15 Temmuz 2016
Sayı: KB 2016/26

Yıkılmayı bekleyen bir iktidar: Dinci-gerici AKP iktidarı
Dinci iktidar dışarıda çark ediyor, içeride azgınlaşıyor
Devletin “çok amaçlı” Suriyeli politikası
Gerçek suçlular, Suriyelileri fırsata çevirenlerdir!
Kürt coğrafyasında katletme ve direnme geleneği
Hurşit Külter nerede?
Ekonomik yıkım saldırısı yaşamın bütününü hedefliyor!
Greif işçisi Eylül için kırmızı çizgilerini belirlemeli!
Kamu Emekçileri Forumu’nun düzenlediği kamp üzerine
Park Termik’te TİS bilmecesi!
NATO Varşova Zirvesi: “Savaşa hazır olun!”
Avrupa’da ve Almanya’da yeni bir döneme doğru
Fransa’da kavga sürüyor ve sürecek
Toplumsal cinsiyet rolleri ve artan gericilik
Yaz sıcağını kavganın ateşine çevirmek için...
Suruç’tan bugüne katliamlar ve korku toplumu
“Demokrasi cephesi” çağrıları üzerine
Suriyelilere vatandaşlık verilmesi üzerine
Cehennemi cennete çevirmek için: Birlik!
Dolmabahçe Direnişi 48. yılında
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kamu Emekçileri Forumu’nun düzenlediği kamp üzerine…

 

Kamu Emekçileri Forumu, yaklaşık 2 yıldır çalışmalarını yürütmektedir. Bu iki yıllık süre içinde forum, kamu emekçilerinin temel ve güncel sorunlarını ele alan gündemleriyle her ay düzenli olarak toplanmıştır. Toplantılar sosyal medya üzerinden afiş vb. araçlarla kamu emekçilerine duyurulmaya çalışılmıştır. Forum, Alevi dernekleri ve Eğitim-Sen’in birlikte düzenlediği, 9 Şubat, “Laik, Bilimsel, Anadilinde Eğitim ve Demokratik Yaşam İçin Dayanışma ve Birlik Mitingi”nin Maltepe’de yapılacak olmasına müdahale etmiştir. Mitingin Kadıköy’de yapılmasına etki etmiştir. Forum bileşenleri, 2015 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Kadıköy’deki kadın yürüyüşüne katılmayarak, Galatasaray Lisesi’nin önünde basın açıklaması yapmıştır.

Kamu Emekçileri Forumu, yaklaşık son altı aydır “Kamu Çalışanları Birliği”ni kurma çalışmalarını gündemine almış bulunmaktadır. 9 Nisan’da Gaye Yılmaz’ın katılımıyla kamu emekçilerine yönelik saldırıların ele alındığı bir panel gerçekleştirilmiş ve panele 70 civarı kamu emekçisi katılmıştır. 28 Mayıs’ta Bakırköy Meydanı’nda yapılan “Laik Eğitim ve Laik Yaşam” mitinginde hem 1 Mayıs Bakırköy kararını teşhir eden hem de kamu emekçilerinin öncülerini saldırılara karşı birleşmeye çağıran “Kamu emekçilerinin öncü birliğini kurmak için görev başına!” başlığıyla bir bildiri dağıtılmıştır. Nihayetinde Kamu Çalışanları Birliği tartışmalarının, düzenlenecek bir kamp aracılığıyla belirginlik kazanması kararı verilmiştir.

Kamp planlaması yaklaşık 1 ay öncesinden yapılmıştır. Bu süreçte sosyal medya aktif olarak kullanılmış ve tek tek kişilere ulaşılarak kampa katılımları sağlanmıştır. Forum bileşenleri, kamp gerçekleşinceye kadar sürekli iletişim halinde olmuştur. Bununla birlikte kampın afiş vb. araçlarla yaygın tanıtımı yapılamamış, bu kısmı eksik bırakılmıştır.

Kampın ilk günü “Dünyadaki sendikal anlayışlar ve örgütlenme modelleri” başlığıyla gerçekleşen sunum, zengin içeriğiyle dikkat çekti. Sunumun ilk kısmında kapitalizmin temel yasaları, Ludist Hareket, Çartizm, Amerikan sendikacılığı, Robert Owen gibi ilk sendikacılık örneklerine ve 1940’larda Avrupa’da ortaya çıkan Hristiyan sendikacılığına değinildi. Sunumun ikinci kısmını Osmanlı ve Türkiye’de kapitalistleşme ve sınıf mücadeleleri oluşturdu. Zengin ve çarpıcı örneklerin ortaya konulduğu sunumda tarihsel konuların ağırlığı nedeniyle asıl konunun ihmal edildiğine yönelik bazı eleştiriler geldi. Bununla birlikte sunum başarılı bulundu. Bu sunumun tartışma kısmında ücret ve meslek sendikacılığı ile reformist sendikacılığın ortaya koyduğu kötü pratiklere bazı örnekler verildi. Burada sendikalara hakim olan anlayışların aynı zamanda sendikalara rengini verdiği, onun çizgisini belirlediği ve sendikalardaki gerilemenin onlara hakim olan anlayışların gerilemesinden bağımsız düşünülemeyeceği ifade edildi. Mevcut tıkanıklığın devrimci sınıf sendikacılığına dayalı mücadele ile aşılacağı vurgulandı.

