29 Şubat 2008 Sayı: SİKB 2008/09

  Kızıl Bayrak'tan
  TSK, ABD emperyalizminin icazetiyle Güney Kürdistan’a kara saldırısı başlattı…
  Emperyalizmin desteğinde Kürt halkının özlemlerini boğmak istiyorlar!..
Kendi aralarında dalaşan düzen güçleri, Kürt halkına düşmanlıkta kenetlendiler!..
Tersane cehenneminde direniş:
Emekçi Kadın Kurultayı başarıyla gerçekleştirildi! 
Emekçi Kadın Kurultayı’na mesajlardan...
  Emekçi kadınlar bir adım öne çıktı! / Z. Us
  Türk halkı bir tercih yapmak zorunda... / A. Eylül
  ABD, Türkiye ve Kürt sorunu
  DİSK Genel Kurulu üzerine
  TEKEL işçisine yeni oyunlar...
  İlbek işçisinin direnişi sürüyor!
  SSGSS tasarısına karşı eylemler sürüyor...
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 5. Toplantısı Sonuç Bildirgesi:
  Fidel Castro: Devrime adanmış bütün bir ömür!
E. Bahri
  Güney Kıbrıs halkının değişim isteği…
  Ermenistan’da onbinler sokakta!
  Güney işgal hareketi!
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emekçi kadınlar bir adım öne çıktı!

Z. Us

Sabahın erken saatlerinde yüzlerce işçi ve emekçi, İstanbul’un değişik yerlerinden Emekçi Kadın Kurultayı’na katılmak üzere yola koyuldular. Otobüsler ile Bostancı’ya doğru ilerleyenleri yol boyunca duvarlarda hoş bir sürpriz bekliyordu. Parti, İstanbul’un merkezi noktalarını bir kez daha afişler ile donatmıştı. Kadın sorununa dair şiarları içeren afişler, kurultayı ilk selamlayanın Parti olduğunu gösteriyordu.

Kurultay’ın yapılacağı BMİS binasına gelindiğinde bildik “kadın etkinlikleri”nin aksine ve her tür “kadın kadına”cı anlayışa inat kadınlı-erkekli bir kalabalık ile karşılaşılıyordu. Tabii ki bazı erkek yoldaşların yüzlerinde “kadın etkinliği”ne gelmiş olmaktan kaynaklı hafif bir tebessüm de vardı.

Ciddi bir gecikme yaşanmaksızın başlayan kurultay, kitleyi coşkulu bir selamlama ile karşıladı. Kurultayın ilk bölümü gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından sunulmaya başlanan tebliğler ile sürdü. Bu bölüm ne yazık ki tebliğlerin yeterince canlı sunulmamasından kaynaklı belli bir durağanlıkta geçti. Tebliğlerde ortaya konulanlar arasında feministleri, sosyalist feministleri ve bağımsız kadın örgütlenmelerini hedef alan bölümlerde vurgu biraz fazla kaçsa da, tebliğler öz olarak hareketin ideolojik platformunu belirli bir başarıyla ortaya koyuyordu.

Verilen aranın ardından başlayan ikinci bölüm ise kurultayın gerçek anlamda Emekçi Kadın Kurultayı olduğunu ortaya koydu. Söz alan onlarca işçi ve emekçi kadın, tüm coşku ve mücadele azmini salon ile paylaştı.

Konuşmaların en akılda kalanlarından biri kuşkusuz Kurtköy barikatlarından tanıdığımız Hüsniye ablanın konuşmasıydı. Yaşadığı devrimci dönüşümü anlatan Hüsniye abla, Kızıl Bayrak sayesinde devrimciler ile tanıştığını ifade etti. “Yaşasın devrimciler, yaşasın devrimci mücadele!” sözleri ile biten konuşması da salondan coşkuyla atılan “Devrimci kadınlar onurumuzdur!” sloganı ile karşılandı.

Vİ-KO’da yaşanılan mücadele deneyimini anlatan bir başka kadın işçinin ise, patronun kadın temsilcisi ile yaşadığı süreci anlatırken “o patronları, ben işçi sınıfını temsil ediyordum” sözleri kadın sorunun sınıfsal anlamını açıkça gözler önüne seriyordu.

