29 Şubat 2008 Sayı: SİKB 2008/09

  Kızıl Bayrak'tan
  TSK, ABD emperyalizminin icazetiyle Güney Kürdistan’a kara saldırısı başlattı…
  Emperyalizmin desteğinde Kürt halkının özlemlerini boğmak istiyorlar!..
Kendi aralarında dalaşan düzen güçleri, Kürt halkına düşmanlıkta kenetlendiler!..
Tersane cehenneminde direniş:
Emekçi Kadın Kurultayı başarıyla gerçekleştirildi! 
Emekçi Kadın Kurultayı’na mesajlardan...
  Emekçi kadınlar bir adım öne çıktı! / Z. Us
  Türk halkı bir tercih yapmak zorunda... / A. Eylül
  ABD, Türkiye ve Kürt sorunu
  DİSK Genel Kurulu üzerine
  TEKEL işçisine yeni oyunlar...
  İlbek işçisinin direnişi sürüyor!
  SSGSS tasarısına karşı eylemler sürüyor...
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 5. Toplantısı Sonuç Bildirgesi:
  Fidel Castro: Devrime adanmış bütün bir ömür!
E. Bahri
  Güney Kıbrıs halkının değişim isteği…
  Ermenistan’da onbinler sokakta!
  Güney işgal hareketi!
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emekçi Kadın Kurultayı başarıyla gerçekleştirildi! 

Yaşamın yarısından kavganın yarısına!

“Emekçi Kadınlar özel mülkiyetin boyunlarına taktığı prangaları kırıyor! Yüzyıllardır hüküm süren karanlık, sömürü cehennemi ve sefalet koşulları, kadın emekçilerin adımları ile sarsılıyor. Evde fabrikada tarlada köle ilan edilenler, efendilerinin tahtını yıkmak için bir kez daha sahneye çıkıyorlar!”

Emekçi kadınların özgürlük yürüyüşünün bir adımı olan Emekçi Kadın Kurultayı, erkek sınıf kardeşleri ile birlikte kavgaya atılan kadınların bu sözlerle selamlanması ile başladı.

“Özgürlük ve Eşitlik için Emekçi Kadınlar Bir Adım İleri!” şiarıyla ayları bulan yoğun ve tempolu bir çalışma eşliğinde örülen Emekçi Kadın Kurultayı 24 Şubat günü başarıyla gerçekleştirildi.


Bir dönem geride kaldı, yeni hedeflere!

Emekçi Kadın Komisyonları’nın düzenlediği kurultay saat 11.00’de Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Bostancı’daki Kemal Türkler Toplantı Salonu’nda başladı. Kurultaya ağırlığını kadınların oluşturduğu 250’yi aşkın işçi ve emekçi katıldı. Böylelikle sınıf devrimcileri bir süredir yoğun bir çalışmaya konu ettikleri emekçi kadın çalışmasının bir aşamasını geride bıraktılar. Şimdi sıra yeni dönemi kucaklamada!


“Kadının kurtuluşu sosyalizmde!”

“Kadının kurtuluşu devrim ve sosyalizmde” vurgusunun ön plana çıktığı kurultayda “Kadın-erkek elele örgütlü mücadeleye!” sloganı da pratik karşılığını buldu. Kadın işçi ve emekçilerin erkek sınıf kardeşleri de kurultay salonunda yerlerini aldılar. Baştan sona coşkulu bir atmosferde gerçekleştirilen kurultaya emekçi kadın çalışmasının ivme kazanan coşkusu da yansıdı. Kurultay kürsüsü mücadele kürsüsüne dönüştü.


Kurultaya işçi ve emekçi katılımı...

İstanbul’da Kartal, Maltepe, Tuzla, Gebze, Ümraniye, Sefaköy, Gaziosmanpaşa ve Esenyurt’ta yürütülen kurultay çalışması etkinliğe katılımda kendini gösterdi. Kurultay’da kürsüyü kullanan kadınlar çifte sömürüye baskıya, eşitsizliğe ve köleliğe karşı örgütlü mücadele çağrısı yaptılar. Kendi sözlerini söylediler.


Devrimci 8 Mart talebi...

