- İki günük tablo sonucunda kurulu nasıl değerlendiriyorsunuz? Kuruldan beklentileriniz nelerdi?
Mikayil Aslan (Bursa Birleşik Metal-İş delegesi): Şunu söyleyeyim; Türkiyede işçi sınıfının önünü açabilecek, işçi sınıfının haklarını gerçekten koruyabilecek, işçi sınıfının sorunlarına karşı mücadele edebilecek bir sendika var, o da DİSKtir. Diğer konfederasyonların durumu ortada. Türk-İş zaten devletin sendikası, diğeri ise şu an hükümettekilerin yandaşları. Onlar oturmuşlar koltuklarına, işçi sınıfının önünü tıkamışlar, bir çözüm üretmemişler. Geçmişte de, bugün de DİSKin varlığı önemli. Eğer siyasiler DİSKin söylemlerine, eylemlerine birazcık kulak assaydılar Türkiye bu hale gelmezdi. (...) Ama DİSKten rahatsız oldular ve 12 Eylülde kapattılar. Şimdi de DİSKin büyümemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Ben burada DİSKin delegesiysem, burada mücadele edyorsam, diğer alanlarda da örgütü bir mücadele yürütebilirsek, Türkiye iyi noktalara gelir.
Halis Yakut (Batman Genel-İş delegesi): DİSKin 12 yıllık sürecinde diyebilirim ki en hareketli, en siyasi içerikli kurullarından bir tanesini yaşamaktayız. Bunun, bu seneki 1 Mayısta DİSKin, kendi tabanı ve toplumsal muhalefetin dinamik gücüyle bütünleşmesinin verdiği coşkudan kaynaklandığını düşünüyorum. Umarım bu devam eder. Pratikleştikçe, tabanla bütünleştikçe bu kongreler anlam bulabilir. Bu temelde bakınca kurulun daha yararlı ve güçlü geçtiğine inanıyorum.
- DİSKe yönelik kurulda bazı eleştiriler de oldu...
M. Aslan: Olacaktır. İleriye doğru eleştiriler olmadan bir adım atılmaz.
- Elbette olması gerekir, ama önderliği şahsında DİSKte çağdaş sendikacılığa doğru bir kayma, bir Türk-İşleşme yaşandığı yönünde bazı eleştiriler var...
M. Aslan: Elbette olacak. DİSK tartışmalara açık, herkesin konuşmalarına açık özgür bir kürsü var. Orada herkes eleştirecektir. İyi yanlarını da söyleyecektir, kötü yanlarını da söyleyecektir. Ama DİSKin ayakta kalması gerekir.
- Kurul sizin beklentilerinize yanıt verebildi mi?
M. Aslan: Benim de eleştirdiğim yerler vardı, katıldığım yerler vardı. Ama şu da bir gerçek, DİSK iyi bir noktaya gidiyor.
- DİSKin kurulda savaşa, işgale, NATOya karşı nasıl bir karar almasını bekliyorsunuz?
M. Aslan: Somut karar olarak DİSKin yapabileceği şey, alanlarda eylem yapmak, kamuoyunda sesini duyurmak. Ama Türkiyenin bu savaşa karşı durmasını istiyorsak buna karşı hep beraber mücadele etmemiz gerekiyor. Görüyoruz işte, bugün ABDnin Ortadoğuya girmesinin nedeni petroldür. Baykal açıkladı, eğer tezkere çekilmesiydi bizim de elimiz o kanın içinde olacaktı.
- NATO Zirvesi 28-29 Haziranda İstanbulda toplanacak...
M. Aslan: Dün genel kurulda bunlar konuşuldu. Eylemler yapılacak. Yıllar önce de NATOya karşıydık. Biz 6. Filoya da karşıydık. 6. Filoya karşı olduğumuz dönemde bizim karşımızdaki siyasi güçler gidip namaz kılıyorlardı, tekbir getiriyorlardı. Şimdi NATOyu davet edenler de bunlar. Siyaset aynı şekilde devam ediyor. Ama biz ne yazık ki sesimizi birleştiremiyoruz. .
- Kurula tek liste ile girilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
M. Aslan: Öyle karar vermişler, öyle olması gerekiyorsa öyle olsun. Bu bir DİSK kongresidir. Tabii ki ufak tefek bazı sorunlar olabilir. Örgüte danışarak bu kararı almışlar. Akşam da bu konuda toplantı vardı. Arkadaşlar bu konuda ne düşünüyorsunuz, herkes önerilerini söylesin denildi. Bu tartışılarak buraya kadar gelindi.
DİSKin delegeleri bilgili, tecrübeli. Herşeyi yenebilen bir delegasyona sahip bir sendika olduğu için herşeyi aşabilecek niteliktedir. Ama tabii amatör olarak, biz profesyonel sendikacı değiliz. Ben tezgahın başından kalkmış gelmiş biriyim. Onun için ben o insanların haklarını, hukuklarını nasıl yerine getirebilirim, onun sorumluluğunu taşıyarak buraya geldim.
H. Yakut: Tabii ki demokratik işleyişin olması gerektiğine, farklı muhalif kesimlerin olması gerektiğine inanıyorum. Ama şöyle bir gerçeklik var. Eğer biz Türkiyedeki sorunlara örgütlü arkadaşlarla çözüm bulabiliyorsak, bir listeyle girmişiz veya birden fazla listeyle girmişiz çok önemli değil. Önemli olan mevcut sorunları tespit etmek, bu sorunlara çözüm bulmak...
- Mevcut yönetim geçtiğimiz kuruldan beri yönetimde. Sendikal hareket toplamında bir kan kaybı yaşıyor. Bunun DİSKe de yansıması var. Bunda mevcut yönetimin payı da var. Kurulda bunun bir muhasebesinin, özeleştirisinin yeterince yapıldığını düşünüyor musunuz? Yine yönetime aynı anlayışlardan gelenler olacağı için bu soruyu soruyorum.
H. Yakut: Tabii mutlaka,. Ama şöyle bir gerçeklik de var. Türkiyede mevcut siyasette değişiklik yapacak olan mutlaka tabandır. Taban olarak öneriler oluşturulursa, yönetime baskı yapılırsa, bir dinamizm ortaya koyulursa, sonuçta yönetimde olan insanlar da kendi tabanına kulak vermek durumunda kalacaktır. Bu 1 Mayısta da görüldüğü gibi son 2-3 ayda yaşananlar bunun olabileceğini ispatlıyor. Dolayısıyla bu biraz tabandan gelebilecek bir öneridir. Bunlar mutlaka dikkate alınacak. Geçmiş süreçte eksiklik olabilir, ama DİSKin tabanıyla ve halkla bütünleşmesi, diğer devrimci-demokrat, yurtsever, sosyalist kesimlerle bir çatı altında olması gerekir. Bunun olabilirliği ortaya çıkınca, yönetim de kendini ona göre şekillendirecek diye düşünüyorum.
M. Aslan: Maalesef herşeyin önünde siyaset geliyor. İçtiğimiz su, soluduğumuz havada siyaset var. Bu siyaseti iyi yapabilirsek iyi noktalara geliriz. Olmazsa da hep beraber kötü olacak.
- Yakıcı bir süreçten geçiyoruz. NATO Zirvesi toplanacak, Irakta işgal sürüyor, kölelik yasaları var. DİSK, bu yönde dün bir eğilim belirledi ama somut kararlar alma aşamasında konuşulanların ayakları biraz havada kaldı. Sizin somut bir karar olarak beklentiniz neydi?
H. Yakut: Mutlaka somut bir karar bekleyeceğiz. Şu anda değerlendirme komisyonları oluşturuldu. Küreselleşen yapının Türkiyeyi etkilemesi şiddetli oldu. Bunun başında Irakın işgali, Kürt sorunu, cezaevleri sorunları var, emekçilerin durumu ortada, ama somut öneriler komisyonların önerileri olacak. Ki bu yönde daha önce çalışma yürütüldü. Komisyonun sunacağı raporlarla sanırım bu biraz daha somutlaşacak. Biraz da kongre sonunu beklemek gerek diye düşünüyorum.
- Sizin bir delege olarak kuruldan beklentiniz nedir?
H. Yakut: Sorunlar ortak olarak gündeme getirildi. Bir, ABDnin BOPuna karşı mutlaka ortak bir duruş sergilemek gerekiyor. İkincisi Türkiyede kronikleşmiş sorunlar var. Biliyorsunuz cezaevlerindeki ölümler artık sıradanlaştı. Bunun mutlaka bir çözüm bulması gerekiyor. Kürt sorununun çözümüne yönelik bölgemizde Doğu ve Güneydoğu olarak tarif ettiğimiz bölgede 15 yıllık bir çatışma süreci var. Özellikle de savaşın olduğu bir dönemde PKK rahatlıkla Fransada, İngilterede siyasi faaliyette bulunurken, barışın olduğu bir dönemde bir Kongra-Gelin terörist listesine alınmasını, aslında Türkiyenin çatışmalı ortama çekilmesine yönelik bir provokasyon olduğunu mutlaka Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri de görmeli. Özellikle DİSKin toplumsal muhalefetin öncülüğ¨nü üstlendiği bir dönemde bunları mutlaka ön plana çıkarması gerekiyor...
- 28-29 Haziranda DİSKin iş bırakma çağrısı yapması gerektiğini düşünüyor musunuz?
H. Yakut: Evet. Ama sadece iş bırakma değil. Aynı zamanda toplumun her kesiminin mutlaka öncülük etmesi gerekiyor. Buna üniversitedeki öğrencinin, toplumsal muhalefetin en dinamik kesimi olan güç öğrenci kesimidir, öncülük etmesi gerekiyor. Toplumda muhalif olan bütün kesimlerin, bu savaşlardan yararı olmayan halkın bütün katmanlarının mutlaka öncülük etmesi gerekiyor.