22 Şubat 2008 Sayı: SİKB 2008/08

  Kızıl Bayrak'tan
  Saldırılar, mayalanma ve devrimci müdahale sorumluluğu!
  15 Şubat’ta Kürt halkı mücadele enerjisini, devlet de terörist yüzünü gösterdi…
Kitlesel öfke ve kararlılıkla
Newroz’a doğru!
Dinci AKP’den Filistin halkının cellâdına özel ağırlama…
Sermayenin kölelik dayatmasına karşı mücadeleye!
Grev ve direnişlerle dayanışmayı büyütelim! 
  İlbek Tekstil işçisi emeğine sahip çıkıyor!
  Tersaneler cehenneminden...
  Çiğli Emekçi Kadın Kurultayı gerçekleşti!
  Her açıdan daha güçlü bir komünist gençlik örgütü için!
  Eksen Yayıncılık’a polis baskını! 
  DİSK Genel Kurulu gerçekleştirildi...
  TEGA işçisi ile dayanışmayı yükseltelim!
  İşçi ve emekçiler 20 Şubat’ta alanlardaydı!
  Lübnan halklarıyla dayanışmayı yükseltelim!
  Kosova parlamentosu “bağımsızlık” ilan etti…
  ABD’de başkanlık ön seçimleri
gösterisi sürüyor!
  TC’de cisimleşen çizgi: İttihat Terakki’nin devlet–ulus programı!
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

Gazete biçiminde okumak için tıklayın

 

Eksen Yayıncılık’a polis baskını! 

Devrimci mevzilerimizi kararlılıkla savunacağız!

Kızıl Bayrak, Ekim Gençliği ve Liselilerin Sesi gazete ve dergilerinin yayınevi olan Eksen Yayıncılık’ın Haseki’de bulunan merkez bürosu 18 Şubat sabahı İstanbul TMŞ’ye bağlı sivil polisler tarafından basıldı.

Sabah 07:00 sıralarında büroya gelen 15 kadar sivil polis, kapıyı kırarak içeri girdi ve büro çalışanı Ferdi Özmen‘i gözaltına aldı. Yatakta bulunan Özmen’i yere yatırarak kelepçelemeye çalışan polisler, Özmen’in sloganlar atarak direnmesi üzerine kendisini darp ederek kelepçelediler. Ayakkabılarını giymesine dahi izin verilmeden gözaltına alınan Özmen, kaba dayak eşliğinde merdivenlerden indirilmesi sırasında da sloganlarla bu hukuksuz uygulamayı teşhir etti ve sivil bir Renault’a bindirilerek Şehremini Karakolu’na götürüldü.

Burada nezarete atılan Özmen, GBT kontrolünden geçirildikten sonra iki saat kadar tutuldu ve sağlık kontrolüne götürüldükten sonra serbest bırakıldı. Üzerine para almasına ve giyinmesine bile izin verilmeyen çalışanımız, ayağında terlikleri ile ıssız bir yerde serbest bırakıldı ve kar altında yarım saat yürümek zorunda kaldı.

Gözaltı süresince avukatlarımızın tüm karakolları aramasına rağmen hiçbir karakol gözaltı olduğunu kabul etmedi. Bu da uygulamanın burjuva hukuku sınırlarında bile olmadığını ortaya koyuyordu.

Hiçbir yasal dayanağı olmayan baskın sırasında polisler, Eksen Yayıncılık bürosunu talan ettiler. Tüm kitapları ve materyalleri ortalığa saçtılar, yatakları ve giysileri aramak bahanesiyle parçaladılar. Ayrıca büroda bulunan 100 YTL de gaspedildi.

Görgü tanıkları olay öncesinde 7-8 ekip arabasının büronun önünde beklediği ve her tarafın polis dolu olduğunu aktardı.

Sermaye devletinin bu hukuksuz uygulaması bir kez daha, onun devrimci faaliyet karşısındaki aczini ve karanlık yüzünü gözler önüne sermiş oldu.

Bugüne kadar sayısız gözaltı, tutuklama, kapatma ve baskına rağmen yılmayan komünist basın, bundan sonra da faaliyetlerini kesintisiz sürdürecektir!

Kızıl Bayrak / İstanbul


Vardık, varız, varolacağız! 

Eksen Yayıncılık’a gerçekleştirilen polis baskını, Alınteri, Atılım, Barikat, Devrimci Hareket, EHP, Kaldıraç, Köz, Odak, Partizan, Proleter Devrimci Duruş, Yürüyüş ve gazetemiz Kızıl Bayrak tarafından ortak bir eylemle protesto edildi.

