01 Ocak 2016
Sayı: KB 2016/01

Düzenin açmazları derinleşiyor
İstikrar arayışına yeni model: “Başkanlık”
Örgütlü bir halk!
Kürdistan’da imha savaşına karşı direniş sürüyor
Düzenin AKP’si, AKP’nin düzeni!
Dincisi milliyetçi, milliyetçisi dincidir
İşçinin cebi hep delik!
Tek çıkar yol mücadele!
Otomotiv sektörü 2015’te rekor kırmış
Yol-İş Kayseri 1 No'lu Şube Genel Kurulu…
TKİP V. Kongresi toplandı!
Suudi rejiminin savaş kundakçılığı
Emperyalizmin kirli silahı: Mezhep savaşları
ABD’den İran’a yaptırım hazırlığı
Yalan tarihin yalancı aktarıcıları
Avrupa Devrimci Gençlik Birliği Kampı başarıyla gerçekleştirildi
Berkin’den Kürt illerine katleden devlettir!
Devrimci basın taraf olmayı sürdürecek
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Suudi rejiminin savaş kundakçılığı

 

Ortaçağ kalıntısı Suudi Arabistan rejimi, muhalif Şii lider şeyh Nimr Bakır el Nimr’in idam kararını 2 Ocak’ta infaz etti. Çoğunluğu cihatçı selefi olan 46 kişiyle birlikte idam edilen el Nimr, cihatçı teröristlerle aynı kareye yerleştirilmek istendi. Oysa Amerikancı el Suud rejiminin baskı, ayrımcılık ve zulmüne karşı direnişin simgesi olan el Nimr, Filstin halkından yana, ABD/İsrail karşıtı tutumuyla da biliniyordu.

Demokratik muhalefete soluk aldırmayan el Suud rejimi, basit demokratik talepleri bile sınırsız bir vahşetle ezmeye çalışıyor. Baskıya, zorbalığa boyun eğmeyen el Nimr de yıllarca zindanda tutulmuş, ağır işkencelere maruz kalmıştı. El Nimr’in idamı bölge çapında mezhep ayrımcılığını körüklemek maksadıyla gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, el Suud zorbalığına karşı mücadele eden muhaliflere yönelik iğrenç bir tehdittir aynı zamanda.

El Suud mezhep savaşını kışkırtıyor

ABD ile AB emperyalistlerinin yakın dostu olan şeriatçı el Suud rejimi Sünni-Şii çatışmasını kışkırtarak Ortadoğu’yu cehenneme çevirebilecek bir politika izliyor. El attığı her ülkeyi kana bulayan bu rejim Irak, Suriye, Yemen, Bahreyn gibi ülkelerin içişlerine hoyratça müdahale ederek, mezhepsel çatışmaları körüklüyor. Türkiye-Katar ikilisiyle birlikte Suriye’ye karşı organize edilen yıkıcı savaşın bir numaralı kışkırtıcılarından olan el Suud rejimi IŞİD, El Kaide, İslami Ordu gibi canavar sürülerinden müteşekkil örgütlerin kurulmasında da etkin bir rol oynamıştır. Suriye’de Alevi katliamı yapan İslami Cephe doğrudan el Suud rejimine bağlıdır.

Cihatçıları finanse eden el Suud rejimi dinin etkisindeki gençleri mezhepçilikle zehirlemek amacıyla yayın yapan uydu kanalları kurdu. Bu kanallarda vaazlar veren şeyh bozuntuları, iğrenç bir mezhepsel söylem kullanarak ateşe körükle gidiyorlar. Buna karşın hem Irak’ta, hem de Suriye’de el Suud destekli cihatçı çeteler güç kaybetmeye devam ediyor. Yemen’e karşı giriştiği gerici-yıkıcı savaşta da başarıya ulaşamayan şeriatçı rejim, el Nimr’i idam ederek mezhep çatışmalarını körükleme, İran düşmanlığını derinleştirme çabasını yoğunlaştırdı.

Sıkıştıkça saldırganlaşıyor

Ortadoğu’da karşı-devrimin ana kaynaklarından biri olan el Suud rejimi hem içeride hem dışarıda sıkışıyor. Ham petrol fiyatlarının düşmesi, on milyarlarca doları bulan silah alımları, sekiz aydır devam eden Yemen’e saldırı gibi gelişmeler yozlaşmış krallığı sıkıştırıyor. Benzine %50 zam yapılması, vergi oranlarının yükseltilmesi, artan işsizlik içerideki sıkışmayı arttırırken; İran, Irak, Suriye ve Yemen’deki gelişmeler ise el Suud rejiminin bölgesel açmazlarını derinleştiriyor.

