8 Ocak 2005
Sayı: 2005/02(02)


  Kızıl Bayrak'tan
  ABD-İsrail şer ekseninin hizmetindeler
  Sağlıkta özelleştirmenin kılıfı; Sağlıkta Dönüşüm Projesi
  Özelleştirmeler durdurulsun, kölelik yasaları çöpe atılsın!
  Sosyal saldırılara karşı sınıf mücadelesi!
  Sefalet ücreti politikası 2005 yılında da devam edecek
  Patronlar kıdem tazminatını 15 güne indirmek istiyor
  DİSK'in 2004 daporu üzerine
  CHP'de patlayan "cerahat"
  Abdullah Gül siyonist şeflerin huzurunda
  "Yardım koalisyonu", "Bağdat fatihi" feneralden sorulacak
  Tasfiyecilik, sahte dostlar ve ötesi
  Birleşik gençlik kurultayı için ileri!/Orta sayfa
  Birleşik bir gençlik kurultayı için harekete geçildi
  2004'te gençlik hareketi
  Mimar Sinan'da tepki büyüyor
  İşgal karşıtı direniş seçim oyununu bozmaya aday
  Filistin halkının cellatları Irak'ta işbaşında!
  İsrail işgali altında "özgür seçimler"
  Almanya;Burjuva demokrasisinin iç yüzü
  OSİM-DER 1. Olağan Genel Kurulu yapıldı
  Bültenlerden
  BEKO'da kitlesel işçi kıyımı
  Ya barbarlık ya sosyalizm!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Mimar Sinan'da tepki büyüyor...

Üniversitede baskılara ve
eğitimin özelleştirilmesine hayır!

27 Aralık günü başlattığımız imza kampanyasını 6 Ocak günü yaklaşık 250 kişinin katıldığı bir eylemle sonlandırdık. Eyleme katılımı artırmak için iki gün boyunca ön çalışmasını yaptık. Yaygın bir şekilde afişlerimizi astık, el ilanlarımızı dağıttık.
6 Ocak günü öğle saatlerinde ÖGB'lerin, afişlerimizde ve el ilanlarımızda buluşma noktası olarak belirttiğimiz, Osman Hamdi Koridoru'nu boşaltmaya başladıklarını gördük. Okulda, her zaman için merdivenlerinde öğrencilerin oturduğu, sergilerin bulunduğu bir sosyal mekan olan ‘aynı zamanda rektörlük binasına geçiş yolunun bulunduğu- bu alanın boşaltılmaya çalışılması büyük bir tepkiye neden oldu. Rektörlüğün bu tavrı, o zamana kadar çalışmaya ilgisiz kalanlara da ancak birlikte davranırsak güç olabileceğimizi ve bu güçten de ne kadar korktuklarını gösterdi. Biz de toplanmaya kantinde başladık ve alkışlar eşliğinde Osman Hamdi Salonu'na doğru yürüyüşe geçtik. ÖGB'lerin engellemeye çalışmasına rağmen hole girdik ve alkışlı protestomuza devam ettik. Bir arkadaşımız kamera ve barkod sistemleriyle yapılmak isteneni anlattı. Okulumuzda bu kadar eksiklik varken paraların bu tür şeylere harcandığını vurguladı. Rektörü aramıza davet ettiği konuşmasından sonra ‘Rektör buraya!', ‘Öğrenciler burada rektör nerede!' sloganları atılmaya başlandı.
Rektör İsmet Vildan Alptekin çağrımıza yanıt vermedi. Biz de her bölümden bir arkadaş seçtik ve topladığımız 520 adet dilekçeyi yazı işleri müdürlüğüne götürdük. Burada da engellemelerle karşılaştık. Çeşitli bahanelerle bizi oyalamaya çalıştılar. Dilekçelerimizi teslim edip kayıt numarası almadan dağılmayacağımızı söyleyerek kararlı bir tutum sergiledik ve dilekçeleri kayıt altına almak zorunda kaldılar.
Temsilci arkadaşların geri dönmesiyle, alkışlarla ve tenekelerle ritim tutarak katları dolaşmaya başladık. Tekrar Osman Hamdi Salonu'na döndüğümüzde rektöre olan çağrımızı yineledik. Bu sefer rektör aramızdan seçeceğimiz bir grup arkadaşla görüşmeyi kabul etti. Görüşmede kameraların ve barkodun bizim güvenliğimiz için olduğunu söyleyen ve sosyal demokrat olduğunu ısrarla vurgulayan rektör, sorunlarımızdan ve taleplerimizden bahsedince de ödenek yetersizliğinden yakınmayı ihmal etmedi. Bu yetersizliğe çözüm olarak da sponsorları öne sürdü ve üniversitenin imkanlarının özel sektöre kiraya verilmesiyle kaynak oluşturulabileceğini söyledi.
Temsilciler rektörle görüşürken kalan arkadaşlar da rıhtıma geçerek bir tartışma düzenlediler. Toplantıda talepler metni oluşturuldu ve birlikte hareket etme gerekliliğine vurgu yapıldı. Kurumsal yapıda bir öğrenci birlikteliğinin eksikliği dile getirildi. İleride neler yapılabileceğini konuşmak ve oluşturulması  planlanan öğrenci birliğinin tartışmalarını yapmak için 7 Ocak günü yeniden toplanmak üzere dağılındı.
Üniversitemizde yürüttüğümüz kararlı ve kitleye dönük çalışmanın sonuçlarını açıklıkla görebiliyoruz. Bizi bekleyen en önemli görev ise aynı kararlılıkla ve sistemli bir çalışmayla eğitimin ticarileştirilmesi saldırısını öğrencilerin bilinçlerine kazımak, birlikteliğimizi olabilen en geniş bileşenle örgütlemek,  üniversitemizin öz örgütlülüğünü oluşturmak için ilk adımları atmaktır. Bu yükü omuzlarımızda hissettiğimiz ve çalışmamızı başarıya ulaştırdığımız ölçüde sesimiz daha tok ve gücümüz daha fazla olacaktır. O zaman ne kameralar, ne turnikeler, ne yönetimin uyguladığı baskılar ne de üniversitemizi sermayeye peşkeş çekme girişimleri hayata geçirilebilecektir.

