22 Şubat 2008 Sayı: SİKB 2008/08

  Kızıl Bayrak'tan
  Saldırılar, mayalanma ve devrimci müdahale sorumluluğu!
  15 Şubat’ta Kürt halkı mücadele enerjisini, devlet de terörist yüzünü gösterdi…
Kitlesel öfke ve kararlılıkla
Newroz’a doğru!
Dinci AKP’den Filistin halkının cellâdına özel ağırlama…
Sermayenin kölelik dayatmasına karşı mücadeleye!
Grev ve direnişlerle dayanışmayı büyütelim! 
  İlbek Tekstil işçisi emeğine sahip çıkıyor!
  Tersaneler cehenneminden...
  Çiğli Emekçi Kadın Kurultayı gerçekleşti!
  Her açıdan daha güçlü bir komünist gençlik örgütü için!
  Eksen Yayıncılık’a polis baskını! 
  DİSK Genel Kurulu gerçekleştirildi...
  TEGA işçisi ile dayanışmayı yükseltelim!
  İşçi ve emekçiler 20 Şubat’ta alanlardaydı!
  Lübnan halklarıyla dayanışmayı yükseltelim!
  Kosova parlamentosu “bağımsızlık” ilan etti…
  ABD’de başkanlık ön seçimleri
gösterisi sürüyor!
  TC’de cisimleşen çizgi: İttihat Terakki’nin devlet–ulus programı!
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

Gazete biçiminde okumak için tıklayın

 

Emekçi Kadın Kurultayı’mız gerçekleşti!

Özgürlük ve eşitlik mücadelesinde bir adım ileri!

17 Şubat’ta Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Kadın Komisyonu olarak düzenlediğimiz Emekçi Kadın Kurultayı, yaklaşık 60 işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleştirildi. İşçi ve emekçi kadınlar kurultay kürsüsünden kendi sorunlarını tartıştılar ve çözüm önerileri sundular.

Kurultayda sunulan tebliğlerde dile getirilen başlıca tespitler şunlardır:

* Günümüzde sermayenin sınıf egemenliği, tarihten günümüze sürmekte olan kadın sorununun toplumsal kaynağı ve temelidir.

* Kadın sorununun her bir sınıftan kadınlar için anlamı ve kapsamının hiçbir biçimde aynı değil, tam tersine konum ve çıkarları karşıt sınıflar sözkonusu olduğunda, temelden farklıdır.

* Kadın sorunu tarih içinde ve belli toplumsal koşullara bağlı olarak doğmuştur ve ancak toplumsal devrimle birlikte kapsamlı ve kalıcı bir çözüm yoluna girebilir. Bu elbette kadın sorununun çözümünü tümüyle toplumsal devrim sonrasına ertelemek anlamına gelmez. Tersine, bizzat toplumsal devrimi hazırlama mücadelesi, kadın sorununun çözümünün de başlangıç noktasıdır.

* Burjuvazi kendini varedebilmek için başta işçi sınıfı olmak üzere tüm emekçi sınıflara ve ezilen tabakalara azgın bir sömürü, baskı ve şiddet üreten politikalarla saldırmaktadır. Bu politikalarla işçi sınıfının yaşam koşulları her geçen gün daha da ağırlaşmaktadır. İşçi sınıfının mensubu olan kadınlar bu sorunları daha katmerli yaşamaktadır.

* Neoliberal saldırılar çerçevesinde gerçekleştirilen özelleştirme, esnek çalışma uygulamaları, kısmi zamanlı çalışma, performansa göre ücretlendirme vb., tüm dünya emekçileri üzerinde ağır tahribatlar yaratmıştır. Ancak neoliberal saldırılar bizde olduğu gibi esas olarak bağımlı ülkelerdeki kadın emeğini derinden etkilemektedir.

* Ev yaşamı kadının köleleştirildiği ve sömürüldüğü alanlardan biridir. Ev işi ve çocuk bakımı kadının toplumsal bir görevmiş gibi gösterilir, buna karşılık kadının ev içi emeği görülmez.

* Kapitalist sistem, içinde beslediği yoz kültürünü işçi ve emekçilere medya vb. araçlarıyla empoze ederken, kadını da meta olarak kullanmaktadır.

* Gericilik ve sosyal yıkımın en çok vurduğu ise yine kadınlar olmaktadır. Günümüzde halen namus cinayetleri yaşanmaktadır. Özellikle kırsal alanda kız çocukları okula gönderilmemektedir.