Kampın ikinci günü, “Dinsel gericilik ve kamudaki yansımaları, dinsel gericiliğe karşı yaklaşımlar” başlığı altında gerçekleştirilen sunumda, dinsel gericiliğin emperyalizmle olan ilişkisi üzerinde özellikle duruldu. Dinin tanımının yapıldığı ve tarihsel gelişimine kısaca değinilen sunumda, kamu alanında, özellikle de okullarda gerçekleşen gericileşmeye dönük açıklamalar yapıldı. Burada dincilerin kapitalizmin dışında kurumlara sahip olmadıkları, tam tersi, kapitalizmin kurumlarını farklı isimler altında maskeledikleri ifade edildi. Sunumun tartışma kısmında dinsel gericiliğin sınıf ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceği özellikle vurgulandı. Dinsel gericiliğin emekçilerin ekonomik ve sosyal haklarına yönelik saldırılarla el ele gittiği özellikle belirtildi. Dinsel gericilikteki yükseliş ile kadına yönelik şiddet ve baskının artması arasındaki ilişki de ortaya konuldu.

Sunumun ardından Altınoluk’ta düzenlenen 2 Temmuz anmasına katılan Forum bileşenleri buradan Altınoluk Şahinderesi Kanyonu’na bir gezi düzenledi. Akşam da çeşitli sosyal aktiviteler gerçekleştirildi, oyunlar oynandı ve halaylar çekildi.

Kampın üçüncü günü “Kamu hareketinin sorunları ve örgütlenmesi çerçevesinde kamuda öncülerin birliği sunumu ve tartışması” gündemiyle toplanan forum, canlı tartışmalara sahne oldu. Sunum kısmında öncülerin bir araya gelmesinin, saldırılar karşısında kamu emekçi hareketine öncülük edecek birliğin bir ihtiyaç ve zorunluluk olduğu vurgulandı. Başta Metal Fırtına (Bursa’da başlayıp Gebze vb. sanayi merkezlerine yayılan ve özellikle büyük metal fabrikalarında gerçekleşen eylem ve grevler) olmak üzere bir dizi eylemde öncülerin oynadığı role dikkat çekildi. Buradaki tartışmalarda özellikle kamudaki saldırıların yoğunluğuna rağmen kamu sendikalarının yetersizliklerine vurgu yapıldı. Bununla birlikte oluşturulacak olan birliğin sendikaların yerini doldurmak gibi bir misyonunun olmadığı, birliğin, kamu emekçilerine yönelik saldırıları ve bu saldırılara karşı nasıl bir mücadelenin yürütülmesi gerektiğini ortaya koyacağı ve gücü oranında da bu saldırılara karşı fiili-meşru mücadele çizgisi temelinde mücadele edeceği vurgulandı.

Birlik, birincisi, bileşenlerin bulunduğu sendika şubelerinde birlik birimleri aracılığıyla şubelerdeki çalışmalara yön vermek ve güçlendirmek, ikincisi de kamu emekçilerinin toplamda yaşadığı önderlik boşluğunu doldurarak, kamu emekçileri hareketine devrimci sınıf perspektifiyle müdahale etmek olan iki temel görev tanımlaması yaptı. Kamu emekçi hareketinin kendi tarihinden örneklerle TÖS ve TÖB-DER’den '90’lı yıllarda devrimci kamu emekçilerinin kurduğu birlik çalışmalarına ve daha sonra KESK’te yaşanan tıkanmayı aşmak için 1998-2002’de kurulan şubeler platformuna değinilerek tarihin öğretici olduğu vurgulandı. Saldırıların yoğunlaştığı ve mücadelenin tıkandığı dönemlerde, öncülerin kurmuş olduğu birlikler, mücadelenin önünü açmış, karanlığı dağıtan bir misyon oynamıştır. Tarihin bize miras bıraktığı gibi ancak inisiyatifli, ısrarcı, uzun soluklu ve hedefli bir çaba sonucunda kamu emekçi hareketindeki tıkanıklık aşılabilir ve harekete yön verilebilir.

Sosyalist Kamu Emekçileri

 
§