Ekim Gençliği/MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi

----------------------------------------------------------------------------------

ODTÜ öğrencileri
ağır müfredat kurbanı

Mimarlık Fakültesi'nde ağır ders yükü üç öğrenciyi intihara sürükledi. Bir öğrenci öldü, biri yoğun bakımda, diğeri de psikolojik yardım alıyor. ODTÜ Rektörü Ural Akbulut, ‘Derslerimiz ağır. Öğrenciler proje hazırlama döneminde bunalıma girebiliyor. Önlem arayışındayız' dedi.
Dünyanın sayılı üniversitelerinden ODTÜ, peş peşe gelen öğrenci intiharları ile sarsıldı. Mimarlık 1. sınıf öğrencisi Cemile Şahin, mühendislik binasının 9. katında önce bileklerini kesti, ardından çay ocağının küçücük penceresine tırmanıp, kendini aşağıya bıraktı ve öldü. Aradan üç gün geçmeden bu kez bir başka kız öğrenci, maket bıçağı ile bileklerini ve boğazını kesti. Öğrenci son anda kurtarıldı. Hocalar, hastanede yoğun bakıma alınan bu öğrenci ile ilgilenmeye çalışırken, son sınıf öğrencilerinden biri daha sinir krizi geçirip, intihara kalkıştı. Arkadaşları tarafından intihar girişimi engellenen erkek öğrenci psikolojik yardım alıyor.
Savaş Ay tarafından gündeme taşınan intihar olayları, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut tarafından da doğrulandı. Akbulut, öğrencilerin ağır ders yüküne dayanamayıp, intihara kalkıştıklarını kabul etti ve önlem almak için harekete geçtiklerini söyledi. Akbulut, şu bilgiyi verdi: ‘Olaylar maalesef doğru. Tam jüri dönemindeyiz. Öğrenciler stres altındalar. Hocaların eleştirileri de bazen morallerini bozuyor. Uykusuzluk, stres, heyecan üst üste gelince maalesef böyle üzücü olaylar meydana geliyor.'
Rehberlik ve danışmanlık hizmeti veren üç ayrı merkezleri bulunduğunu kaydeden Akbulut, şunları söyledi: ‘Buna rağmen intihar girişimleri yaşandı. Öğrenciler psikolojik yardım istemeye çekiniyor. Tedbirleri arttıracağız. Psikolojik destek merkezlerinin sayısını arttırmak gerek. Ama kadro sorunu nedeniyle bu sayıyı arttıramadık. Acil çözüm arıyoruz. Gerekirse, 24 saat açık bir telefon hattı olan intiharı önleme merkezi gibi bir merkez bile açmayı düşünüyoruz. Diğer öğrencileri özendirmesin diye bu olayları açıktan konuşmak dahi istemiyoruz.'

