İnsertten atılan bir işçinin kaleminden İnsert deneyimi...
Haklarımıza sahip çıkmayı ve
mücadele etmeyi öğrendik!
İrili-ufaklı tüm işletmelerde çalışan işçiler olarak sorunlarımız hep aynı. Sabahın kör karanlığında evlerimizden çıkar, akşamın geç saatlerine kadar canımız çıkarcasına çalıştırılırız. Emeğimiz sömürülüyor, sigortasız çalıştırılıyoruz. Gün boyu gerek patronların ve gerekse ustabaşlarının ağır hakaretlerine, insanlık dışı uygulamalarına ve onur kırıcı davranışlarına maruz kalıyoruz. DES Sanayi Sitesinde bulunan Alman şirketi İnsertte de sorunlar aynı ve deyim yerindeyse daha fazla bile var. Uzun zamandan beri az sayıda işçiyle çalışmamıza rağmen en son bant sistemine geçişle birlikte sayımız 61i bulmuştu. Sayımız çoğalmıştı ancak sorunlarımız da gittikçe artıyordu. Kimimizin sigortası eksik yatırılıyordu. İşçiler Sarıgazi, Sultanbeyli ve Ümraniye olmak üzere 3 ayrı bölgede oturmalarına rağmen bir servis konulmuşu. Sabahın 06.30unda hareket eden servis Ümraniye işçilerini toplayıp saat 07.00de kapıya bıraktıktan sonra Sultanbeylideki işçileri alıyor, fabrikaya bırakıyordu. Aynı şey keza Sultanbeylideki işçiler için de yaşanıyor. Buna karşı çıktığımızda da patronun yanıtı servisi kaldırırım oluyordu.
Bunun gibi onlarca sorun yaşıyorduk. Ama en son olarak arkadaşlarımızın hiç açıklama yapılmadan evlerine gönderilmesi, işten çıkarmaların olacağını gösteriyordu. Ayrıca bu yönlü konuşmalar varolan tepkimizi daha da artırdı. 2 arkadaş konuşarak, bu duruma müdahale etmek gerektiğini ve bunun tam zamanı olduğu kanısına vardık. Arkadaşlar arasında en güvendiklerimizin ya da yakınlık duyduklarımızın listesini çıkardık. Fakat tepki o kadar artmış ki, toplantı çağrımıza 17 işçi katıldı. İlk toplantımızda yaşadığımız birçok sorunu konuştuk. Başta işten atmalar olmak üzere diğer sorunlar karşısında neler yapmak gerektiğini tartıştık. Bu arada ücretsiz izne gönderilen 25 arkadaşımız işe geri çağrıldı ve ancak 2 arkadaşımız keyfi bir şekilde işten atıldı. Acilen yaptığımız ikinci toplantıda sayımız daha da artmıştı. Bu toplantıdan ortak irade ile taleplerimiz belirledik ve eylem kararlarımızı alarak çıktık.
Ancak asalak patron Yılmaz Türköz de boş durmuyordu. Gerçekleştirdiğimiz toplantılardan haberdar olmuş ve saldırıyı başlatmıştı. Öncü arkadaşlarımız, 30 Mayıs günü evleri aranarak ya da gece vardiyasında olanlar servise alınmayarak işten çıkartılmıştı. 31 Mayıs sabahı İnsertin kapısında bizler de patronla karşı karşıyaydık. Taleplerimizin olduğunu ve taleplerimiz karşılanana kadar çalışmayacağımızı söyledik. Patronun saldırgan açıklamalarını sloganlarımız ve alkışlarımızla susturduk. Seçtiğimiz temsilci arkadaşlarımızla görüşmenin kabul edilmemesi üzerine bizler de beklemeye başladık. 3 saat süren eylemimiz sonucunda avukatımızın yaptığı görüşme sonucu anlaşma sağlandı. 9 işçi bir haftalık ücretli izne çıkarıldı ve diğer işçilerin işbaşı yapması kabul edildi.
Bir sınıfın mensubu olduğumuzu gördük
Bu gelişen süreç İnsert işçileri için çok öğretici oldu. İnsert işçileri sınıf bilinci zayıf, ve ortalama 20-25 yaşlarında genç işçilerdi. Bu süre içinde yapılan 3-4 toplantı ve eylemli süreç ile birlik-dayanışma düşüncesi oluştu, paylaşımlar yaşandı ve güven duygusu arttı.
