15 Temmuz 2016
Sayı: KB 2016/26

Yıkılmayı bekleyen bir iktidar: Dinci-gerici AKP iktidarı
Dinci iktidar dışarıda çark ediyor, içeride azgınlaşıyor
Devletin “çok amaçlı” Suriyeli politikası
Gerçek suçlular, Suriyelileri fırsata çevirenlerdir!
Kürt coğrafyasında katletme ve direnme geleneği
Hurşit Külter nerede?
Ekonomik yıkım saldırısı yaşamın bütününü hedefliyor!
Greif işçisi Eylül için kırmızı çizgilerini belirlemeli!
Kamu Emekçileri Forumu’nun düzenlediği kamp üzerine
Park Termik’te TİS bilmecesi!
NATO Varşova Zirvesi: “Savaşa hazır olun!”
Avrupa’da ve Almanya’da yeni bir döneme doğru
Fransa’da kavga sürüyor ve sürecek
Toplumsal cinsiyet rolleri ve artan gericilik
Yaz sıcağını kavganın ateşine çevirmek için...
Suruç’tan bugüne katliamlar ve korku toplumu
“Demokrasi cephesi” çağrıları üzerine
Suriyelilere vatandaşlık verilmesi üzerine
Cehennemi cennete çevirmek için: Birlik!
Dolmabahçe Direnişi 48. yılında
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Greif işçisi Eylül için kırmızı çizgilerini belirlemeli!

 

Amerikan tekeli Greif ile DİSK Tekstil arasındaki 2016-2018 toplu iş sözleşmesi süreci Eylül ayında başlıyor. Hadımköy Greif işçilerinin 2 yıl önceki örgütlenme ve işgal süreci, sınıfın gücünü açığa çıkarmış, 3 fabrikada sendikal kazanım ve tüm işçilerin kadroya alınmasını sağlamıştır. Taşeronluğun kaldırıldığı Sultanbeyli Greif’te ise süreç en başından beri hem sendika cephesinden hem de Greif yönetimi cephesinden sıkıntılı geçmektedir. Hadımköy işçilerinin mücadelesi sonrası Sultanbeyli işçilerine verilen sendika ve kadro hakkı, başka haklar için işçilerin beklentilerini arttırmış ise de bu iki yıl göstermiştir ki şartlar iyileşmek bir yana daha da kötüye gitmiştir.

Sultanbeyli’de işçilerin taşeronda iken aldığı ücretler bu dönem daha da düşmüştür. Asgari ücretin 1.300 TL olması ise yıllardır makineci olarak çalışan işçilerin reel maaşlarını iyice düşürmüştür. Geçmiş dönemde işçiler kişi başı günde 50-55 çuval dikimi yaparken, bugün bu sayı 70’lere kadar çıkartılmıştır. Bu duruma tepki gösterenler ise ya yer değiştirme ile yıldırma politikalarına maruz kalmış ya da işten çıkartılmışlardır. İlk dönem kadrolu olmak iş güvencesi olarak görülürken bunun böyle olmadığı işçiler tarafından anlaşılmıştır. Bugün Sultanbeyli Greif’te düşük ücret, yoğun çalışma ve baskılar vardır.

İşgal eylemi Greif sermayesini ve sendikal bürokrasiyi o kadar korkutmuştur ki bu eylemin işçiler üzerindeki etkilerini silmek için yönetim ve sendika 2 yıldır canhıraş çalışmaktalar. Ama Greif’te bir türlü, o istenen dikensiz gül bahçesini yaratamadılar. Bu 2 yıl boyunca işçiler çalışma koşullarına karşı çeşitli adımlar attılar. Bunlar bazen bireysel tepkiler oldu, bazen de toplu üretim durdurmalar yaşandı. Sendika bu zamana kadar işçilerin her hak talebine “Eylül’ü bekleyin” diyerek cevap verdi. Ama işte Eylül ayı gelmek üzere… Görünen o ki DİSK Tekstil Sendikası hâlâ bir adım atmış değil ya da atıyorsa da bunlar, işçilerden habersiz, kapalı kapılar ardında satış sözleşmesi imzalama adımlarıdır.

Greif işçileri hem işgal döneminden hem de bu 2 yıldaki süreçlerinden kazandıkları deneyimleri ve yönetim ile sendikanın oynadıkları oyunlar üzerinden dersleri iyi süzmeli, sözleşme dönemine güçlü bir hazırlık yapmalıdırlar. 2 yıl önce işçilere sorulmadan imzalanan sözleşme ile Greif işçileri birçok haktan mahrum çalışıyorlar. Ücretler asgari ücret düzeyine kadar düştü. İş güvencesi ortadan kalktı. İşçiler bu sorunları göz önünde bulundurmalı, son dönem yasalaşan ve yasalaşmayı bekleyen sınıfa dönük saldırıları (kiralık işçilik, kıdem tazminatının gaspı, Bireysel Emeklilik Sigortası vb.) hesaba katarak, sözleşme için kırmızı çizgileri belirlemelidirler.