ODTÜ Ekim Gençliği

---------------------------------------------------------------------

Rektörlük seçimlerini politik faaliyete çevirdik...

‘Söz, yetki, karar hakkı istiyoruz!'

Geçen hafta yapılan toplantıdan sonra okulumuzda ‘Avcılar Kampüsü Öğrencileri' adı altında bir çalışma başlatmış olduk. İlk toplantıda rektörlük seçimleri ve bununla ilgili neler yapılacağı tartışıldı. Merkez Kampüs'te yapılan çalışmanın bir benzeri olarak kendi adaylarımızla bir seçim çalışması gerçekleştirme kararı aldık. Çalışmayla amaçlanan rektörlük seçimlerini öğrencilerin gündemine taşımak ve bu konuda düşüncemizi kitlelere anlatabilmekti. Belirlediğimiz adaylar şunlardı:
Sevimli Hayalet Casper: Saat 16:00'dan sonra Avcılar Kampüsü'nde in cin top oynuyor. Hiçbir sosyal yaşam imkanı yok. Casper, bu koşullarda en iyi çalışabilecek rektör adayının kendisi olduğunu söylüyor.
Küçükçekmece Gölü Canavarı: Okulun tek güzel manzarası ‘tabii uzaktan olmak kaydıyla!- Küçükçekmece Gölü'nün seyrine daldığımızda kendisini ne sıklıkla görüyorsak rektörü de o sıklıkla göreceğimizden kendisi bu konuda iddialı. En azından manzarası var, uzaktan olsa da.
Kuvvet Çevik: Okula can-ı gönülden bağlı, hepimizden çok daha düzenli gelip giden, ‘can güvenliğimiz'in ve düzenin yegane koruyucusu, mavi ve beyazın mükemmel uyumunun getirdiği karizmayla karşımızda: Çevik Kuvvet Otobüsü''! ‘Öğrenciler bana alışık, onların derdinin dermanını benden daha iyi bilen olamaz, az mı gezdirdim onları'' iddiasıyla adaylığını açıkladı. Rektörlük kurumunun bir işlevi olmadığını düşündüğümüzden kendi adayımızı çıkarmadık.
Adayları belirlerken amacımız rektörlüğün bir işlevi olmadığını, kim gelirse gelsin sorunlarımızın katmerleşerek devam edeceğini, çözümün hak arama mücadelesi vermekten geçtiğini anlatmaktı. Bu nedenle ‘söz, yetki, karar hakkı istiyoruz!' şiarını ön plana çıkardık. Kendi adayımızı çıkartmadık.
Bir hafta boyunca kantinlerde, sınıflarda, yemekhane kuyruklarında seçimlerle ilgili bildirimizi dağıttık. 1000'e yakın öğrenciden oy topladık. Çalışmalara katılan öğrenci arkadaşların sayısının fazlalılığı gelecek açısından bir umut veriyor. Yeterli bir planlama yapamadığımız için seçim sonuçlarını eylemli bir süreçle noktalayamadık. Gelecek hafta bununla ilgili bir forum gerçekleştirerek sonuçları duyuracağız. Aynı zamanda rektörlük seçiminin demokrasi adı altında bir oyuna çevrildiğini teşhir edeceğiz.

Ekim Gençliği/Avcılar Kampüsü