Gerek divandan gerekse de kürsüden yapılan konuşmalarda önümüzdeki 8 Mart mitinginin 8 Mart’ın tarihsel anlamı ve özüne uygun kutlanması ve kadın sorununu kimlik sorununa indirgeyen feminist yaklaşımlara karşı kızıl bir 8 Mart çağrısı yapıldı. Kürsüden seslenen emekçi kadınlar sıkça 9 Mart 2008 tarihinde Kadıköy’de yapılacak 8 Mart Mitingi’ne katılım çağrısı yaptılar. Kurultay salonunu dolduran, çeşitli fabrikalardan ve işletmelerden işçi kadınlar, ev kadınları, emekçi kadınlar, emekçi kadınları yaşamın her alanında bir adım öne çağırdılar.


Başarının bir başka yönü...

Kurultayın yapıldığı salon sabah saatlerinden itibaren görsel olarak da renklendirilmiş “Özgürlük ve eşitlik için emekçi kadınlar bir adım ileri!” ve “Kadının kurtuluşu sosyalizmde!” pankartılarının yanısıra 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününe çağrı yapan, temel taleplerin yer aldığı ozalitler de etkinlik salonunda asılıydı. Kurultayda gösterilmek için hazırlanan sinevizyon gösterimi ise ilgiyle izlendi. Kurultayın başından sonuna kadar herhangi bir teknik sorunla karşılaşılmadı.


Yaşamın yarısından kavganın yarısına!

Ağırlıklı olarak işçi ve emekçi kadın katılımıyla gerçekleştirilen kurultayda söz alan kadınların konuşmalarına ön hazırlık sürecinin motivasyonu ve havası yansıdı. Kurultay kürsüsünden “emekçi kadınlara toplumsal yaşamın her alanında örgütlenme ve mücadele!” çağrısı yapıldı. Konuşmalar arasında salondan “Kadının kurtuluşu sosyalizmde!”, “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları yükseldi. Kurultay kürsüsünden sunulan tebliğlerin okunması ve serbest kürsü bölümünde yapılan konuşmalarda emekçi kadınların mücadelede ön saflarda yeralması ve emekçi kadınların talepleri uğruna mücadeleyi yükseltmeleri hedefi ortaya konuldu.


Kamu emekçilerinden etkin katılım...

Kurultay ön hazırlık sürecinde etkin bir biçimde yer alan kamu emekçilerinin sağladığı anlamlı katılım kurultayın bir başka başarısıydı. KESK’e bağlı sendikalardan kurultay salonuna etkin bir katılım sağlandı.


Tebliğ sunumları...

Kurultayı yönetecek olan divanın oluşturulmasıyla ve işçi sınıfı mücadelesinde yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşuyla süren kurultay programında açılış konuşmasını Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu Temsilcisi Fatma Ünsal yaptı. BDSP temsilcisi Fatma Ünsal “Kadın sorunu ve kadının kurtuluşu” başlıklı bir tebliğ sundu. Komünistlerin kadın sorunu üzerine görüşlerinin aktarıldığı tebliğ, kadın sorununun burjuva toplumunun her alanında kendini vareden bir sorun olduğunun söylenmesi ile başladı. Kapitalizmin kadına dayattığı çifte sömürünün açıklandığı ve gelişim koşulları ile birlikte aktarıldığı tebliğde sorunların ancak emekçi kadınların mücadeleye aktif olarak katılması ve ön saflarda yeralması ile çözülebileceği söylendi.

İlk bölümde gerçekleştirilen tebliğ sunumlarının bir kısmı okunarak bir kısmı da sözlü olarak ifade edildi. Tebliğ sunumları boyunca salondan sloganlar yükseldi.

“Çalışma yaşamında kadın!” tebliği ilk olarak kadınların çalışma yaşamına giriş sürecini konu alıyordu. Dünya’da ve Türkiye’de çalışma yaşamında kadının oynadığı rol ele alındı. Bu anlatımın ardından kadınların çalışma yaşamında karşılaştığı ücret sorunu, kreş hakkının gaspı, güvencesizlik gibi pek çok sorun sıralandı. Beraberinde çalışma yaşamı içinde emekçi kadınların örgütlenmesine ilişkin öneriler sunuldu. Tebliğ kadının kurtuluşunun kapitalist düzende mümkün olmayacağının ve ancak sosyalizm ile sorunların çözülebileceğinin vurgulanması ile son buldu.

