10 Ekim 2008 Sayı: SİKB 2008/40

  Kızıl Bayrak'tan
   Irkçı-gerici saldırganlığa karşı
birleşik direniş!
   “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” için!..
Devrimci mücadele tek çıkış yoludur!
Yeni terör yasalarının hedefinde Kürt halkı ve emekçiler var...

YTÜ eylemlerle açıldı!

Şeker fabrikalarına yönelik yeni özelleştirme programı açıklandı…
  İşçi sağlığına ilişkin taleplerimiz
etrafında örgütlenelim!
  Ankara Üniversitesi’nde yemek boykotu sürüyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Dünya, bölge ve Türkiye...
Genel durum ve güncel gelişmeler
  Ulucanlar katliamı 9. yılında anıldı…
  İşgalci ordular Pakistan’ı kaosa sürüklüyor!
  Büyük şirketlerin iflas furyası sürüyor…
  Dünyadan...
  Yeni dönemde mücadeleyi örgütleme görevi!
  Bu “savaş” bizim savaşımız değildir!
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

YTÜ eylemlerle açıldı!

“Söz, yetki, karar hakkı istiyoruz!”

YTÜ’de akademik yıl açılışı 8 Ekim günü gerçekleşti. Akademik yıl açılışı devlet erkânı ile birlikte gerçekleştirilirken, törene öğrenciler çağrılmadı. Dahası yönetim olası bir protesto gösterisini engelleyebilmek için çeşitli önlemler alma yoluna gitti.

Akademik yıl açılışı YTÜ’nün sitesinden duyurulmuş, fakat katılımcıların kim olacağına dair bir açıklama yapılmamış, katılacak bakanın kim olduğu son ana kadar gizlenmişti. Sonuç olarak, üniversitelerin asli özneleri dışlanmış, üniversiteleri sermayeye peşkeş çekenler açılışa davet edilmişti.

Okuldaki politik güçlerle ortak olarak örgütleyeceğimiz bir çalışma ile bu durumu teşhir etmemiz gerektiğini ifade ettik. Gençlik hareketinin dağınık tablosu ve apolitik yaklaşımların bir sonucu olarak önerimiz yanıtsız kaldı.

“TKP’li Öğrenciler”le ortak bir eylem yapmayı önerdik fakat eylemi salt AKP karşıtlığı üzerinden örgütlemek istemeleri üzerine ortak bir eylem zemini yaratılamadı. TKP’li Öğrenciler tek başlarına hareket ederek açılışın yapılacağı Oditoryum’a girmek istedi. İzin verilmemesi üzerine Tonoz Kafe önüne dönen TKP’li Öğrenciler, burada olayı teşhir eden bir konuşma yaptılar. Ardından giriş kapısı önüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirerek basın açıklaması yaptılar.

Üniversitenin asli bileşenlerinden yalıtılmış bir şekilde “akademik yıl açılışı” yapmak isteyenlerin demokrasi söylemlerine karşın, YTÜ’nün nasıl bir tablo ile açıldığını teşhir eden Ekim Gençliği imzalı bir çalışma ile bu durumu protesto ettik. Üniversitelerin %10 harç zammıyla açılmasının ticarileşen eğitimin en somut göstergelerinden biri olduğunu, öğrencilerin yemek, ulaşım ve barınma gibi sorunlarının çözümsüzlüğünü, YTÜ’de düşüncelerini ifade etmek isteyen öğrencilerin sistematik bir biçimde soruşturma terörü ile karşı karşıya kaldığını, demokrasiden bahsedenlerin öğrencilere söz hakkı tanımadığını ve üniversite gençliğinin düzen içi taraflaşmanın içine çekilmek istendiğini ele alan bir duvar gazetesini yaygın olarak kullandık. Gün içerisinde aynı içerikli bildiri dağıtımları gerçekleştirdik.  

Açılış etkinliğinde sözümüzü söylemek için Oditoryum’da konuşmak istedik. “AKP, YÖK, MGK, TÜSİAD… Sermaye defol üniversiteler bizimdir! Söz, yetki, karar hakkı istiyoruz!/Ekim Gençliği” şiarlı ozalitimizi açtık ve sloganlarla Oditoryum önüne geldik.

Daha önce içeride konuşmak için hazırlanan isim listelerine ismimizi yazdırmamıza rağmen içeri girmemiz engellendi. “Yer yok” yalanıyla içeri sokulmadık. Böyle bir açılışın öğrencilerden bağımsız yapılamayacağını, demokrasiden bahsedenlerin demokrasi anlayışlarının ne olduğunun bu tablo ile ortaya çıktığını ifade eden bir teşhir konuşması yaptık. YTÜ’nün hangi sorunlarla açıldığını vurguladık.

Oditoryum önünde konuşamayacağımızı bildiren özel güvenlik ve çevik polisi zor kullanarak bizi uzaklaştırmaya çalıştı. Basın açıklamasını yapmak konusunda ısrar edince fiziki müdahale ile karşılaştık. Polisin uyguladığı terörü sloganlarla protesto ederek, üniversiteleri YÖK’e, gerici taraflaşmalara ve çetelere bırakmayacağımızı ifade ettik. Üniversitelerin sahipsiz olmadığını eylemimizle bir kez daha göstermiş olduk. 

YTÜ Ekim Gençliği


DEÜ Ekim Gençliği : “Bu pisliği devrim temizler!”

Dokuz Eylül Üniveristesi’nde sosyalizmin kızıl bayrağını dalgalandırmaya devam eden Genç Komünistler olarak yeni dönem pratik faaliyetlerimize başladık. Araya giren bayram tatilinin ardından, faaliyetimize “Bu pisliği devrim temizler!” başlıklı bildirilerimizi kullanarak başladık.

