Kızıl Bayrak'tan...
Mamak 3. Kültür-Sanat Festivali 4-6 Ağustos tarihleri arasında başarıyla gerçekleştirildi. Bu sayımızda festivalin değerlendirmesine ve haber/yorum yazısına yer verdik. Yer sıkışıklığından dolayı festival ile ilgili gözlemleri önümüzdeki sayımızda yayınlayacağız.
Mamak 3. Kültür-Sanat Festivali yapılan değerlendirmede de ifade edildiği gibi devrimci kültür-sanat cephesinde yılların emeğine ve çabasına dayalı bir birikimin en ileri düzeyde açığa çıkarıldığı bir etkinlik oldu.
Festival ortaya çıkardığı sonuçlar bakımından aynı zamanda kültür-sanat alanında yeni bir düzeyin somut ifadesi oldu. Sınıf devrimcileri bu anlamlı ve önemli deneyimi çok yönlü olarak irdelemeli ve bu alanda önümüzdeki dönemde atılacak adımları kendi cephelerinden hızlandırmalı ve sıklaştırmalıdırlar.
* * *
Ortadoğu'da emperyalist-siyonist saldırganlık tüm pervasızlığıyla devam ediyor. Ancak bu saldırganlık halkların direnme gücü karşısında yenilmeye mahkumdur. Amerika'nın Irak'ta saplandığı bataklık bunu gösteriyor. Siyonist İsrail'in haftalardır acımasızca tüm yıkıcı ve kıyıcı silahlarını kullanmasına rağmen Lübnan'da istediği sonuçları elde edememesi bunu anlatıyor.
Giderek tüm Ortadoğu bölgesini saracak bir savaş tehlikesinin yayılma ihtimali gün geçtikçe büyüyor. Emperyalist-siyonist cephe BM şemsiyesi altında halkları teslim almaya ve direnme iradesini kırmaya yönelik planlarını devreye sokmak için hazırlıklarını sürdürüyor. Ancak bu planların kolay kolay uygulanamayacağı açıktır.
Bölgede bir savaş tehlikesinin yayılma ihtimali devrimci görev ve sorumlulukların da büyüyeceğine işaret etmektedir. Haftalardır dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanında emperyalist-siyonist saldırganlığa ve katliamlara karşı işçi-emeçiler ve ezilen halklar ayakta. İşçi-emekçi ve ezilen halklar bu barbarlığa boyun eğmeyeceklerini dile getirmekteler.
Önümüzdeki günlerde emperyalist-siyonist saldırganlığa karşı tepkiler giderek yayılacak ve güçlenecektir. Sınıf devrimcileri kendi cephelerinden bu tepkinin eylemli bir hat üzerinden örgütlenmesi için etkin ve enerjik bir çaba ortaya koymalıdırlar. Her türlü araç ve yöntemi kullanarak kitlelerin tepkisini harekete geçirebilmelidirler. Şu ana kadarki bu yönlü çabaların ortaya çıkardığı sonuçlar bunun olanaklı olduğunu göstermektedir. Ancak bu kadarının yeterli olmadığı da açık olmalıdır.
Sermaye iktidarının içerde baskı ve terörü artırarak devrimci ve ilerici güçleri boğmaya çalıştığı bugünkü ortamda, bizleri işçi ve emekçilerle buluşturacak bu uygun zemin, devrimci sınıf mücadelesini güçlendirilmesinin bir imkanına dönüştürülebilmelidir.
* * *
Seçim gündemi çerçevesinde reformist solu ele alan yazılarımıza konunun gündemden düşmesi nedeniyle şimdilik ara veriyoruz. |