6 Kasım '04
Sayı: 2004/44 (36)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist barbarlık ve kapitalist yıkımın pençesindeki dünyada emekçilerin geleceği
  Felaket tsunaminin değil emperyalizmin eseridir.
  Deprem ve onbinleri yutan dev dalgalar
  Özelleştirme talanı sürüyor!
  Soruşturma terörü yine sahnede!
  2004 yılında sınıf hareketi
  2004 yılı ve kamu emekçileri hareketi
  Başbakan'ın Suriye gezisi
  Ekonomik büyüme ve işsizlik
  Kürt liberallerinin AB hüsranı
  BDSP'den sempozyuma çağrı
  Yoksulluğa mahkum, yozlaşmaya teslim olmayalım!
  Gençlik hareketi ve komünist gençliğin görevleri-2 / Orta sayfa
  İÜ'de ortak çalışmamız güçlenerek sürüyor
  Mimar Sinan Üniversitesi öğrencileri gözetleniyor
  YTÜ Davutpaşa Kampüsü'nde şenlikli eylem
  Irak'ı işgal eden emperyalist ordular acz içinde
  İşgalci askerler katlettikleri Iraklılar'ın organlarını da çalıyor
  Ertelenen Ukrayna seçimleri yeniden yapıldı
  2005'e girerken.../2
  Genç İşçi Bülteni'nden
  Esenyurt-Kıraç İşçi Bülteni'nden
  Toplumcu şair Şükran Kurdakul'u yitirdik
  Katliamlara karşı direniş kazanacak!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



19 Aralık, Filistin, Irak...

Katliamlara karşı direniş kazanacak!

4 yıl önce zindanlarda devrimci tutsaklara yönelik gerçekleştirilen 19 Aralık katliamını ve Ortadoğu?da yıllardır devam eden işgal ve katliamları lanetlemek amacıyla 26 Aralık günü Mamak?ta bir etkinlik düzenlendi. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Emekli-Sen Mamak Şube, ESP, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şube, YDG, Kurtuluş Sosyalist Dergi, Kaldıraç ve Akder?in ortak düzenlediği etkinliğin Mamak?ta yapılması ayrı bir anlam ifade etti. Anti-emperyalist bir içeriğe sahip olan etkinlik Mamak?ta süregelen çalışmaların bir parçası olarak şekillendi.
Etkinlik, 19 Aralık katliamında şehit düşen devrimci tutsaklar şahsında tüm devrim şehitleri adına saygı duruşu ile başladı. Ardından hazırlanan ortak metin okundu. Dünyanın her yerinde emperyalist-kapitalist sistemin dünden bugüne sayısız katliamlar gerçekleştirdiği, birçok ülkede emekçilerin kölelik şartları altında yıkım programlarına tabi tutulduğu ancak başta bölge halkları olmak üzere birçok yerde bu politikalara karşı büyük direnişlerin boy verdiğine vurgu yapan ortak açıklamanın ardından belgesel gösterimine geçildi. Filistinli çocuk direnişçilerin yaşamlarından bir kesit sunan ?Geçemeyeceksiniz? isimli belgesel oldukça ilgi ile izlendi. Daha sonra devrim şehidi Özgür Kemal Karabulut?un annesi Sultan Ana, 19 Aralık sürecini aileler cephesinden anlattı.
Ardından Grup Son Anka müzik dinletisi sundu ve programın ilk bölümü tamamlandı. Programın ikinci bölümü katliamı tanığı Veli Saçılık?ın konuşmasıyla başladı. Saçılık?ın konuşmasından sonra sahneye Mamak İşçi Kültür Evi Şiir Topluluğu çıktı. Komün?den Bedrettinler?e Bedrettinler?den bugünlere uzanan mücadele tarihini özetleyen şiir dinletisinden sonra Devrim Tiyatroları tecrit konulu oyununu sergiledi. Son olarak Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu?nun sunduğu coşkulu ve direngen türkülerle etkinlik bitirildi.
100?ü aşkın kişinin katıldığı etkinlik başarıyla gerçekleştirildi.
Mamak BDSP

