5 Ağustos günü İsrail'in saldırılarına tepki gösteren 100 bin kişi Londra'da “Lübnan'da acil ateşkes” talebi ile biraraya geldi. İsrail'in saldırıları karşısında İngiliz hükümetinin tavrını protesto eden göstericiler Hyde Park'ta toplandı. ABD Büyükelçiliği ve parlamento binasına doğru yürüşe geçen göstericilerden en çok Filistin ve Lübnanlılar'ın katılımı dikkat çekti.

İsrail karşıtı sloganların atıldığı eylemde Lübnan bayrakları taşındı. Eylemde konuşma yapan İşçi Partili milletvekili Jeremy Corbyn, acil ateşkes çağrısı yaptı.

Köln'de emperyalist-siyonist barbarlık lanetlendi!

Siyonist İsrail'in Filistin ve Lübnan halklarına yönelik katliamları 5 Ağustos günü Almanya'nın Köln kentinde protesto edildi. Eylemler her hafta cumartesi günü gerçekleştirilmeye devam edilecek.

Eylem Dom Kilisesi'nin önünde yapıldı. Önce platformun ortak açıklaması okundu. Ardından oluşturulan serbest kürsüden çeşitli parti, örgüt ve kişiler söz alarak katliamları kınayan konuşmalar yaptılar.

Konuşmaların ardında yürüyüş başladı. Yürüyüş esnasında çevredeki insanlara duyarlılık ve katılım çağrısı yapıldı. Emekçi kitlelerde katliamlara karşı gittikçe artan bir duyarlılık söz konusu. Bu haftaki eylem daha kitlesel ve coşkuluydu. Üç hafta önce 80 kişi ile başlayan eyleme, bu hafta yaklaşık 300 kişi katıldı. Özellikle Lübnanlı ve Filistinli kadın ve gençlerin katılımı anlamlıydı. Eylemin bitiş noktasında çocukların mikrofondan yaptığı “Lübnan ve Filistin'deki çocuk katliamalarını durduralım” çağrısı oldukça etkileyiciydi.

Eyleme Bir-Kar imzalı pankartımızla katıldık ve “Emperyalist-siyonist saldırganlığa karşı, Ortadoğu halklarıyla dayanışmaya!” başlıklı yeni bildirimizi dağıttık.

Platform dışındaki güçlere çağrı yaparak daha kitlesel eylemler örgütleme kararı aldı.

Bir-Kar/Köln

Nürnberg'de İsrail protestosu...

İsrail'in saldırganlığına karşı BİR-KAR, AGİF, ATİF, Filistin-Ortadoğu Dayanışma Komitesi, Tufan (İran İşçi Partisi) ve Enternasyonal Dayanışma gruplarının oluşturduğu platform ikinci eylemini Lorenz Kilisesi önünde gerçekleştirdi.

5 Ağustos günü gerçekleşen eyleme 100'ü aşkın kişi katıldı. Ayrıca caddeden geçen yüzlerce kişi açılan standı ziyaret ederek destek verdi. Burada yapılan konuşmalarla Filistin ve Lübnan halklarına karşı siyonist İsrail devletinin gerçekleştirdiği katliamlar kınandı ve Amerikan emperyalizmi teşhir edildi.

Konuşmalarda anti-emperyalist vurgular önplana çıkartıldı. Eylem boyunca Irak, Filistin ve Lübnan bayrakları taşınırken, “İşgal terörizmdir!”, “İsrail, Filistin ve Lübnan'dan defol!”, Emperyalistler Ortadoğu'dan elinizi çekin!”, “Çocuk katili İsrail!” ve “Yaşasın enternasyonal dayanışma!” sloganları sık sık atıldı.

Bir-Kar/Nürnberg olarak ulaşabildiğimiz herkesi eyleme çağırdık, bildirilerimizi ve ortak bildiriyi yaygın biçimde dağıttık. Eylem anında da etkin bir şekilde yerimizi aldık. Kürsüden “Emperyalist-siyonist saldırganlığa karşı Ortadoğu halklarıyla dayanışmaya!” başlıklı bildirimizi hem Almanca hem de Türkçe okuduk. Daha sonra bir yoldaşımız, N. Hikmet'ten “Dünyayı verelim çocuklara” şiirini Almanca okudu. Eylem 12 Ağustos Cumartesi yapılacak olan yürüyüşe çağrılarla bitirildi.

BİR-KAR/Nürnberg

Kahire'de 2 bin kişi alanlara çıktı

Mısır'ın başkenti Kahire'de Müslüman Kardeşler örgütüyle Avukatlar Sendikası'nın düzenlediği eyleme 2 binin üzerinde kişi katıldı. Eylemde Nasrallah'ın posteriyle Lübnan bayrakları taşındı.

İsrail polisi Kudüs'te protestoculara saldırdı

Cuma hutbesinde İsrail'in Lübnan saldırısını kınayan imamın tutuklanması üzerine Kudüs'te 4 Ağustos günü namaz çıkışında İsrail polisi ile çatışma yaşandı. Hem İsrail'in saldırılarına hem de tutuklama olayına tepki gösteren protestocular İsrail polisine caddelerde taş atarken, kolluk güçleri de protestocuların üzerine biber gazı sıktı, plastik mermilerle ateş açtı.

--------------------------------------------------------------------------------------

Siyonist vahşete ilk resmi tepkiler!

Birkaç istisna dışında, emperyalist/siyonist saldırganlığa resmi tepki gösteren olmamıştı. Gecikmeli de olsa bu yöndeki ilk tepki, Hugo Chavez başkanlığındaki Venezüella'dan geldi. Chavez, İsrail'in Lübnan'da yürüttüğü vahşi saldırıları protesto etmek amacıyla İsrail büyükelçilerini geri çağırdıklarını açıkladı.

Bu arada İsrail'in Lübnan katliamını kınayan Şili Başkanı Michelle Bachelet acil ateşkes çağrısında bulundu. Masum insanların ve hele de çocukların öldürülmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Bachelet, Birleşmiş Milletler'in daha aktif bir politika izlemesi gerektiğini savunuyor. Başkana paralel olarak bir açıklama yapan Dışişleri Bakanı Alejandro Foxley de İsrail'in Güney Lübnan'dan çekilmesini talep etti.

Bachelet'nin de üye olduğu Sosyalist Parti'ye mensup meclis üyelerinden Ivan Paredes ve Sergio Aguilo'nun sunduğu bir öneri ise Tel-Aviv'deki Şili elçisinin geri çağrılmasını, İsrail'in Santiago'daki temsilcisi David Cohen'in sınırdışı edilmesini talep ediyor.

---------------------------------------------------------------------------------------

Suudi Arabistan'da Lübnan direnişine destek eylemleri

Ortaçağ zihniyetiyle ülkeyi yöneten şeriatçı-Amerikancı rejim, Suudi Arabistan'da herhangi bir demokratik hakkın kullanılmasını kolluk kuvvetlerinin zoruyla engelliyor. Ancak İsrail'in vahşi saldırısı, daha önemlisi ABD destekli bu saldırganlığa karşı Hizbullah gerillalarının gösterdiği büyük direniş, bu ülkede de kitlelerin üzerlerine serilen ölü toprağını silkelemeye başlamasına vesile oldu.

Geçtiğimiz hafta Şii Araplar'ın yoğun yaşadığı Katif bölgesinde Lübnan'daki direnişe destek amacıyla yapılan eylemlerle bir ilk gerçekleşmiş oldu. Emperyalist-siyonist saldırganlık karşıtı gösteriye katılan Suudi Arabistanlılar İsrail'i dünyanın en vahşi rejimi diye niteleyerek Hizbullah lideri lehinde sloganlar attılar.

Birleşmiş Milletlerle İslam Konferansı Örgütü'nün ciddi adımlar atmasını beklediklerini söyleyen göstericiler, polis ablukası altında gerçekleştirdikleri gösteride “Kahrolsun İsrail!”, “Kahrolsun ABD!”, “Ey sevgili Nasrullah Tel-Aviv-i viran et!”, “Ne Şii, ne Sünni, İslami birlik!” vb. sloganları attılar. Şii-Sünni ayrımlarının bir kenara bırakılmasını isteyen göstericiler, İslami birliğin bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdiler.

Son iki hafta içinde gerçekleşen üçüncü gösteri ise, kolluk kuvvetlerinin azgın saldırısı ile dağıtıldı. Reuters Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, son iki hafta içerisinde Katif bölgesinde Hizbullah'a destek gösterilerinin üçüncüsü yapıldı. Ellerinde Hizbullah Genel Sekreteri Nasrullah'ın resimleri ve sarı Hizbullah bayrakları taşıyan göstericiler, İsrail karşıtı sloganlar attılar ve İsrail bayrakları yaktılar.

Görgü tanıklarının ifadelerini aktaran Reuters, polisin kentin çeşitli yerlerine barikatlar kurarak halkın gösteriye katılmasını engellediğini, yapılan gösterilerin üçüncüsü olan eyleme katılanların ise, panzerler eşliğindeki polis saldırısı ile dağıtıldığını bildirdi.

Amerikancı Suudi rejimi, İsrail vahşetinden Hizbullah'ı sorumlu tutarak, emperyalist/siyonist saldırganların safında olduğunu göstermişti.

---------------------------------------------------------------------------------------

Hiroşima'da katliamda ölenler anıldı!

Japonya, Hiroşima katliamının 61. yılında ölenlerini andı. Hiroşima'da yaklaşık 45 bin kişinin katıldığı törende, atom bombasının atıldığı an olan saat 08.15'te çanlar çalındı. Ölenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Ardından yüzlerce güvercin gökyüzüne salıverildi.

Hiroşima Barış Parkı'nda yapılan törende Hiroşima Belediye Başkanı bir konuşma yaparak, dünyada tüm nükleer silahların ortadan kaldırılması çağrısında bulundu. Atom bombası saldırısına uğrayan tek ülke olan Japonya'nın bu konuda liderlik rolünü üstlenmesini istedi.

6 Ağustos 1945 tarihinde ABD'nin Hiroşima'ya attığı atom bombası 140 binden fazla kişinin ölümüne yol açmıştı. ABD, Hiroşima'dan üç gün sonra 9 Ağustos'ta da Nagazaki'ye bomba atmış, burada da 80 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Japonya'nın yanısıra Hiroşima'da katledilenler Almanya'nın çeşitli kentlerinde de düzenlenen törenlerle anıldı. Hiroşima'nın kardeş şehri olan Hannover kentinde düzenlenen törende, Japonya'dan getirtilen bir barış çanı çalındı. Frankfurt ve Hamburg kentlerindeki törenlerde ise atom bombaları ve dünyadaki silahlanma protesto edildi.