10 Ekim 2008 Sayı: SİKB 2008/40

  Kızıl Bayrak'tan
   Irkçı-gerici saldırganlığa karşı
birleşik direniş!
   “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” için!..
Devrimci mücadele tek çıkış yoludur!
Yeni terör yasalarının hedefinde Kürt halkı ve emekçiler var...

YTÜ eylemlerle açıldı!

Şeker fabrikalarına yönelik yeni özelleştirme programı açıklandı…
  İşçi sağlığına ilişkin taleplerimiz
etrafında örgütlenelim!
  Ankara Üniversitesi’nde yemek boykotu sürüyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Dünya, bölge ve Türkiye...
Genel durum ve güncel gelişmeler
  Ulucanlar katliamı 9. yılında anıldı…
  İşgalci ordular Pakistan’ı kaosa sürüklüyor!
  Büyük şirketlerin iflas furyası sürüyor…
  Dünyadan...
  Yeni dönemde mücadeleyi örgütleme görevi!
  Bu “savaş” bizim savaşımız değildir!
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ulucanlar katliamı 9. yılında anıldı…

“Ulucanlar katliamını unutmadık, unutturmayacağız!”

Ulucanlar katliamı İstanbul’da TKİP MK üyesi Ümit Altıntaş’ın Karacaahmet Mezarlığı’nda bulunan mezarı başında gerçekleştirilen anma ile lanetlendi. Eylemde Eylül ayında gerçekleşen Diyarbakır, Buca ve Ulucanlar katliamları da birlikte ele alınarak, katil devlete karşı mücadele etme ve hesap sorma çağrısı yükseltildi.

28 Eylül günü Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği (TUYAB) tarafından gerçekleştirilen anma etkinliği kitlenin Karacaahmet mezarlığı girişinde toplanması ile başladı. Burada kortejler oluşturularak yürüyüşe geçildi. “Ulucanlar katliamını unutmadık, unutturmayacağız! / Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği (TUYAB)” pankartının açıldığı yürüyüş sırasında en önde Ulucanlar’da katledilen on devrimcinin resimleri taşındı.

Öfkeli sloganlar eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş süresince “Ulucanlar şehitleri ölümsüzdür!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Diyarbakır / Buca şehitleri ölümsüzdür!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!” vb. sloganlar coşkuyla haykırıldı. Ümit Altıntaş’ın mezarı başına gelindiğinde tüm devrim şehitleri için saygı duruşunda bulunuldu. “Güneşi içenlerin türküsü” hep bir ağızdan okundu.

İlk olarak TUYAB adına bir tutuklu yakını konuştu. Açılış konuşmasında Ulucanlar direnişinin mücadele tarihimizde önemli bir yeri olduğu belirtilerek, şehit düşen devrimcilerin arkalarında büyük bir miras bıraktıkları dile getirildi. Ardından TUYAB adına hazırlanan basın metnine geçildi. Ulucanlar’da gerçekleşen katliamın hücre saldırısının ve 19 Aralık katliamının bir provası niteliğinde olduğu, burada karşılaşılan direniş nedeni ile devletin hücre politikalarını ertelemek zorunda kaldığı belirtildi. F tipi zindanlarda bugün tecrit, işkence, baskı ve her türlü devlet terörünün uygulandığı vurgulandı. Zindanlarda ve dışarıda yaşanan devlet terörüne karşı mücadele çağrısı yapıldı.

Şiir dinletisinin ardından TUYAB çalışanlarından İsmail Karagöz konuştu, On’ların izinden gitme çağrısı yaptı. Ümit Altıntaş’ın eşi Melek Altıntaş, Eylül ayında sadece Ulucanlar’ın değil Diyarbakır ve Buca katliamlarının da lanetlendiğini söyledi. Ulucanlar’ın, Buca’nın direniş ruhuyla mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı. Ulucanlar katliamı tanığı Esmahan Ekinci cezevlerinde yaşanan yoldaşça paylaşıma değinerek, devrimci dayanışmanın masa başında değil barikatlarda ete-kemiğe bürüneceğini vurguladı.

Gitar ve flüt eşliğinde seslendirilen devrimci ezgilerin ardından Ümit Altıntaş’ın kardeşi Tayfun Altıntaş söz aldı. Ulucanlar’ın katliam değil direniş olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:“Ben Ümit kardeşim olduğu için onunla gurur duymuyorum, Ümit devrim şehidi olduğu için onunla gurur duyuyorum. Ve Ümit’in kardeşi olarak değil bir devrimci olarak devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmeye çağırıyorum.”

