1 Mayıs'04
Sayı: 2004/17 (09)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist NATO Zirvesi'ne Denizler'in anısından güç ve ilham alarak hazırlanalım!
  Geleceğin devrimci 1 Mayıslar'ına doğru!..
  12 Eylül ürünü cübbeli faşist terör aygıtı olarak DGM'ler...
  Varşova polis işgali altında!
  Telekom'da özelleştirme süreci başladı!
  Emperyalizme karşı mücadele programı ve EMEP
  BDSP'nin "İşçilerin birliği, halkların kardeşliği!" pikniği başarıyla gerçekleştirildi...
  Mamak BDSP 1 Mayıs çalışmalarından...
  "Kamu Reformu", sendikalar ve KESK'in tutumu
  TKİP, geçmişin devrimci mirasının biricik gerçek savunucusu ve temsilcisidir
  Irak halkı emperyalist barbarlığa teslim olmuyor
  Siyonistler Arafat'ı ölümle tehdit ediyor!
  İsrail barışın bedelini ödemek istemiyor"
  ABD emperyalizminin Kosova planları
  Medya: "Güç bende artık"!
  Eğitim-Sen Ege Bölge toplantısı yapıldı...
  Kıbrıs ve Annan Planı
  Bültenlerden...
  Bir roman: "Direnen Haliç"
  İsrail: Bir Büyük Cephanelik
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
AKP hükümetinden emperyalizme ve işbirlikçi burjuvaziye yeni bir hizmet atağı...

Telekom’da özelleştirme
süreci başladı!

AKP hükümeti yerel seçimlerin geride kalmasıyla özelleştirme sürecini hızlandırdı. Yıllardır özelleştirme kapsamında bulunan ve yerli ve yabancı tekellerin iştahını kabartan Türk Telekom için yeni bir özelleştirme hamlesi başlatılmış bulunuyor. Geçtiğimiz hafta Ulaştırma Bakanı tarafından yapılan açıklamaya göre, Telekom için bir özelleştirme takvimi oluşturulmuş durumda. Bu takvime göre, Mayıs sonuna kadar ilk başvurular alınacak, 15 Temmuz sonrasında ise ihale süreci tamamlanacak. AKP hükümeti Telekom’un özelleştirilmesinde ilk önemli aşamayı Mayıs ayına kadar tamamlamayı planlamaktaydı. Ancak uluslararası telekom piyasasındaki belirsizliklere bağlı olarak satış fiyatındaki belirsizlikler, bu süreci biraz daha uzatmış durumda.

AKP hükümeti sadece özelleştirme sürecini hızlandırmakla yetinmemekte, 2001 yılında DSP-MHP-ANAP hükümeti tarafından başlatılan süreci de bir adım ileriye taşımaktadır.

Bilindiği üzere, Kemal Derviş’in ekonominin başına atanmasının ardından hükümet içerisinde yaşanan en önemli krizlerden biri Telekom’un özelleştirilmesiyle ilgiliydi. DB memuru Kemal Derviş’in Telekom’un özelleştirilmesi için başlattığı atağın yol açtığı kriz, özelleştirmeye direnen bir bakanın harcanmasıyla doruk noktasına ulaşmıştı. Telekom’un güvenlik açısından sahip olduğu stratejik önem nedeniyle ordu ve cumhurbaşkanı da bu yönde bir takım sınırlar çizmişti. Sonuçta dönemin hükümeti tarafından hazırlanan ve 23 Mayıs ‘01 tarihinde yürürlüğe giren 4673 sayılı kanun ile Telekom’un özelleştirilmesinde birkaç sınırlama getirilmişti. Bunlardan ilki, yabancı şirketlerin dolaylı ya da dolaysız olarak Telekom hisselerinin yüzde 45’ine sahip olamayacakları biçimindeydi. İkincisi ise, “ltın hisse” adı altında devletin Telekom üzerinde idari ve denetim hakkını koruyan bir düzenlemeydi. Bu şartlar altında başlatılan Telekom’u özelleştirme süreci, gelen taleplerdeki yetersizlikler ve uluslararası telekom piyasalarındaki kriz nedeniyle ertelenmek zorunda kalındı. İdari mahkemenin de ihale sürecini iptal etmesiyle özelleştirme kesintiye uğradı.

AKP hükümeti uluslararası ve yerli tekellerin talebiyle, yeni özelleştirme sürecinde 2001 yılında konulan kısıtlamaları büyük ölçüde kaldırmaktadır. Buna göre Telekom’un blok olarak satılacak hisse oranı, yüzde 51’lerden yüzde ‘95’lere kadar çıkarılmaktadır. Yabancı şirketlerin önündeki yüzde 45 sınırı ise kaldırılmakta, herhangi bir yerli ortak olmaksızın Telekom’un çoğunluk hissesine sahip olabilme hakkı tanınmaktadır. Bununla birlikte, “Altın hisse uygulaması ise belirsizliği ortadan kaldıracak şekilde açıklığa kavuşturulacak. Altın hisseye getirilecek açıklık ile şirketin faaliyetleri yönünden hiçbir endişeye yer vermeyecek bir düzenleme sağlanacak.”