****************************************************************
Sivas'ta 19 Aralık şehitlerini
anma etkinliği


Etkinlik programı açılış konuşmasının ardından yapılan saygı duruşuyla başladı. Etkinlikte ilk konuşmayı Toplumsal Özgürlük okuru bir arkadaş yaptı. Konuşmasına Nazım?dan bir şiirle başlayan arkadaş, F tipi tecrit saldırısının amacına değindi. İkinci konuşmacı olarak Özgür Gençlik?ten bir arkadaş sözaldı. ?80?li yıllardan günümüze cezaevlerinde devletin dayatma ve katliamlarına karşı devrimci tutsakların direnişlerini anlatan konuşmasını 19 Aralık?tan 2004?e F tipi hücrelerde sürdürülen direnişle sürdürdü. Üçüncü konuşmacı olan yoldaşımız, F tipi tecride karşı dışarıda yürütülen mücadelenin yetersizlikleri, sorunları ve yükseltilmesi gereken mücadelenin perspektifi üzerine konuştu. Yoldaşımızın konuşmasının ardından kürsüye çıkan bir doktor arkadaş, kitle üzerinde etkili bir konuşma yaptı.
Konuşmacılardan sonra serbest kürsüye geçildi. ?91?de tahliye olan DY davasından bir hükümlünün, yılgınlık kokan konuşmasından sonra sözü alan ESP temsilcisi arkadaşın konuşması, yılgın liberalizme verilmiş anlamlı bir yanıttı. Etkinliğe katılım anlamında destek veren BAGEH?li gençlerden birinin, Özgür Gençlik?ten konuşmacı olan arkadaşın -yurtsever hareketin 19 Aralık sürecinde takındığı tutumu ve bu tutumun arkasındaki barış politikalarını eleştiren- konuşmasına atıfta bulunarak tepki göstermesi ve bu konuşma üzerinden tüm konuşmacıları dar grupçulukla itham etmesi, bir grup yurtseverin alkışlı protestosu dışında bir etki yaratmadı.
Etkinlik ?70. Gün? filminin gösteriminden sonra müzik dinletisiyle sona erdi. Program süresinin uzaması, şiir dinletisini de iptal etmemize neden oldu.
Toplamından bakıldığında Sivas gibi gerici etkilerin öne çıktığı bir bölgede 19 Aralık etkinliğinin yapılabilmesi anlamlıydı. Genç komünistlerin tüm etkinlik süresince devrimci dayanışma ve ortak iş yapma konusunda gösterdiği çaba kitle üzerinde olumlu bir etki bıraktı. Reformistlerin ilgi göstermediği etkinliğe yeni yüzlerin katılmış olması da anlamlıydı. Bu çürüyen ve yeniden filizlenen dinamiklere işaret etmesi yönüyle de yol göstericiydi.
Ekim Gençliği/Sivas

****************************************************************
Nürnberg: Pazartesi eylemleri
devam ediyor


Bu yıl yaz ortasında Doğu Almanya?dan başlayarak Batı?ya yayılan Pazartesi eylemleri halen 150 şehir ve kasabada aralıksız devam ediyor. 6 Kasım Nürnberg merkezi yürüyüşünden sonra bölgemizdeki Alman otonom grupları, ATTAK, Sosyal Forum, PDS, Türkiyeli reformist çevrelerden EMEP ve SDP Pazartesi yürüyüşlerinden çekildiler. Bu tutum, anarşizm ile reformizmin sonuçta buluşma noktası oldu. Çünkü iki akım da, iktidar mücadelesinde hem tutarlı değil, hem de sonuna kadar dayanacak güç ve kimlikten politik olarak yoksundur. Bu nedenle ortada ne şaşılacak, ne de umutsuzluk ve karamsarlığa kapılacak bir durum bulunuyor.
Her pazartesi saat 17:30?da Lorenzkirche?de toplanıyoruz. Açık kürsüde her isteyen konuşmasını yapıyor. Daha sonra yürüyüşümüze başlıyoruz. BİR-KAR olarak bizler de eylemlere katılıyoruz. Almanca-Türkçe BİR-KAR imzalı çağrı bildirilerimizi dağıtıyoruz. Eylem seneye de devam edecek. Alman gruplardan MLPD ön planda. Organizasyonun içinde Türkiyeli birkaç yapı da var.
Saldırıların etkisi 2005?te belli olacak. Çünkü Ocak ayında yeni saldırı kararları uygulanmaya başlayacak. Bu da süreci hareketlendirecek.
BİR-KAR/Nürnberg