Tayfun Altıntaş’ın konuşması “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!” sloganı ile karşılandı. Anma Ulucanlarda katledilen devrimcilerinin isimlerinin “Yaşıyor!” haykırışı ile birlikte sayılmasının ardından sona erdi. Etkinliğe 250’yi aşkın kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

İzmir’de Ulucanlar anması…

“Katliamların hesabını soracağız!”

Buca, Diyarbakır ve Ulucanlar katliamları İzmir’de bir hafta boyunca gerçekleştirilen eylemlerle lanetlendi. Ulucanlar şehitleri ise 28 Eylül günü TKİP MK üyesi Habip Gül’ün Helvacı Köyü’ndeki mezarı başında anıldı.

Sermaye devleti bu yıl da Ulucanlar anmasına katılımı engellemek için çeşitli yöntemler kullandı. Helvacı Köyü’ne gidecek araçları tehdit ederek geri gönderdi. Devrimci güçlerin kararlılığı devletin bu hamlesini boşa düşürdü. Yeni araçların bulunması uzun sürmedi.

Kolluk güçleri yürüyüşü boşa düşürmek amacıyla arama noktasını mezarlığın önüne kadar çekmişlerdi. Köyün girişinde araçlardan inilerek bu hamle de boşa düşürüldü.

Mezarlık girişinde pankartlar açıldı, kortejler oluşturuldu. Yürüyüş coşkulu sloganlarla başladı. En önde “Buca-Diyarbakır-Ulucanlar hapishane katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız! Hesabını soracağız!” yazılı ortak pankart taşındı. Ardından Habip, Ümit, Hatice yoldaşların fotoğraflarının olduğu “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!” şiarının yeraldığı pankartın yanı sıra Ulucanlar’da katledilen devrimcilerin fotoğrafları taşındı.

Habip Gül’ün mezarı başında kitleyi bekleyen aile, kortejleri karşılamak için mezarlık girişine doğru geldi. Karşılıklı atılan sloganların ardından aile korteje katıldı. 

Habip Gül’ün mezarı başında tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra ortak metin okundu. Zindanlarda gerçekleştirilen katliamların devrimci tutsakları ve iradeyi teslim almak amaçlı olduğu ifade edildi. Devrimci tutsakların egemenlerle girdikleri irade savaşını her seferinde kazandıkları dile getirildi. Ulucanlar’da devletin sergilediği vahşet teşhir edildi. Katliamın işçi ve emekçilere yönelik saldırılardan bağımsız olmadığı söylendi. Devletin yalanlarla girdiği Ulucanlar’da devrimcilerin ölümüne direnişiyle karşılaştığı dile getirildi. Katliamın sorumlularının devlet tarafından korunduğu ifade edildikten sonra açıklama şu sözlerle sona erdi: “Zafere olan inancımızla ölümü hiçe sayanların mücadelesini yaşatmaya devam edeceğiz. Bir kez daha ilan ediyoruz ki, devrim kazanacak, biz kazanacağız!”

Daha sonra Ulucanlar’da şehit düşen devrimcilerin hayatlarını anlatan metin okundu. Ardından Ulucanlar katliamına ve direnişine tanıklık eden Filiz Gülkokuer bir konuşma yaptı. Ulucanlar’ın devrimci direniş ve kararlılığın en anlamlı örneklerinden biri olduğunu vurguladı. Şehit düşen tutsaklara dair anlatımlarda bulundu.

Anma şiir ve müzikten oluşan bir sunumla sona erdi. Habip Gül’ün sevdiği bir türkü söylendi.

Anmanın ardından kitle aileyi ziyarete gitti. Eylemi örgütleyen bileşenler duygu ve düşüncelerini belirten kısa konuşmalar yaptılar. Habip Gül’ün yaşamına dair sorular sordular.

Anma canlı ve coşkulu geçti. Öfkeli sloganlar anma boyunca hiç susmadı. “Katil devlet hesap verecek!”, “Devrimci irade teslim alınamaz!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!”, “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!”, “Ulucanlar katliamının hesabını soracağız!” vb. sloganlarının yanı sıra Ulucanlar şehitlerinin adları okunarak “Yaşıyor!” sloganı atıldı.

