11 Ağustos 2006 Sayı: 2006/31 (31)
  Kızıl Bayrak'tan
   Halkların birleşik devrimci gücü, işçi ve emekçilerin devrimci sınıf savaşı karşısında emperyalizm kağıttan kaplandır!
  Milletvekillerinden timsah gözyaşları.... Kim kimin dostu kim kime düşman?
  Katliam ortaklığına izin vermeyelim, kardeş halklarla dayanışmayı yükseltelim!
  İşbirlikçi uşak takımı ABD emperyalizminin Ortaoğu'daki taşeronluğuna hazırlanıyor
  DİSK yönetimi siyonist temsilciyi DİSK Genel Merkezi'nde ağırladı! İşçi sınıfı bu hainlere artık dur demelidir!
Sağlık alanında saldırılar sürüyor!
Elektrikte zam kapıda
Öncü AŞ işçileriyle sendikalaşma süreci üzerine konuştuk
  Mamak 3. Kültür-Sanat Festivali başarıyla gerçekleştirildi / Orta sayfa
  Mamak 3. Kültür-Sanat Festivali onbini aşkın işçi ve emekçinin katılımı ile gerçekleşti.
  İran emperyalist/ siyonist saldırganlığın maşası BM'nin dayatmalarını reddetti
  Siyonist zorbalar Filistin meclis başkanını da tutukladı
  ABD işgal ordusu Bağdat'taki Sadr kentine saldırdı
  Lübnan yönetimi saldırgan İsrail'i savunan BM tasarısını reddetti
  Dünyada emperyalist-siyonist saldırganlığa karşı eylemlerden
  Almanya'da doktorların grevi yayılıyor
  Meksika'da milyonlar ayakta
  Batı, İsrail ve ortadoğu / Abu Şehmuz Demir
  Yedi aydından savaşa karşı ortak bildiri: İtham ediyoruz!
  Yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısı gündemde
  Eylem ve etkinliklerden
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İran emperyalist/siyonist saldırganlığın maşası BM'nin dayatmalarını reddetti

Filistin-Lübnan halklarına karşı devam eden emperyalist/siyonist vahşete arka çıkan Birleşmiş Milletler (BM), İran'la uğraşmaya devam ediyor. Nükleer silah deposu İsrail'in Filistin ve Lübnan'ı viraneye çevirmesini izleyen BM Güvenlik Konseyi, “nükleer silah geliştirebileceği” gerekçesiyle İran'a karşı -Katar hariç- oybirliği ile karar aldı.

BM, nükleer faaliyetlerini derhal askıya almasını isteyerek, İran'a bir ay süre tanıdı. Güvenlik Konseyi'nin 10 maddelik kararı, İran'a araştırma/geliştirme faaliyetleri dahil tüm uranyum zenginleştirme ve yeniden işleme faaliyetlerinin tamamını askıya almasını dayatıyor.

Güvenlik Konseyi kararı, İran'ın 31 Ağustos 2006 tarihine kadar karara uymaması durumunda, BM Sözleşmesi uyarınca yaptırımlar uygulanmasını öngörüyor. Karara uymaması durumunda İran'a, BM Sözleşmesi'nin 41. maddesi uyarınca bir takım yaptırımlarda bulunulacağı belirtiliyor. Sözleşmenin ilgili maddesi ekonomik yaptırımları içeriyor.

Rusya-Çin ikilisinin BM'deki daimi temsilcileri kararı desteklediklerini ancak sorunun ekonomik yaptırımlardan çok diplomatik yollarla çözülmesi gereğini savunuyor. Oysa karara imza atan bu gerici güç odakları, Amerikan emperyalizminin istediği yönde tutum almış oldular.

Bu arada Güvenlik Konseyi kararına tepki gösteren İranlı yetkililer, bu haksız ve yasal dayanaktan yoksun karara uymayacaklarını açıkladılar.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, nükleer teknolojiden yararlanmanın İran milletinin hakkı olduğunu belirterek, BM Güvenlik Konseyi kararına rağmen nükleer faaliyetlerini askıya almayacaklarını belirtti. Ahmedinecad, “Eğer İran milletiyle tehdit diliyle konuşabileceklerini düşünüyorlarsa, yanılıyorlar” dedi.

BM kararıyla ilgili geniş açıklamayı yapan İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani ise, BM Güvenlik Konseyi'nin, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurması için kendilerine Ağustos sonuna kadar süre tanıyan kararını reddettiklerini ve nükleer faaliyetleri askıya almayacaklarını açıkladı.

Laricani, düzenlediği basın toplantısında, Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya'nın sunduğu öneriyi “olumlu” bir adım olarak değerlendirdiklerini ve incelediklerini, ancak süreç devam ederken Avrupa ülkelerinin sözlerinde durmadıklarını ifade etti. İran'ın cevabı beklenmeden Güvenlik Konseyi'nde karar alındığını kaydeden Laricani, “Böyle davranmaları başka hedefler peşinde olduklarını gösteriyor” diye konuştu. Laricani, “Bu kararı reddediyoruz ve faaliyetlerimizin askıya alınmasını da kabul etmiyoruz” diyerek, İran'ın net bir tutum sergileyeceğini dile getirmiş oldu.

BM kararına olumlu oy kullanan Rusya ve Çin'i de eleştiren Laricani, bu iki ülkenin “yanlış” yaptığını, böyle yaparak İran'dan çok kendi uluslararası rollerine zarar verdiklerini savundu.

AB aracılığıyla İran'a sunulan önerilere henüz yanıt verilmemişken Güvenlik Konseyi'nin böyle bir karar alması, BM'nin, emperyalist/siyonist saldırganlığın güdümünde hareket ettiğinin yeni bir kanıtı olmuştur.

Bu arada Bush başkanlığındaki neo-faşist yönetim, İran'a malzeme sağladıkları gerekçesiyle bazı ülkelerin firmalarına yaptırım uygulama kararı aldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Amerikan yasalarının kitle imha silahı geliştirilmesinde kullanılabilecek malzeme ve teçhizatın Tahran yönetimine satışını yasakladığı iddia edilerek Rusya, Kuzey Kore, Hindistan ve Küba'dan toplam beş firmaya yaptırım uygulanacağı söylendi. Yaptırımlar, Amerikan şirketlerini söz konusu şirketlerle iş yapmaktan men ediyor.

İran'a karşı sergilenen bu saldırgan tutum, bölge halklarını hedef alan emperyalist/siyonist savaşın giderek yayılmak istendiğinin göstergelerindendir.

--------------------------------------------------------------------------------------

İran-Suriye yönetimleri savaşa hazır olduklarını ilan ettiler

Lübnan'ı yakıp yıkan İsrail bombardımanın Suriye sınırında yoğunlaşması, BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı İran karşıtı karar, emperyalist güç odaklarının ABD önderliğinde Güney Kıbrıs'ta devam eden askeri yığınağa ilişkin gelişmeler, Filistin ve Lübnan'ın ardından bölgenin başka halklarına karşı yeni cepheler açılacağının ipuçlarıdır.

Filistin-Lübnan saldırılarının devamı olarak açılacak cephe veya cephelerin Suriye ile İran halklarını hedef alacağı bir sır değildir. Emperyalist/siyonist zorbaların hazırlığını izleyen Suriye yönetimi, orduya savaşa hazır olma emrini geçen hafta vermişti. Stratejik anlaşma imzalayan İran'la Suriye, taraflardan birine yapılacak bir saldırıyı, kendilerin yapılmış sayacaklarını daha önce açıklamışlardı. Dolayısıyla her ülke de, olası bir emperyalist/siyonist saldırıya karşı hazırlık içindeler.

Suriye yönetimi savaşa hazır olduğunu resmen ilan etti. Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısına katılan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, “Hizbullah, güç dengesinin İsrail'den yana olduğu tezine son verdi. Suriye İsrail'den gelecek her türlü saldırıya hazır ve hemen yanıt verecektir” dedi.

Beyrut ziyareti esnasında Lübnan'daki siyonist işgal karşıtı direnişi desteklediklerini söyleyen Velid El-Muallim, “şahsen Hizbullah'a katılmaya ve Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah'ın askeri olmaya gönüllü olduğunu” ifade etti. El-Muallim yaptığı basın açıklamasında “Seyyid Hasan Nasrullah ve Lübnan Direnişi Lübnan'ın onurunu ve Arap ümmetinin birliğini korumaktadır” şeklinde konuştu.

Bu arada İran, Suriye'ye yapılacak bir saldırıyı kendine yapılmış sayılacağını yineledi. Hükümet sözcüsü Gulamhüseyin İlham, “Suriye veya başka bir İslam ülkesi saldırıya maruz kalırsa saldırganlar İslam ülkelerinin ciddi tepkisiyle karşılaşacaklar” dedi.

Halkları köleleştirme planını hayata geçirebilmek için Ortadoğu'yu “Lübnanlaştırma”ya hazırlanan emperyalist/siyonist güçler, bu emellerine ulaşabilmek için halkların katili NATO'yu da bölgeye yerleştirmek istiyorlar. Bu yöndeki hazırlıklara hız veren savaş kundakçıları ile İsrailli suç ortaklarını bölgeden söküp atmak, özelde bölgenin, genelde dünyanın işçi emekçileri ile ezilen haklarının sorumluluğudur. Bu nedenle direnişi güçlendirmek, ama aynı zamanda anti-emperyalist/anti-siyonist niteliğini anti-kapitalist bir düzeye çıkarmak için harcanacak çabanın hayati bir önemi vardır.