Dolayısıyla, gerek ekonomik olarak, gerekse güvenlik planında sahip olduğu stratejik önemden dolayı büyük bir değere sahip olan bu kurum, uluslararası tekellere ve tekelci burjuvaziye altın tepside sunulmaktadır.

Uluslararası mali sermayenin dünya çapında gözünü diktiği en büyük sektörlerin başında telekomünikasyon gelmektedir. Dünyanın iletişim ağlarıyla örüldüğü çağımızda, iletişim araçlarında büyük gelişme ile birlikte telekomünikasyon sektörü son derece kârlı bir sektör durumundadır. Uluslararası telekomünikasyon tekelleri, “liberalizasyon” adı altında ve DB ve İMF aracılığıyla bağımlı ülkelerin telekom kuruluşlarını ellerine geçirmek istemektedirler. Bu istek sadece ekonomik ve mali nedenlerle de değildir. Haberleşme ve iletişim üzerindeki tekelleşme dünya üzerindeki siyasi hegemonya için de büyük bir önem taşımaktadır.

Uluslararası tekellerin yanısıra büyük mali spekülatörlerin Telekom’un taliplileri arasında adlarının önplana çıkmış olması ayrıca dikkat çekicidir. Bu durum Telekom’un ekonomik değerinden dolayıdır.

Telekom’un yeni özelleştirme sürecinin dikkat çeken en önemli özelliklerinden bir diğeri de, ilk kez bir özelleştirme sürecine Koç ve Sabancı’nın işbirliği yaparak girmesidir. Tekelci burjuvazinin bu iki ana grubu, Telekom gibi yağlı ve stratejik bir kurumu ele geçirmek için aralarındaki rekabeti geri plana iterek güçbirliği yapmışlardır.

AKP hükümeti siyasi ve askeri planda olduğu gibi ekonomik planda da emperyalist köleliği, emperyalistlere ve yerli işbirlikçi sermayeye hizmeti en ileri seviyeye taşımakta, geçmişteki hükümetlerin yaptıklarını katlamaktadır. Telekom’un özelleştirilmesi için gösterdiği hız ve ataklık onun bu niteliğini bir kez daha kanıtlamaktadır. Sahip olduğu meclis aritmetiği ve siyasi yıpranmamışlık nedeniyle ülke kaynaklarınının uluslararası tekeller ve işbirlikçi burjuvaziye yağmalatılmasının önündeki her türlü engeli pervasızca kaldırmaktadır.

Telekom’un özelleştirilmesi işçi sınıfı ve emekçilere yönelik kapsamlı saldırının önemli bir parçasıdır. Sadece ekonomik yönüyle değil stratejik açıdan da önem taşımaktadır. İşçi sınıfı ve emekçiler bu saldırı karşısındaki mücadele görevlerine bu bütünlük içerisinde bakmalıdırlar.

Telekom’un özelleştirilmesine karşı mücadele, emperyalist köleliğe karşı anti-emperyalist, kapitalist sömürüye karşı anti-kapitalist bir içerik taşımalı, “Bağımsız sosyalist Türkiye!” hedefine bağlanmalıdır.



İşte tekellerin iştahını kabartan
Türk Telekom pastası!

19 milyon abonesi var.
Sabit telefon şebekesi açısından dünyadaki 13’üncü büyük şebekeye sahip.
Otomatik telefon santral kapasitesi: 21 milyon
Otomatik telefon abone sayısı: 19 milyon
Çalışan sayısı: 64 bin
Şehiriçi şebeke kapasitesi: 35.6 milyon
Lokal şebeke kapasitesi: 53.7 milyon
Kablo TV abone sayısı: 1 milyon
TurPak abone sayısı: 16 bin
TTNet abone sayısı: 355 bin
Fiber optik kablo uzunluğu: 86.3 kilometre
2003 tahmini toplam yatırımı: 501 trilyon TL
2004 planlanan yatırım: 800 trilyon TL
2003 tahmini toplam net gelir: 7.6 katrilyon TL
2004 hedeflenen toplam net gelir: 8.3 katrilyon TL
2003 tahmini brüt kâr: 2.2 katrilyon TL
2004 hedeflenen brüt kâr: 1.8 katrilyon TL
2003 kamuya aktarılan kaynak: 4.7 katrilyon TL