Çocukluk hep masumiyetle özdeşleştirilir. Çünkü çocuk, henüz yetişkinlerin dünyasında kirlenmemiş, onun kirli çıkar ilişkileri yumağına dolanmamıştır. Bu nedenle masumiyet çocukla anlatılır hep.
23 Nisan Çocuk Bayramı nedeniyle yine etrafımızı masum çocuk yüzleri kapladı. Olanca sevimlilikleriyle televizyonlardan, gazetelerden yüzümüze gülen temiz çocuk yüzleri. Gazeteler, televizyonlar bu önemli gün için onlara oldukça albenili gelecek armağanlar sunuyorlar. Çizgi filmler, oyuncaklar, boyama kitapları
Bir de 23 Nisan gazeteleri var tabii. Çocukların hazırladıkları şiirlerden, yazılardan oluşan gazete ekleri. Çocuk masumluğuyla yazılmış, çocukça şeyler. Çocuklukları yaşlarının küçük olmasından değil, masum kalabilmelerinden. Yoksa onların pek çok yaşıtı çocukluklarını çoktan geride bıraktılar bile. Onları 23 Nisan çocuk gazetelerinde bulamazsınız. O eklere hiç giremediler çünkü. Onların adlarının sadece baş harfleri var. Onları bulmak için yetişkin gazetelerine bakmalısınız.
A.T. geçtiğimiz yıl uğradığı tecavüz sonunda hamile kalmış ve bir çocuk sahibi olmuş, tecavüzcüsüyle evlenmeye zorlanan (ona genç kadın diyen utanmaz medyaya inat) bir çocuk. Yaşı 13, A.T. taşımalı eğitimle devam ettiği ilköğretim okulunun dördüncü sınıfındayken 22 yaşındaki F. Ç.nin tecavüzüne uğramış. 18,5 yıl hapis cezası alan F. Ç. cezadan kurtulmak için A.nın ailesi ile anlaşmış. Bu durumda A., yaşı büyütülerek F. Ç ile evlendirilecek. Çünkü TCKda Kaçırılan, alıkonulan kız veya kadın ile maznun veya mahkumlardan biri arasında evlenme vukuunda, koca hakkında hukuku amme davası ve hüküm verilmişse cezanın çektirilmesi tecil olunur deniliyor. Oysa A. okumak ve öğretmen olmak istiyor. Beni okuldan almalarına izin vermeyin diyor.
Anın öyküsü çocuk gazetesinde asla yayınlanmayacak, çünkü dünya üzerinde geçirdiği bu kısacık zamanda yaşadıkları hiç de çocukça değil. Duruma el koyduğunu belirten Vali, evliliğe izin vermeyeceğini, gerekirse Anın Çocuk Esirgeme Kurumuna yerleştirileceğini söylüyor. Şayet evlendirilmezse, Ayı ve bebeğini Çocuk Esirgeme Kurumunda neler bekliyor?
Çocuk Esirgeme Kurumu çocukları esirgeyemiyor. Geçen hafta çocukların durumuna ilişkin gazetelere yansıyan haberler ise hiç iç açıcı değildi. Habere göre İstanbul İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı Şeyh Zayed Çocuk Yuvasında kalan 12 yaşındaki bir erkek çocuğu, yaşça büyük çocukların tecavüzüne uğramıştı. Olay hakkında fikir beyan eden Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit, tam bir pişkinlikle, varolan yurt sisteminde bu tip olayların normal olduğunu, koğuş sisteminin bu tip olaylara neden olduğunu söyledi. Bu, ne ilk ne de son olacak. Yurtta dayak, taciz vs. haberleri sıkça duyuluyor. Yardıma muhtaç çocuklar, korunması gereken bu kurumlarda korunmasız biçimde yaşam mücadelesi veriyorlar. Elbette onlar, sokaklarda yaşayan çocuklara göre bir parça daha şaslılar.
Sokaklarda yaşayan binlerce çocuk var. Pek çoğu madde bağımlısı olan çocuklar, yaşamın kıyılarına sürükleniyorlar. Her türlü tehlikeye maruz kalıyorlar. Çocukluk onlar için tineri ciğerlerine çektiklerinde gördükleri hayallerden ibaret. Masumiyet ise onlara çok uzak. Onlar çocuk değil, tinerci terörünün zavallı teröristleri ve her türlü kötü muameleye karşı korunmasızlar.
İHD Diyarbakır Şubenin açıkladığı rapor, Diyarbakırdaki çocuklara yönelik insan hakları ihlallerinin anlatıyor. Rapora göre, 2002-2003 döneminde mayınlar nedeniyle 18 çocuk öldü, 44ü de sakat kaldı. 185 çocuk gözaltına alındı. 47 çocuk işkence ve kötü muamele gördüğünü açıkladı. 63 çocuk bunalım sonucunda intihar etti. Oyun oynamaları gereken yaşta çocukları bunalıma sokan baskılar yaşam koşullarının ağırlığı ile de birleşince küçücük yaşlarında ölümü seçiyor bu çocuklar. Diyarbakırda 28 bin çocuk sokaklarda çalışıyor. 1200 çocuk madde bağımlısı. Diyarbakırda çocuk olmak çok zor. Onlar için çocukluk boyama kitapları, oyuncaklar değil. Diyarbakırın çocukları için çocukluk koşup oynamak değl karanlık istatistiklerde birer sayı olmak.
