1 Mayıs için son hazırlıkların yapılacağı yoğun bir haftaya giriyoruz. Bu son haftada artık ağırlıklı olarak katılımın örgütlenmesine zaman ayırmak gerekiyor. Genel propaganda faaliyetlerinde kurulan ilişkilerin alanlara taşınabilmesi için yoğunlaşmak gerekiyor.
1 Mayıs gösterilerine katılım düzeyi, gösterilerin kitleselliği, yaşadığımız dönem açısından özel bir önem arzediyor. Ancak en az katılım düzeyi kadar, öne çıkarılacak taleplerle eylemlerin niteliği de önem taşımaktadır. Emperyalist dünyanın işçi sınıfları ve emekçi halklara yönelik saldırganlıkta sınır tanımadığı, bu saldırganlığı yeniden ve yeni bir düzeyde örgütlemek üzere Haziranda İstanbulda toplanmaya hazırlandığı bir süreçte gerçekleştirilecek olan 1 Mayıs gösterileri, emperyalistleri ve uşaklarını tedirgin edebilecek bir güç gösterisine dönüştürülebilmelidir.
Sermaye devletinin son dönem artan saldırılarını, biraz da, NATO toplantısı öncesi bir temizlik harekatı olarak değerlendirebilmek gerekiyor. Hem 1 Mayıs gösterileri ve hem de peşinden düzenlenecek NATO karşıtı gösteriler konusunda, devrimci girişimleri baltalamak, emperyalist ağababalarını rahatlatmak istiyor olmalılar.
Devrimci yayınların çalışanlarına yönelik kaçırma girişimleri, TAYAD Başkanı Orhan Eskinin tutuklanması, TAYAD ve Temel Haklar ve Özgürlükler Derneğini kapatması vb. polisiye tedbirler olarak gündemde tutulmaya çalışılırken, diğer yandan hükümet yardım ve yataklıkı üyelik kapsamına alan yeni ceza yasası hazırlığında. Bu da, Avrupavari demokrasinin Türkiyeye uyarlanması oluyor. Burjuvazi, ceza yasalarını ağırlaştırarak demokratlaşıyor!
Döneme ilişkin bu saldırılar karşısında devrimci dayanışmanın güçlü tutulması gereği açıktır. Zaten 1 Mayıs gösterilerine hazırlık kapsamında devrimci güçlerin daha sıkı bir diyalog içinde bulunması da gerekiyor. Düzenden ve uşaklarından gelecek her türlü saldırı, karşısında 1 Mayısın birlik ve dayanışma ruhunu bulabilmelidir. Bu düzene, bu tür saldırıların devrimcileri yıldıramayacağı gösterilmelidir.