“Ev eksenli çalışma” tebliği kadınların evde dahil oldukları üretim sürecini ve harcadıkları gizli emeği konu alıyordu. Konu eskiden büyük fabrikalarda gerçekleştirilen üretimin artık mümkün olduğunca parçalanması ile paralel olarak ele alındı. Ev eksenli çalışmanın yaygınlığına ve bu alanda güvencesizliğe vurgu yapıldı. Bu alanın örgütlenme açısından hayli zor olduğu da belirtilerek dünyadan olumlu örnekler sıralandı.

Sosyalist Kamu Emekçileri’nin sunduğu, “Kamu emekçisi kadınların sorunları ve görevlerimiz” başlıklı tebliğin sunumu uzunluğuna rağmen canlılık taşıyordu. “Devletin asli görevleri nedir?” sorusu ile başlayan tebliğde, içinden geçilen neoliberal dönüşümlere ve bunların kadın kamu emekçileri üzerindeki etkilerine değinildi. Kadın kamu emekçilerinin sorunlarının aktarılmasının ardından bu sorunlara karşı KESK’e bağlı sendikalarda örgütlenme çağrısı yapıldı. Tebliğde ayrıca KESK’e hakim feminist anlayış ile de mücadele edilmesi gerekliliği vurgulandı.


Kurultayda GSS sunumu...

Tebliğ sunum aralığında SSGSS Yasa Tasarısı üzerine sunum gerçekleştiren Dr. Süheyla Akkoç, SSGSS’nin getireceği sosyal yıkıma dikkat çekti ve SSGSS Yasası karşıtı mücadele çağrısı yaptı. Akkoç, konuşmasını GSS’nin emekçi kadınların yaşamına yapacağı etki ekseninde sürdürdü. Akkoç’un sunumunun ardından “Sağlık haktır gaspedilemez!” sloganı atıldı.

“Cinsel sömürü ve ezilmeye son!” tebliği kadınların cinsel kimliklerinden dolayı yaşadıkları sorunların sıralanması ile başladı. “Burjuva kadının cins kimliğinden kaynaklanan özgül sorunu ile emekçi kadının kadın olmaktan kaynaklı sorunları arasında dağlar kadar mesafe bulunuyor” denilerek bu sömürüyü esas yaşayanın ise emekçi kadınlar olduğu belirtildi.

Kadına yönelik saldırıların ve sömürünün çarpıcı rakamlar ile açıklandığı tebliğ kapitalist düzenin kadının cins olarak sömürülmesi ve ezilmesi sorununu çözemeyeceğinin ve bu sorunun kapitalizmin yapısal bir sorunu olduğunun vurgulanması ile sürdü. Çözümün ise ancak kadınların mücadelesi olduğu söylendi ve kadınlar mücadeleye çağrıldı.

“Savaş ve kadın” tebliği tüm dünyada savaşların yıkımını en fazla yaşayan kadınların ve özellikle coğrafyamızda Kürt kadınının sorunlarının dile getirildiği bir içeriğe sahipti. Tarih boyunca öldürülen, tecavüze uğrayan, fuhuşa zorlanan kadınların istatistikî verileri aktarıldı ve savaşın boyutları gözler önüne serildi. Kadınların yaşadığı bu saldırıların gerisinde emperyalizmin olduğu vurgulandı ve “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarıyla mücadelenin yükseltilmesinin zorunluluğu dile getirildi.

İlk bölümün son tebliği “Kadınların örgütlenme ve mücadele sorunu!” oldu. İşçi ve emekçi kadınlar için mücadelenin gerekliliğine ve bu mücadelenin önemli ve vazgeçilmez bir aracı olarak kadınların örgütlenmesi sorununa değinilen tebliğde örgütlenme biçim ve yöntemleri değerlendirildi. Bağımsız kadın örgütlenmesi yöneliminin eleştirildiği tebliğde taban örgütlenmelerine değinildi, kadın komisyonları oluşturulmasının gerekliliği vurgulandı. Tebliğ, örgütlenme konusunda ortaya konulan temel hedef ve yöntemlerin sıralanması ile son buldu.


