15 Ağustos 2014
Sayı: KB 2014/33

ABD emperyalizmi
IŞİD’e savaş mı ilan etti?
Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları üzerine
Acıların eskimediği Türkiye’de Erdoğan ‘unutun’ diyor!
Gelin canlar bir olalım, devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütelim!
KCK’nin ulusal birlik çağrısı ve gerçekler!
Meslek lisesi “sömürü” meselesi
Çöllolar’da iş bırakma kazanımla bitirildi!
İncirlik Üssü’nde
coşkulu işçi eylemi
Göçüğün yaşandığı ocak kaçakmış!
MİB MYK Ağustos ayı toplantısı sonuçları

Metal TİS süreci ve
öncü metal işçilerinin görevleri!

Birleşik Metal’in toplu sözleşme taslağına ilişkin görüşlerimiz…

İzmir’de MİB faaliyetleri

Bosch ve Vestel’e
uyarı mektubu

Politik gençlik hareketi geleneği - H. Fırat
Ezidiler: 72 fermana direnen halk - M. Ak
Müslümanlara ağlak, Ezidilere muğlâk AKP politikası - K. Ehram
Almanya’da Ezidilerle dayanışma eylemleri
“Yarın koşullar daha iyi olacak!” - T. Kor
IŞİD projesi ve Kürtler
Arjantin’de matbaa işçilerinden işgal!
Festivalimiz saldırılara karşı
direnişi büyütme ve örgütlenme çağrısıdır!
Alnımızda kömür karası, dilimizde direniş ezgisi...
DGB’liler hesap sormaya çağırdı!
Emekçilerin anlatımıyla Kızıl Bayrak...
Kadına yönelik şiddete karşı örgütlü mücadeleye!
Küresel ısınmaya karşı önlem aldatmacası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Küresel ısınmaya karşı önlem aldatmacası

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir süredir küresel ısınma sorununu yoğun bir şekilde gündemine almış durumda. Mayıs ayında gerçekleştirilen İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nın ardından küresel ısınmaya karşı “kamu spotu” hazırlayan bakanlık yerel yönetimlerin önüne de küresel ısınma sorununu koymuş durumda. Uluslararası firmalarla ortak hazırlanan “Şehirler İçin İklim Değişikliğine Uyum Destek Paketi” geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Ayrıca “küresel ısınmaya karşı 30 basit önlem” önerisi ile küresel ısınmaya karşı destek çağrısı yapılıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı küresel ısınma ile ilgili gerçekleştirdiği her türlü çalışma ve toplantıda sorumluluğu işçi ve emekçilere yüklemekte ve sorunun böyle küçük önlemlerle çözülebileceği algısını oluşturmaya çalışmaktadır. Israrla bütün çalışmalarda sorunun asıl kaynağı ve çözüm yollarının üzerinden atlanmaktadır. Örneğin “küresel ısınmaya karşı 30 basit önlem” listesinde “Yemek pişirirken, su kaynatırken, tencerenizin kapağını kapalı tutun.”, “Çamaşır ve bulaşık makinenizi sadece tam dolduğunda çalıştırın.”, “Mümkün olduğunca yürümeyi, bisiklete binmeyi ya da toplu taşıma araçlarını tercih ederek, otomobil kullandığınız süreyi azaltın.”, “Bir ağaç dikin.”, “Ormanları koruyun.” gibi önlemler sıralanmaktadır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı rant ve kâr uğruna her karış ormanı talan eden, su rezervlerini yok eden projelere imza atarken “bir ağaç dikin”, “ormanları koruyun”, “musluklarınızın damlamasını engelleyin” gibi önlemler sıralaması büyük bir ikiyüzlülük örneğidir. Ayrıca küresel ısınmaya karşı önlem olarak sıralananlar yapılsa bile küresel ısınma sorununun çözülemeyeceği açık bir şekilde ortadadır.

Asıl sorumlu kapitalizmdir!

Bilimsel araştırmalar küresel iklim değişikliklerinin ana sorumlusunun enerji sektörü olduğunu ortaya koymaktadır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunda da insan kaynaklı küresel ısınmanın üçte ikisinden 90 kapitalist tekelin sorumlu olduğu belirtilmektedir. Ancak bu verilerin hiçbirisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın küresel ısınma ile ilgili gerçekleştirdiği çalışmalarda kullanılmamaktadır. Kuşkusuz ki bu gerçeklerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı için veri olarak kabul edilmemesi şaşırtıcı değildir. Sonuçta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve sermaye devletinin tüm temsilcileri küresel ısınmanın sorumlusu olan kapitalist tekellerin ihtiyaçları ve çıkarları doğrultusunda hareket etmektedirler.

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce küresel ısınmanın temel sorumlularının kapitalist tekeller olduğunu ancak üzerindeki sorumluluğu atmak ve suçluyu başka yerde aramak için kabul etmektedir. 7 Mayıs’ta gerçekleşen İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda Güllüce, iklim değişikliği konusunda sorumlu olarak “gelişmiş ülkeler”i göstermiş ve şöyle demiştir:

Türkiye dünyayı kirletmede çok az yer işgal etmektedir, gerek hava, gerek su ve diğer alanlarda biz çok iyi bir konumdayız. Gelişmiş ülkeler hem insanlığı hem dünyayı çok kötü tükettiler. Bugün dünya insanlığının şikayetçi olduğu konularda bizim katkı payımız önemsenmeyecek kadar azdır.”

Güllüce, sorumluluğu “gelişmiş ülkelere” atıp, çözümü de “basit önlemler”le işçi ve emekçilerin sırtına yükleye dursun Dünya İklim Raporu, küresel ısınmanın geldiği boyutu ve tehdidi açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Rapor küresel ısınma ile birlikte insanların yeterli gıdaya ve suya erişiminin de imkansız hale geleceğini, pek çok canlı neslinin etkileneceğini ortaya koymaktadır. İnsanlığı tehdit eden bu büyük tehdidin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın iddia ettiği gibi “basit önlemler”le çözülemeyeceği ortadadır. Bu büyük tehdit ancak doğanın ve insanlığın en büyük düşmanı kapitalist sömürü sistemi yıkıldığı zaman sona erebilecektir.

 

 

 

 

İsrail bombalıyor,
Mekorot suyunu gasp ediyor!

İsrail’in ulusal su şirketi Mekorot, İsrail’in su ihtiyacını karşılamak için Ramallah’ın yeraltı su kaynaklarını kullanıyor. Bu sınırda tanımladığında oldukça normal davrandığı düşünülen bu şirketin yönetimi, siyonist politikaların sonucu olarak Filistin halkına karşı tam bir savaş mekanizması haline geliyor. Şirket, Filistinliler’in Ramallah Dağı’ndaki akiferde toplanan yeraltı sularını kullanmasını sınırlayarak, Filistinliler’in su ihtiyacının karşılanmasını engelliyor. Filistinliler için günlük 70 litre su çıkarılan kaynaktan Mekorot 300 litre su alıyor.

Mekorot ayrıca Filistinliler’den gasp ettiği suyu yasadışı İsrail yerleşimleri ve kasabalara aktarıyor.

Gazze’ye yönelik bombardımanlarda altyapı ve su kaynakları da hedef alındığı için ciddi su krizi yaşanırken, Mekorot bu akiferlerden adil paylaşım ilkesini de çiğniyor.

Mekorot tek başına Filistin topraklarında kaynakları sömürmekle yetinmiyor. Dünya çapında bir dizi su kaynağını özelleştirerek ele geçiriyor, bir dizi kapitalist şirketle İsrail’de ortak yatırım yönetiyor. Siyonizm’in hizmetinde büyüyen bu kapitalist işletmenin ayrımcı tutumu karşısında Arjantin, Hollanda ve Portekiz’de işbirliği görüşmeleri ve bir dizi ortaklık iptal edildi. Filistin halkına destek için boykot çağrılarının yarattığı basınçla Mekorot’un önemli işbirlikleri iptal edilmiş oldu.

Aralık ayı içerisinde Hollandalı Vitens şirketi, Mekorot ile ortaklığını sonlandırdığını duyurdu. Vitens açıklamasında, Mekorot’un, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim alanına su dağıtımı yapması nedeniyle böyle bir karar aldığını açıkladı. Ayrıca Hollandalı danışmanlık ve mühendislik bürosu Royal Haskoning DHV de İsrail’deki bir su arıtma projesine verdiği desteği sonlandırdı.

Dünyanın en büyük emeklilik fonlarından birisi olan Hollanda merkezli PGGM de Mekorot’un sadece su kaynaklarını gasp etmediğine dikkat çekerek yasadışı yerleşim yerlerini finanse etmesi nedeniyle İsrailli 5 bankadaki hisselerini geri çekti.

Gazze katliamının öncesine dayanan bu iptaller Mekorot’u sınırlandırdı ancak gaspı engellemedi.

 
§