Galatasaray Lisesi önünde yapılan eyleme yaklaşık 60 kişi katıldı. “Baskı, terör, sansür… Devrimci basın susturulamaz!”pankartı arkasında toplanan güçler sıklıkla “Devrimci basın susturulamaz!”, “Sansüre geçit vermeyeceğiz!” ve “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganlarını haykırdılar.

Sloganların ardından Atılım gazetesinden İlden Dirini, basına yönelik saldırıları ele alan ve devletin bilinçli sansür politikalarını teşhir eden bir konuşma yaptı. Ardından Kızıl Bayrak temsilcisi tarafından ortak basın açıklaması okundu.

Açıklamada, devletin kıyıcı ve yıkıcı politikalarını uygulamak için tüm imkânlarını seferber ettiği, muhalif seslerin çıkmasının bizzat uygulamaya konulan yasalar ve yasa dışı yöntemlerle engellenmeye çalışıldığı belirtildi. Bugüne kadar devrimci basına yönelik gerçekleştirilen saldırılardan bahsedilerek, Eksen Yayıncılığa dönük saldırıya ilişkin bilgi verildi.

Açıklama sık sık “Baskılar bizi yıldıramaz!” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz!” sloganları ile kesildi. Basın açıklaması şu sözlerle sonlandırıldı:

“Bu burjuva hukukunu bile aşan saldırının amacının devrimci-muhalif basını ve devrimci faaliyeti engellemek olduğu açıktır. Bunun kadar açık olan bir başka nokta ise, bu coğrafyadaki özgür basın geleneğinin ve devrimci mücadelenin bu kirli yöntemler ile susturulamayacak kadar köklü olduğudur.

Bir kez daha dosta-düşmana duyuruyoruz ki, panzerin altında kalan 16 yaşındaki Menekşe’nin, tersaneler cehenneminde elektrik akımına kapılarak can veren Mikail’in, ‘fabrikamızı sattırmayız’ dediği için polis saldırısına uğrayan TEKEL işçilerinin sesini duyuracak devrimci basın ve hakkını savunacak devrimciler her zaman var olacaklardır. Asalakların düzeni yıkılana dek...”

Basın metninin okunmasının ardından destek için eylemde bulunan Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu söz alarak tersaneler cehenneminde gerçekleşen yeni bir iş cinayetinin duyurusunu yaptı. Eylem atılan coşkulu sloganların ardından son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul


İzmir: “Devrimci faaliyet engellenemez!”

İzmir BDSP, 19 Şubat günü Kemeraltı Girişi’nde gerçekleştirdiği basın açıklaması ile işçi ve emekçilerin, ezilen halkların, kadınların, gençlerin, devrimin ve sosyalizmin sesi olan Kızıl Bayrak, Liselilerin Sesi, Ekim Gençliği gazete ve dergilerinin yayınevi olan Eksen Yayıncılık’ın İstanbul Haseki’deki merkezi bürosuna yönelik keyfi saldırı ve gözaltı terörünü protesto etti.

Saat 14:00’te toplanan kitle “Komünist basın susturulamaz! Devrimci faaliyet engellenemez!/BDSP” imzalı pankart açtı. Sloganlarla başlayan eylemde sermaye devletinin devrimci kurumlara ve faaliyete yönelik saldırıları teşhir edildi.

Basın açıklamasında işçi ve emekçileri, ezilen halkları ilgilendiren önemli bir süreçten geçildiği vurgulandı. Sermaye iktidarının bir taraftan “sınır ötesi” operasyon adı altında Kürt halkını imha ve inkara devam ettiği, diğer yandan özelleştirmelerle, sosyal yıkım saldırılarıyla işçi ve emekçilere kölelik, geleceksizlik, açlık ve yoksulluğu dayattığı ifade edildi. Tüm bunlara azgın bir devlet terörünün eşlik ettiği dile getirildi.

Dünyada ve Türkiye’de yaşanan olaylara ve toplumsal gelişmelere sömürülenlerin ve ezilen halkların çıkarından bakan, emperyalist-kapitalist sistemi teşhir eden, düzene ve düzenin saldırılarına karşı işçi ve emekçileri mücadeleye çağıran, insanlığın gerçek kurtuluşu için devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmeye çalışan komünist basının, sınıfı bilinçlendirmeye, düzenin karşısına dikmeye çalıştığı için bugüne kadar devletin sistematik baskı ve  terörüne maruz kaldığı dile getirildi.