* Kadın cinsel ve sınıfsal olarak ezildiği gibi sömürü sisteminin politikalarından dolayı ulusal kimliğinden kaynaklı da baskıya maruz kalmaktadır. Kürt kadınları sistemin saldırılarını çok ağır biçimde yaşamakta, anadilini konuşması yasaklanmaktadır. Kirli savaşta tacize, tecavüze uğramakta, gözaltına alınmakta, zorunlu göçlerle baskı ve şiddeti daha yoğun yaşamaktadır.

* Emperyalist savaş ve işgaller altında ezilen halklar ağır bedeller ödemektedir. Fakat kadınlar, bu haksız savaşların faturasını katbekat daha fazla ödemektedir. Savaşlarda kadın bedeni düşman askerlerinin ilk ganimeti olarak görülmektedir. Dünya tarihinde yaşanan kitlesel tecavüzlerin adresi savaşlardır. Tecavüz bir savaş silahı olarak kullanılmıştır ve hala kullanılmaktadır.

* Bugün kadına yönelik şiddetin kaynağı bizzat kapitalist sistemin kendisidir. Bu sistem gerici geleneksel değerleri ve erkek egemen anlayışı yaşatarak kadına yönelik şiddeti üreten zemini yaratmakta ve bu şiddet tam bir arsızlıkla meşrulaştırılabilmektedir. Emekçi kadının özgürleşmesi mücadelesinden koparılmış bir şiddete karşı mücadele ise sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin tutarlı olabilmesi ancak, şiddetin kaynağı olan kapitalizme karşı mücadele ile olanaklıdır.

* Kadının kurtuluşu sosyalizmdedir. Kapitalizm ortadan kalktığında kadının üzerindeki çifte sömürüyü-eşitsizliği yaratan koşullar da ilk elden ortadan kalkmış olacaktır. Proletaryanın iktidarı ele geçirmesiyle birlikte toplumsal hayatın tüm alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanacak; kadının toplum hayatında ve kamu yönetimde özgürce yer almasının önü açılarak, siyasal yaşama etkin biçimde katılımı özellikle teşvik edilecek; ev işlerinin ve çocuk bakmının toplumsallaşmasıyla birlikte kadını köleleştiren bağlar ortadan kaldırılmış olacaktır. Binlerce yıllık olumsuz mirastan dolayı kadının gerçek anlamda özgürleşmesi toplumsal devrimden sonra da zaman alacak bir süreç olmasına rağmen, sosyalizm bu alanda en köklü adımları atarak işe başlayacaktır.


Kurultayda sunulan tebliğlerde önerilen mücadele talepleri ise şunlardır:

* İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret!

* Eşit işe eşit ücret!

* Her türlü fazla mesai ve gece çalışması yasaklansın!

* Kadın işçilerin ana ve çocuk sağlığına zararlı işlerde çalıştırılması yasaklansın!

* Doğumdan önce ve sonra üç er aylık ücretli izin, tıbbi bakım ve yardım!

* Kadınların çalıştığı tüm işyerlerinde kreş ve emzirme odaları açılsın!

* Esnek üretim, parça başı çalışma sistemleri ve taşeronlaştırma yasaklansın!

* İş güvenliğine ve sağlıklı çalışma ortamına ilişkin teknik ve sıhhi düzenlemeler yapılsın ve önlemler alınsın!

* 7 saatlik iş günü 35 saatlik çalışma haftası!

* Herkese iş ve tüm çalışanlara iş güvencesi!

* 4857 sayılı iş yasası (Kölelik Yasası) iptal edilsin!

* Herkese sağlığa ve ihtiyaca uygun konut!

* SSGSS Yasa Tasarısı geri çekilsin!

* Herkese parasız sağlık, parasız eğitim!

* Tüm çalışanlara grevli-toplusözleşmeli sendika hakkı

* 8 Mart ücretli izin ve resmi tatil ilan edilsin!

* Yaşlılara ve yetim çocuklara bakım ve yardım imkanı sağlansın!

* İstihdam paketi iptal edilsin!


Kurultaya sunulan öneriler:

* Mücadele taleplerimiz etrafında işyerlerimizde ve fabrikalarda taban örgütlülükleri oluşturmak, sendikalarda örgütlenmek.

* Sendikalarımızda kadın komisyonları oluşturmak.

* Emekçi kadınlarda örgütlenme bilincinin geliştirilmesi için bildiri, bülten, dergi vb. araçların kullanımını sağlamak.

* İşçi Kültür Sanat Evi Kadın Komisyonu emekçi kadınları bilinçlendirmek amacıyla panel, seminer ve eğitim çalışmaları düzenlesin.

* Sermayenin güncel saldırılarına (SSGSS Yasa Tasarısı, istihdam paketi, kıdem tazminatının hakkını gaspı vb.) karşı çeşitli eylem ve etkinlikler yapılmalıdır.

