08 Eylül 2006 Sayı: 2006/35 (35)
  Kızıl Bayrak'tan
   Ankara’daki işbirlikçiler halka rağmen
Amerikancı tezkere’yi çıkarttılar!Emperyalist savaş taşeronluğuna karşı mücadeleyi büyütelim!
  Tüm Amerikancılar tezkerenin kabulu
için sıraya girdi
  Sendikalar ve tezkere
  Amerikancı tezkereye karşı binlerce kişi Ankara sokaklarındaydı
  5 Eylül tezkere karşıtı eylemlerden
1 Eylül eylemlerinden
AL-CO işçileri grev kırıcıların saldırısına uğradı
Basın-İş Genel Başkanı Kamil Kartal ile röportaj; Burjuvazinin attığı adımlara yanıt üretilmelidir
   Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 2. Toplantısı Sonuç
Bildirgesi… Emperyalist saldırganlığa ve
ticari eğitime karşı birleşik devrimci
mücadeleye! / Orta sayfa
  Emperyalizmin askeri, YÖK'ün kölesi olmayacağız!
  6-7 Eylül olayları ya da linç ve yağma kültürü!
  İsrail’in misket bombaları: Lübnanlı çocuklara ölüm tuzağı!
  Meksika’da hileli seçim karşıtı eylemler sürüyor
  Karşı devrimciler Venezüella seçimlerine hazırlanıyor
  Köln ve Düsseldorf’ta 1 Eylül eylemleri
  Örgütlenmenin önündeki engelleri aşacağız!
  Gençlik ve sınıf çalışması
  Asalak patronlardan hesap soralım!
  İsrail'in Lübnan saldırısı ve sonrası gelişmeler
  Emperyalist saldırganlık insanlığı ve doğayı yokediyor
  Titanik güvertesinde şezlong kapmaca 1
  İsrail: Amerika'nın Rottweiler'ı / Uri Avnery
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Meksika'da hileli seçim karşıtı eylemler sürüyor

2 Temmuz'da yapılan Meksika cumhurbaşkanlığı seçimlerinin şaibelerle dolu olduğu, seçimlerde yapılan hilelerin kamera görüntüleri dâhil pek çok kanıt ile ortaya konulmuştu. Amerika'nın desteklediği gerici aday Felipe Calderon, bu hileler sayesinde seçimlerin galibi sayılmıştı. Düzenin sol kanat adayı Lopez Obrador'la taraftarları bu nedenle tüm sandıkların yeniden sayılmasını talep ettiler. Gerçekleştirdikleri yüksek katılımlı kitle gösterileriyle de bu taleplerini gündemde tuttular.

Hilelerin belgelenmesi ve ardından gerçekleşen kitlesel gösteriler nedeniyle, gerici Meksika rejimi sınırlı sayıda sandığın yeniden sayılacağını açıklamak zorunda kaldı. Ancak Meksika Federal Seçim Mahkemesi'nin aldığı karar, seçim yolsuzluklarını ortadan kaldırmaya değil, Amerikancı aday Felipe Calderon'u cumhurbaşkanı ilan etmek için gerekçe hazırlamayı amaçlıyordu. Zira seçim merkezine hileli sonuçlara ilişkin 50 bin şikâyet bildirildiği halde, mahkeme bunlardan sadece 11 bin 839 tanesinde oyların yeniden sayılmasına karar verdi.

Kısmi olarak yeniden yapılan sayımın sonuçlarını açıklayan mahkeme, Amerikancı aday Felipe Calderon'un cumhurbaşkanlığını onayladı. Federal Seçim Mahkemesi'nin yargıçları, basına sunulan tüm belgelere rağmen, seçimlerin geniş çaplı yolsuzluk olaylarına sahne olduğu gerçeğini reddederek, Felipe Calderon'un cumhurbaşkanlığı önünde ‘'resmi'' bir engel olmadığına karar verdi.

Mahkeme kararına tepki gösteren Lopez Obrador, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmaya hazırlanan Felipe Calderon'la destekçilerine meydan okumaya devam ediyor. Obrador, başkent Mexico City'de gerçekleşen kitlesel eylemde destekçilerine seslenerek, federal mahkemenin ne hukuka ne de Meksika halkına saygısı olduğunu söyledi. Halka kendi kurum ve mekanizmalarını yaratma çağrısı yaptı.

Kitlesel eylemlerin süreklileşmesi üzerine, başta meclis binası olmak üzere kilit noktalardaki ‘'güvenlik önlemleri'' arttırıldı. Bu arada askeri birlikler devreye girerken, gerici rejimin barikatları zorlama seçeneği üzerinde durduğu bildiriliyor. Askeri birlikleri Mexico City'e sevk ederek muhalefete gözdağı veren gerici rejimin tutumuna tepki gösteren Obrador, ordunun, ‘'özgürlük ve adalet mücadelesi veren halkı ezmek ve barışçıl sivil direnişi bastırmakta kullanılamayacağı''nı savunuyor.

Şaibeli seçimlerin ardından başlayan eylemlere katılımın yüksekliği, emekçilerin düzene karşı biriken hoşnutsuzluğunun dışa vurumudur. Gerici rejimin orduyu harekete geçirmesi, düzen solunun denetiminde olsa bile, emekçilerin alanlara inmesinin yarattığı kaygıyı göstermektedir. Zira Meksika burjuvazisi de biliyor ki, alanlara inen emekçilerin öfkesi, her an düzen solunun denetiminden çıkarak düzeni hedef alan bir niteliğe sıçrayabilir. Meksikalı işçi ve emekçilerin düzen içi çatışmanın tarafı olmaktan kurtulup kendi sınıf davaları uğruna mücadele edebilmeleri de, ancak böyle bir kopuşla mümkün olacaktır.

-------------------------------------------------------------------------------------

Dublinli vatmanlar siyonistlere hizmet etmeyi reddetti

Zorbalıkla gaspedilen Filistin toprakları üzerine inşa edilen siyonist İsrail devletinin temel özelliklerinden biri, yayılmacı-ilhakçı olmasıdır. Bu ırkçı-faşist politika 60 yılı aşkın süredir devam ediyor. Gaspçı siyonistlerin son dönemlerde göz diktiği öncelikli alanlardan biri Doğu Kudüs'tir. Doğu Kudüslü Filistinliler'i sürmek için her yola başvuran İsrail'in hedefi, binlerce yıllık bir Arap kenti olan Kudüs'ü Araplar'dan arındırmaktır.

Doğu Kudüs'teki yasadışı Yahudi yerleşim bölgelerini ilhak etme çalışmalarını sürdüren İsrail, buralarda tramvay yolu inşa etmektedir. Tramvay yolu döşeme ihalesini Fransız Connex taşımacılık şirketi üstlenmiş. İrlanda'da demiryolu taşımacılığı yapan bu şirket, bünyesinde çalışan Dublinli vatmanların İsrailli vatmanları eğitmesini istiyor.

Vatmanların örgütlü olduğu sendikanın sözcüsü John Flannery, Dublinli vatmanların İsrailli vatmanları eğitmeyi reddettiğini bildirdi. Yetiştirilecek olan vatmanların Doğu Kudüs'teki illegal İsrail yerleşimlerinde inşa edilmekte olan tramvayda çalışacak olmalarından dolayı bu tutumu aldıklarını dile getirdi.

İrlanda-Filistin Dayanışma Örgütü de şirket dayatmasına karşı direnen Dublinli vatmanları destekliyor.

Son derece anlamlı olan Dublinli vatmanların tutumu, henüz emperyalist-siyonist saldırganlığa karşı kitlesel tepkiler göstermeyen işçi sınıfının açığa çıkarılmayı bekleyen direnme potansiyeline de işaret ediyor.

------------------------------------------------------------------------------------

İngiltere'de Peugeot işçileri eylemde!

İngiltere'de Fransız şirket Ryton'a ait Peugeot fabrikasının işçileri fabrikalarının kapatılacağının açıklaması üzerine geçtiğimiz hafta eyleme geçtiler. Fabrikanın bulunduğu Coventry kentinin yanısıra çevredeki diğer illerde de protesto eylemlilikleri gerçekleştiriyorlar.

Ryton yöneticilerinin fabrikanın kapatılacağını açıklaması üzerine, 2.300 işçinin örgütlü olduğu sendika buna karşı ülke çapında protesto çağrısı yapmıştı. Şirket yetkililerinin kârlı olmadığı gerekçesiyle kapatmak istedikleri Ryton fabrikası, Peugeot'nun Avrupa'daki en kârlı yatırımlarından biri durumunda. Sendika yöneticileri, şirketin tesisleri işçi ücretlerinin daha düşük olduğu Slovakya'ya taşıyıp, kârlarını katlamayı amaçladığını söylüyorlar.

Diğer sektörlerde çalışan işçilerden yeterince destek alınamaması, eylemin başarıya ulaşmasını güçleştiren temel bir etken.

-------------------------------------------------------------------------------------

Bolivya'da oligarşinin el koyduğu ormanlar ulusallaştırıldı

Eski belediye başkanı Alberto “Chito” Valley, eski devlet başkanı Gonzalo Sanchez de Lozada ve diğer geleneksel politikacılar tarafından daha önce el konulan topraklar 26 Ağustos'da imzanan bir genelge ile ulusallaştırıldı.

Santa Barbara'daki Cotapata Parkı'ndaki ormanlar böylece korunma altına alındı.

Hükümet el konulan topraklarda kereste, altın, petrol ve diğer kaynakların bulunduğunu, doğal kaynakların, ayda 18.000 dolar maaş alan danışmanların yardımıyla tüketiltiğini ve çevrenin de sorumsuzca tahrip edildiğini açıkladı.

Korunma Altındaki Ulusal Topraklar (Sernap) müdürü Herland Flores Soruco, 26 Ağustos'da alınan kararla ormanların ulusallaştırıldığını ve bu karar çercevesinde, oligarşinin elindeki topraklara el konularak bu kaynakların kurtarıldığını söyledi.

Eski devlet başkanı Sanchez de Lozada ve devlet bakanı Andrés Petricevic'in Cotapata'daki maden arama ve çalıştırma izinleri iptal edildi.