Açıklama şu sözlerle son buldu:

“Buradan bir kez daha ilan ediyoruz ki, baskılar, gözaltılar, tutuklamalar bizleri yıldıramaz,  devrimci faaliyet engellenemez. Yarattığımız her devrimci mevziyi savunmaya, geliştirmeye ve güçlendirmeye, bunun için gereken tüm bedelleri ödemeye ve ödetmeye hazırız. Çünkü biz her zaman vardık, varız ve varolacağız!”

Halkın da ilgi gösterdiği eyleme HÖC, DHP, Partizan, Kaldıraç, Alınteri ve Mücadele Birliği Platformu temsilcileri katılarak destek verdi. Eyleme 30 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir


Ankara BDSP: “Sesimizi boğmaya gücünüz yetmez!”

 Ankara BDSP, 19 Şubat günü Eksen Yayıncılık’a yönelik devlet terörünü lanetleyen bir açıklama yaptı.

Yüksel Caddesi’nde yapılan eylemde “Devrimci basın susturulamaz”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı ve Ankara BDSP adına basın açıklaması okundu.

Basın açıklamasında “Sesimizi boğmaya gücünüz yetmeyecek!” denilerek komünist faaliyetin büyük bedeller sonucunda bugüne kadar yürütüldüğü vurgulandı. Dün olduğu gibi bugün de elde edilen mevzilerin büyük kararlılıkla savunulacağı ifade edildi.

Alınteri ve Partizan’ın destek verdiği eylemin ardından toplu halde Kızıl Bayrak gazetesinin satışı yapıldı. 

Kızıl Bayrak /Ankara


 

Devrimci faaliyet engellenemez, devrimci basın susturulamaz!

BDSP: “Komünist basın susturulamaz!”

Kızıl Bayrak, Ekim Gençliği ve Liselilerin Sesi gazete ve dergilerinin yayınevi olan Eksen Yayıncılık’ın Haseki’de bulunan merkez bürosu sabah saatlerinde İstanbul TMŞ’den sivil polisler tarafından basıldı. Sabah 07:00’de kapıyı kırarak içeri giren onlarca polis, çalışanımızı darp ederek ve kelepçeleyerek gözaltına aldı, “arama” bahanesiyle büroyu talan etti. Gerek baskına, gerekse gözaltıya dair herhangi bir yasal belge gösterilmedi ve yasal işlem yapılmadı.

Böyle bir saldırının burjuva hukukunun sınırlarını bile zorladığı açıktır. En yasakçı, en baskıcı, en gerici yasaklarla tahkim edilmiş yasalarda bile böylesine kaba ve ilkel saldırılara yer yoktur. Fakat daha önce de pek çok örneğini gördüğümüz gibi, sermaye düzeninde fiiliyat, hukukun önünde gitmektedir. Sermaye devleti, sözkonusu olan muhalif seslerin bastırılmasıysa eğer, kendi hukukunu dahi çiğnemekten kaçınmamaktadır. Değil ki, insan haklarına saygı göstersin!

Bu büro baskınını önceleyen yayın durdurma, toplatma saldırıları da aynı hukuksuzluğun farklı örnekleriydi. Ayrıca, Eksen Yayıncılık ilk kez de baskına uğramıyor. Salt gerici yasaların değil, bunları katbe kat aşan gericilikteki zihniyetlerin de hep hedefi olageldik. Örneğin, bir gazetenin adında kızıl ve bayrak sözcüklerini kullanmanın önünde hiçbir “yasal” engel bulunmadığı halde, polisi bu iki sözcüğe alıştırmak yıllar aldı. Hala da pek alışamadılar, alışacak gibi de görünmüyorlar.

Ancak, bunca yıldan sonra artık alışmaları gereken bir şey var; hukuklu veya hukuksuz, hiçbir saldırıları yürüyüşümüzü durduramadı, durduramayacak…

Biz bu yola düzen icazetinin kollarında girmedik. Kendi yolumuzu kendimiz açtık. Legal faaliyetin sınırlarını bile, yürüttüğümüz mücadelenin zoruyla, kendimiz belirledik.

Kısacası, Eksen Yayıncılık başta olmak üzere, kullandığımız tüm legal mevziler bileğimizin hakkıyla kazanılmıştır. Aynı yolla da korunacaktır. Sermaye cumhuriyetinin ‘verdim, aldım’ oyunu bize sökmez. Hiçbir şey vermiş değil, dolayısıyla hiçbir şey de alamayacak!..

Yayınevimizi daha ileriden savunacak, devrimci aydınlatma faaliyetimizi daha güçlü yürüteceğiz.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)


Eksen’e baskın ve islami faşizmin korkusu / Yüksel Akkaya

Genel hayata olduğu kadar çalışma yaşamına da islami kuralları yerleştirmeye çalışan AKP hükümeti için en önemli engel devrimcilerdir, sosyalistlerdir, onların yükseltmeye çalıştığı mücadeledir. Bunun farkında olanlar her geçen gün devrimciler, sosyalistler üzerindeki baskılarını arttırmaya çalışmakta, grevci işçilere hukuk dışı müdahalelerde bulunmaktadırlar.

Eksen Yayıncılık’ın bürosuna yapılan baskın bir kez daha göstermektedir ki, islami faşizmin korkusu giderek derinleşmekte, bu nedenle kendi hukuk kurallarını da hiçe saymaktadır.

Eksen Yayıncılık’ın bu kaba saldırılardan yılmayarak, daha güçlü olarak yoluna devam edeceğinin bilinci ile islami faşizmin kendi korkusunun derinleşmesi için mücadeleye devam diyoruz.


BİR-KAR: “Eksen Yayıncılık susturulamaz!”

“Eksen Yayıncılık hiç bir zaman düzenin icazetine sığınmamıştır. Çünkü O’nun temsilcisi olduğu anlayış, gelecek toplumun, sosyalizmin temsilcisi bir anlayıştır ve bu anlayış bu düzenin icazet alanına sığmamaktadır. Eksen Yayıncılık da faaliyetinin ve kurumlaşmasının sınırlarını kendisi belirlemiştir...

Eksen Yayıncılık’ı savunmak ve korumak, 20 yıllık paha biçilmez bir emeği ve işçi sınıfına dayalı bir geleneği savunmak ve korumaktır. Tam da bu nedenle, bu emeği ve geleneği savunmak son derece yaşamsal bir sorumluluktur. İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu olarak, bu düşünceden hareketle, başta komünistler olmak üzere, tüm işçileri, emekçileri, ilerici ve devrimci güçleri, Eksen Yayıncılık’ı savunmaya, ona dönük saldırıları eylemli biçimde protesto etmeye ve tam dayanışmaya çağırıyoruz.”


BDSP Ankara: “Sesimizi boğmaya gücünüz yetmez!”

 “Sermayenin, komünistlerin can bedeli yürüttüğü mücadelede kazandığı mevzilere yönelik gerçekleştirdiği bu saldırılar beyhudedir. Çünkü bu düzen tüm kurumları ile birlikte tarihsel olarak yıkılmayı beklemektedir. Böylesine çürümüş ve yok olmayı bekleyen sermaye düzeni ve onun zoru, dün olduğu gibi bugün de komünist faaliyetin önünde engel olamayacaktır. Can bedeli kazanılan bu mevziler, komünistler tarafından yine aynı kararlılıkla ve çok daha güçlü bir şekilde korunacaktır.”


Kayseri BDSP: “Niçin Kızıl Bayrak’a saldırıyorlar?”

“Kızıl Bayrak, yıllardır kendisini hedef alan çok daha kapsamlı saldırılarla karşı karşıya kaldı. O, bu ülkede devrim ve sosyalizm uğruna mücadele etmenin ne demek olduğunu, ne türden bedeller gerektirdiğini de çok iyi biliyor. Bugüne kadar gazetemizi hedef alan sayısız saldırılar, ne O’nun susturulmasını başarabilmiştir, ne de kararlılık ve direniş çizgisinden bir milim uzaklaşmasını sağlayabilmiştir. Bu sonuç asla değişmeyecektir!”


BDSP Adana: “Kızıl Bayrak dalgalanıyor, dalgalanacak!”

“Nasıl ki Denizler idam sehpasında devrimi ve sosyalizmi haykırmışlarsa, nasıl ki Mahirler Kızıldere’de son mermilerine kadar savaşmışlarsa, nasıl ki Erdal Eren 17 yaşında darağacına yiğitçe yürümüşse, nasıl ki Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlarımız partimizin bayrağına leke sürdürmeksizin şehit düşmüşlerse, onların bugünkü temsilcileri de bayrağı sonuna kadar taşıyacaktır.  Kızıl Bayrak dalgalanıyor ve dalgalanmaya devam edecektir.”


BDSP Bursa:“ Kızıl Bayrak yukarı, daha daha yukarı!”

“Devrimci faaliyetimize yönelik bu ve benzeri saldırılar ne ilk olmuştur, ne de son olacaktır.

Ancak biz komünistler, faaliyetimizi her koşul altında daha ileriden sürdüreceğimizi tüm işçi ve emekçilere bir kez daha ilan ediyoruz. Diyoruz ki; Kızıl Bayrak yukarı daha daha yukarı!”


