G20 Zirvesi için lüks oteller ve gözaltı merkezi
Dünyadaki toplam servetin %85’ine sahip olan 20 “gelişmiş ülke”nin devlet başkanları ile Avrupa Birliği Komisyonu’ndan şefler 15-16 Kasım’da Antalya Belek’te toplanacak. Dünyadaki en zengin, en sömürücü, en yağmacı, en küstah, en saldırgan kapitalist emperyalist devletlerin şeflerinin zirvesi, Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanacak. (Türkiye, Kasım 2014’te Avustralya’dan devraldığı G20 Dönem Başkanlığı'nı Belek’teki zirve sonrasında Çin’e devredecek.)
Zirvenin amacı “kapitalist sömürü ve soygun çarkındaki aksamaları gidermek ve yeni uğursuz planlar yapmak” şeklinde özetlenebilir.
Lüks, şatafat ve küstahlık gösterileriyle özdeşleşen bu zirveleri polisin zorbalık ve terörü tamamlıyor. Her zirve, kapitalist/emperyalist sömürü ve yağma karşıtı ilerici-devrimci güçler tarafından protesto edildiği için, polis terörü de eksik olmuyor. Belli ki, lüks içinde sefahat süren şefler, protestocular tarafından rahatsız edilmekten korktukları için polis ordularını sefer ediyorlar. Nitekim 8 bin nüfuslu Belek’te toplanacak 20 şef için 6 bin polis seferber edilecek. Zirveye katılacak devlet başkanlarının yanında getireceği özel güvenlik ve istihbarat elamanları bu rakama dahil değil. Sadece ABD Başkanı Barack Obama’nın “özel güvenlik ekibi”nin 200 kişiden oluşacağı açıklandı. Bu arada FBI ajanlarının Belek’e gelerek ön keşif yaptıkları da bildirildi.
Zirveye kurşungeçirmez “zırhlı villa”
Antalya Valiliği tarafından yapılan açıklamaya göre kaçak sarayın histerik efendisi başkanlığında toplanacak zirve için Regnum Carya Golf&Spa Resort’teki çok özel bir villa tahsis edildi. Demir parmaklıklarla çevrili villanın 4 bin metrekare civarında ve “kurşun geçirmez” olduğu belirtildi.
6 bin polis, “hazır kıta” bekletilecek jandarma ve sayısı bilinmeyen özel güvenlik ve istihbaratçı tarafından korunacak olan 20 şef, buna rağmen kendilerini güvende hissetmiyor olmalılar ki, kurşun geçirmez villaya sığınma ihtiyacı hissediyorlar.
G20 şeflerine sunacakları hizmetlerle övünen valinin belirttiğine göre katılımcıların Antalya Havalimanı’na inişi ve kalkışı sırasında “uçuş güvenlik sahası” oluşturulacak. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi ile MİT bölgedeki havalimanı ve otogarda önlemler alacak. Antalya Havalimanı ile Belek arasındaki yaklaşık 40 kilometrelik karayolu yüzlerce kamerayla donatıldı. Yüzlerce kameranın yanı sıra 7 adet plaka ve yüz tanıma sistemi de kayıtta olacak. Bu arada Sahil Güvenlik Komutanlığı denizden güvenlik önlemleri alacak, zirve süresince tur teknelerinin sahile yanaşmasına izin verilmeyecek.
Lüks oteller şeflerin emrine amade
Basına açıklama yapan Antalya Valisi, Belek’teki 46 otelin 30’unun G-20 Zirvesi’nde kullanılacağını, bu otellerin bulunduğu alanın “kırmızı bölge” ilan edildiğini belirtti. Bölgenin lüks otellerinde sefahat sürecek olan şeflerin konaklayacakları alana “fani kullar” giremeyecek. Otellerde çalışan emekçileri sıkı bir güvenlik soruşturmasına tabi tutan kolluk kuvvetleri çok sayıda kişinin çalıştığı otellere girişini şimdiden yasakladılar.