“8 Mart kızıldır kızıl kalacak!”

İkinci bölüm yoğun bir emekle ortaya çıkartılan ve kadının mücadele ile özgürleşeceği  temasını ele alan “Yaşamın yarısından kavganın yarısına” başlıklı sinevizyon gösterimiyle başladı.

Direnen işçi ve emekçi kadınların konuşmalarının, emekçi kadınların sınıf mücadelesinde tuttuğu yerin tarihsel örneklerle beraber anlatıldığı sinevizyon gösterimi kurultaya katılanlar tarafından ilgiyle izlendi. Sinevizyonu “8 Mart” üzerine yapılan bir sunum izledi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ortaya çıkışındaki sınıfsal anlam ve özüne yapılan temel vurguların yer aldığı sunumda son 3 yıldır 8 Martlar’da yaşanan ayrışmanın temel olarak ideolojik nedenlere dayandığı söylendi. Feminist anlayışların 8 Mart’ın örgütlenmesine dönük hatlarına ve 8 Mart’ın içini boşaltan tutumlarına karşı devrimci 8 Mart çağrısı yapıldı. Tebliği sunumu 9 Mart’ta Kadıköy’e yapılan çağrıyla son buldu. 8 Mart tebliğinin sunulmasının ardından salondan devrimci bir 8 Mart talebini yansıtan “8 Mart kızıldır kızıl kalacak!” sloganı yükseldi.

Kurultay boyunca tebliğ sunumları da dahil olmak üzere kürsüden toplam 23 kadın söz aldı. Özellikle kurultayın ikinci bölümünde kürsüyü kullanan emekçi kadınlar mücadele deneyimlerinden ve birikimlerinden örnekleri aktardılar.

Kurtköy yıkımlarından tanıdığımız Hüsniye Yıldız, tüm coşkusunu ve devrimci enerjisini kurultay salonuna taşıdı. Mücadeleye Kızıl Bayrak sayesinde atıldığını anlatan Hüsniye Abla, kadınların sadece 8 Mart’ta değil 1 Mayıs ve daha birçok günde alanlara çağrılması gerektiğini söyledi.

Aymasan direnişçisi Sevgül Oğuz, aylar boyunca sürdürdükleri direnişleri boyunca yaşadıkları gelişmeyi aktardı. Tüm emekçi kadınlara daha fazla örgütlenme çağrısı yaptı. Kadınların çalışma yaşamında ve sendikalardaki rolüne değindi. Konuşması sırasında “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!” sloganı atıldı.

Ümraniye Vİ-KO Fabrikası’nda sendikal örgütlenme çalışması yürüten ve işten atılan Fatma Varıcı ise, sendikal örgütlenme deneyimini aktardı, emekçi kadınlara mücadele çağrısı yaptı. Direniş sürecinde DİSK Tekstil’in ihanetine uğrayan Castleblair işçilerinden Ayten Özdoğan, mücadele içinde yaşadıkları deneyimlerin önemine dikkat çekti. Direnişin kendisine sınıf kimliği kazandırdığını ifade etti. Kürsüden yapılan konuşmaların ilk bölümü Emekli Sen Kartal Şube üyesi bir emeklinin “özgürlük mücadelesinden emekli olunmaz!” sözüyle sona erdi.

Kürsüden yapılan konuşmalar boyunca “Direnen kadınlar onurumuzdur!” sloganı atıldı.


Taleplerimiz uğruna mücadeleye!

“Mücadelede özgürleşen kadınlar” bölümünün ardından serbest kürsü bölümüne geçildi. Bu bölümde öncelik, Emekçi Kadın komisyonlarında yeralan kadınlara verildi. İstanbul’un farklı bölgelerinde çalışmaları sürdüren emekçi kadınlar, sırayla söz aldılar ve özgül sorunlarını dile getirdiler. Bu bölümde kreş sorunu, sigorta ve uzun çalışma saatleri sorunu, işyerlerinde cinsel taciz sorunlarına ilişkin konuşmalar yapıldı. Komisyon üyesi bir ev kadını ise, ev kadınlarının bulundukları alanlarda varolan dernek, kültürevlerinde çalışmalara katılmaya ve bilinçli bireyler olmaya çağırdı. Ev temizliğine giden bir emekçi kadın ise gündelikçi kadınların sorunlarını kurultaya katılanlarla paylaştı ve bu alanda örgütlenme çağrısı yaptı.