Bildiride, geçtiğimiz aylarda gerçekleşen ve gündeme oturan gelişmelere değindik. Ergenekon operasyonunu, AKP’nin kapatılma davasını, Deniz Feneri yolsuzluğunu ele alan ve bunları bir bütün olarak teşhir eden bildiride ayrıca, öğrenci gençliğin düzen içi dalaşma üzerinden taraflaştırılmak istendiğini etkili olarak işledik. Geçtiğimiz yıl türban tartışmaları üzerinden yaratılmaya çalışılan laik-anti laik kutuplaşmasının bu dönemde de kendisini farklı gündemlerle gösterdiğini vurguladık. Gençliğin tarafının devrim ve sosyalizm olduğu gerçeğinin altını çizdik.

Materyallerimizi İktisat, Hukuk, Güzel Sanatlar, Mühendislik-Mimarlık Fakülteleri ile Yabancı Diller Yüksek Okulu’na taşıdık. Bir yandan bildirilerimizi ulaştırırken diğer yandan Ekim Gençliği dergimizin son sayısının satışını gerçekleştirdik. Faaliyetimiz esnasında yeni arkadaşlarla hem tanışma hem de gündemlere dair tartışma olanağı yakaladık. Önümüzdeki haftalarda da çeşitli materyallerle diplomalı işsizlik, geleceksizlik, ticarileşen eğitim üzerine daha ayrıntılı tartışmalar yürütmeyi planlıyoruz.

DEÜ / Ekim Gençliği


Çukurova Üniversitesi’nde devlet terörü!

Okulun açılışından bu yana üniversite karakol haline getirilmiş durumda. Devrimci, demokrat, yurtsever öğrencilere dönük baskı gün geçtikçe artıyor.

Okulun açılmasıyla birlikte üniversiteye yığınak yapan sivil polisler “suç teşkil eden” öğrencileri yıldırmaya çalışıyorlar. Böylece okuldaki devrimci faaliyeti bitirmeyi hedefliyorlar. Bu konuda ellerinde valilik kararı bulunduğunu söyleyen ve önümüzdeki dönemde okulda hiçbir politik çalışmaya izin vermeyeceklerini ifade eden kolluk güçlerinin bu tutumu, saldırının sadece okul idaresinin keyfi tutumu olmadığını, gerisinde devrimci harekete dönük sistematik bir saldırı politikası olduğunu ortaya koyuyor.

Bayram sonrasında afiş asan 2 TKP’li öğrenciyi gözaltına alarak para cezası kesen kolluk güçleri, 8 Ekim günü de afiş asan devrimci-demokrat öğrencilere saldırdılar.

Hafta başında bir araya gelen öğrenciler, üniversitedeki saldırıları ortak bir tutumla püskürtebilmek için bir eylem programı çıkarttılar. Dar grupçu bakışı nedeniyle TKP ile ortaklaşılamadan, diğer kurumlarla 8 Ekim günü ortak afişler asıldı.

Afişlerin anfi kantinine asılmasının ardından müdahale etmeye gelen ÖGB ve sivil polisleri teşhir eden, diğer öğrencileri bu saldırılara karşı tutum almaya çağıran konuşmalar yapıldı. Anfi kantini önünde toplanan ÖGB ve sivil polis ordusu kantin içerisinde bulunan öğrencileri dışarı çıkararak afiş asan öğrencileri gözaltına almak istedi. Bu esnada saldırıyı teşhir eden konuşmalar yapıldı. Saldırıya geçen kolluk güçleri, Ekim Gençliği, Adana Gençlik Derneği, Öğrenci Kolektifleri, SGD, DGH ve ÖEP’ten İhsan Yiğit Demirel, Bilgen Geçgin, Burcu Çıplak, Yeliz Polat, Genç Ulaş, Barış Çırpan, Kader Beyazıt, Hüseyin Engin Sakın’ı gözaltına aldılar.

Saldırı sırasında içeride bulunan TKP’li öğrenciler, daha önce saldırı kime yönelik olursa olsun birlikte karşı konulacağını ifade etmiş olmalarına rağmen, tutum almayarak kantinden çıktılar.

Gözaltına alınan öğrenciler iki saat tutulduktan sonra para cezası kesilerek serbest bırakıldılar.

Çukurova Üniversitesi Ekim Gençliği


Eskişehir’de Genç-Sen eylemi

Genç-Sen’e açılan kapatılma davasına karşı tüm illerde Genç-Sen temsilcilikleri tarafından düzenlenen protestolardan biri de 24 Eylül günü Eskişehir’de gerçekleştirildi.  

Adalar Migros önünde yapılan eylemde pankartların önüne ders kitaplarıyla “Kapatılamaz!” yazısı yazıldı ve ardından basın açıklamasına geçildi. Açıklamada kapatma davası süreci anlatıldı. Çeşitli sendikaların ve siyasi partilerin de kapatma davalarıyla yüzyüze kaldığı belirtilerek şunlar söylendi:

“Biz Genç-Sen’li öğrenciler olarak yalnız sendika kapatmalarının değil parti, dernek, demokratik kurum ve kuruluşların kapatılmalarının da karşısındayız. Kapatma zihniyeti 12 Eylül karanlığının günümüzde devam eden yansımalarıdır. Biz bu zihniyetin yok olmasını istiyoruz. 12 Eylül’ün çocuğu YÖK’e karşı, çetelerin üniversitelerdeki uzantılarına karşı, üniversite harçlarına yapılan %10 zamma, ulaşım ve barınmadaki sorunlara karşı mücadele edecek, üniversitelerimizde ve ülkemizde demokrasi mücadelesini yürüteceğiz.”

Eskişehir Ekim Gençliği