Bugün açlık sınırının 1.800 TL, yoksulluk sınırının yaklaşık 4.400 TL olduğu düşünülürse, Greif’te işçilerin ücretlerinin açlık sınırında bile olmadığı görülecektir. Ücretlerin insanca yaşanabilecek bir düzeye yükseltilmesi temel talep olmalıdır. Geçmiş sözleşmede 4 ikramiye verileceği yazarken, ikramiyeler 21 gün üzerinden olduğu için 4 ay değil, 3 aylık ikramiye verildi. Bu sözleşmede diğer talep ikramiyelerin 30 gün üzerinden 4 ikramiye olarak değiştirilmesi olmalıdır. Her toplantıda kadın işçilerin sürekli dillendirdiği ve sendikanın öyle bir haktan haberimiz yok dediği kreş hakkı bu sözleşmede temel bir talep olarak yer almalıdır. İşyerinde yönetimin sürekli arttırdığı baskılara karşı önleyici talepler ve iş güvencesini sağlayacak talepler netleştirilmelidir.

Tabii bu sürece hazırlık, bütün işçilerin söz haklarının olduğu TİS komiteleri oluşturularak yapılmalıdır. TİS komiteleri, taslak hazırlıklarını düzenli toplantılar örgütleyerek, bütün işçileri bilgilendirerek ve işçilerin fikirlerini alarak yapmalıdır. Sözleşme Greif’in 3 fabrikasında birden imzalanacağı için her fabrika kendi komitelerini oluşturmalı ve ortak bir mücadele hattı çizilmelidir. DİSK Tekstil Sendikası'nın kirli tarihi hesaba katılmalı ve satış sözleşmesine imza atmaması için sürekli denetlenmelidir. Hadımköy Greif işçilerinin işgal ve örgütlenme süreci örnek alınarak şimdiden fiili meşru mücadele hattı üzerinden yol yürünmeli, taleplerin kabul edilmemesi durumunda ise “İşgal, Grev, Direniş!” hattı uygulanmalıdır. Bu güç ve irade Greif işçisinde vardır.

 

 

 

 

Altherm işçileri patronun kapısına dayandı

 

Gasp edilen haklarını istedikleri için işten atılan ve 2 Haziran’dan bu yana fabrika önünde direnişlerini sürdüren Altherm işçileri, 12 Temmuz’da bir kez daha patronun kapısına dayandı.

Altherm patronu Ümit Özcan’ın Altunizade Mahallesi’ndeki Yeşilköy Sitesi’ndeki evinin önüne giden Altherm işçileri, haklarını istediler. İşçiler “Altherm Klima sahibi Ümit Özcan 5 aydır haklarımızı vermiyor! Direne direne kazanacağız!” yazılı ozalit açtılar.

MİB üyelerinin de destek verdiği eylemde, Altherm işçileri gün boyunca patronun evinin önünde bekleyişlerini sürdürdüler.

İşçilerin eyleme başlamasından bir süre sonra gelen polisler GBT dayatmasında bulundular.

Öte yandan, bir grup Altherm işçisi de fabrika önündeki direnişi sürdürdü.

TOMİS’ten ziyaret

Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) Kocaeli Şubesi de 13 Temmuz’da direnişçi işçileri ziyaret etti. Ziyarette direnişe dair işçilerle sohbetler edilirken yapılan eylemler ve mücadele süreci üzerine konuşuldu.

Ziyaret sırasında Altherm Klima patronu Ümit Özcan direnişçi işçilerle bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede direnişçi işçiler haklarının tamamı alınıncaya kadar direnişi sürdüreceklerini ve eylemlerini daha da arttıracaklarını ifade ederek kararlılıklarını ortaya koydular.




"Sesimizi bastıramazsınız!"

 

AVON işçileri, direnişlerinin 50. gününde (11 Temmuz), Gebze depo önünden kararlılıklarını bir kez daha ilan ettiler. AVON direnişçileri, “Bitmedi daha direnişimiz sürüyor. AVON depoda hukuksuzluklar bitene, sendika kabul edilene dek sürecek” diyerek seslerini hiçbir şeyin bastıramayacağını ifade ettiler.

Direnişçi işçiler, AVON kurumsal yöneticileriyle görüşme talep ettiler. Taleplerinin ciddiyetsizlikle karşılandığını belirten direnişçiler, depodaki dolaplarında kalan eşyalarını almayı defalarca istemelerine rağmen bir yanıt alamadıklarını söylediler.


 
§