* 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihsel anlamına, sınıfsal içeriğine ve güncel önemine uygun kutlanması için çeşitli kampanyalar düzenlensin, eylem ve etkinlikler örgütlensin.

* Çalışma alanlarımızda iş cinayetlerine ve kadın emeği sömürüsüne dikkat çekmek için Bursa’da iş cinayetine kurban giden kadın işçilerin katledildiği 29 Aralık eylem günü olsun.

* Emekçi Kadın Komisyonu, emekçi kadınların evde, sokakta, işte yaşadığı şiddetin kaynağı konusunda tam bir bilinç açıklığına kavuşması ve ona karşı mücadele etmesi için eğitici çalışmalar yapmalıdır. Emekçi kadınları eylem alanlarında özgürleşmeye çağırmalı, 25 Kasım gibi mücadele günleri vesilesiyle konuyla ilgili çeşitli kampanyalar düzenlemelidir.

* Emekçi Kadın Komisyonu, emekçi kadınlar arasında kirli ve haksız savaşların teşhirini yapmalı, işgal altındaki ezilen halklarla dayanışma içinde olmalıdır. Özellikle içinden geçilmekte olunan dönemde estirilen şoven dalgaya ve yükseltilen savaş çığırtkanlığına karşı “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği!” şiarıyla çalışmalar yapmalıdır.

* Yasalarda ve toplumsal yaşamın her alanında cinsiyete dayalı ayrımcılığa son verilmesi, her alanda kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık ilkesinin hayata geçmesi, şiddet gören kadınlar için çeşitli tedbirlerin alınması, devletin uyguladığı cinsel şiddetin sona erdirilmesi vb. talepler için mücadele edilmelidir.

Kurultaya öneri olarak sunulan mücadele talepleri ve çözüm önerileri doğrultusunda emekçi kadın çalışmamızda yeni bir dönem başlamıştır. Bundan sonraki çalışmalarımız kurultayda dile getirilen öneriler ekseninde sürecektir. Daha fazla işçi ve emekçi kadının sesini mücadele alanlarına taşımak için tüm çabamızla faaliyetlerimizi sürdüreceğiz!

Biliyoruz ki, yaşamın yarısı bizsek, kavganın yarısı da bizleriz!

Sınıfsal, ulusal, cinsel sömürüye son!

Özgürlük ve eşitlik için bir adım ileri!

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!

Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Kadın Komisyonu


Çiğli Emekçi Kadın Kurultayı gerçekleşti!

“Özgürlük ve eşitlik mücadelesinde vardık, varız, varolacağız!”

Yaklaşık 1.5 yıldır çalışma yürüten kadın komisyonumuz 17 Şubat günü gerçekleştirdiğimiz Emekçi Kadın Kurultayı ile faaliyetinde yeni bir aşamaya ulaşmış oldu. Kurultayımız mütevazi sınırlarda da olsa emekçi kadın çalışmamızda bizler için önemli bir birikim ve deneyim bıraktı. Ön hazırlık çalışmalarıyla birlikte yaklaşık 2,5 aydır kurultay çalışmalarımız sürmekteydi.

Kurultaya adım adım..

Öncelikle kurultaya sunmak üzere tebliğ konularını belirledik ve bu konularla ilgili eğitim çalışmaları yaptık. Bu toplantılarda emekçi kadın sorununu temel noktalarıyla ele alacak şekilde tartışmaya çalıştık ve çözüm önerileri oluşturduk.

Komisyonumuz düzenli toplanarak disiplinli bir şekilde çalışmalarını yürüttü. Bölgemizdeki kadın işçilerin yaşadıkları daha özgün sorunlar üzerine yaptığımız tartışmalar sonucu “Çiğli Organize’de ücretsiz, nitelikli kreş” talebiyle çalışmalarımıza başladık. Bölgemizdeki işçi kadınları bilinçlendirme çalışmalarımızı sürdürmek amaçlı imza masaları açtık, afişler astık, bildiriler dağıttık. Bu çalışma vesilesiyle 1300 imza topladık. Hükümet tarafından hazırlanan “istihdam paketini” protesto etmek amaçlı basın açıklaması gerçekleştirdik. Topladığımız imzaları Çalışma Bakanlığı’na ve Çiğli Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü’ne gönderdik.

Bu çalışmaların dışında emekçi kadınlar arasında genel propaganda çalışmaları yaptık. Gerek fabrika önlerinde, gerekse emekçi semtlerinde emekçi kadınlara gittik. Kurultaya çağrı amaçlı ev ziyaretleri yaptık, dayanışma amaçlı kermesler düzenledik, hazırladığımız kartlarımızı çevremizde yaygın bir şekilde kullandık.