Kızıl Bayrak Kartal: “Kendi yasalarını bile tanımayan çürümüş düzen!”

“Yayınevimiz basıldı, talan edildi, bir yoldaşımız darp edildi, büromuzun çeşitli eşyaları kullanılamaz hale getirildi.... Beklenen bir saldırı! Bu devlet başka ne yapar ki? Yayınevimizi böylesi saldırılarla etkisizleştireceğini sananlar yanılıyorlar. Zira bu saldırılar devrimciler açısından gözdağı ve çalışmanın sınırlandırılmasından çok kendini daha ileri düzeyden ifade etmenin vesileleri olurlar. Biz de böyle yapacağız.”


TİB-DER: “İşçi sınıfının Kızıl Bayrak’ı susturulamaz!”

“İşçi sınıfının devrimci öncü sesi gazetemiz yıllarca kapatma, yayın durdurma, toplatma ve baskınlarla susturulmak istenmiştir. Düzenin kolluk güçlerinin her türlü terörüne şimdiye kadar göğüs geren gazetemiz, bundan sonra da işçi sınıfının sesi olmayı sürdürecektir.

Bizler tersanelerde çalışan işçiler olarak havzada sürdürdüğümüz çetin mücadelelerde her koşulda yanımızda olan Kızıl Bayrak gazetesinin sonuna kadar savunucusu ve destekçisi olduğumuzu dostun ve düşmanın gözleri önünde ilan ediyoruz.”


GOP İşçi Platformu: “Kızıl Bayrak daha da güçlenerek dalgalanacaktır!”

“Geçtiğimiz günlerde de medya tekeli Yay-Sat üzerinden devrimci-sol yayınların dağıtımı durdurularak bu yayınların işçi ve emekçilere ulaşmasının engellenmesi hedefi güdülmüştü. Fakat bu uygulamalar Kızıl Bayrak’ın işçi ve emekçilere ulaşmasını engelleyememiştir. Sermaye devletinin uşakları Kızıl Bayrak gazetesini çıkaran Eksen Yayıncılık’ı basarak Kızıl Bayrak gazetesinin sesini keseceğini zannediyorlar. Fakat yanılıyorlar! Şimdiye kadarki uygulamalarıyla kesemedikleri gibi bugün ve bundan sonra da kesemeyecekler.”


İÜ Ekim Gençliği: “Komünist basın susturulamaz!”

“Sermaye düzeni mücadelemizi baskı, yasak, zor yoluyla engellemeye çalışmaktadır. Tüm mücadele alanlarımızda olduğu gibi benzer saldırıları üniversitelerimizde de yaşamaktayız. Üniversite kapılarından devrimci-sosyalist yayınların girmesini engellemek için her türlü anti-demokratik yönetmeliği önümüze koymaktadırlar.

Bizleri sindirerek, susturarak, bunların yetmediği yerde katlederek yok etmeye çalışanlar, tüm saldırılardan daha da güçlenerek çıkacağımızı bir kez daha görecekler.”


Liselilerin Sesi: “Baskılar, sansür bizi durduramaz!”

“Bizim geçmişimizi dost düşman iyi bilir. Kızıl Bayrak yayın hayatına başladığında neredeyse aralıksız toplatması olan bir gazeteydi. Bürolarımız haftada bir basılır, çalışanlarımız işkence görürdü. Biz devletin bu yüzünü iyi tanıyoruz. Ama yıllarca baskı ve şiddete maruz kalsak da devrimci çalışmanın önemli bir silahı olan yayınlarımız hiç susmadı. Geçmişten devralınan bu güçle çalışmalarımız kesintisiz sürecektir.”


Kırşehir’den Kızıl Bayrak okurları: “Kızıl Bayrak susmayacak!”

“Kızıl Bayrak, emeğin korunması mücadelesinde işçi ve emekçilerin gür sesi, yol göstericisi olma ‘suçunu’ işlemeye devam edecek. Kızıl Bayrak, emperyalist savaşa, kapitalist sömürüye karşı mücadele eden dünya halklarının sesi gözü kulağı olma ‘suçunu’ işlemeye devam edecek.

Kızıl Bayrak, sömürgeci sermaye devletinin baskılarına karşı, her ulusun kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde, Kürt halkının özgürlük mücadelesine destek verme ‘suçunu’ işlemeye devam edecek. Kızıl Bayrak, demokratik hak ve özgürlükler mücadelesine cepheden destek verme ‘suçunu’ işlemeye devam edecek.”