6 Kasım 2015
Sayı: KB 2015/41

Seçim oyununun kazananı sermaye düzeni oldu
Parlamenter hayaller ve iki sonuç
Seçimlerin ardından...
Patronlar: Önümüz açıldı
Düzenin seçim oyununda ayak oyunları
MGK: Devlet terörünün “yasal” koordinatörü
Basına baskı özgürlüğü dağıtıyor
G20 Zirvesi için lüks oteller ve gözaltı merkezi
Şakran’da Ankara Katliamı’na öfke
“Kazanana kadar direneceğiz”
“Taleplerimiz kabul edilene kadar fabrika önündeyiz”
MİB ‘Metal Fırtınası Sempozyumu’ düzenliyor
‘Kaleler düşerken’ yazısına cevap!
1 Kasım seçimleri
"Buz kırılmış, yol açılmıştır!"
Ekim Devrimi yol göstermeye devam ediyor!
Hegemonya krizi derinleşiyor
Mültecilik üzerine bir deneme!
Dış basında 1 Kasım değerlendirmeleri
Üniversite çalışmasında pratik bir deneyim üzerine
Kapitalizmin gençlere gelecek vaadi: İşsizlik
Devrimci Gençlik Birliği Türkiye Meclisi Sonuç Bildirgesi
Kadının tarihsel ezilmişliğinin ve köleliğinin en zorlu halkası: Din
Kadın cinayetleri devam ediyor
Kadınlar ve yağmurlar - K. Ehram
Devlet hapishanelerde daha da saldırganlaşıyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Üniversite çalışmasında pratik bir deneyim üzerine

 

Bilindiği gibi DGB olarak dönemin hemen başında Mersin Üniversitesinde “350 TL’ye kitap olmaz. Müşteri değil öğrenciyiz” diyerek hazırlık sınıfı kitap ücretlerini hedef alan bir çalışmamız oldu. Kısmi bir kazanım da elde eden çalışmamızın deneyimini paylaşmak istedik.

Üniversitelerdeki çalışmalarımız genel olarak akademik sorunların ötesinde, politik gündemler ekseninde ilerliyor. Bunun kendisi kimi zaman kendi içinde daralan bir hale bürünebiliyor. Üniversitelere bakıldığında gençlik hareketleri (bazen biz de dâhil) belli alanlara sıkışabiliyoruz. Bu bazen tek bir fakülte hatta tek bir kafe ya da kantin olabiliyor. Örgütlü gençliğin bir arada durduğu alanlar sınırlı faaliyet alanlarına dönüşüyor. Bu alanları tutmak kendini sadece bu alanlarda var etmek kolay olanı seçmek anlamına geliyor.

Öncelikle bu durumu aşmalıyız. Kendimizi geniş öğrenci yığınlarından ve onların sorunlarından yalıtmamalıyız. Daha çok insanla tanışmanın koşullarını yaratmalıyız. Bunun için de sürekli hareket halinde olmalıyız.

Biz Mersin Üniversitesinde dönemin başında hazırlık öğrencileriyle tanıştık. Üniversiteye yeni gelen öğrenciler; yol paraları, barınma sorunu, şehre adaptasyon sorunu vb. bir dizi sorunu üniversite hayatlarının henüz başında yaşamaya başlıyorlar. Bir de başbakanlığın Ocak ayına kadar kredi-burs yatırmaması buna eklenince, özellikle üniversiteye yeni gelen öğrenciler için Eylül-Ocak arası paralı eğitimin ne demek olduğunun yakıcı etkisi görülüyor.

Hazırlık öğrencileriyle yaptığımız sohbetlerde en temel sorun 350 TL olan hazırlık kitapları idi. Kitaplar online eğitim sistemi şifreleriyle beraber bir paket olarak satılmaya çalışılıyordu. Kitapları Üniversitenin anlaştığı OXFORD yayınlarından almayanlara şifre verilmiyor. Şifre alamayan öğrenciler internetten yapılan quiz ve ödevlere giremiyor. Bu durum hocalar tarafından not ortalamalarına yansıtılmakla tehdit konusu ediliyordu. Kitapların niteliği ve ücreti arasındaki uçurum en duyarsız öğrencilerin bile şikâyet konusuydu. Biz de DGB olarak bu konuyu işleme kararı aldık. Yaklaşık bir hafta boyunca afişlerimizle, yazılamalarımızla hazırlık binasının önünde yapacağımız foruma çağırdık. Hazırlık binası üniversitedeki faşistlerin açıktan faaliyet yürüttükleri tek alan olan Teknik Bilimler'in karşısındaydı. Genel öğrenci hareketleri açısından orada faaliyet yürütmek pek tercih edilmiyordu. DGB olarak forum için hazırlık binasının önünü seçmek bu anlamıyla olumluydu. Hazırlık öğrencilerini kendi alanlarımız olarak gördüğümüz bölgelere çağırmadık. Biz onlara gittik. Forum günü belirlediğimiz saatte hazırlığın önüne gittiğimizde, alan polis ve ÖGB tarafından terörize edilmeye çalışılmıştı. Biz “350 TL’ye kitap olmaz. Müşteri değil öğrenciyiz!” yazılı ozalitimizi hazırlığın duvarına asıp beklemeye başladık. Etrafımızda insanlar vardı ancak kimse gelip bizimle konuşmuyordu. Onların konuşmasını beklemedik. Etraftaki herkese tek tek gidip forumumuza çağırdık. Toplanıp foruma başladığımızda polis ve ÖGB’den çekinerek foruma katılmayanlar da yakınlarımıza oturup dikkatlice bizi dinlediler. Ve bir hazırlık forumu kurduk. Bu isimle imza kampanyası başlatma kararı aldık.

Forumda tanışmış olduğumuz hazırlık öğrencileriyle diğer gün merkezi yemekhane önünde imza standı kurduk. Faaliyeti hazırlık öğrencileriyle ördük. Bir gün önce forumda tanıştığımız öğrencileri kendi hakları için harekete geçirmeyi başarabilmiştik. İmza standında birçok öğrenciyle tanışma ve sohbet etme fırsatı bulduk. Hazırlık bölümü dışındaki öğrencilere de kitap parası sorununu taşımış olduk. Onlardan da destek aldık. Hatta farklı fakültelerden birçok öğrenci başka başka sorunlarını gelip bizlerle paylaştı. Ne yapabileceklerini sordu. Bizler de onlara birlik olmak gerektiğinden, üniversitede farklı sorunlara karşı birleşik bir mücadele hattı örmek gerektiğinden bahsettik. İmza kampanyasına katılan ve faaliyetini yürüten arkadaşlarla beraber bir forum daha örgütlemeyi önümüze koyduk. Tarihini belirlememiştik. Bu sefer merkezi yemekhane önü (her gün stant açtığımız yer) olabilir diye konuşuyorduk. Aklımızda o forumdan bir yürüyüş kararı çıkartmak, yürüyüşün sonunda toplanan imzaları Rektöre vermek vardı. Önümüzdeki Cumartesi DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin düzenlediği Emek, Barış ve Demokrasi mitingine katılıp döner dönmez yeni forumumuzun hazırlığına koyulacaktık. Ancak Ankara’da yaşanan katliam haklı olarak her şeyin önüne geçti. Katliam Üniversitemizde başarılı bir boykotla karşılık buldu. Öyle ki Rektör Pazartesi ve Salı gününü tatil ilan etmek zorunda kaldı. Diğer günler ise Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenler için anma etkinlikleriyle dolduruldu. Üniversitemizde Ankara’da yaşamını yitiren Emek Gençliği'nden 3 arkadaşımız vardı. Onlar için anma etkinlikleri ve programları da devrimci bir dayanışma ile örüldü.

Daha sonra hazırlık kitapları konusunu bir daha işleme fırsatı bulamadık. Öğrendik ki hazırlık kitaplarını satan OXFORD yayınları birkaç kitabın ve online eğitim sistemi şifresinin içinde yer aldığı 100 TL’lik yeni bir paket hazırlamış. Öğrencilerin çoğu 100 TL’ye bu paketi alıp, geri kalan kitapları ise 40-50 TL’ye üst sınıflardan almaya ya da fotokopi çekmeye yönelmişlerdi. Kısmi de olsa bu bir kazanımdı. Ve öğrencilere sınırlı da olsa bir çalışmayla seslerini çıkartarak neler yapabileceklerini göstermiş olduk. Bu çalışmayı hanemize bir deneyim olarak yazıp yolumuza devam edeceğiz. Bu deneyim bizlere öğrencilerin sorunlarına refleks göstermenin ve onları forum gibi demokratik taban örgütlenmelerinde bir araya getirmenin onlar için bir şey yapan değil, onlarla beraber bir şey yapabilmenin önemini bir kez daha göstermiş oldu.

Mersin DGB

 
§