Kurultay günü

Kültür evimizin salonunu kurultay için düzenledik. “İstihdam paketine hayır! Kreş hakkımız gaspedilemez!” ve “Özgürlük ve eşitlik mücadelesinde vardık, varız, varolacağız!” pankartları ile çeşitli taleplerimizin yazılı olduğu dövizlerimizi astık.

Kurultay saat 13:00’te komisyonumuz adına yapılan açılış konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmasında şunlar söylendi:

“Bugün burada tartışılacak konuların ve önerilerin bundan sonraki mücadele programımıza ışık olacağına inanıyoruz. Özellikle içinden geçmekte olduğumuz dönemde tüm emekçileri ama özelde biz kadınları etkileyen saldırı yasaları gündemdedir. Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı, istihdam paketi ve kıdem tazminatının gaspı gibi temel kazanılmış haklarımıza göz diken yasalar meclis gündemindedir. Kurultayın birleşik bir mücadelede ön açıcı olmasını umuyoruz.

İşçi Kültür Sanat Evi Kadın Komisyonu olarak kurultayın bölgede, emekçi kadınların içine itildikleri hücrelerin duvarlarını yıkmaları için verilen mücadelede bir adım olmasını diliyoruz.”

Açılış konuşmasından sonra saygı duruşu yapıldı. Ardından kadın komisyonumuzun hazırladığı belgesel izlendi. Oldukça beğenilen belgeselden sonra divan oluşturuldu.

İlk olarak Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu tarafından “Emekçi kadınların mücadelesi ve örgütlenmesi” başlıklı bir sunum gerçekleştirildi. Ardından komisyon üyelerinin hazırladığı tebliğ sunumlarına geçildi.

Çiğli Organize’de çalışan bir plastik işçisi tarafından “Kapitalizm ve kadın emeği”, komisyon üyesi bir ev emekçisi tarafından “Kadın ve şiddet” başlıklı sunumlar yapıldı. Ardından, komisyon üyeleri tarafından “Emperyalist işgal ve savaşlar altında kadın” ve “Örgütlü mücadele içinde kadın” başlıklı diğer tebliğler sunuldu.

Kısa bir aradan sonra serbest kürsüye geçildi. Petrol-İş Aliağa Şubesi Mali Sekreteri Adalet Kul, Novamed greviyle ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Novamed’de çalışan işçi kadınların çalışma koşulları ve 448 gün süren direniş kararlılığı büyük ilgi topladı.

Daha sonra İzmir Cezaevi İnisiyatifi tarafından hazırlanan tecrit koşulları altında devrimci kadın tutsakların yaşadıkları ile ilgili sunum gerçekleştirildi.

Kurultaya İstanbul Emekçi Kadın Komisyonları’ndan ve Mamak İşçi Kültür Evi’nden gelen destek mesajları hepimiz için büyük bir moral oldu. Ayrıca Özgür Yaşam ve Eğitim Kooperatifi mesaj gönderdi. Çam-Der de kürsüden söz alarak kurultayımıza destek verdi.

***

Kurultayımızın sonuna yaklaştığımızda, tebliğlerde sunulan öneriler ve mücadele talepleri divan tarafından tekrarlanarak, önerilerin tartışılması ve sonuç bildirgesi hazırlanması için bir sonraki komisyon toplantımıza katılım çağrısı yapıldı.

Kurultayımız 8 Mart’ta mücadele alanlarında birlikte olmak dileğiyle bitirildi.

Ön hazırlık çalışmasında harcanan yoğun emeği düşündüğümüzde, katılım beklediğimizin altındaydı. Komisyonumuza çeşitli şekillerde destek olan emekçi kadınların, geleneksel yargıların etkisiyle kendilerine yüklenen ev içi sorumluklar nedeniyle kurultaya katılamaması, bir kez daha komisyonumuzun yüklendiği görevleri göstermektedir. Komisyonumuz, daha çok işçi ve emekçi kadını örgütlü mücadeleye katabilmek için atmış olduğu mütevazi adımların devamını getirecektir.

İzmir’in yaşadığı en soğuk günlerden biri olan 17 Şubat, Çiğli’deki emekçi kadınların içten duygu ve coşkularıyla ısıttıkları ve mücadelede bir adım öne çıktıkları bir gün oldu.

Emekçi Kadın Kurultayı’mıza yaklaşık 60 kişi katıldı.

Yaşamın her alanında, mücadelenin her anında vardık, varız, var olacağız!

Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Kadın Komisyonu