Hem içeride hem de dışarıda artan sıkışma el Suud rejimini daha saldırgan bir noktaya savuruyor. El Nimr’i idam edip İran’a karşı histerik bir kampanya başlatması, bu saldırganlığın dışa vurumudur. İran’ı çatışmaya çekmek, bunu gerekçe gösterip ABD ile diğer emperyalistlerden korunma talep etmek, siyonist İsrail’den destek almak el Suud tiranlarının temel hedeflerinden biridir. El Suud ile diğer körfez şeyhlerinin, ABD desteği olmadan İran’a sataşmaları kolay değil. ABD’nin ise, körfez şeyhlerinin yüzü-suyu hürmetine İran’la savaşmaya niyetli olduğu söylenemez. Buna karşın ‘insan hakları karneleri’ dağıtan batılı emperyalistler, el Suud’un toplu idamlarına ses çıkarmıyorlar. Ne de olsa petrol zengini bu vahşi rejim hem müttefik hem yağlı bir silah müşterisi...

Bu rejim yıkılmadan...

Ankara’daki kaçak sarayın tiranı, el Nimr idam edilmeden dört gün önce Riyad’daydı. Suudi Arabistan dönüşü konuşan AKP şefi, “Ortadoğu’daki gelişmelere aynı bakıyoruz. Siyasi bakışımız da aynı, askeri yönden bakışımız da aynı...” dedi. Müslüman Kardeşler konusunda bazı pürüzler olsa da iki Amerikancı rejim aynı zihniyete dayanıyor, aynı cephede bulunuyor.

Suç sicili kabarık olan el Suud rejimi sadece Ortadoğu’daki gerici, emperyalist saldırının destekçisi olmamış, 1980’li yıllarda Nikaragua devrimini yıkmak için CIA güdümündeki kontra örgütlenmeleri bile finanse etmişti. Sınır tanımaz karşı-devrim finansörü olan el Suud, İsrail’le birlikte Ortadoğu halklarının başındaki en büyük belalardan biridir. Geleceğini emperyalist/siyonist güçlere sığınma ve bölge halklarının mezhepsel boğazlaşmasında gören bu rejim yıkılmadan, Ortadoğu’da halklar arası fitne-fesadın son bulması mümkün değil.

El Nimr’i katledip İran karşıtı kampanya başlatan el Suud rejimini gerici Sudan rejimiyle körfez şeyhlerinden başka destekleyen olmadı. Görünen o ki, bu histerik hamle sıkışma halindeki Ortaçağ kalıntısı bu rejimi daha da zayıflatacaktır.

 

 

 

 

Suudiler ateşkesi bozdu

 

Suudi Arabistan’ın başını çektiği gerici koalisyon Husiler’le yapılan ateşkesi 4 Ocak’ta bozarak Sana’nın batısındaki Es-Sibaha Bölgesi ve Ed-Deylemi Hava Üssü’ne saldırı düzenledi. Yine Sana’nın batısındaki Hamdan’daki Husilerin kıyı savunma kampına da hava saldırısı gerçekleşti.

Öte yandan Aden Güvenlik Komitesi, Yemen’in güneyindeki Aden’de güvenlik gerekçesiyle sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini bildirdi. Gerici koalisyonun 5 ve 6 Ocak’ta bombardımanlarında siviller katledildi.

Koalisyon misket bombası kullandı

Ayrıca Birleşmiş Milletler’in yaptığı incelemelerde, yasak olmasına rağmen koalisyonun misket bombası kullandığı ortaya çıktı.




Suudi rejimi mezhepçiliği tırmandırıyor

 

Suudi Rejimi 2 Ocak’ta “terör” bahanesiyle tutukladığı çoğunluğu cihatçı selefi 47 kişiyi infaz etti. Bunların başında Şiilere yönelik artan baskılara karşı çıkan Ayetullah Nimr Bakır el Nimr geldi.

Şii din adamının infaz edilmesi üzerine İran başta olmak üzere, Lübnan, Irak, Yemen gibi ülkelerden tepkiler yükselirken, ABD, İngiltere, AB, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Af Örgütü, Lübnan Hizbullahı tarafından rejimin yapmış olduğu infazlar kınandı.

Kitleler sokağa döküldü

Gerçekleşen infazın ardından, birçok ülkede özellikle Şiilerin sokaklara döküldüğü görüldü. İran’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nun bir bölümünün ateşe verildiği duyurulurken, Suudi Arabistan’ın El Katif şehrinde ve Pakistan’dan İngiltere’ye, dünyanın birçok ülkesinde Şiilere yönelik baskılar protesto edildi. Suudi rejiminin İçişleri ve Adalet Bakanları ise karar alınırsa yeni idamların olacağını söylediler.

 
§