Kızıl Bayrak'tan...
Bir 1 Mayıs daha geride kaldı. Buna rağmen 1 Mayıs'ta ortaya çıkan tablo daha uzunca bir süre gündemimizde kalmaya devam edecek. 2005 1 Mayıs'ı yüzbinlerin katılımıyla kutlandı. Yüzbinlerce işçi ve emekçi kapitalist sömürüye ve emperyalist saldırganlığa karşı duyduğu tepkiyi ortaya koymak için alanlara çıktı. Buna rağmen ortaya çıkan tablonun sınıf hareketinde bir gelişmenin müjdecisi olduğunu söylemek mümkün değil. Yoğunlaşan saldırı dalgasına rağmen işçi ve emekçiler hala saldırılara karşı ciddi bir yanıt üretemiyorlar. 2005 1 Mayıs'ı bir kez daha devrimci önderliğin öneminin altını çizdi.
Sınıf devrimcileri olarak 1 Mayıs'ın ortaya çıkardığı tabloyu enine boyuna değerlendirmeli ve buradan yola çıkarak sınıf ve kitle haretine karşı görevlerimizin neresinde olduğumuzu bir kez daha belirlemeliyiz. 2005 1 Mayıs'ının aynasından yansıyan birçok olgu var kuşkusuz. Ancak birleşik, siyasal ve devrimci bir sınıf hareketinin yaratılması çabasının güçlenmesinin kritik önemi her açıdan öne çıkmış bulunuyor. Bu görev sınıf devrimcilerinin omuzlarındadır. Bunun yolu herşeyden önce sınıf merkezli faaliyetimizin hiçbir şekilde kesintiye uğratılmadan sürdürülmesinden geçmektedir. Sınıf devrimcileri için her gün 1 Mayıs, her gün kavga sadece bir söz değildir. 2005 1 Mayıs'ı, bizi iddamıza ve misyonumuza layık olmaya çağırmaktadır. Tüm imkan ve güçler seferber edilmeli, sınıf ve kitle hareketinin önderlik ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu ihtiyaç karşılanmadıkça sınıf ve kitle hareketinin ileriye doğru bir çıkış yapabilmesi ve örgütlü gücüyle sermayenin saldırılarını püskürtebilmesi mümkün olmayacaktır.
***
1 Mayıs 2005 dünyada ve Türkiye'de yaygın eylem ve gösterilerle kutlandı. Sayfalarımızda bu gösteri ve eylemlere genişçe ver vermeye çalıştık. Üstelik sayfa sayısını arttırmamıza rağmen, tabloyu tüm boyutlarıyla yeterince sunabilme imkanı yine de bulamadık. Önümüzdeki sayı eksik kalan 1 Mayıs haber, değerlendirme vb. yazılara yer vermeye çalışacağız. |