Daha önce dağınık, güvensiz, birbirinden kopuk olan işçilerin birlikte davrandıklarında birçok hakkı kazanabileceklerini gösterdi. Okumayan, sorgulamayan işçilerin kendi hakları anlatıldığında hayretle ve şaşkınlıkla dinlediklerine, birçok şeyin kafalarında soru işareti yarattığına tanık olduk. Bu sürede zayıfta olsa bir sınıfın mensubu olduklarını, işçi kaldıkları sürece ezileceklerini ve ancak mücadele ettikleri koşullarda kazanacaklarının bilinci hızla oluştu.
Tüm bu gelişmeler, patronların işçiler birlik oldukları zaman ne kadar korkak ve alçak oldukların gösterdi. Her zamanki gibi işçileri bölüp parçalamak için yalanlar söylendi. Öncü işçilerden kimisinin tazminat alabilmek için işçileri kullandığını, kimisinin sicilinin kabarık olduğunu, onlarla davranıldığında sicillerin kirleneceğini ve iş bulumayacaklarını vb. yalanlar ve karalamalar ortalığa saçıldı.
Bugün sürece önderlik eden arkadaşlarımızdan 8 kişi işten atıldı. Ve bazı arkadaşlarımızın da teker teker çıkışları veriliyor. İlk aşamada kazanımla çıkmamıza rağmen bir hafta sonra işten atılmaları engelleyemememiz, iç örgütlülüğümüzün zayıflığına da işaret ediyor. Ancak işten çıkarılmamıza rağmen atılan her bir işçi arkadaş bundan sonra çalıştığı fabrikalarda kendi haklarına sahip çıkacağını ve bunun için mücadele edeceğini anlamış bulunuyor.
Tek çözüm örgütlü mücadelede!
İnsertte bizlerin çıkarılmasından sonra ilk hafta estirilen terörün ardından patronun uyguladığı baskı ve hakaretler azalmış, yemeklerde belli bir düzelme yaşanmıştır. Taleplerimiz geride kalan işçilere yansımıştır. Yaşadığımız deneyimden sonra şunu söyleyebiliriz ki, girdiğimiz başka fabrikalarda da, İnsertte başlattığımız mücadelemiz devam edecektir.
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek
İnsertten atılan bir işçi
Erkunt işçilerine Türk Metal dayatması!
Ankarada kurulu Erkunt Döküm Fabrikasında yaklaşık altı aydır DİSKe bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası örgütlenme çalışması yürütüyor. Bu süreçte işçiler sendikaya üye olmaya başlamışlardı. Ancak patron işçilerin sendikalaşma faaliyetlerini engellemek için işçileri işten atma, istifaya zorlama, ücretlerine zam yapma vb. yöntemleri devreye soktu. Bu girişimlerinden istediği sonucu alamayınca devreye Türk Metal Sendikasını soktu. Patronun çağrısı ile Türk Metal Sendikası işyerine noterle birlikte gelerek, Birleşik Metal-İş Sendikasına üye olan işçileri sendikadan istifa etmeye zorladı ve Türk Metal Sendikasına üye yapmaya çalıştı.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Birleşik Metal-İş Genel Yönetim Kurulu şunları söyledi: Daha önce işyerinde yetkili olan Türk Metal Sendikası 4 yıl önce işçileri terkederek gitmiştir, aynı tarihte tazminatsız işten atılan 300 işçinin hiçbir hakkı savunulmamıştır. İşçiler dün kendi sorunları ile baş başa bırakılmıştır. Bugün, Türk Metal Sendikası işverenin kendilerini çağırdığını ifade etmektedir. Erkunt AŞ işyerinde işveren tarafından çağırılan sendika, işçilerin haklarını geçmişte olduğu gibi bugün de savunmayacaktır.
Birleşik Metal-İş Sendikası, bugün işçilere zorbalıkla iş yaptırmaya çalışanların yarın fiili saldırıya başvuracağından endişe duyduklarını, bu hukuksuz uygulamaların karşısında yer alacaklarını ve her platformda teşhir edeceklerini, işçilerin örgütlenme ve sendika seçme hakları üzerinde baskı kurulmasına sessiz kalmayacaklarını açıkladı.
Telekom işçilerinden özelleştirme protestosu
Haber-İşe üye Telekom işçileri, 10 Haziran günü, Türk Telekomun özelleştirilmesini protesto eden bir basın açıklaması düzenlediler. Açıklamada Telekomun özelleştirilmesinin DB ve İMF politikalarının bir ürünü olduğunu belirtildi. Eyleme yaklaşık 50 kişi katıldı. Eylemde İMF defol bu ülke bizim!, Hükümet şaşırma sabrımızı taşırma! vb. sloganlar atıldı. (Kızıl Bayrak/Antakya)
|