****************************************************************
F tipi fabrikalar...

Artık günümüz koşullarında işçi olup fabrikalarda çalışmak ile tutsak olup cezaevlerinde olmak arasında bir fark kalmadı. Cezaevleri bir ve üç kişilik F tiplerine, fabrikalarsa koğuş sistemine döndü. Daha doğrusu koğuş gibi görünen ama içine girildiğinde tek kişilik hücrelerden farkı olmayan birer hapishane. Çünkü öyle bir hale getiriliyoruz ki, onlarca olmamıza rağmen biz işçileri tecrit etmeyi, yani çevresinden yalıtmayı başarıyorlar. Sağa-sola dönme, konuşma, yardımlaşma, dolaşma, gülme, yani bir insanın yapması gerekenleri yapma! Düşünmeyen, araştırmayan, sorgulamayan, makinelerden farksız insanlar olmamızı istiyorlar. Tek tip iş giysilerimizle, işyerlerimiz askeriyeden farksız, birer kışla gibi.
Biz işçiler çalıştıkça çalışıyor, ezildikçe eziliyoruz. Ama sıra hakkımızı almaya geldiğinde sıfıra sıfır! Bize reva görülen sadece ölmeden, üretimi aksatmadan yaşayabilecek bir sefalet ücreti. Baskılar her geçen gün biraz daha artıyor. Haklarımız birer birer gaspediliyor. Yeni iş yasasıyla köleliğimizi resmileştirdiler. Emekliliğimizi ise ancak mezarda görebileceğiz. Kim için? Ne için? Bir avuç sermaye sahibi bizi daha iyi sömürsün diye!
Sömürü düzenine karşı devrimciler, öncüler işçi ve emekçileri bilinçlendirmek için her zaman tüm varlığını ortaya koymuştur. Bu gelenek asırlardan bu yana sürmüştür ve sürecektir. Spartaküs?ten Pir Sultan?a, Şeyh Bedreddin?den Denizler?e... Yiğit devrimciler bugün de vardır. Cezaevleri, işkenceler, katliamlar bu öncüleri engelleyememektedir. Bu nedenle devlet yeni yöntemleri devreye sokmaktadır.
Cezaevlerine yönelik katliamlarla birlikte F tipleri gündeme getirildi. Bu saldırıya karşı ise ölüm oruçları ile direnişe geçildi. Şimdiye kadar yüzlerce ölü ve sakat kalma pahasına devrimciler F tiplerine, hücrelere karşı direndiler. İçeriye saldırılar sürerken, dışarıdaki emekçi milyonların kölelik yasaları, özelleştirmeler, yağma ve tasfiye vb. saldırı ve hak gaspları ile yaşamları hücreleştirildi. Saldırılar devam ediyor. SSK?nın yağması, mezarda emeklilik saldırısı, kıdem tazminatı hakkımızın elimizden alınmak istenmesi şimdilik gündemde olanlar.
Bizler kendi haklarımıza sahip çıkma iradesi gösteremezken, devrimci tutsaklar içerideki ve dışarıdaki saldırıların ortak amacını bildikleri için, geleceği kazanmak uğruna sonuna kadar direndiler ve hala direniyorlar. Ölüm oruçlarında şehit düşen ve cezaevine girmeden önce kendisi de bir tekstil işçisi olan Hatice Yürekli?nin son sözleri buna en iyi örnektir ve yol göstericidir: ?Bu yanıyla emeğe saygı, insana saygı bu direnişe omuz vermeyi gerektiriyor. Sadece kendimiz için değil yaşamı köleleştirilmiş milyonlarca işçi ve emekçinin haklı davasını savunmak için direniyoruz.?
Evet, bu insanlar bizler için canını verdi. Ama bizler onları bir türlü anlayamadık. Çünkü medya onlara düşmandı, sömürenler düşmandı, bizi yönetenler düşmandı. Bu nedenle bizlere de onları düşman gibi gösterdiler. Ve bizler her zaman buzdağının görünen kısmıyla yetindik. Ama bütün gerçekler buzdağının görünmeyen kısmında yatıyordu. Bize gösterilenlerse yalanlardan ibaretti.
Bir tarafta sömürünün her türlüsüne karşı çıkanlar, diğer tarafta bizleri daha çok sömürmek için bizi bize düşman edenler? Ve bizler işçi ve emekçiler olarak halen susuyorsak, haklarımızın elimizden alınmasına sessiz kalıyorsak, ?bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın? dediğimiz içindir.
İnsanca bir yaşam, sömürüsüz bir dünya için, yaşamımızın hücreleşmemesi için, çocuklarımızın geleceği için, haklarımız ve onurumuz için hep birlikte omuz omuza mücadele etmeliyiz, sessiz kalmamalıyız.
Bir metal işçisi/Çiğli

****************************************************************
Sergül Albayrak tecride karşı
kendini yaktı

Uşak E Tipi Hapishanesi?nde, Sevgi Erdoğan Ölüm Orucu Ekibi direnişçisi olan Sergül Albayrak iki hafta kadar önce tahliye edildikten sonra 26 Aralık günü Taksim Atatürk Kültür Merkezi önünde ?Tecrit kalksın, tecride hayır? yazılı bir döviz açtıktan sonra üzerine benzin dökerek bir eylem gerçekleştirdi. Ardından Taksim İlkyardım Hastanesi?ne kaldırılan Sergül Albayrak, 28 Aralık günü yaşama gözlerini yumdu. Böylelikle 19 Aralık sürecinden bugüne F tipi cezaevi ve tecride karşı verilen mücadelede yaşamını yitirenlerin sayısı 118?e çıktı.