18 Ekim'03
Sayı: 2003 (04)


  Kızıl Bayrak'tan
  Irak halkının son mesajı
  İMF programlarına hayır!
  Büyük olmak ile büyüklenmek
  Savaş ve işgal karşıtı eylemlerden...
  Kaynaklar emekçiye değil emperyalist savaşa ayrıldı!
  Kızılay'ın Irak seferi
  Irak'ta işgalci olmanın "yol haritası" çizildi
  Kitlelerin öfke ve tepkisini örgütlemek için daha fazla çaba!
  İmam hatip gerilimi uzlaşmayla sonuçlandı...
  Türkiye işçi sınıfı ve Ortadoğu halklarının zorlu dönemi!
  Bilgi edinme yasası!
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/1
  Fanset işçisiyle dayanışmayı yükseltelim!
  TKY saldırısına eğitim emekçileri de ortak ediliyor!
  Emperyalist-siyonist saldırganlık azıyor!
  İslam Konferansı Örgütü Malezya toplantısı...
  Bolivya'da büyük halk hareketi...
  Büyük Zindan Direnişi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor!
  Savas tezkeresi ve kendini dayatan görevler...
  Tecavüzcü sürüsü!
  Olağanüstü hal başlar mı?
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Düzenin demokrasi şarlatanlığında son perde:

Bilgi edinme yasası!

Sermaye iktidarı tarihin en azgın saldırılarını gerçekleştirirken, bu saldırılarının üzerini örtmek, demokratikleştiği yalanlarıyla kitleleri kandırmak için sözde demokratik adımlar atıyor. AB’ye uyum paketleri bir bir meclisten geçiriliyor. Medyanın bunları nasıl yansıttığını biliyoruz.

Bu demokratikleşme masallarının emekçilerin yaşamlarında hiçbir karşılığı bulunmuyor. Emekçiler en meşru, en insani hakları için mücadele ettiklerinde bu demokrasinin ne menem bir şey olduğunu gözleriyle görüyorlar. Ülkede sendikalaşmak anayasal güvenceye alınmışken, işçiler sendikalaştıkları için işlerinden atıldıkları gibi, sermaye devletinin her türlü terörüne de maruz kalıyorlar. Ya da kamu emekçileri insanca bir yaşam istemek için alanlara çıktıkları zaman “terörist” ilan edilebiliyorlar. Tüm bunlar demokrasi şarlatanlığının iç yüzünü göstermeye yetiyor.

Yeni yasama döneminde kabul edilen ilk yasa olan “Bilgi EdinmeYasası” da bu şartlatanlıklardan biri. Yasa, “Demokratik ve şeffaf bir yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsız ve açıklık ilkelerine uygun ...’ sözleriyle tanımlanıyor.

Burjuva medya da yasayı, “kamuda şeffaflık dönemini başlatacak olan Bilgi Edinme Yasası kabul edildi” diye duyurdu. Bunun böyle gösterilmesine özellikle özen gösterildi. Zira sermaye devletinin yöneticileri devletin gizli organlarının halk üzerinde yarattığı izlenimi biliyor Şimdi geçirilen yasa ile devletin yeni dönemde şeffaflaşacağı, istenilen bilginin istenilen zaman elde edileceği yanılsaması yaratılmaya çalışılıyor. Kitlelere yönelik kaba terörle iktidarın sağlama alınamayacağının bilincinde olan sermaye devleti, elbette terörden vazgeçmeyerek, ona eşlik edecek bazı sözde demokratik açılımlar yapıyor.

Bu “demokratikleşme” yalanlarıyla sunulan yasaların pratikte ne ifade ettiğini biliyoruz. 7. uyum paketiyle toplantı gösteri ve yürüyüş yasası genişletilerek “daha demokratik” kılınmıştı. Ancak daha bu yasanın mürekkebi kurumadan, gösteri yapan öğrenciler emperyalist savaşı, işgali ve işgal ortaklığını protesto ettikleri için tutuklandılar.

“Bilgi edinme yasası” ile daha fazla demokratikleşileceği vaazını veren medyanın bizzat kendisi emekçilerin gerçekleri görmemeleri için çabalıyor. Bugün holding medyası halkın bilgi edinmesinin önündeki temel engellerden biri durumunda. Örneğin bu ülkede emperyalist savaş ve işgal karşıtı yapılan birçok eylem, etkinlik ve basın açıklaması medyada yer bulamaz. Ancak polis terörüne maruz kaldıklarında gösterilir. Gösterilir ki, kitleler korksunlar, resmi politikaya karşı gelmenin bedelini görsünler! Geçen yıl 6 Kasım protestolarında depoda dövülen gencin görüntüleri de bir başka örnek. O zaman ekranlara depoda dayak atma sahnesi getirilirken, öğrencilerin neden eylem yaptıkları haber konusu yapılmamıştır.

Gerçekte yasa “şeffaflık” bir yana, bilgi edinmeye birçok sınır ve koşul getiriyor. Yasa, güvenlik birimlerine ilişkin bilgiler ile devlet sırrı ve ekonomik sır niteliğindeki bilgileri kapsamıyor.

Yıllardır işlenen faili meçhul cinayetler, kirli savaş uygulamaları, işkence ve yargısız infazlara ilişkin bilgi edinmeniz mümkün değil. Emekçileri doğrudan ilgilendirmesine rağmen, emperyalistlerle yapılan gizli anlaşmalar da yasa kapsamı dışında.

Sermaye devletinin gizliliğe ihtiyaç duyması onun karakteriyle bağlantılıdır. Bu çürümüş ve kokuşmuş düzen varlığını sürdürebilmek için kirli işler yapmak ve bunları da kitlelerden gizlemek zorundadır. Ancak emekçilerin iktidarı emperyalistlerle girilen kirli ilişkileri, terör cumhuriyetinin nasıl bir işleyişe sahip olduğunu ortaya serebilecektir.



Çukurova Üniversitesi’nde iki farklı açılış şenliği

Bu yıl Çukurova Üniversitesi’nde iki farklı açılış şenliği yaşandı. İlki rektörlük tarafından gerçekleştirildi. 13 Ekim Pazartesi sabah saatlerinde başlayan bu şenlik bir protesto gösterisi ile karşılandı. Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen eylemde “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak!”, “Katil ABD Ortadoğudan defol!”, “ABD askeri olmayacağız!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atıldı. Daha sonra polis ve ÖGB saldırarak 2 arkadaşımızı gözaltına aldı. Bir süre kapalı bir yerde tutulan öğrenciler polis tarafından kaba dayağa maruz kaldılar. Arkadaşlarının alınmasına tepki gösteren öğrencilerin basıncıyla serbest bırakıldılar.

İkinci şenlik ise alternatif açılış şenliği olarak gerçekleşti. ÇÜ öğrencilerinin düzenlediği açılış şenliği 15 Ekim günü yapıldı. İlk olarak Grup Nisan Güneşi sahne aldı. SDG de kısa bir skeç sundu. Ardından Eğitim-Sen’den bir yöneticinin sunduğu “YÖK ve emperyalist savaş” konulu bir forum düzenlendi. Bu forumdan sonra AKSM müzik grubu ve halk oyunları ekibi kitleyi coşturdu.

Daha sonra bir “Barış Anası” Kürtçe bir konuşma yaptı. Üniversite öğrencilerinin hazırlamış oldukları bir tiyatro gösterimi yapıldı. Üniversite adına oluşturulan müzik grupları da söyledikleri parçalarla kitleyi coşturdu. Ardından Savaş Karşıtları Platformu’ndan ve İHD’den birer kişinin katıldığı bir söyleşi yapıldı. Şenlik devam ederken sivil ve çevik kuvvetten polislerin gelerek şenliğin bitirilmesi, yoksa saldırılacağı tehdidinden sonra, bir açıklama yapılarak bitirildi. Kitle buna “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganıyla yanıt verdi.

Alternatif açılıştan önce ortak bir metin hazırlanmıştı. Fakat bu metin varolan gündemlere (YÖK, Irak’a asker yollanması) ek olarak DEHAP gençliğinin kendi gündemini dayatması sonucu okunmadı. Herkes kendi mesajını okudu. Şenliğe hazırlık olarak, 1500 civarında şenliğe davet çağrısı dağıtıldı.

Şenlikte “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “F tipi üniversite istemiyoruz!”, “YÖK’e hayır!”, “Katil ABD Ortadoğu’ dan defol!”, “İçerde dışarda hücreleri parçala!”, “Biji aşiti!”,”Biji bratiye gelan!” ve Öcalan lehine sloganlar atıldı. Şenlik Arapça, Kürtçe sunumlar yönünden zengindi. Şenliğe yaklaşık 1000 civarında öğrenci katıldı. Ekim Gençliği olarak gazete, dergi ve kitaplarımızın yer aldığı standımız ile “Irak’ta işgalci okulda müşteri olmayacağız” afişlerimizi açtık.

Ekim Gençliği/Adana