Eylemi BDSP, Alınteri, ESP, Kaldıraç, Köz, Mücadele Birliği Platformu, Partizan örgütledi. İHD İzmir Şubesi katılarak destek verdi. Eyleme 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir


 

Ulucanlar anmalarından…

“Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”


Kartal’da Ulucanlar anması

Ulucanlar’da şehit düşen 10 yiğit devrimciyi anmak üzere Habip, Ümit ve Hatice yoldaş şahsında 28 Eylül günü Kartal’da bir anma gerçekleştirdik. Etkinlik öncesinde yoldaşların fotoğraflarının bulunduğu ve Ulucanlar direnişinin anlatıldığı fotoğraf sergisi hazırladık.

Etkinlik saygı duruşu ile başladı. Sunumun ardından mücadele tarihimizin anlatıldığı “Ekim’den Parti’ye, Partiyle Devrime” adlı filmin gösterimi yapıldı ve “Zafere on yıldız” başlıklı şiir okundu.

Etkinliğin son bölümünde ise işçi sınıfının komünist partisinin 10. yılının önemi vurgulandı. Tartışma boyunca Ümit ve Habip yoldaşların devrimci kimliği, bu kimliklerin partinin temsilcisi ve yol göstericisi olduğu ifade edilerek, düşünen ve savaşan militan olma özelliklerine dikkat çekildi. Bugünkü zor koşullarda devrimci olmanın önemi vurgulandı. Yoldaşların yaşamlarıyla çizdiği yol ışığında partiyi sınıf kitleleri içerisinde var etmenin partinin militanlarının omuzlarında olduğu ifade edildi. Saflarımıza yeni katılan işçi yoldaşların devrim davası, yoldaşları tanımaya dönük sorularıyla anlamlı bir tartışma yürütüldü. Son alarak görev ve sorumluluklara dikkat çekilerek, parti ve devrim davasını büyütme çağrısıyla etkinlik sonlandırıldı.

 Anadolu Yakası’ndan Komünistler


Esenyurt’ta Ulucanlar anması

Ulucanlar katliamının 9. yıldönümü vesilesiyle Esenyurt İşçi Kültür Evi’nde 28 Eylül günü bir anma etkinliği gerçekleştirdik.

Etkinlik saygı duruşuyla başladı. Ardından Ulucanlar katliamına ilişkin bir sunum gerçekleştirildi. Ulucanlar katliamıyla bu ülkede gerçekleştirilen bir dizi katliama yeni bir halka eklendiği, amacın zindanlardaki devrimciler şahsında tüm işçi ve emekçileri teslim almak olduğu belirtildi. Devletin vahşi saldırısına rağmen devrimci iradenin teslim alınamadığı ve Ulucanlar’da destansı bir direnişin ortaya konulduğu vurgulandı.

Ulucanlar katliamıyla ilgili sinevizyon gösterimi ile Esenyurt İKE Şiir Grubu’nun şiir dinletisinin ardından Ulucanlar katliamı ve direnişi kapsamında bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide zindanların sınıf mücadelesindeki yeri ve önemine değinildi. Sermaye devletinin bu katliamlarla devrimci iradeyi teslim alarak işçi sınıfının ve emekçilerin mücadelesini engellemeyi hedeflediği, ancak hiçbir zaman devrimci iradeyi teslim alınamayacağı, Ulucanlar’da bunun bir kez daha kanıtlandığı vurgulandı. Ulucanlar ruhuyla devrim ve sosyalizm mücadelesini yükseltme çağrısıyla söyleşi sonlandırıldı.

Esenyurt BDSP


Ulucanlar şehitleri GOP’ta anıldı

Ulucanlar şehitleri, 28 Eylül günü GOP ve Topkapı BDSP tarafından ortak yapılan etkinlikle anıldı.

Anma saygı duruşuyla başladı. Ardından yapılan açılış konuşmasında katliamın politik arka planı anlatıldı. Amerikancı sermaye hükümetinin İMF-TÜSİAD programları ve sosyal yıkım saldırılarını hayata geçirme hedefiyle işçi ve emekçilerin bilinçli öncüleri olan devrimci tutsakların iradelerini teslim almak için saldırdığı ifade edildi. Zindanlarda iki iradenin, devrim ve düzen cephesinin karşı karşıya geldiği belirtilerek, bu irade savaşından genelde devrimcilerin, daha özelde sınıfın partisinin alnının akıyla çıktığını vurguladı.

Şiir dinletisinin ardından “Ölümü yenenleri kimse yenemez!” adlı sinevizyon gösterimi yapıldı. Ulucanlar’da şehit düşen on yiğit devrimcinin özgeçmişleri okundu.

