırda yoksun oldukları nitelik de budur.


YTÜ’de uyarı boykotu sona erdi...

Sıra süresiz boykotta!

YTÜ’de üç gün süren yemekhane boykotu 3 Kasım Cuma günü sona erdi. Genel itibariyle başarılı geçen boykot, Cuma günü yoğun yağış olması nedeniyle, ilk iki günkü katılımı sağlayamadı. Üç gün boyunca yemek yiyenlerin sayısı ise toplam 150’yi aşmadı.

Öğrenciler yemek saatleri boyunca yemekhaneye girmediler ve yemekhane önünde açtığımız masalara yoğun ilgi gösterdiler. Bu süre boyunca YTÜ genel sekreteri afiş ve pankartlara saldırarak, ortamı provoke etmeye çalıştı. Cezalardan dolayı okula alınmayan öğrenciler de, içeride yapılan yemekhane çalışmasına paralel, içerisiyle koordineli olarak çalışmayı kapı önünde sürdürdüler.

Pazartesi günü saat 13.30’da da toplanan binlerce dilekçe rektörlüğe teslim edildi. Taleplerimizi reddeden genel sekreter, bizleri soruşturma ve cezalarla tehdit etti. Taleplerimiz reddedilmesine rağmen, prosedür gereği bize bir hafta içinde cevap verilmesi gerekiyor. Düzenlenen toplantılarda, bu süreyi eylemli bir şekilde geçirip, daha sonra süresiz boykota geçme kararı aldık.

YTÜ öğrencisi üç günlük boykot süresince yemek yemeyerek tavrını ortaya koydu, fakat öğrencilerin sürece aktif katılımı sağlanamadı. İlerleyen süreçte pasif destek veren kitleyi boykotun aktivistleri haline getirebilmek gerekiyor. Çalışmada bu zayıflığı aşmak için önümüze ilk hedef olarak olarak masa açmayı ve anket yapmaya koyduk. Böylece hem öğrencilerle birebir diyalog kurma olanağı yakalamış hem de sürecin takipçisi olduğumuzu göstermiş olacağız. Yine rozet hazırlayıp bunları satmayı, yemekhane boykotu süreci ve okuldaki diğer sorunların da yer alacağı bir yayın çıkarmayı planladık.

Bizler de okul içerisine giremesek de çalışmayı okul kapısının önünde sürdürmeye devam ediyoruz. 7 Kasım günü süreci ve önümüzdeki hedefleri anlatan el ilanlarını kapı önünde dağıttık. Birçok öğrenciden olumlu tepki aldık. Birçok öğrenciyle de bire bir konuşarak süreci nasıl değerlendirdiklerini ve bundan sonra neler yapılabileceğini konuştuk.

Çalışmaya katılan arkadaşlarımızı soruşturma ve cezalarla tehdit eden okul yönetimine cevabımız, bizleri uzaklaştırsa da, okuldan atsa da bizler haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.

İstanbul Ekim Gençliği


Bursa’da tutuklamaları protesto...

ESP: “Özgürlük istiyoruz!”

Bursa ESP “Özgürlük İstiyoruz” kampanyası çerçevesinde 4 Kasım günü Çiçekçiler Parkı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada 31 Ekim günü Bursa ESP ve Dayanışma bürolarının basılması, İHD Bursa Şube Başkanı Abdülaziz Akyol, ESP’li Evrim Karaköse, Vahap Doğan, Hüseyin Akça ve Saadet Kaplan’ın evleri basılarak gözaltına alınmaları ve 4 kişinin tutuklanması protesto edildi.

Açıklamada “Hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan, tamamen keyfi, tümüyle polisin uydurma fezlekelerine dayalı, düzmece, komplovari baskınlar TMY’nin gerçek yüzünü gösteriyor” denildi, YÖK’e ve TMY’ye karşı mücadele çağrısı yapıldı.

Eylemde “Toplumla Mücadele Yasası geri çekilsin!”, “Söz, eylem, örgütlenme hakkımız engellenemez!”, “YÖK postalla geldi, isyanla gidecek!” sloganları atıldı ve beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi. Eyleme BDSP, DHP, Tuncelililer Derneği de destek verdi.

“Tutuklananlar serbest bırakılsın!”

Aynı gün ESP’ye yönelik baskınlarda gözaltına alınanlar için KESK Bursa Şubeler Platformu tarafından bir basın açıklaması yapıldı. KESK binasında yapılan açıklamada “TMY toplumsal muhalefetin tümüne çıkarılmıştır” denilerek, tutuklananların serbest bırakılması talep edildi. İHD Bursa Şube Başkanı Abdülaziz Akyol’un eski bir eğitim emekçisi olması kamu emekçilerinin açıklamaya katılımını arttırdı.

“Baskılar bizi yıldıramaz!”

Bursa’da ESP’ye yönelik baskınlarda gözaltına alındıktan sonra 4 kişinin tutuklanması, 4 Kasım günü Heykel’de AVP Tiyatro önünden Orhangazi Parkı’na kadar yapılan yürüyüşle protesto edildi. Yapılan açıklamada “Saldırıların bu ülkede hakkını örgütlü bir şekilde arayan tüm insanlara” olduğu belirtildi. Saldırılara ve TMY’ye karşı mücedele çağrısı yapıldı. Yürüyüşte Bursa İHD Şube ile “TMY çöpe, özgürlük istiyoruz!/ESP” pankartları açıldı. İHD, ESP, BDSP, DTP, SDP, EMEP, Partizan, DHP, Halkevleri, TKP, ÇHD, Kurtuluş Partisi, HÖC, KESK ve BMİS’in katıldığı eylemde sık sık “Toplumla Mücadele Yasası geri çekilsin!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı. Eyleme yaklaşık 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Bursa