“Türbanlı komünist” tartışmalarına inat “Yaşasın devrim yaşasın sosyalizm!”

Serbest kürsü burjuva basının gazetemiz üzerinden tartışmaya açtığı “türbanlı komünist”in  konuşmasıyla devam etti. Emekçi Kadın Komisyonları’nın çalışmalarına aktif olarak katılan emekçi arkadaşımız, burjuva basının kendi üzerinden açtığı tartışmalarla devrim ve sosyalizm mücadelesini karalamak istediğini ifade etti. Kızıl Bayrak’a dönük baskı ve terörü kınadı, sonuna kadar devrimci mücadelenin safında yer alma sözü verdi.


Altı boş mücadele planı olmaz!

Tuzla tersaneler havzasında yürütülen mücadelenin motor gücü olan Tersane İşçileri Birliği’nin başkanı Zeynel Nihadioğlu kurultayda söz alarak 27-28 Şubat’ta Tuzla tersanelerinde gerçekleştirilecek oturma grevine destek vereceklerini söyledi. Havzada TİB-DER öncülüğünde yürütülen mücadeleyle karar altına alınan fiili grev kararının altı boş bırakılarak hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Nihadioğlu, 27 Şubat’taki eylemin motor gücünün yine kendileri olacağının altını çizdi. Salondan, “Tersanede grev tersanede direniş!” sloganı atıldı.

Kurultayın serbest kürsü bölümünde bir erkek işçi de söz alarak kadınların mücadelesini selamladı. Bu bölümde KÖZ temsilcisi de kurultayı selamlayan bir konuşma yaptı. Gebze’den kurultaya katılan bir emekçi kadın şiir okurken, bir diğeri ise kadınları mücadeleye çağıran konuşma yaptı.

Kurultayın sonunda BDSP temsilcisi Fatma Ünsal yeniden söz alarak kurultaya çeşitli öneriler sundu. Önerilerin ardından kurultayın yaptığı sendikalarda ve komisyonlarda örgütlenme çağrısına bir ek yapmak istediğini belirten Ünsal, “Kadının kurtuluşu sosyalizmde!” şiarı yükseltildiğine göre kadınları, sosyalizmi kuracak olan işçi sınıfının devrimci partisi saflarına çağırmak gerektiğini vurguladı. Ünsal’ın konuşması sloganlar ve alkışlar ile karşılandı.

Kurultay gerçekleştirilen müzik dinletisinin ardından son buldu. Kurultayın sonunda tüm işçi ve emekçiler 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde alanlarda olmaya çağırıldılar.

 

Kurultay’dan notlar:

- Kurultaya katılacak olan Cevizli Tekel işçileri fabrikalarına kapanarak özelleştirme karşıtı mücadeleyi sürdürdükleri için katılım sağlayamadılar. Tekel işçilerinin direnişinin duyurusu “Direnen Tekel işçisi kazanacak!” sloganı ile karşılandı.

- Kurultay’da Novamed işçilerinin gönderdiği bir mesaj da okundu ve yürütülen başarılı mücadele selamlandı. “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganı atıldı.

- Emekçi Kadın Kurultayı’na şehir dışında olduğu için katılamayan Hava-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Eylem Ateş kurultayı selamlayan mesajını iletti.

- ÇHD İstanbul Şubesi, Demokratik Kadın Hareketi, Emekli-Sen Kartal Şubesi, Novamed işçileri, Ekim Gençliği/Liselilerin Sesi, Ankara BDSP, Partizan, Hollanda’dan bir eğitim emekçisi kurultaya mesaj gönderenler arasındaydı.

Son olarak divan, kurultayın başından itibaren gerek tebliğ sunumlarında gerekse de konuşmalarda sunulan önerileri ve mücadele taleplerini sıraladı. Önümüzdeki dönemde Emekçi Kadın Komisyonlarının kurulması ve büyütülmesi çağrısının yanısıra ortaya konulan öneriler ve talepler doğrultusunda mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.

Kızıl Bayrak/İstanbul