Gençlik hareketinin yoğun saldırılarla yüz yüze olduğu bir dönemde bu saldırıları göğüsleme kararlılığı ile Ankarada bir araya gelen gençlik grupları, 24 Ekimde Yüksel Caddesinde 6 Kasım hazırlıklarını ve kararlılıklarını ifade eden bir eylem gerçekleştirdiler. Genç komünistlerin de içerisinde yer aldığı 15 gençlik grubu, saat 17:00de İnsan Hakları Anıtı önünde toplandılar. Burada bir arkadaşımız basın metnini okudu. 6 Kasımda Kızılaya çıkılacağının vurgulandığı açıklama sık sık; YÖK, polis, medya, bu abluka dağıtılacak!, Sermaye defol, üniversiteler bizimdir!, Ne AKP, ne YÖK, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, F tipi üniversite istemiyoruz! İşgalin değil, direnişin safına!, Gençlik gelecek, gelecek sosyam! vb. sloganlarla kesildi.
Açıklamadan sonra eylem halaylarla sürdürüldü. 6 Kasımın coşkusunu günler öncesinden Yüksele taşıyan halaylar, gençliğin saldırılar karşısındaki tutumunun nasıl olması gerektiğini de anlatıyordu.
İstanbulda gözaltına alınan arkadaşlarımıza yönelik baskıyı kınamak için Sakarya Caddesine doğru yürüyüşe geçildi. Burada da yapılan kısa bir konuşmanın ardından Çav Bella ve Beyazıt marşları söylenerek eylem bitirildi. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı eylem gerek bu yönüyle, gerekse coşku ve disipliniyle 6 Kasıma yönelik devrimci iyimserliğimizi pekiştirdi.
Eylemde okunan ortak açıklama ve çağrıyı aşağıda sunuyoruz...
Bir yanda Ortadoğu halklarının bağrına bir hançer gibi sokulmuş olan emperyalist işgal ve bu işgale bizlerin kanıyla destek sunmak derdinde olan işbirlikçi uşak takımının kanlı hesapları, bir yanda üniversiteleri sermayenin arka bahçesi haline getirmek için kolları sıvayan hükümet ve yılların karanlık, baskıcı kurumu YÖK...
Biz öğrenci gençliğe işgal ortaklığı ve geleceksizlik dayatılıyor. Ama biz bu cendereyi parçalamaya kararlıyız, parçalayacağız!
140 bin askerle Irakı işgal eden ABD, karşılaştığı direniş nedeniyle köşeye sıkışmış durumda. İçine düştüğü acınası durum, onu uşak devletlerden ucuza asker ithal etme zorunluluğu ile yüzyüze bıraktı. İşte emperyalist efendilerinin imdadına yetişen iktidar, bizim kanımızı 8.5 milyar dolara ABDye pazarladı. ABD jandarmalığına soyunmasını Kürt sorunu gerekçesiyle açıklamaya çalışanların, Kürt-Türk düşmanlığını körükleyenlerin maskelerini indireceğiz! Yaratmaya çalıştıkları şoven histeri dalgasına karşı halkların kardeşliğini haykıracağız!
Ama bizim sözümüz henüz bitmiş değil; tezkerelerini sokaklarda yırtacağız. Kardeş bir halkın kanına girmek için Iraka işgalci olmaya gitmeyeceğiz! Gençlik bu kanlı işgale ortak olmayacak, işgale değil direnişe destek verecek!
Yıllardır bilimdışı ve paralı eğitim ile yakından tanıdığımız, baskıcı, anti-demokratik uygulamaları ile karşımıza dikilmiş olan 12 Eylül darbesinin postal artığı YÖK, sermayeye daha kaliteli ve ucuz hizmet vermek için yüzünü yeniliyor. İki yıl önce Kemal Gürüz tarafından hazırlanan ve üniversiteyi şirketleştiren yasa tasarısı, şimdi ek maddeler ilave edilerek AKP Hükümeti tarafından gündeme getirildi. Tasarının üniversiteyi ticarethaneye, bizleri müşteriye çeviren yanına hiçbir itirazları bulunmayan gerici rektörler, koltuklarını kaybetme korkusuyla laiklik ve demokrasi için çırpınan kahramanlara dönüştüler.
Soruyoruz: Yıllardır üniversitelerde her türlü anti-demokratik uygulamanın öznesi olan siz, hangi yüzle demokrasiden bahsediyorsunuz!
Soruyoruz: Derslerde ayetlerden örnek verilmesine olanak sağlayan, ramazanlarda bıçaklanan arkadaşlarımızın katili olan siz hangi yüzle laik olduğunuzu söylüyorsunuz. Biz, sizi gayet iyi tanıyoruz!
Yarın yine bu yüzsüzlükleriyle yürüyecek olan rektörlere bir çift sözümüz var: Üniversite yıllardır verdiğimiz mücadelelerle biz öğrencilerindir, üniversite 1402lerle yıldırmaya çalıştığınız onurlu bilim insanlarınındır, üniversite, emekçilerindir. Ve elbette üniversiteyi savunmak da bu kesimlerin, bizlerin işidir. Biz size karşı savunduğumuz üniversiteyi, onlara karşı da savunacak güçteyiz ve savunacağız!
Üniversiteyi sermayeye peşkeş çekmeye çalışanların, 22 yıllık YÖK karanlığının, işgalcilerin ve uşaklarının karşısına dikilmek, en meşru ve haklı taleplerimizi haykırmak için 6 Kasımda Kızılayda olacağız! Copunuza, bombanıza, psikolojik savaş aygıtınıza rağmen 6 Kasımda Kızılayda olacağız! Soruşturmalarınıza, besleme faşistlerinize, yalan kampanyalarınıza, üniversiteleri F tipleştirme çabalarınıza rağmen 6 Kasımda Kızılayda olacağız! YÖK karanlığına karşı Kızılayda olacağız, yasanızı Kızılayda yırtacağız, tezkerenizi Kızılayda parçalayacağız!
Biliyoruz ki; mücadelemizle er ya da geç YÖKü dağıtacak, üniversiteleri bilim kurumları haline getireceğiz!
Taleplerimiz:
* Üniversiteler bizimdir; AKP, MGK, sermaye elini üniversiteden derhal çeksin!
* Parasız, bilimsel, demokratik, anadilde eğitim istiyoruz!
* F Tipi üniversite istemiyoruz!
* Emperyalist savaşa ve işgale hayır!
* Irakta Amerikan askeri, kardeş halkın katili olmayacağız!
* Yaşasın Türk-Kürt-Arap halklarının kardeşliği!
* NATOdan çıkılsın, üsler kapatılsın!
* Tecridi kaldırın ölümleri durdurun!
* Kölelik yasalarına, sefalet zamlarına hayır!
25 Ekimde Türkiyenin dört bir yanında rektörler ve aveneleri AKPnin hazırladığı yeni YÖK Yasa Tasarısına karşı bir yürüyüşte buluştular. Yıllardır üniversitede her türlü antidemokratik uygulamanın sahibi olan rektörler edepsizce demokrasi ve aydınlık adına yürüdüklerini iddia ederken karanlığı savunmak için yürüyorlardı. Yıllardır haklı ve meşru talepler için mücadele eden, bu uğurda bedeller ödeyen üniversitelerin gerçek sahibi öğrenciler bu yalanlara sessiz kalamazdı, kalmadı da.
25 Ekimde rektörler, Hipodromdan yürüyüşe geçerlerken, Ekim Gençliği de aynı saatlerde Yüksel Caddesinde konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Okunan basın metninde AKP ile rektörler arasında süren it dalaşının çıkar çatışmasından ibaret olduğu, meselenin koltuk kavgası olduğu ifade edildi. Onlar arasında üniversitelerin ticarileştirilmesi ve sermayeye peşkeş çekilmesi noktasında bir anlaşmazlık bulunmadığı vurgulandı. Sık sık Sermaye defol üniversiteler bizimdir!, Irakta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!, Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! sloganlarının atılmasıyla okulların gerçek sahipleri dosta düşmana gösterilmiş oldu. Eylemde Ekim Gençliği, Irakta işgalci, okulda müşteri olmayacağız! şiarıyla 6 Kasımda Kızılayda olacağını duyurdu.
Basın açıklamasının ardından sözlü ajitasyon eşliğinde bildiri dağıtımı ve Ekim Gençliği satışı gerçekleştirildi. Bu çalışma sırasında dikkati çeken bir gelişme oldu. Iraka gönderilecek olan askerlerden olup da o gün izinli oldukları için orada bulunanlar dergi satan arkadaşlarımızla diyalog kurmaya çalıştılar. Bilindiği gibi Iraka gönderilmesi planlanan askerlerin 4 bin kadarı Ankarada hazır tutuluyor. Bu askerlerin birçoğu savaşa gitmek istemediklerini, masum Iraklıları öldürmek ve aynı zamanda öldürülmek istemediklerini söylüyorlardı.
Onlarla ve daha birçok insanla kurulan anlamlı diyaloglardan sonra Ekim Gençliği olarak bu kampanyanın daha da derinleştirileceği sözüyle alandan ayrıldık.