Aymasan direnişçisi Sevgül Oğuz’un konuşmasında ise “Kadınlar mücadele ile özgürleşecek” şiarı adeta ete-kemiğe bürünmüştü. Aymasan direnişi sırasında kadın işçiler ile erkek işçiler arasında gelişen ilişkileri anlatan Sevgül, ilk başlarda nöbette kadınların kalmasına dahi izin vermemeye çalışan işçilere karşı “biz bu direnişin destekçisi değil, sahibiyiz” sözleriyle çıktıklarını ve tüm önyargıları kırdıklarını anlattı.

Burjuva medyanın “türbanlı komünist”i de kızıl türbanı ile kürsüden “Yaşasın devrim yaşasın sosyalizm!” şiarını haykırmaktan geri durmadı. Söz alan tüm kadınlarda aynı heyecan ve coşku göze çarpıyordu.

Kurultayın iki erkek konuşmacısından biri olan TİB-DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu’nun, geçmiş tersane grevlerinde işçi eşlerinin oynadığı rolü anlatması da oldukça anlamlıydı.

Yıllardan beri sempozyum ve kurultay gibi tüm etkinliklerimizi yakından takip ederek her fırsatta gölgelemeye çalışan bir dergi çevresi de divanın iyi niyetinden faydalanarak söz aldı. Komünistlerin devrimci bir temelde ayrıştırdığı 8 Mart’a dair “kaybedildiği” yönünde sonuçlara ulaştıkları bir konuşma yapan arkadaşlar, tüm çabalarına rağmen salondaki mücadele coşkusunu baltalayamadılar. “8 Mart kızıldır, kızıl kalacak!” sloganları “1 Mayıs kaçakları”na gereğince yanıt vermiş oldu.

Kurultayın sonunda bir yoldaşın kadınları “işçi sınıfının devrimci partisi”ne çağıran konuşması da günün önemli eksiklerinden birini tamamlamış oldu.

Kurultayın önemli bir eksikliği ise geleceğe dair somut mücadele programı çıkarmayı kurultay sonrasına ertelemek oldu. Eğer “kadın komisyonları kurmak” gibi genel ilkeleri daha somuta döken bir hat çizilebilseydi kurultaydan çıkan öncü kadınların önünde somut bir hat belirlenmiş ve kafa açıklığı sağlanmış olurdu. Buna rağmen dönüş yolunda sohbet etme imkânı bulduğumuz emekçi kadınların hepsinin gözlerinde önümüzdeki döneme dair umut dolu bakışlar vardı. Birçoğu “burada lafta kalmamalı, konuşulanlar hayata geçirilmeli” diyerek “bir adım öne” çıkmaya hazır oldukların ifade ediyorlardı.

Emekçi Kadın Komisyonları’nın da dediği gibi kadın çalışmasında bir dönem geride bırakılmış oldu.

II. Kongremiz’in değerlendirmeleri ışığında “şimdi daha ileri hedeflere!”

 


Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu’nun çalışmaları sürüyor!

“Özgürlük ve eşitlik için bir adım ileri kurultayı!” çalışmalarında canlı bir faaliyeti örmeye ve yeni imkanları yaratarak faaliyetimizi öncelikle işçi kadınlara yönelik olmasına önem verdik. Çalışmamız süresince Emekçi Kadın Komisyonları imzalı bildiri, afiş, anket ve bültenlerimizi etkin bir şekilde kullanmaya çalıştık. Semtte ve emekçi kadınların yoğun olduğu fabrikalarda ajitasyon konuşmaları eşliğinde dağıtımlar gerçekleştirdik. 80 civarında anket yaptık. 20’den fazla ev toplantısı ve onlarca ev ziyareti gerçekleştirdik. Son hafta ise 3 büyük fabrikaya seslenen özel bildiriler kurultaya katılmaya çağrı yaptık. Son haftalar yoğunlaşan etkin bir çalışmayı ördük diyebiliriz.

Çalışmamızın asgari bir başarı sağladığını düşünüyoruz. Bu asgari başarıyı sürekli kılmak, işçi ve emekçi kadınlarla kurulan bağların güçlendirilmesi için kurultayın hemen ardından kadın sorunuyla ilgili kapsamlı bir eğitim çalışması başlatmış bulunuyoruz. İlk olarak Engels’in “Ailenin, Devletin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni” kitabını okumaya başladık.

Emekçi Kadın Komisyonumuz kurultaydan da aldığı güçle 8 Mart, 1 Mayıs ve tüm dönemi daha güçlü bir temelde örgütlemek için harekete geçmiş bulunuyor.

Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu