24 Ocak'04
Sayı: 2004 (17)


  Kızıl Bayrak'tan
  Yerel seçimler ve devrimci tutum
  Latin Amerika örnekleri ne gösteriyor?
  ürt halkına kendi kaderini tayin hakkı!
  Neşter çürümüş yarayı deşti!
  Soruşturmalara, cezalara ve YÖK yasa tasarısına karşı Taksim'de taleplerimizi haykıracağız!
  Gençliğin açlık grevi eylemi ve destekler...
  "Şeffaflaşma" adı altında MGK yeniden tahkim ediliyor...
  İşkenceci sermaye devletini hiçbir yasa aklayamaz...
  DİSK Genel-İş Genel Kurulu yapıldı...
  Genel-İş Kurulu'nda işçilerle konuştuk...
  Güncel durum ve devrimci görevler
  Reformist solda oportünist kıvranmalar
  Cargill: Kurşunlarla değil kıtlıkla öldürülen diktatörlük!
  İran'da egemenler arası siyasi kriz!
  Irak bataklığı derinleşiyor, işgalciler açmaz içinde!
  Irak direnişi emperyalist haydutların açmazını derinleştiriyor!
  İtalya: Artan işçi grevleri ve gösterdikleri
  Dünya Sosyal Formu soldan tepkilere konu oldu...
  Sera Tekstil işçileri sendikalaştıkları için işten atıldılar
  Eğitim-Sen bölge toplantısı yapıldı...
  Bültenlerden..
  Bir deneyimden dersler... Kazanmak direnmektir!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
İşten atılan bir Sera Tekstil işçisiyle konuştuk...

“İşçiler öncelikle birbirine güvenmeli”

- Sendikalaştığınız için işten çıkarıldınız. Şu anda direniştesiniz. Sürecinizi anlatır mısınız?

- Bizler 1 Ekim ‘03 tarihinden itibaren arkadaşlarla biraraya gelerek sendikal çalışma yapmaya karar verdik. Tabii ki bu kararı almamızdaki en büyük etken ücretlerimizin düzenli olarak verilmemesi ve patronun baskısıydı. Bunun yanı sıra ücretlerimizin düzenli verilmemesi nedeniyle kredilerimizi ve ev kiramızı dahi ödeyemez duruma geldik. Bu sorunlarımızı patrona ilettik, ama onlar bize hep kapıyı gösterdiler. Bizler de “bu sorunlarımızı örgütlenirsek çözeriz” düşüncesiyle sendikalaşmaya başladık. Şu an yetkinin gelmesini bekliyoruz.

- Peki bu aşamada ne yapmayı düşünüyorsunuz?

- Şu anda sendikamızla (DİSK) birlikte işe geri alınmamızı bekliyoruz. Tabii ki işe geri alınana kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz. Basın açıklaması ve benzeri eylemlilikler yine yapacağız. Zaten bölgemizde bulunan demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerden destekler de gelmeye başladı.

- Kaç gündür direniştesiniz?

- 31 Aralık ‘03 tarihinde işten çıkarıldık. Ocak ayının ikisinde tekrar fabrikaya geldik, ama patron işbaşı yapmamızı engelledi. Bizler de eyleme geçtik. Yani ayın ikisinden beri direnişteyiz. Daha sonra sendika başkanları geldi, basın açıklaması yapıldı. Ardından patronun avukatıyla görüşmeler başladı. Patronun avukatı kendilerine biraz zaman verilmesini, bu zaman sonunda tüm haklarımızı geri vereceğini söyledi. Ayın 12’sinde tekrar fabrikaya geldiğimizde bizler için bir protokol hazırlanmış. Tabii ki tümüyle patronun çıkarlarına göre hazırlanmış. Protokol okundu, ancak içeriğinde sendika hakkımızın elimizden alınmasına yönelik maddeler vardı. Patron avukatı bunu imzalamamızı ve her ne olursa olsun patronu mahkemeye vermememizi, bunun karşılığında da sadece Aralık ayının ücret ve mesailerini vereceklerini söyledi. Bunları almak için protokolü imzalamamız gerekiyordu. İbar ve kıdem tazminatını da 5 ayrı taksitle ödeyeceğini söylüyordu. Bizler sendikanın ve sendika avukatının açıklamaları çerçevesinde bu öneriyi kabul etmedik. Bizler kağıt üzerinde Teksboy adına çalışıyorduk. Ama aslında Sera Tekstil’de çalışıyorduk. Teksboy adında bir şirketin olup olmadığı da belli değil. Bakanlıktan isim listesi isteğimizde, patronla da yemekhanede bir toplantı yaptık. Toplantıda patron &147;ben buranın patronuyum (Abdullah Özsalan), çalışmış olduğunuz Teksboy şirketinin sahibi yaşlı ve hasta. Bu yüzden bu şirketi kapatacağım” dedi. Tarih olarak da 31 Aralık ‘03’ü söyledi. Sonra da bizleri tek tek baskı altına almaya ve sendikadan uzaklaştırmaya çalıştı.

- Sizce kalıcı bir çözüm elde edebilmek için neler yapılmalı? Sadece Sera Tekstil’de değil ülkenin birçok yerinde bu tür sorunlardan kaynaklı sendikalaşmalar yaşandı. Daha dün bölgemizde Maktek ve Kimmet işçilerinin direnişi yaşandı. Sizce nasıl bir mücadele vermek gerekiyor?

