08 EKİM 2005 Sayı: 2005/40 (40)

  Kızıl Bayrak'tan
  AB hayallerinin çöküşü ve AB'ye hizmette buluşanlar
  AB ile müzakere süreci başladı.
  Gençlik geleceğine sahip çıkıyor
  Meclis yeni saldırılar için işbaşı yaptı
  "Sosyal Güvenlik Reformu" uygulanmadan iflas etti
Erdemir'de yağma savaşının galibi OYAK
Özelleştirme gelirleri sermayenin derdine derman olabilir mi?
  Özelleştirme saldırısında yeni hamleler
  Devlet terörü her yerde
  Tarımda yıkım ve emekçi köylülük
  Milliyetçilikler kıskacında sendikacılık ve sınıf mücadelesinde "D"İSK / Y. Akkaya
  Demokrasi mücadelesi ve Kürt sorunu/3 (Orta sayfa)
  Fransa'da onbinlerce emekçi grevde
  Kapitalist düzende parçalanmış insan cesetleri de "para eder"!

  İran yine hedef tahtasında!

  Suriye yine hedefte!
  Kürdistan sorunu, çözüm dinamikleri ve handikapları/2
  Büyükçekmece İşçi Kurultayı hazırlık çalışmalarından
  Emekçi Kadın Buluşması gerçekleşti.
  Emekçi Kadın Buluşması; Taleplerimizi kazanmanın yolu mücadeden geçiyor!
  Bültenlerden / Kamu Emekçileri Bülteni
  Savaşsız bir dünya sosyalizmle gelecek!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Özelleştirme saldırısında yeni hamleler

Şekerde özelleştirme ve yıkım...

2006 yılında özelleştirme furyasından nasibini alacak KİT'ler arasında şeker fabrikalarının da bulunduğu açıklandı. Şeker Kurumu'nun düzenlediği bir toplantıda konuşan Sanayi Bakanı Ali Coşkun, 5 şeker fabrikasının özelleştirilmesi konusunda gerekli kararın, Özelleştirme Yüksek Kurulu'na sevk edildiğini bildirdi.

Ali Coşkun konuşmasında şeker fabrikalarında “önce güzelleştirelim sonra özelleştirelim” mantığıyla hareket edildiğini, yapılan çalışmalar sonucunda fabrikaların zarardan kurtarıldığını ve son 3 yıldır sürekli kâr ettiklerini vurguladı. Aynı toplantıya katılan Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürü Azmi Aksu ise özelleştirilecek fabrikaların isimlerinin belli olmadığını, kendilerine bakanlıktan bu konuda bir bilgi gelmediğini belirti.

Şeker Fabrikaları Genel Müdürü konudan habersiz görünse de şeker fabrikalarının özelleştirme planlarının önemli bir parçası olduğu sır değil. Devletin elindeki fabrikalardan bazıları zaten geçtiğimiz dönem satıldı. Şimdi 5 fabrika daha satılacak, ardından diğerleri de gelecek.

Aslında şeker sektöründeki özelleştirmeler, bu sektöre yeni bir biçim verme çabalarıyla da bağlantılı. Pancar ve şeker üretim sektörleri, AB ile yürütülen görüşme ve uyum çalışmaları ile de bağlantılı olarak yeniden yapılandırılıyor. Sözkonusu yeniden yapılandırma politikaları, yeni hazırlanan ve önümüzdeki haftalarda meclise gönderileceği ifade edilen yeni Şeker Yasası'nda ortaya konuluyor. Bu çerçevede özelleştirmelere paralel olarak pancar ekim alanları azaltılıyor, ithalata ve nişastadan elde edilen yapay şekere kapı aralanıyor. Bütün bu değişimler pancar üreticileri ile şeker sektöründe çalışanlar için kapsamlı bir yıkım anlamına geliyor.

Enerjide özelleştirme hazırlıkları tamamlanıyor

Sermaye özelleştirme alanındaki atağını enerji dağıtım tesisleri alanında da devam ettirmek istiyor. Bu amaçla enerji dağıtım tesislerinin özelleştirmeye açılması için bazı hazırlıklar yürütülüyor. Özelleştirme sonrasında ortaya çıkacak yetki ve fiyatlandırma sorunlarının çözümüne dönük bazı yasal düzenlemelerin önümüzdeki haftalarda meclise getirilmesi planlanıyor. Buna göre Elektrik Özelleştirme Strateji Belgesi'nde belirlenen politikalara uygun olarak Elektrik Piyasası Kanunu'na bazı eklemeler yapılacak. Taslağın genel gerekçesinde özelleştirmenin zamanında ve sorunsuz yürütülebilmesi için kanunda değişiklik yapılmasının zorunlu olduğu vurgulanıyor.

Planlanan yasa değişikliğinde yağmacı şirketlerin illere göre farklılık gösteren kaçak/kayıp oranlarından dolayı zarar etmeleri ihtimali bile düşünülmüş ve tedbirler alınmış. Yağmacı şirketlerin çıkarlarını bu kadar ayrıntılı olarak gözeten yasada tüketicilere daha ucuz ve kaliteli elektrik enerjisi sunulması yönünde hiçbir düzenleme yok.

Yasa meclisten geçerse dağıtım tesislerinin özelleştirildiği bölgelerde 5 yıllık bir geçiş dönemi belirlenecek ve bu süre içinde elektirk enerjisinin tüketiciye sunulmasında ulusal tarife geçerli olmaya devam edecek. 5 yıllık geçiş döneminden itibaren ise 21 dağıtım bölgesinin her birinde farklı elektrik fiyatları gündeme gelecek. Bu fiyatların belirlenmesinde o bölgenin kayıp/kaçak oranları belirleyici rol oynayacak. Buradan da anlaşılabileceği gibi, enerji dağıtım tesislerinin özelleştirilmesi kullandığımız elektrik enerjisinin ucuzlamasana değil daha da pahalanmasına yol açacak.

Liman-İş Galataport için Danıştay'a başvurdu

Bundan bir süre önce şaibeli bir şekilde İsrail kökenli Ofer grubu ile “yerli” ortaklarına peşkeş çekilen Galataport özelleştirmesiyle ilgili tartışmalar sürüyor. Bu arada Liman-İş Sendikası Galataport özelleştirmesiyle ilgili ihalenin iptali için Danıştay'a dava açtı. Sendika adına avukatlar tarafından Danıştay'a sunulan dava dilekçesinde, ilan ve şartnamede 49 yıl olarak öngörülmesine rağmen, Galataport'un 149 yıllığına devredildiği belirtildi. Ayrıca söz konusu olanın bir turizm yatırımı olduğu ve özelleştirmelerle ilgili yap-işlet-devret yasasının turizm projelerini kapsamadığı da vurgulandı.

------------------------------------------------------------------------------------------

Akyıl işçisi direndi ve kazandı!

Diyarbakır'da bulunan Akyıl Tekstil işçilerinin onbeş gündür süren direnişleri, taleplerinin kabul edilmesiyle başarıyla sonuçlandı. Ücretlerin düzenli ödenmemesi, işçilerin büyük çoğunluğunun 7 ayı aşkın bir süredir içerde alacaklarının birikmesi sonucu eyleme geçen Akyıl Tekstil işçileri üretimi durdurma kararı aldılar. Bu süre zarfında patronun baskıları ve oyunları hiç bitmedi. İşçilerin bir kısmın, tek tek ya da toplu olarak görüşerek işbaşı yapmaya zorladı. Polisi işçilerin üzerine saldı. Özellikle kadın işçiler üzerinde “ailelerinize şikayet edeceğim” tehdidiyle baskı kurmaya çalıştı.

15 gün sonra işçilerin kararlı tutumu sayesinde patron geri adım attı ve işçilerin sunduğu sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldı. Ücretlerin ödenmesinin yanısıra, sigortaların yatırılması, yıllık izinler ve daha başka maddelerin de yeraldığı bir sözleşme imzalandı. Anlaşma üzerine işçiler 4 Ekim günü işbaşı yaptılar. İçerdeki ücretlerinin yüzde 50'sini peşin olarak almaya başladılar.

2 hafta süren direnişte Akyıl Tekstil işçilerini başarıya götüren ise, tabanda yarattıkları birliktelik oldu. İşçiler, oluşturdukları işyeri komitesinin kararları doğrultusunda birlik ve beraberliklerinden hiçbir şey kaybetmeden yollarını yürüdüler. Akyıl Tekstil işçilerinin örgütlü olduğu Teksif Diyarbakır Şubesi ise bu süre zarfında ortalıkta yoktu. Hatta Şube Başkanı Mehmet Gezer, “Eylem yaparken bana mı sordunuz!” diyerek ihanetçi tutumunu ortaya koydu. Buna rağmen Akyıl Tekstil işçileri kararlılıkla direnişlerini sürdürdüler ve bu süreçten kendi deyimleri ile başları dik çıktılar. Akyıl Tekstil işçileri sergiledikleri direniş ile sendikal ihanetin de ancak tabanda yaratılan birliktelikle ve örgütlülükle aşılacağının örneğini sergilediler.

------------------------------------------------------------------------------------------

Eğitim-Sen'den basın açıklaması

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla Eğitim-Sen İstanbul Şubeleri tarafından İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına 40 civarında eğitim emekçisi katıldı.

Açıklamada yoksulluk sınırına itilmiş eğitim emekçilerinin yaşadıkları sorunlar anlatıldı. Özlük ve sosyal haklardaki gasplara, sürgünlere, keyfi atamalara, norm kadro uygulamasına, apolet yasasına, yeni personel uygulamasının yarattığı eşitsizliğe değinildi. Türkiye'deki öğretmenlerin AB ülkelerindeki öğretmenlerden daha az ücret aldığı, çalışma saatlerinin ise daha çok olduğu istatistiklerle açıklandı.

Kızıl Bayrak/İstanbul