Ardından GOP BDSP temsilcisi “Habip ve Ümit yoldaş şahsında parti davası ve devrimci direniş geleneği” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Habip Gül ve Ümit Altıntaş’ın işçi sınıfının komünist partisinin düşünen ve savaşan militanları olduklarını, Ulucanlar saldırısından önce söyledikleri gibi parti bayrağına leke sürmeden kanlarıyla kızıllaştırdıklarını, onurun, erdemin ve direnişin bayrağını bizlere devrettiklerini ifade etti.

Konuşmanın ardından katılımcılarla birlikte söyleşi gerçekleştirildi. Kısa bir aranın ardından etkinlik müzik grubunun söylediği devrimci türkü ve marşlarla sona erdi.

Kızıl Bayrak / GOP


Ankara’da Ulucanlar anması

Ulucanlar katliamında ölümsüzlüğe uğurladığımız TKİP Merkez Komite üyeleri Habip Gül ve Ümit Altıntaş, 28 Eylül günü Ankara’da gerçekleştirilen etkinlikle anıldı. 

Etkinlik, Nazım Hikmet’in mısraları eşliğinde On’lar şahsında tüm devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler için yapılan saygı duruşu ile başladı.

Ardından Habip ve Ümit yoldaşların partili yaşamları aynasında “zor dönem devrimciliği” ve “düşünen ve savaşan militanlar”, “devrime adanmış dava adamları” başlıkları üzerinden bir sunum gerçekleştirildi. Habip yoldaşın tasfiyecilere Kemalpaşa cezaevinden yazdığı mektup ve DGM’de yaptığı siyasi savunma, Ümit yoldaşın TKİP Kuruluş Kongresi’nde yaptığı kapanış konuşması ve “Kahverengi sevdalı bulut” şiiri sunum içerisinde okundu. Onları yaşatmanın “uğruna tereddütsüzce ölünen davanın” büyütülmesi ile mümkün olacağı vurgulandı. Yoldaşları ölümsüzlüğe uğurladığımız 9 yılın, bu tarihsel sorumluluğa uygun bir şekilde, her türlü zorluğa karşın işçi sınıfını partiye ve devrime kazanma iradi çabası ile geçtiği ifade edildi. Hep bir ağızdan söylenen marşlar ve türkülerle anma sona erdi.

Ankara’dan Komünistler


Adana’da Ulucanlar anması

Ulucanlar direnişi 9. yıldönümünde Şakirpaşa İşçi Kültür Evi’nde yapılan bir etkinlikle anıldı. 28 Eylül günü gerçekleşen etkinliğin açılış konuşmasında devletin cezaevi politikalarına değinildi, katliamın amacı ele alındı. Devrimci tutsakların zindanlarda direniş geleneğini sürdürdüğüne değinilerek, devralınan bayrağın kararlılıkla taşındığı ifade edildi.

Ardından katliam sürecini öncesi ve sonrasıyla anlatan sinevizyonun gösterimine geçildi.

Etkinlik, Şakirpaşa İşçi Kültür Evi Çocuk Korosu’nun müzik dinletisiyle devam etti. Koro izleyiciler tarafından oldukça beğenildi.

Ardından BDSP adına bir konuşma gerçekleştirildi. Zindanlarda yaşananların iki sınıf arasındaki savaşımın cezaevlerindeki yansıması olduğunu belirtilerek, sınıflar varolduğu sürece cezaevlerindeki baskı ve zulmün kaçınılmaz olduğu söylendi. Bu sorunu çözmenin yegane yolunun işçi sınıfının ve emekçilerin sınıfsız bir dünya için mücadelesinin yükseltilmesinden geçtiği vurgulandı. Bu mücadelenin öncüsü olan Parti’nin 10. yılına girdiğine değinilerek, devralınan bayrağın daha da yükseltilmesi çağrısı yapıldı.

Etkinlik, türkü ve devrimci marşlardan oluşan dinletiyle sona erdi.

 Kızıl Bayrak / Adana


Ulucanlar direnişi Kayseri’de selamlandı

28 Eylül günü Kayseri İşçi Kültür Evi’nde Ulucanlar katliam ve direnişini anma etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlik devrim ve sosyalizm şehitleri için saygı duruşu ile başladı. Şiir, müzik dinletisi ve yitirdiğimiz devrimcileri anlatan metinle devam edildi.

Ardından söyleşi bölümüne geçildi. Katliamın ön sürecine, katliamla amaçlanan politikalara ve katliamın çıkarılması gereken sonuçlara değinildi. Bu çerçevede güncel politik süreçlere dair tutumumuz ele alındı. Emperyalist-kapitalist sistemin içerisinde bulunduğu kriz ve bu krizin nasıl bir olanağa dönüştürüleceği üzerine tartışma yürütüldü.

Kızıl Bayrak / Kayseri


Ankara: “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”

Ulucanlar katliam ve direnişinin 9. yıldönümünde, 26 Eylül günü Ankara’da, Alınteri, BDSP, DHD, Halk Cephesi, Kaldıraç, Odak, Partizan ve Tüm-İGD tarafından örgütlenen bir anma gerçekleştirildi.

Anma devrimci örgütlerin Ulucanlar Cezaevi önüne yürüyüşüyle başladı. Yürüyüşte coşkuyla sloganlar atıldı. Cezaevi önüne gelindiğinde basın metni okundu.

Ardından ÇHD adına avukat Rıza Karaman bir konuşma yaptı. Cezaevi katliamlarının toplumsal muhalefeti sindirme amacı taşıdığını, fakat birçok cezaevinde olduğu gibi 26 Eylül’de Ulucanlarda da bunun başarılamayacağının bir kez daha görüldüğünü ifade etti. Ardından TAYAD’lı Aileler’den Bayram Şahin katliam esnasında yaşananları anlattı. Son olarak devrimci tutsak Erol Zavar’ın eşi Elif Zavar konuştu; “Devrimcileri asla teslim alamadılar. Ölenler asla teslim olarak ölmediler!” dedi.

Cezaevinin önündeki anma cezaevi kapısına karanfillerin bırakılmasıyla son buldu.

Buradan otobüslerle Karşıyaka Mezarlığı’na gidildi. Ulucanlar direnişinde ölümsüzleşen üç devrimci, İsmet Kavaklıoğlu, Mahir Emsalsiz ve Önder Gençaslan’ın mezarları başında da anma etkinliğii gerçekleştirildi. Anma sırasında katledilen 10 devrimcinin özgeçmişleri okundu. Devrimci marşlar hep bir ağızdan söylendi. Devrim şehidi Özgür Kemal Karabulut’un annesi ve İsmet Kavaklıoğlu’nun yakını mezarları başında onlara dair bildiklerini anlattılar. Konuşmaların ardından “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganları daha da güçlü atıldı. Anma etkinliği kararlı ve coşkulu bir şekilde gerçekleştirildi. 

Kızıl Bayrak / Ankara


 

Anma eylemlerinden…

“Ulucanlar katliamını unutmadık, unutturmayacağız!”

Eskişehir: “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!

Eskişehir’de Ulucanlar direnişi 27 Eylül günü Adalar Migros önünde gerçekleştirilen eylemle selamlandı. “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz! / 9. Yılında Ulucanlar katliamını unutmadık, unutturmayacağız!” pankartının açıldığı ve şehit devrimcilerin fotoğraflarının taşındığı basın açıklamasında devrimci ve demokrat kurumlar adına ortak metin okundu.

Sloganlar ve saygı duruşunun ardından okunan açıklamada, cezaevlerinde yaşanan saldırı ve direnişlere değinildi, Ulucanlar katliamının o güne kadar gerçekleşen en vahşi katliam olduğunu hatırlatıldı. Coşkulu ve öfkeli bir şekilde sloganlar atıldı. BDSP, DGH, DPG, EHP, İHD, SGD, SDP, ODAK tarafından örgütlenen eyleme TKP ve Eskişehir Halkevi de destek verdi.

Kızıl Bayrak / Eskişehir

Bursa: “Ulucanlar’ın hesabı sorulacak!”

Sermaye devletinin Ulucanlar’da gerçekleştirdiği katliamın 9. yıldönümü vesilesiyle cezaevi katliamları lanetlendi ve şehitler anıldı. 27 Eylül günü Orhangazi Parkı’nda yapılan açıklamayı BDSP, ESP, SODAP, Partizan ve Tuncelililer Derneği örgütledi.

Kurumlar adına yapılan açıklamada Ulucanlar katliamının arka planı açıklandı ve halen sürmekte olan F tipi tecrite karşı mücadele çağrısı yapıldı. “Buca, Ümraniye, Diyarbakır, Ulucanlar katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız!” pankartının açıldığı açıklamada “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Devrimci tutsaklar yalnız değildir!”, “Ulucanlar’ın hesabı sorulacak!”, “İçerde dışarıda hücreleri parçala!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / Bursa

 

İstanbul İHD: “Katledenler hesap versin!”

İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu Buca, Diyarbakır ve Ulucanlar katliamlarına ilişkin 26 Eylül günü Galatasaray Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı, oturma eylemi gerçekleştirdi.“Buca, Ulucanlar, Diyarbakır’da katledenler hesap versin!” pankartının açıldığı, şehitlerin isimlerinin yazılı olduğu, karanfilli dövizlerin taşındığı eylemde İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu adına konuşmalar yapıldı. Hapishanelerde insanca yaşam koşullarının yıllarca süren direnişlerle kazanıldığı ve her seferinde baskı ve saldırı politikalarıyla geri alındığı vurgulandı. Saldırı politikalarının en üst biçimi olarak tecrit uygulamalarının gündeme getirildiği belirtilerek, bu uygulamalara geçişininde kanlı olduğu, ‘95-96-99 yıllarında Eylül ayı içerisinde gerçekleştirilen üç büyük cezaevi katliamının bu kanlı sürecin ön hazırlığı olduğunu ifade edildi. Açıklama taleplerin sıralanmasıyla son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

İzmir İHD: “Unutmayacağız!”

İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi 27 Eylül günü eski Sümerbank önünde cezaevi katliamları ile ilgili basın açıklaması yaptı.“Buca-Diyarbakır-Ulucanlar cezaevi katliamlarını unutmadık! Unutmayacağız!” pankartı açan İHD üyeleri, ayrıca “Tecrit ölümdür, istemiyoruz!”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!”, “İşkence insanlık suçudur!”, “Hücre ölümdür, izin verme!” dövizleri taşıdılar.

Saygı duruşunun ardından yapılan açıklamada, 12 Eylül sonrasında cezaevlerindeki saldırılar ele alındı. 21 Eylül ‘95 Buca katliamında 3 kişi, 4 Ocak ‘96 Ümraniye’de 4 kişi, 24 Eylül ‘96 Diyarbakır’da 10 kişi, 26 Eylül ‘99 Ulucanlar’da 10 kişinin öldürüldüğü, yüzlercesinin ağır yaralandığı söylendi. Cezaevlerine yönelik talepler sıralandı. Açıklama “Bizler cezaevlerinin olmadığı bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Çünkü her zaman yoktu cezaevleri ve ilelebet de olmayacak!” sözleriyle son buldu.

Eylemde “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük!” vb. sloganlar atıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

Şirinevler’de Ulucanlar eylemi

Ulucanlar katliamının 9. yılında düzene olan öfkemizle yine alanlardaydık. Mezar anmasının ardından Şirinevler merkezde 28 Eylül günü Avrupa yakasından BDSP’liler olarak eylem gerçekleştirdik. Eylemde “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz! Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!” şiarının yazılı olduğu pankartı taşıdık.

Basın açıklamasında şunlar söylendi: “Ulucanlar’da 19 Aralık’ta ve hücrelerde komünist ve devrimci tutsaklar, bunun bilinciyle, hem kendi onurları, hem de işçi ve emekçiler için direndiler. Habip Gül, Ümit Altıntaş, İsmet Kavaklıoğlu, Abuzer Çat, Önder Gençaslan, Zafer Kırbıyık, Ahmet Savran, Aziz Dönmez, Mahir Emsalsiz, Halil Türker saldırı ne kadar vahşiceyse, o kadar yiğitçe direnerek şehit düştüler…”

Basın açıklamasına işçi ve emekçiler ilgi gösterdiler. Düzenin iplerini elinde tuttuğu faşist beslemeler de iş başındaydı. Basın açıklamasını provoke etmeye çalıştılar, küfür ve hakaretlerle bize sataştılar. Etrafımızda yaklaşık 150 civarında bir kitle oluşmuştu. Sakin tutumumuzla basın açıklamasına devam ettik. Daha da gerilen itler insanları da katarak saldırmaya çalıştılar. Saldırıya “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganlarıyla karşılık verdik. Çevredeki işçi ve emekçiler bizleri sahiplendiği için kimileri uzaklaştı, kimileri de kudurmuş bir şekilde açıklamayı dinlemekle yetindi. Bu kudurganlığa, basın açıklamasına devam ederek ve sloganlarımızı gür bir şekilde atarak yanıt verdik. Çevrede toplanan işçi ve emekçiler, ezilen Kürt ulusuna mensup insanlar da sloganlarımıza eşlik ettiler ve alkışladılar.

Avrupa Yakası’ndan BDSP’liler