24 Nisan'04
Sayı: 2004/08


  Kızıl Bayrak'tan
  1 Mayıs'a doğru belirsizlikler tablosu
  DİE raporunun yeni itirafları ve gizledikleri
  İkinci DEP davası sounçlandı...
  Düzen ordusu nasıl demokratlaştı?!
  NATO: Halklara karşı bir kirli savaş örgütü!
  Ordunun asli görevi burjuva düzenin güvenliğidir!
  Devrimci tutsaklardan açıklama...
  İmzalar KESK MYK'sına ulaştırıldı...
  Liseli gençlik yanıt vermek için 1 Mayıs'ta alanları doldurmalı!
  1 Mayıs'ta alanlara!
  1 Mayıs faaliyetlerinden...
  Uluslararası işçi sınıfı hareketi tarihinde ve Türkiye'de 1 Mayıs
  Bush-Blair çetesinden kasap Şaron'a tam destek...
  İşgalci haydut takımı "Irak batağı"ndan çıkış yolları arıyor!
  BM'de "insan hakları" ikiyüzlülüğü
  Bugün 23 Nisan, neşe dolamıyor insan!
  1 Mayıs ve Kürdistan emekçileri
  İzmir Eğitim-Sen 3 No'lu 1. Olağanüstü Genel Kurulu
  Bültenlerden...
  Bir-Kar 4. Gençlik Kampı başarıyla gerçekleştirildi...
  Ateş saçan Yürekli yoldaş mezarı başında anıldı
  "Plana hayır, önemli olan ortak eylem"
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Devrimci tutsaklardan açıklama...

“Tek tip elbise saldırısı da boşa çıkarılacaktır...”

Halkı her geçen gün daha fazla kuşatan, baskı altına alan yeni baskı yasaları peşpeşe çıkarılıyor. Yeni infaz yasası ile hapishanelerde direnenlere, halka gözdağı verilmeye, teslim alınmaya çalışılıyor.

TTE, zorla çalıştırma ve herşeyi suç ceza kapsamında ele alan yeni infaz yasası tecritin bir parçasıdır. Tek tip elbise uygulaması, çıkarılan yeni yasalar, genelgeler vb. uygulamalar devrimci tutsakları teslim almanın araçlarından biridir.

Hapishanelerde yeni yasaklar, baskılarla tecrit pekiştirilir, izolasyonun en ağır hali uygulanırken, Tek Tip Elbise giyme zorunluluğu getirildiğinde hapishaneler bütünüyle yaşanmaz hale gelecektir. Zira tek tip elbise giydirmek adına fiziki, psikolojik işkence günlük yaşamın bir parçası haline getirilecektir. Yasaklar, yeni baskılar ve keyfilik tutsakların yaşamını sürdüremez hale getirecektir.

Tek tip elbise uygulaması suçluluğun kabulü, düzenin suçlu profilinin kafalara kazınmasıdır. Mücadele eden herkesi “terörist” olarak gören düzenin yasadışılığını, çürümüşlüğünü gizlemeye çalışan bir örtüdür. Halkın haklı mücadelesine gölge düşürme, onun meşruluğunu tartışılır hale getirme saldırısıdır.

Tek tip elbise bu yanlarıyla tıpkı 12 Eylül koşullarında olduğu gibi “mavi kefen”dir. Devrimci tutsaklara hücrelerde kefen biçenler bir kez daha başarılı olamayacaktır. Dün olduğu gibi bugün de “mavi kefen”ler büyük bedeller ödemek pahasına parçalanıp, bir paçavra gibi layık olduğu yere atılacaktır.

Devrimci tutsaklara bugün dayatılan tek tip elbise uygulaması yeni değildir. İlk kez 12 Eylül faşist cuntası ile tutsaklara zorla giydirilmeye çalışılan tek tip elbise esas olarak 1983 yılında tüm ülke hapishanelerinde aşamalı olarak giydirilmeye çalışıldı. Bu yıllarda tüm hapishanelerde baskı, yasaklar, fiziki ve psikolojik işkence sistematik hale getirildi. Askeri hapishanelerin her koğuşu, her koridoru birer işkence merkezi gibi günlerce çalıştırıldı. Tek tip elbise teslim alma, itirafçılaştırma araçlarından biri olarak kullanıldı yıllarca.

Yarattıkları kahramanlık destanları ile tek tip elbise saldırısını püskürten devrimci tutsakların karşısına bu kez 1988 yılında çıkarıldı tek tip elbise. Amaç yine aynıydı. Yine devrimci tutsakları teslim almak, halk üzerindeki etkilerini kırarak halka gözdağı vermek amaçlanıyordu.

Aradan geçen onca yıla, büyük bedeller ödemek pahasına giydirilemeyen tek tip elbise bugün tekrar dayatılmaya çalışılıyor. Tam 21 yıl sonra devrimci tutsaklara, adli tutsaklara “mavi kefen” tekrar biçilmeye çalışılıyor.

Tekrar gündeme getirildi, çünkü: 19-22 Aralık katliamına, 3 yılı geride bırakan F-tipi hücrelerine, her türden saldırı ve yasaklarına rağmen devrimci tutsaklar teslim alınamadı. Devrimci tutsakların 107 şehit, 500’ün üzerinde gazi vermesine rağmen direnişi sürdürmesi, teslim olmaması, karşı devrimin tüm beklentilerini boşa çıkarması sonucudur.

ÖO’nu ve AG’yi suç sayan yeni yasalarına rağmen devrimci tutsakların hak alma araçlarından olan ÖO ve AG bugün de bir mücadele aracı olarak kullanılmaktadır. Sansür ve tecrite, genelgelerine karşı devlet tutsakların direniş silahlarını ellerinden alamamıştır. Devletin bu saldırısı da boşa çıkarılmıştır.

Kaldı ki, tek tip elbise uygulamasının tecrit ve izolasyon gibi sadece devrimci tutsaklara yönelik olmadığı ortadadır. Halkı da tek tipleştirmeyi amaçlamaktadır. Tek tip yaşam, tek tip düşünce ve itaat kültürünün hakim kılınması, faşizmin ana mantığını oluşturmaktadır.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devrimci tutsaklar halkın öncüsü olma bilinciyle hareket edeceklerdir. Dün olduğu gibi bugün de tek tip elbise giymeyeceklerdir. Her tür dayatma boşa çıkarılacak, tek tip kabul edilmeyecektir.

Devlet, devrimci tutsakları teslim almak için hangi araç ve yöntemleri uygularsa uygulasın sonuç alamayacaktır. Devletin tüm saldırıları nasıl boşa çıkarıldıysa, tek tip elbise saldırısı da boşa çıkarılacaktır.

15 Nisan-15 Mayıs arasında kamuoyuna teşhir ve protesto amaçlı beşer günlük dönüşümlü açlık grevindeyiz.

Dışarıda da komplolarla sürdürülen operasyonlar gözaltı ve tutuklamalar da kâr etmeyecektir. İçeride dışarıda mücadele kesintisiz sürecek, bir kez daha kazanan devrimci tutsaklar, devrimciler ve tüm halk olacaktır.

Ercan Kartal, Yunus Aydemir, Murat Karayel, Erol Kangal,
Hasan Rüzgar, Erol Pınar, Tuncay Kut Baş,
Aytunç Altan, Zeki Şahin, Kenan Güngör