- İşçiler öncelikle birbirine güvenmeli. Biz bu organizede tekstil sektöründe ilkiz. 2 vardiya halinde çalışıyoruz ve siz bu fabrikada 3 kişinin biraraya geldiğini kolay kolay göremezsiniz. Ama biz kısa sürede 53 kişiyi biraraya getirmeyi başardık. Ayrıca Maktek direnişini gerçekleştiren arkadaşlarla da görüşüyoruz. Bir de şunu söylemek istiyorum ve özellikle patrondan yana tavır koyan işçi arkadaşlara sesleniyorum, kendi çıkarlarınız için patrona yandaşlık yapıyorsunuz. Böyle yaparak belki 100 milyon daha fazla alırsınız. Ama bunu diğer arkadaşlarınızı satarak, ispiyonlayarak yapıyorsunuz. İşte bu kabul edilebilir bir durum değil. Biz işçiler nerede olursak olalım, bugün burada yarın başka bir işyerinde karşılaşacağız. İşçinin işçiden başka dostunun olmadığının farkına varalım.

- Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

- Sendika hakkı tüm işçilerin temel bir hakkıdır. Yalnız şunu unutmayalım, sendikalaşma çalışması gizlilik içerisinde, sağlam ve emin adımlar atılarak yapılmalıdır. İş sendikayı kazanmakla da bitmiyor, asıl sorun sendikalaştıktan sonra başlıyor. Sürekli sendikayla iletişim halinde olmak gerekiyor.

Kızıl Bayrak/İzmir



Sera Tekstil işçileri sendikalaştıkları için
işten atıldılar

Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde (AOSB) bulunan Sera Tekstil’de çalışan 53 işçi DİSK Tekstil-İş’e üye oldukları için 31 Aralık günü işten atıldılar. Kölelik yasalarının da verdiği cüretle Sera Tekstil patronu çeşitli oyunlarla şu an direnişte olan işçilerin mücadelesini boğmaya çalışıyor. Asalak patron gerek firmanın adını değiştirerek, gerekse de başka hilelerle direnişi kırmaya çalışıyor. Çiğli Organize Sanayi’nde bir başlangıç olan Sera Tekstil işçilerinin bu direnişinin bölgedeki tekstil işçilerine örnek olmasını engellemeye çalışıyor. Sera Tekstil patronu bölgedeki diğer tekstil patronlarının da desteğini arkasına almış bulunuyor.

Sera Tekstil işçilerinin bu direnişi bölgedeki sendikal örgütlenme mücadelesi bakımından büyük bir önem taşıyor. Bu direnişin kazanımla bitmesi, AOSB’de aynı kaderi paylaşan başta tekstil işçileri olmak üzere tüm AOSB işçilerinin kazanımı olacaktır. Bölgede sendikalaşma mücadelesinin önü açılacak, hak alma mücadelesine ivme kazandıracaktır.

Sera Tekstil işçileri direnişi kazanmanın yolunun aynı zamanda bölgedeki sınıf kardeşlerinin dayanışma ve desteğini almaktan geçtiğini biliyorlar. Bir yandan Çiğli bölgesindeki kurumların desteğini almaya çalışırken, diğer yandan sendikalaşma mücadelesini başaran Kimmet ve Maktek işçileriyle ilişki kurmuş bulunuyorlar.

Sera Tekstil direnişi, güçlü bir sınıf dayanışması ile kazanmayı başarırsa, bölgede sendikasız, sigortasız, iş güvencesiz ve ağır çalışma koşulları altında çalışan AOSB’deki binlerce tekstil işçisine yol gösterecektir. Onların direniş ateşi, onbinlerce tekstil işçisinin yolunu aydınlatacak bir kıvılcım olacaktır. Fabrikalarda küfüre, hakarete ve kölelik koşullarına mahkum edilen tekstil işçileri kendi kurtuluşları ve gelecekleri için bu direnişe destek vermelidir. Bu görev herşeyden önce sınıf bilinçli tekstil işçilerinin omuzlarındadır. Sera Tekstil işçilerinin destek ve dayanışma çağırısını yanıtsız bırakmayan Çiğli İşçi Bülteni okurları ve Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi bünyesinde faaliyet yürüten öncü işçileri ilk destek adımını atmış bulunuyorlar. Bu adım daha da gü&ccedi;lendirilmeli, AOSB örgütlü işçilerin söz sahibi olduğu bir sanayi bölgesine dönüştürülmelidir.

Kızıl Bayrak/İzmir



Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi’nde
Nazım Hikmet etkinliği

İşçi sınıfının büyük şairi Nazım Hikmet 102. doğum yıldönümünde Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi’nde yapılan etkinlikle anıldı. 17 Ocak günü gerçekleşen etkinlikte İşçi Kültür Sanat Evi tiyatro topluluğunun hazırladığı şiir ve tiyatro gösterimi yapıldı. Yaklaşık 60 kişinin katıldığı etkinlikte Nazım Hikmet’in dünya görüşü, komünist kişiliği, savaş karşıtlığı ve aşka bakışı şiirleriyle ve tiyatro oyunuyla sunuldu. Etkinlik bitiminde AOSB’de direnişteki Sera Tekstil işçileri adına yapılan konuşmada, direniş hakkında bilgi verildi ve destek çağrısı yapıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir