08 Eylül 2006 Sayı: 2006/35 (35)
  Kızıl Bayrak'tan
   Ankara’daki işbirlikçiler halka rağmen
Amerikancı tezkere’yi çıkarttılar!Emperyalist savaş taşeronluğuna karşı mücadeleyi büyütelim!
  Tüm Amerikancılar tezkerenin kabulu
için sıraya girdi
  Sendikalar ve tezkere
  Amerikancı tezkereye karşı binlerce kişi Ankara sokaklarındaydı
  5 Eylül tezkere karşıtı eylemlerden
1 Eylül eylemlerinden
AL-CO işçileri grev kırıcıların saldırısına uğradı
Basın-İş Genel Başkanı Kamil Kartal ile röportaj; Burjuvazinin attığı adımlara yanıt üretilmelidir
   Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 2. Toplantısı Sonuç
Bildirgesi… Emperyalist saldırganlığa ve
ticari eğitime karşı birleşik devrimci
mücadeleye! / Orta sayfa
  Emperyalizmin askeri, YÖK'ün kölesi olmayacağız!
  6-7 Eylül olayları ya da linç ve yağma kültürü!
  İsrail’in misket bombaları: Lübnanlı çocuklara ölüm tuzağı!
  Meksika’da hileli seçim karşıtı eylemler sürüyor
  Karşı devrimciler Venezüella seçimlerine hazırlanıyor
  Köln ve Düsseldorf’ta 1 Eylül eylemleri
  Örgütlenmenin önündeki engelleri aşacağız!
  Gençlik ve sınıf çalışması
  Asalak patronlardan hesap soralım!
  İsrail'in Lübnan saldırısı ve sonrası gelişmeler
  Emperyalist saldırganlık insanlığı ve doğayı yokediyor
  Titanik güvertesinde şezlong kapmaca 1
  İsrail: Amerika'nın Rottweiler'ı / Uri Avnery
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

1 Eylül eylemlerinden...

Kocaeli'nde 1 Eylül yürüyüşüne polis barikatı…

1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle biraraya gelen sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve reformist çevreler ortak bir yürüyüş düzenlediler. Eylem saat 18.00'de Merkez Bankası önünden pankartların açılması ve kortejlerin oluşturulmasıyla başladı. Yürüyüş boyunca ABD emperyalizmine, İsrail siyonizmine ve yerli işbirlikçilerine öfkeli sloganlar haykırıldı. Önde KESK Kocaeli Şubeler Platformu pankartı arkasından ise sırasıyla İHD Kocaeli Şubesi, Al-Co Tencere İşçileri, TMMOB İl Koordinasyonu Kurulu, Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri, DTP, SDP, ESP, Emep pankartlarıyla yerlerini aldılar.

Kitle, Büyükşehir Belediyesi binası önüne geldiğinde yoğun polis ablukasıyla karşılaştı.Yürüyüş kolunun önünü barikatla kesen çevik kuvvet ekibiyle yaklaşık 1 saat süren pazarlık sonrasında basın açıklaması barikatın önünde yapıldı. Bekleyiş sırasında polisin tavrı alkış ve sloganlarla protesto edildi. Sık sık “Barikat kalksın yürüyüş başlasın!” ve “Emekçiye değil, çetelere barikat!” sloganları atıldı. Eylem boyunca taşınan pankart ve dövizlerde Lübnan'a asker gönderme vurgusu öne çıktı.

Kocaeli Sendikalar Birliği dönem sözcüsü Bedriye Yıldızeli'nin okuduğu basın metninde ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizminin kanlı saldırıları teşhir edildi. İşbirlikçi AKP hükümetinin de kirli işgale Lübnan'a asker göndererek ortak olmaya çalıştığı söylendi.

Yürüyüş boyunca, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Çıkarsa tezkere Tayyip gitsin askere!”, “Bu memleket bizim kahrolsun emperyalizm!”, “İsrail askeri olmayacağız!” sloganları sıkça atıldı.

Yaklaşık 400 kişinin katıldığı eyleme BDSP de destek verdi.

Kızıl Bayrak/Kocaeli

 

Dünya Barış Günü'nde DİSK'ten “Asker gönderme” kampanyası

DİSK, 5 Eylül'de Lübnan'a asker göndermek için tezkereyi görüşecek olan TBMM'nin kararını engellemek için başlattığı “İnsanları tabutlarda görmek istemiyoruz, ASKER GÖNDERME!” kampanyası çerçevesinde 1 Eylül günü Taksim Gezi Parkı'nda bir eylem gerçekleştirdi.

Oleyis Sendikası binası önünden sloganlarla yürüyüşe geçen DİSK üyeleri sık sık “Asker yollama İsrail'i kollama!”, “AKP'nin savaşı 1 Mart'ın rövanşı!”, “Katil ABD Ortadoğu'dan defol!”, “Susma haykır savaşa hayır!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Çıkarsa tezkere Tayyip gitsin askere!”, ABD askeri olmayacağız!”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!” sloganlarını haykırdılar.

Saat 12:00'de Gezi Parkı'na gelindiğinde basın açıklaması okundu. DİSK Genel Sekreteri Musa Çam 1 Eylül dolayısıyla yaptığı açıklamada; “Dün ‘Ulusa Sesleniş' konuşmasında, Lübnan'a asker gönderilmemesini isteyen Cumhurbaşkanı'nı ve bizleri ‘vatana ihanet'le suçlayan sayın Başbakan'a yanıtımız şudur: Asıl, tezkereyi Meclis'e getiren ve geçmesi için ‘evet' oyu kullanacak olan başta başbakan olmak üzere tüm milletvekilleri vatana ihanet etmektedir! Asıl ihanet, ABD çıkarları için vatanı ve gençlerimizi peşkeş çekmektir! Sözlerini aynen iade ediyoruz kendilerine!

Bütün bu nedenlerle biz DİSK olarak, ‘İnsanları tabutlarda görmek istemiyoruz, ASKER GÖNDERME' kampanyası başlatıyoruz. Savaş çetelerinin karşısında bütün barış, özgürlük ve demokrasi güçlerini, yanyana gelerek uzun soluklu bir mücadeleye hazırlıklı olmaya ve Lübnan'a asker gönderilmemesi konusunda mücadeleye çağırıyoruz!” denildi.

Eyleme yaklaşık 250 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

İstanbul'da kadın örgütlerinden eylem

Türkiye ve Ortadoğu'daki savaş ve katlimaları protesto etmek için biraraya gelen çeşitli kadın örgütleri 1 Eylül günü İstiklal Caddesi'nde bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

“Savaşa, işgale ve operasyonlara karşı kadınlar barış istiyor!” pankartının açıldığı eylemde Barış Anneleri İnisiyatifi, Demokratik Özgür Kadın Hareketi, Emekçi Kadınlar Derneği, Gökkuşağı Kadın Derneği, Özgür Kadın, Birleşik Taşımacılık Sendikası'ndan Kadınlar, Çağrı Dergisi'nden Kadınlar, Demokratik Toplum Partili Kadınlar, Eğitim-Sen 3-4-8 Nolu Şubeler'den Kadınlar, Emekçi Hareket Partili Kadınlar, Emek Partili Kadınlar, Genel-İş'ten Kadınlar, İHD'li Kadınlar, Mezopotamya Kültür Merkezi'nden Kadınlar, Sosyalist Demokrasi Partili Kadınlar, Tuhad'lı Kadınlar'dan oluşan yaklaşık 100 kadın “Jin jiyan Azadi!”, “ Bijı bratiya gelan!”, “Savaşa geçit vermeyeceğiz!”, “Kadınız, anayız barıştan yanayız!” sloganları eşliğinde Taksim Meydan'dan Galatasaray Postanesi önüne yürüdüler.

Burada okunan basın metninde Ortadoğu'da yaşanan savaş ortamından ve savaşın kadınlar için taciz, tecavüz, yoksulluk, göç, ölüm anlamına geldiğinden bahsedildi. Erkek egemen toplumun yönettiği savaşlarda kadınların daha fazla zarar gördüğü, kadın bedeninin savaş ganimeti olarak algılandığı, cinsel şiddetin bir savaş politikası olarak kullanıldığı söylendi. Yaşadığımız topraklarda Kürt halkına yönelik yürütülen kirli savaşında kınandığı açıklama, “Şemdinli'de patlayan bombalar, Diyarbakır'da yaşanan saldırılar, Başbakan Erdoğan'ın kadın ve çocukları hedef gösteren açıklamaları, kurt halkının en meşru taleplerine karşı devletin demokrasiye tahammülsüzlüğünü ortaya koymaktadır.

Biz kadınlar, çocuklarımız ölmesin diyen, sesini barıştan yana yükselten Barış Anneleri ile, 1 Eylül günü Silopi'de barış çadırı kurarak barışın sesini yükseltmeye devam edeceğiz.

Biz kadınlar Irak'ta direnişten, Filistin'de intifadan, Diyarbakır'da serhıldandan ve İstanbul'da birleşik mücadeleden yana olmaya devam edeceğiz.

Biz kadınlar emperyalist çıkarlar uğruna halkların katledilmesine karşı güçlerimizi birleştirerek artık yeter diyoruz. (...)

1 Eylül Dünya Barış Günü, Ortadoğu'da ve coğrafyamızda barışın ilk adımı olsun” sözleri ile son buldu.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

Ankara'da DİSK, KESK, ATO'dan 1 Eylül eylemi: “ABD-İsrail askeri olmayacağız!”

1 Eylül Dünya Barış günü vesilesiyle 1 Eylül günü başlayanlar eylemler 2 Eylül günü de devam etti. 2 Eylül günü Kurtuluş Parkı Kolej kavşağında saat 12:30'da buluşan eylemciler Ziya Gökalp Caddesi'nin bir şeridini trafiğe kapatarak Yüksel Caddesi'ne doğru yürüyüşe geçti.

Yürüyüş kolunun önünde DİSK'in pankartı ve DİSK'in ardından KESK, TMMOB, TTB, Halkevleri, EMEP, ÖDP ve Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Ankara Platformu yer aldı. Güzergah boyunca “Emperyalizm yenilecek direnen halklar kazanacak!”, “ABD/İsrail askeri olmayacağız!”, “Kahrolsun emperyalizm yaşasın sosyalizm!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” ve “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Çıkarsa tezkere Tayyip gitsin askere!”, ‘Lübnan/Filistin halkı yalnız değildir!” sloganları haykırıldı. Yüksel Caddesi'ne gelindiğinde katılımcı bileşenler selamlandı.

Basın metnini eylemi örgütleyenler adına DİSK İç Anadolu Bölge temsilcisi Tayfun Görgün okudu. Görgün açıklamasında şunları dile getirdi, ‘Ülkemizde 1 Mart 2003 günü ABD planlarına ve işbirlikçiliğine hayır diyenlerin ne kadar haklı oldukları ve ne kadar onurlu davrandıkları görüldü. Çocuklarımızın Irak'ta ölen ya da öldürülen işgal kuvvetleri arasında olmaması o günlerde sesini yükselterek, HAYIR diyenler sayesinde gerçekleşmiştir.”

“Emek, demokrasi ve barıştan yana olan bizler emperyalist güçler tarafından belirlenen dışa bağımlı, teslimiyetçi, şiddet ve savaş yanlısı politikalara boyun eğmeyeceğiz. Biz ne kendi çocuklarımızın, ne de başka çocukların ölmesini, öldürmesini istemiyoruz. Demokrasi güçlerine birlikte mücadele çağrısı yapıyoruz.”

Açıklamanın ardından 5 Eylül günü mecliste görüşülecek olan tezkereyi durdurmak için eylem çağrı yapıldı. Ankaralı işçi ve emekçiler 5 Eylül günü saat 14:00'de Kolej kavşağına çağrıldı. Ardından müzik programına geçildi. Bu arada sahneye Filistinli ve Lübnanlı şair ve yazarlar çağrıldı. Filistinli ve Lübnanlı yazar ve şairler “Filistin/Lübnan halkı yalnız değildir!” sloganlarıyla selamlandı. Onlar da eylemcileri ve Türkiye halklarını selamladılar.

KESK, DİSK ve ATO tarafından örgütlenen eyleme 500 kişi katıldı. Eylem çekilen halaylarla son buldu.

Kızıl Bayrak/Ankara

 

Çağlayan'daki "Barış mitingine" polis azgınca saldırdı

3 Eylül'de Çağlayan Meydanı'nda düzenlenen "Türkiye ve Ortadoğu'da barış, halklara özgürlük!" mitingene polis azgınca saldırdı. Miting devam ederken ve Kardeş Türküler Grubu sahne alacağı sıra Miting Tertip Komitesi ile görüşen polis, miting alanındaki “yasadışı” pankartları ve sloganları bahane ederek mitingin derhal bitirilmesini istedi. Tertip komitesi, süren pazarlıklardan sonuç çıkmayınca mitingin bitirildiğni duyurdu. Mitingin erken bitirilmesini protesto eden gruplar sloganlarla dağılırken polisin panzer ve biber gazı ile müdahale etmesi sonucu pek çok kişi yaralandı.

DTP, EMEP, ESP, SDP, EHP, SODAP, TÖP, ÖDP, Kaldıraç, İHD, PSAKD'nin katılımcı olduğu miting tüm grupların Çağlayan Meydanı'na girmesi ile başladı. İlk önce PSAKD Semah Grubu'nun sahneye çıkmasının ardından Tertip Komitesi adına Nizamettin Öztürk konuşma yaptı. Açılış konuşmasından sonra Vardiya Müzik Grubu Türkçe, Kürtçe ve Arapça türküler söyledi. Vardiya'nın ardından DTP Başkanı Ahmet Türk, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş biri konuşma yaptı. Yaklaşık onbin kişinin katıldığı mitingde sıklıkla "Biji aşiti!", "Yaşasın halkların kardeşliği!", "Biji bıratiye gelan!" sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası'nın Dünya Barış Günü'yle ilgili açıklaması

1 Eylül Dünya Barış Günü ile ilgili açıklama yapan TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası 1939'da Nazi ordularının Polonya'ya girmesinin ve II. Paylaşım Savaşı'nın insanlık tarihinde en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşın başlamasına neden olduğunu etti. 2. Dünya Savaşı'nın başladığı gün olan 1 Eylül'de, tüm dünyada “barış”ın dile getirildiği vurgulandı.

Açıklamada şunlar denildi, “Bugün savaş çığırtkanlığının ve emperyalistler arası pazar paylaşım savaşının ‘sıcak' ve kanlı biçimler aldığı, petrol zengini bölgeleri ve enerji koridorlarını kontrol altına almak amacıyla, ABD emperyalizminin ve İsrail'in, Filistin ve Irak'ta yarattıkları vahşeti tüm bölgemize yayma çabalarının arttığı bir dönemi hep beraber yaşamaktayız. İsrail'in, ABD desteği ile Lübnan'da yarattığı insanlık dışı dehşet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi tepkiler almıştır. Tüm dünya halklarının gözünde ABD ve İsrail ‘terörist devletler' haline gelmişlerdir.

Emek ve demokrasi karşıtı sermaye yasalarını kendinden önceki iktidarları aratmayacak azim ve saldırganlıkla uygulayan ve ülkeyi emeği ile geçinen milyonlar açısından yaşanmaz hale getiren AKP iktidarı, şimdi de, toplumun her kesiminde var olan tepkilere rağmen, ‘Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararı çerçevesinde Lübnan'a gönderilecek ‘barış gücü'ne katılma' kararı alarak ülkemizi çok tehlikeli bir maceraya sürüklemek istemekte, 1 Mart tezkeresinde alamadığı sonucu bugün almak istemektedir.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, bugün BARIŞ'tan yana olmanın; Irak'ta, Filistin'de, Lübnan'da yaşanan katliamlara karşı tüm dünyadaki barış ve demokrasi güçleri ile birlikte yan yana durmaktan geçtiği bilinciyle, Lübnan'a asker gönderme politikasına karşıdır. Asker göndermek, ABD'nin ve diğer emperyalist-haydut devletlerin bölgeyi istikrarsızlaştırma ve kan gölüne çevirme politikalarına doğrudan destek anlamına gelmektedir.”

Kürt sorununda “demokratik” çözüme değinilen açıklama, “Bütün insanlığın kimlik, kültür, din, etnik köken ayrımı gözetilmeden ‘kardeş sofrası'na oturacağı özgür bir yarına olan inancımızla tüm meslektaşlarımızın ve halkımızın ‘Dünya Barış Günü'nü kutluyoruz” sözleriyle sona erdi.

 

Eğitim-Sen'den 1 Eylül Dünya Barış Günü açıklaması

Eğitim-Sen 1 Eylül vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada tarih boyunca dünyada yaşanan savaşlara değindi. Nazilerin Polanya'yı işgal etmesiyle başlayan İkinci Dünya Savaşı'nda elli iki milyon insanın öldüğünü, milyonlarca insanın da yaralandığını dile getirdi. Bugün 1 Eylül'ün anlamının ise Ortadoğu'da ABD ve İsrail saldırıları ile süren savaş ve işgali lanetlemek, ona karşı mücadele etmek, AKP'nin ‘Lübnan'a asker göndermesine engel olmak' olduğunu vurguladı.

Açıklamada şunlara değinildi, “ABD'nin barıştan kastettiği, kendi çıkarları doğrulusunda ‘yeni Ortadoğu'yu yaratmaktır, bunun dışındaki seçenekler ABD için savaş nedeni olmaya devam etmektedir. Bu nedenle Türkiye'den gidecek askerler barış gücü değil, savaş gücü olacaktır.

ABD ve İsrail saldırılarının ardından bekledikleri sonuçları alamadılar. Bütün ileri teknolojilerine, tanklarına, bombalarına rağmen halkın direnişi ile karşılanan ABD ve İsrail, bugün ‘barış'tan söz etseler de, bu savaş stratejilerinin bir parçasıdır. Özellikle son dönemde sivilleri hedef alan saldırılarının ardından dünyada artan tepkileri dindirmek için farklı bir yönteme başvuran ABD ve İsrail, uzunca bir süre sessizliğe gömülen BM'yi harekete geçirerek, ‘barış gücü' adı altında bölgeye asker sevkiyatı başlatıyor.

Yapılanlar bu kadar ayan-beyan ortadayken, hükümet ‘barış gücü' diye kimseyi kandırmaya kalkmasın. Lübnan'a gidecek askerler, ateşin içine atılacaklar, ölümle yüz yüze kalacaklardır. Ortadoğu'da yeni ölümler istemiyoruz, Türkiye'nin Lübnan'a asker göndererek savaşa, işgale ve ölümlere ortak olmasını istemiyoruz.

Kürt sorununda “barışçıl çözümün” dillendirildiği açıklamanın sonunda mücadele çağrısı yapıldı.

 

Adana HÖC'den Dünya Barış Günü'yle ilgili açıklama

Adana HÖC, 1 Eylül Dünya Barış Günü'yle ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İnönü Parkı'nda 1 Eylül günü saat 11.15'te biraraya gelerek “Kürt halkına özgürlük!” yazılı pankart açtılar. HÖC adına yapılan basın açıklamasında “Ortadoğu emperyalizmin işgali altındayken, ülkemizde de AKP iktidarı emperyalizmin halkları katletmesine ortak olarak emperyalistlerle aynı politikayı izlemektedir. Ölümün, kanın, şiddetin kol gezdiği, baskıların, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, sömürünün, yoksulluğun, açlığın her geçen gün arttığı bir dünyada barıştan söz etmek mümkün müdür? Unutmayalım ülkemizdeki zulme karşı çıkmayan barışı savunamaz” denildi.

Eylemde “Kürt halkına özgürlük!”, “Yaşasın halkların haklı savaşı!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Adana

 

BAK: “Çıkarsa tezkere meclis gitsin askere!”

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu 1 Eylül günü Galatasaray Lisesi önünde yaptığı basın açıklaması ile Lübnan'a “barış gücü” adı altında asker gönderilmesini protesto etti.

Lübnan'a asker gönderilmesini, İsrail ve Amerika'nın Ortadoğu'daki saldırgan politikalarını protesto etmek için biraraya gelen 300'ü aşkın kişi saat 19:00'da “Tezkere meclise geldiği zaman Ankara'da alanlardayız!/BAK” pankartı açarak Galatasaray Lisesi önünde toplandı. Eylemde “Peace” yazılı bayraklar, “İsrail'i durdurun!”, “Filistin'e özgürlük!”, “İran, Irak olmasın!” şiarlı dövizler taşındı.

BAK adına yapılan basın açıklamasında Lübnan'a barış gücü adı altında gönderilmek istenen gücün savaş gücü olduğu, AKP hükümetinin halkın büyük çoğunluğunun karşı olmasına rağmen göz göre göre yalan söyleyerek Amerika'nın istekleri doğrultusunda hareket ettiği vurgulandı.

“Lübnan'a giden güç Barış Gücü değil, savaş gücüdür.

Hizbullah'ı silahsızlandırmak isteyen Bush ve israil başbakanı Olmert'in gücüdür.

Barış Gücü denilen savaş gücünün esas işlevi, Lübnan halkına ambargo uygulamak, Lübnan halkının direnişi engellemektir.

Lübnan'a giden arkadaşlarımızın özellikle vurguladığı gibi, Lübnan'ın bizi istediği, Türk askerini istediği de külliyen yalan.

Lübnan halkı hiçbir yabancı askeri gücü istemiyor. Buna Türk askeri de dahil! Lübnan halkı dayanışma istiyor!

Lübnan halkı insani yardım istiyor!

Lübnan halkı gıda yardımı, doktor, kalacak bir yer istiyor.

Lübnan halkı her türden dayanışmayı istiyor ama istemediği tek bir şey var: Lübnan'da Bush'un ve Olmert'in tetikçiliğini yapacak Birleşmiş Miletler askerleri.

Buradan hükümete hep birlikte bir kez daha seslenelim: Lübnan'a asker gitmesin!

Lübnan'a gerçekten Barış Gücü yollanmak isteniyorsa, asker değil doktor-asker değil gıda-asker değil mühendis yollansın!” sözleri ile süren basın açıklaması tezkereye karşı yeni bir “1 Mart”a ihtiyaç olduğu mesajı ve Ankara eylemi çağrısı ile son buldu.

Eylem boyunca genellikle hoplayıp zıplayarak “Zıplamayan Bush olsun!” diye bağıran, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu kitle sık sık “Çıkarsa tezkere Tayyip gitsin askere!”, “5-4-3-2-1/1-1-1 Mart daha!”, “Cüneyt Ülsever-askere, Hasan Celal Güzel-askere, Ertuğrul Özkök-askere!”, “Hadi Uluengin-askere, apoletli medya istemiyoruz!”, “Katil Bush hesap ver bugün kaç çocuk öldürdün!” sloganlarını attı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

Bursa: İsrail askeri olmayacağız!”

2 Eylül Cumartesi günü 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutlamak için Setbaşı-Mahfel'de toplanan sendikalar, partiler ve DKÖ'ler, buradan Orhangazi Parkı'na yürüyürek 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutladılar. Sık sık barış ve Lübnan'a asker gönderme tezkeresiyle ilgili sloganların atıldığı eyleme 300 kişi katıldı.

4 Eylül günü Fomara Meydanı'ndan AKP İl binasına yürüyen sendikalar, partiler ve dernekler, Lübnan'a aker gönderme tezkeresini protesto ettiler. Eylemde Bursa milletvekillerinin cep telofonu numaralarının yazılı olduğu kağıtlar dağıtılarak tezkere oylamasına kadar “Tezkereye hayır!” içerikli mesaj çekme eylemi yapılması istendi.

60 kişinin katıldığı eylemde “İsrail askeri olmayacağız!”, “Çıkarsa tezkere, Tayyip gitsin askere!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

-------------------------------------------------------------------------------------

Dünya Barış Günü'nde BDSP'den eylem...

“İşçilerin birliğine ve halkların kardeşliğine inanan herkes 5 Eylül'de Ankara'ya!”

Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren emperyalist saldırganlık sürerken 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutluyoruz. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu 1 Eylül günü yaptığı eylemle gerçek barışın BM şemsiyesi altında değil işçilerin birliği, halkların kardeşliği temelinde sosyalizmde gerçekleşeceğini vurguladı.

Saat 13:00'te Mecidiyeköy otobüs duraklarından AKP Şişli İlçe binası önüne yürüyen BDSP'liler “Lübnan'a asker göndermeye hayır! ABD-İsrail askeri olmayacağız!/BDSP” imzalı pankart açtılar. Kızıl bayraklarla AKP Şişli İlçe binasının önüne yürüyen BDSP'liler ABD ve İsrail'i sloganlarıyla protesto ettiler, direnen Ortadoğu halklarının mücadelesini sahiplendiler.

AKP ilçe binası önüne gelindiğinde basın açıklamasını kitle adına Çetin Şimşek yaptı. Şimşek emperyalizmin ve siyonizmin saldırılarına, Türkiye'deki işbirlikçi uşakların asker göndermek için yaptığı hazırlıklara değindi. Açıklamada şunlar denildi, “Sermaye iktidarı Kore'den bu yana emperyalizme uşaklığın tarihini emekçilerin kanıyla yazmıştır. Bugün bir kez daha emekçi çocuklarını, emperyalizmin çıkarları için ateşe atmaya hazırlanmaktadırlar. Meclisten geçecek tezkere bunun ifadesi olacaktır. Emperyalizmin ve sermaye iktidarının bu kanlı oyununu bozacak tek güç işçi ve emekçilerin kararlı mücadelesidir. Bu kararlı mücadele sayesinde bundan üç yıl önce 1 Mart tezkeresi yırtılıp çöpe atılmıştır.

Bu kararlılık bir kez daha ortaya konmalıdır. ‘Kardeş halklara kurşun sıkmayacağız!' demek için, ‘ABD'nin ve İsrail'in askeri olayacağız!' demek için, direnen Lübnan, Filistin ve Irak halklarının yanında olduğumuzu göstermek için asker gönderme tezkeresi bir kez daha yırtılmalıdır.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, bu bilinç ve mücadele kararlılığıyla, tüm işçi ve emekçileri, işçilerin birliğine ve halkların kardeşliğine inanan herkesi asker gönderme tezkeresinin mecliste görüşüleceği 5 Eylül günü Ankara sokaklarına, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önünde olmaya, kavga bayrağını yükseltmeye çağırmaktadır.”

Açıklamanın ardından AKP binası önüne sembolik olarak siyah tabut bırakıldı.

Eylemde sık sık “ABD askeri olmayacağız!”, “Katil ABD Ortadoğu'dan defol!”, “Katil ABD işbirlikçi AKP!”, “Emperyalizm yenilecek direnen halklar kazanacak!”, “Her yer Filistin, hepimiz Filistinli'yiz!”, “Kurtuluş devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Filistin-Lübnan halkı yalnız değildir!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

---------------------------------------------------------------------------------------

Ankara'da 1 Eylül eylemi...

Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Ankara Platformu 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle 1 Eylül günü yaptığı eylemde emperyalizmin ve siyonizmin Ortadoğu'daki vahşetini protesto etti. Platform bileşenleri saat 12:00'da Yüksel Caddesi'nde toplanarak ABD Büyükelçiliği'ne doğru yürüyüşe geçti.

‘'Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak! ‘' pankartının arkasında oluşturulan kortejin en önünde emperyalizmin ve siyonizmin katliamlarını simgeleyen kefenli bir grup yürüdü. Aynı şekilde kortejin en önünde Lübnan, Filistin bayrakları taşındı. Yine katliamları teşhir eden onlarca fotoğraf eylemcilerin ellerindeydi.

Yürüyüş sırasında ‘Emperyalizm yenilecek direnen halklar kazanacak!', ‘ABD/İsrail askeri olmayacağız!', ‘Kahrolsun emperyalizm yaşasın sosyaliz!', ‘Yaşasın halkların kardeşliği!' ve ‘Yaşasın devrimci dayanışma' sloganlar sıklıkla atıldı.

Kitle ABD Büyükelçiliği'ne geldiğinde kefen giyen eylemciler yere yattılar. Bu sırada hazırlanan ortak basın metni okundu.

Basın açıklamasının devamında ‘'Bugün 1 Eylül ‘Dünya Barış' gününü Ezilen Halkların Dayanışma Ve Mücadele Günü olarak görmeli, ve halkların eşit, kardeşçe, gönüllü bir şekilde yaşamasının yolunun emperyalizmin tarihin çöplüğüne gönderilmesinden ve insanlığın gerçek kurtuluşu olan Sosyalizmden geçtiği bilinmelidir. Topraklarımızı kardeş halkların katledilmesinde kullandırmayacağımızı ilan ediyor. Tüm ABD-NATO üslerinin kapatılması, emperyalistlerle ve İsrail'le yapılan tüm anlaşmaların iptal edilmesi, topraklarımızdaki tüm nükleer silahların imha edilmesi, Türkiye'den Lübnan'a asker gönderilmemesi uğruna mücadele edeceğimizi ifade ediyoruz'' denildi.

Basın açıklamasının ardından ABD ve İsrail bayrakları yakıldı. Sonra aynı güzergah üzerinden sloganlarla Yüksel Caddesi'ne yüründü. Yürüyüşün sonunda 2 ve 5 Eylül'deki eylemlere katılım çağrısı yapıldı. Eyleme 130 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Ankara