Konaklama için özel şekilde düzenlenen alanda, kolonsuz 2 bin 100 metrekarelik bir balo salonu da tahsis edildi. Golf sahaları ve daha pek çok tesis şeflerin emrine amade olacak.
Gözaltılar için kapalı spor salonu
G20 şeflerine şatafatlı lüks oteller ve tesisler tahsis eden sermaye devleti, sömürü, yağma emperyalist saldırganlık ve savaş karşıtlarını da unutmadı. Bölgeden yansıyan haberlere göre gözaltına alınacak protestocuların kapatılacağı 100. Yıl Spor Kompleksi, Belediye tarafından badana boya yapılarak hazırlandı.
G20 şeflerine sınırsız lüks ve şatafat içinde tatil yapma imkanı hazırlayan dinci-gerici AKP rejimi, emperyalist saldırganlık ve savaşı, sömürü ve yağmayı protesto edecek olan ilerici-devrimci güçler için polis terörü ve gözaltı merkezi hazırladı.
Dinci-mezhepçi-faşist dikta rejimini kurmaya heveslenen Tayyip Erdoğan’ın G20 Zirvesi’ni, uluslararası alanda yerlerde sürünen imajını düzeltmenin bir aracı olarak kullanabilmek için aylar öncesinden hazırlığa başladığı da biliniyor.
Üç bin gazeteci tarafından izleneceği belirtilen zirveyi protesto eylemlerini iyi değerlendirmek gerekiyor. Zirvenin, hem 20 şefin şatafatlı tatillerini zehir etmek hem kirli savaş suçlusu, hırsız/rüşvetçi, çocuk katili dinci rejimi teşhir etmek için önemli fırsatlar sunduğu unutulmamalı ve buna uygun bir hazırlığa şimdiden başlanmalıdır.
Cumartesi Anneleri’nden
553. hafta eylemi
Cumartesi Anneleri’nin gözaltında kayıplara karşı her hafta yaptıkları eylemlerin 553. haftasında 31 Ekim günü Galatasaray Lisesi önünde toplanıldı. Eyleme Uruguay eski Devlet Başkanı Jose Mujica’nın da geldiği ancak kalabalık olması nedeniyle ayrıldığı duyuruldu. Uruguay’da da gözaltında kayıplar yaşandığı, devlet başkanının da bu sebeple eyleme geldiği belirtildi. Eyleme HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da katılım gösterdi.
Eylemde Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, Fehmi Tosun’un eşi Emine Tosun konuşma yaptılar. Mardin Dargeçit’te kaybedilen Seyhan Doğan’ın yeğeni Evin Doğan da söz alarak amcasının işkenceyle öldürüldüğünü, mezarının bile tahrip edildiğini söyledi. Seyhan Doğan’ın yakını Kadri Doğan da Seyhan Doğan’ı öldürenlerden birinin şimdi CHP’li olduğunu söyleyerek CHP’ye tepki gösterdi.
20 yıl önce katledilen Davut Altınkaynak’ın ve Abdurrahman Coşkun’un anneleri gönderdikleri ses kayıtlarında, devletin çocuklarını katletmesine dair açıklamalarda bulundu.
Devamında ise İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon imzalı açıklamayı İkbal Eren okudu. “Dargeçit JİTEM davasının cezasızlıkla mücadelede bir adım olmasını istiyoruz” başlıklı açıklamada, 29 Ekim 1995’te Mardin/Dargeçit’te yapılan ev baskınlarının ardından devletin gözaltına aldığı 7 kişiyi katletmesini teşhir etti. İHD’nin takibi sonucunda 19 yıl sonra hazırlanan iddianameyle dönemin jandarma komutanları hakkında dava açıldığı belirtildi. Basın açıklamasının ardından eylem sonlandırıldı. Eylem polis kordonu içinde yapıldı. Eylem alanına girenler polis tarafından arandı.
Kızıl Bayrak / İstanbul |