15 Temmuz 2016
Sayı: KB 2016/26

Yıkılmayı bekleyen bir iktidar: Dinci-gerici AKP iktidarı
Dinci iktidar dışarıda çark ediyor, içeride azgınlaşıyor
Devletin “çok amaçlı” Suriyeli politikası
Gerçek suçlular, Suriyelileri fırsata çevirenlerdir!
Kürt coğrafyasında katletme ve direnme geleneği
Hurşit Külter nerede?
Ekonomik yıkım saldırısı yaşamın bütününü hedefliyor!
Greif işçisi Eylül için kırmızı çizgilerini belirlemeli!
Kamu Emekçileri Forumu’nun düzenlediği kamp üzerine
Park Termik’te TİS bilmecesi!
NATO Varşova Zirvesi: “Savaşa hazır olun!”
Avrupa’da ve Almanya’da yeni bir döneme doğru
Fransa’da kavga sürüyor ve sürecek
Toplumsal cinsiyet rolleri ve artan gericilik
Yaz sıcağını kavganın ateşine çevirmek için...
Suruç’tan bugüne katliamlar ve korku toplumu
“Demokrasi cephesi” çağrıları üzerine
Suriyelilere vatandaşlık verilmesi üzerine
Cehennemi cennete çevirmek için: Birlik!
Dolmabahçe Direnişi 48. yılında
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Park Termik’te TİS bilmecesi!

 

AKP hükümeti döneminde servetine servet katan sermaye gruplarından birisi olan Ciner Holding’e ait Park Termik maden işletmesinde, son aylarda sonu olmayan bir Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci yaşanıyor. Şubat sonu başlayan sözleşme görüşmeleri hem sendika cephesinden hem de patron cephesinden düzenlenen ayak oyunları ile içinden çıkılmaz bir duruma gelmiş bulunuyor.

Bir önceki TİS sürecinde de görüşmeler tıkanıklık ile sonuçlanmış, sonrasında öncü maden işçilerinin sendikayı baskı altına alması sonucunda Türkiye Maden İşçileri Sendikası greve gitmek zorunda kalmıştı. Ancak grev, yine Ciner Holding’e ait olan maden ocağının yanındaki termik santral işaret edilerek, sermaye devleti tarafından yasaklanmıştı. Yasaklanan grev sonrası ise maden işçileri açlığa itilmiş, yaklaşık 30 öncü maden işçisi de işten çıkartılmıştı.

Şubat 2016’da başlayan ve Mayıs ayında tıkanıklık ile sonuçlanan TİS öncesinde ise Park Termik’te patron-sendika işbirliğiyle birçok hak gaspına imza atıldı.

Yaklaşık 1 yıl önce, sendika-patron ortak anlaşması sonucu maden işçilerinin ikramiyeleri sosyal yardımlara dahil edildi. Böylelikle, kanunda belirtilen “en az 2 asgari ücret” ibaresine ikramiyeler de dahil oldu ve diğer sosyal haklar gasp edildi. (HEMA’da grev sonrasında Yüksek Hakem Kurulu heyetine göre sosyal yardımlar ve ikramiyelerin 2 asgari ücretin dışında tutulması zorunludur.)

Bunun yanı sıra “kiralık işçilik” Park Termik’te yıllardır devam eden uygulamaların başında geliyor. Türkiye’nin birçok madenci kentinden göç alan Park Termik’te patron maden işçilerine tazminat ödememek için 1 yıllığına “sözleşmeli” işçi alarak emek sömürüsüne devam ediyor.

Toplu İş Sözleşmesi öncesinde “kırmızı çizgiler” belirlendi!

Bir yanda sömürü ve baskılar devam ederken, diğer yanda da başlayan TİS görüşmesi ve sonrasında yaşanan belirsizlikler maden işçileri açısından sonu belirsiz bir yolun başlangıcı oldu. Şubat ayının sonunda başlayan görüşmeler öncesinde 24 Ocak’ta Park Termik işçilerinin belirlediği “kırmızı çizgilerin” bugün ne kadar değerli olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı.

24 Ocak’ta Yeraltından Sesler Platformu üzerinden yayınlanan 5 maddelik kırmızı çizgiler şu şekildeydi:

İkramiyeler sosyal yardımların dışında tutulacak.

Günlük yevmiyelerde yeni asgari ücret baz alınacak.

Sosyal yardımlar asgari ücretin dışında tutulacak.

Yıllık ücretli izin günleri korunacak.

İşyerinde baskılara karşı ciddi bir tutum sergilenecek, TİS görüşmelerinde bu tutum korunacak.

Daha TİS başlamadan önce belirlenen bu taleplere, bugün patron saldırmaya devam ediyor.

Türkiye Maden İşçileri Sendikası’nın ihaneti sonucu Soma’da İmbat ve Soma Kömürleri maden ocaklarında imzalanan TİS, diğer maden patronlarını da aynı şekilde saldırmaya yöneltti.

Soma’da imzalanan ihanet belgesi ile “en az 2 asgari ücrete” sosyal yardımlar ve ikramiyeler dahil edilmiş, ücretli izin günleri düşürülmüştü.

Soma’da devam eden süreç ile bugün Park Termik’te devam eden sürecin hiçbir farkı yoktur. Soma’da da hiçbir işçiye, hatta hiçbir sendika delegesine açıklamada bulunmayan Maden-İş Sendikası bugün Park Termik’te de aynı yolu izlemektedir.

4 kez Park Termik yöneticileri ile oturulmasına rağmen, şeffaflıktan uzak bir sendikal çizgi çizilmiş, sonucunda ise arabulucu sürecine gidilmiştir. Sendikaya yapılan tüm basınçlara rağmen sendika cephesinden arabulucu tutanakları hala açıklanmış değil.

Hem sendika hem patron işçileri abluka altına aldı!

Toplu İş Sözleşmesi devam ederken hem sendika hem de patron Park Termik işçilerine karşı baskılarını yoğunlaştırdı.

Geçmiş grevin yaralarını hala üstünden atamayan Park Termik madencilerine karşı psikolojik bir savaş başlatan patron, işyerinde usta ve usta yardımcılarına verdiği “primler” ile işçi birliğini bölmeye yönelik adımlarını uygulamaya soktu. Usta ve usta yardımcılarının bu prim karşılığında görevi ise işyerinde birliği güçlendirenleri patrone şikayet etmekti. Bu yolla patron işçi birliğine yönelik ilk saldırılarını başlatmış oldu.

Devam eden süreçte, işten atma saldırısını devreye sokan Park Termik yönetimi 100’den fazla maden işçisini “emre itaatsizlikten” işten çıkardı.

Tüm bunlar olup biterken, hatta 3 sendika delegesi bile işten çıkarılmışken Maden-İş Sendikası’nın temsilciliğinin kapalı olması ise, Maden-İş’in sendikal bürokrasi bataklığına yukarıdan aşağıya kadar toptan batmış olmasının en büyük göstergesiydi.

Tüm bunlara ek olarak, seçildiği günden bu yana Park Termik’e uğramayan Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul’un son bir ayda Park Termik’e gizlice gelerek, sadece sendika şube yöneticileri ile görüşüp hemen işyerinden ayrılması da ihanet adımlarının hızlandığının bir göstergesidir.

Saldırıların panzehiri İşçi Birliği!

Madenlerde TİS süreçleri, diğer sektörlere nazaran daha sessiz ve kapalı kapılar arkasında gerçekleşir. Bunun birçok nedeni olmakla birlikte, en önemli nedenlerinden biri sendikal alandaki tekelleşme ve görece sendikalaşmanın giderek azalmasıdır. Bu yüzden madenci kendisi adına dayatılana mahkûm kalmakta, hakkını aradığında ise karşısına yasaklarla devlet çıkmaktadır. TİS ise sadece ücret pazarlığı olarak sürmekte, işçilerin çalışma şartları ve sosyal hakları ise gündeme hiç gelmemektedir.

Hal böyle olunca, sendikal bürokrasi, devletten aldığı güçle masada maden işçisini sermayeye satmaktadır. Satış sözleşmelerinin her biri sermayenin kârlarına kâr katarken, yasalarca tanınmış hakları bile ellerinden alınıp “daha fazla üret” baskısı altında kalan işçilere kölelik dayatılmaktadır.

Maden işçilerine saldırıların panzehri işçi birliğidir. Maden işçilerinin birliği bütün bu sömürü çarklarını kırıp parçalayacaktır. Park Termik işçileri karşılarında birleşen patron, devlet ve sendikal bürokrasiye karşı kendi birliğini yaratmak zorundadır. Yeraltı ve yerüstü işçilerinin birliğinin sağlanması zorunlu hale gelmiştir. Sendikal bürokrasinin sermayeden yana olan tavırları, bir gece ansızın imzalanan satış sözleşmesiyle son bulmadan, Park Termik işçisi söz, yetki ve kararı ellerine almalıdır. Torba yasa ile birlikte geçen 2 asgari ücret hakkının ikramiyeler dahil edilerek gasp edilmesine, yerüstü işçilerine verilen düşük zamlara, talepler karşısında işten atma saldırısı yapan patrona, Park Termik yeraltı ve yerüstü işçilerini patrona peşkeş çeken sendikal bürokrasiye karşı birleşme olmadan kazanma da olmayacaktır.

Yaşasın Park Termik işçilerinin birliği!

Kahrolsun sendika ağaları!

Yeraltından Sesler

 
§