Kapitalizmin kâr hırsı ne çocuk tanıyor ne de masumiyet. Greenpeacein hazırladığı bir rapor, Miki farenin gerçek yüzünü ortaya serdi. Rapora göre, Disney şirketinin çocuklar için hazırladığı giysilerde, insan sağlığını tehlikeye atacak toksik maddeler bulunuyor. Türkiyede de satılan bu giysilerin PVC baskılarında yüksek oranda kurşuna rastlandı. Kurşun, çocukların sinir sistemi gelişimini olumsuz yönde etkiliyor, zeka düşüklüğüne neden oluyor. Diğer kimyasalların deriye teması sonucunda lenf kanseri, sperm sayısında azalma, böbrek hastalıkları görülebiliyor. Çocukların çizgi filmlerden tanıdıkları Disney, daha fazla kâr uğruna bu giysileri dünyanın dört bir yanında satmaya devam ediyor. Lüks mağazalarda pahalı etiketlerle satılan bu giysiler, çocukların sevdikleri çizgi film kahramanlaıyla bezeli olduğu için, çocukları cezbediyor. Miki fare kılığına girmiş şeytan çocukları zehirlerken, dünyanın dört bir köşesinde satılan zehirli giysilerin kârları Disneyin kasasına akıyor.
23 Nisan geldi geçti. Göstermelik törenlerle başbakanlık koltuğuna oturtulan çocuklar, onlar bizim geleceğimizdir edebiyatıyla yere göğe sığdırılamayan çocuklar ise bayram yapacak halde değiller. Resmi törenler dünyanın çocuk bayramı olan yegane ülkesi olmakla övüne dursun, bu ülkenin çocukları hiç yaşayamadan veda ediyorlar çocukluklarına. Güneş yüzü görmeden atölyede çalışanından, sokaklarda yalınayak mendil satanına; bunalımlarla intihar edeninden işkence görenine kadar çocuklar. Onlar için 23 Nisan Bayramı, hoş bir hayal sadece. Tıpkı Kibritçi Kız masalındaki kızın donmamak için yaktığı kibritlerin alevinde gördüğü hayaller gibi. Kibrit sönünce hayaller de gidiyor. Geride tüm acımasızlığıyla onları bekleyen bir yaşam kalıyor.
11 Nisan günü Venezuelanın başkenti Karakasta Bolivya Devrimiyle Uluslarararası Dayanışma Kongresi gerçekleştirildi. Bu tarihin seçimi raslantı değildi. 11 Nisan 2002 yılında CİA destekli oligark güçler bir darbe girişiminde bulunmuşlar, Chavezi kısa bir süre için iktidardan uzaklaştırmışlardı. Yoksul emekçilerin kitlesel desteği ve direnişi karşısında karşı-devrimci güçler tutunamamışlar, iki gün sonra Chavez ve hükümeti yeniden yönetime egemen olmuştu.
İki yıl sonra Chavez, hükümet konağında toplanan kongrede, bu olayı değerlendiren ve ABDyi açıktan uyaran bir konuşma yaptı. Konuşmasında, ABDnin yanısıra Latin Amerika ve Avrupa ülkelerinde oligarklara destek sunan güçleri net bir dille uyararak, Venezuelanın hiçbir karşı-devrimci baskıya boyun eğmeyeceğinin altını çizdi. Bolivya devrimi dünyayı tümüyle bir ucuz işgücü fabrikasına çevirmek isteyen elitlere karşı bir küresel savaştır değerlendirmesi yaptı. Bu mücadele, Ekvadordaki Kızılderili halkın, Bolivyadaki kakao üretici köylülerin, Arjantindeki yoksulların, Meksikadaki Zapatistlerin ve diğer hareketlerin mücadelelerin bir parçasıdır; bu devrim alternatif bir toplumsal model için verilen mücadelenin bir parçasıdır, dedi. Hükümetin, bir aınlık grubun ceplerini doldurmak için yapılan kapitalist planları yırtmada kararlı olduğun belirtti.
Başkan Chavezin ardınan ilk konuşmayı yapan bir emekçi kadın, darbe sırasında televizyon binasını işgal etmek için halkı nasıl örgütlendiğini alkışlar arasında anlattı.
Hondurasta yoksul köylü önderi olarak tanınan Rafael Alegria, Bolivya Devriminin bölgedeki olumlu etkisini değerlendirerek, gelecekte de desteklemeye devam edeceklerini belirtti.
Üç gün süren kongrede, Latin Amerikanın genel toplumsal-politik sorunları ve ABDnin hegemonyasına karşı alternatif politik tutumlar üzerinde tartışıldı. Bu bağlamda bölgede yaygınlık kazanan kitlesel yoksul köylü hareketi ve demokrasi sorunu ele alındı. Tartışma sürecinde Venezuela hükümetinin bazı politikaları net bir şekilde eleştirilerek, bazı talepler formüle edildi.
Kongreye bölgedeki kitle hareketlerinin temsilcileri, aydınlar ve tanınmış kişilikler katıldı. Bolivyadan köylü sendikası başkanı ve parlemento üyesi Evo Morales, Guatemaladan köylü önderi Juan Tiney, FMLN temsilcisi Blanko Flor Bonilla ve Senegalli ekonomist Manadou Diouf gibi tanınmış isimler katılımcılar arasındaydı.
Kongre Chavezi düşürme plan ve çabalara karşı anlamlı bir destek oldu. Yeni bölgesel dayanışma kongresinin 2005 yılında yapılacağı duyruldu.