11 Ekim'03
Sayı: 2003 (03)


  Kızıl Bayrak'tan
  Amerikan jandarmalığını kabul etmeyeceğiz!
  Irak'ta işgal taşeronluğu, içerde işçi ve emekçilere yönelik saldırılar
  Emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşı Irak halkının direnişini destekleyelim!
  Savaş ve işgal karşıtı eylemlerden...
  Tezkere geçti... Sıra işgale ortak olmaya geldi!
  İşbirlikçi takımı hesap verecek!
  Savaş ve işgal karşıtı eylemlerden...
  Türk-İş ağası S. Kılıç ihanetlerine devam ediyor...
  Fanset işçileriyle ve sendikacılarla konuştuk...
  Sınıftan haberler...
  Savaşa karşı mücadelenin yeni dönemi
  45 milyano sürdürülen eğitim...
  Ekim Gençliği'nin çalışmalarından...
  Özgürlük için kalemiyle savaşan Filistinli bir aydın: Edward W. Said
  İzmir Eğitim-Sen şubeleri toplantısı...
  Petrol-İş Genel Kurulu yapıldı...
  İsrail savaş uçakları Suriye'yi bombaladı...
  Bir tezkere ve sonrası...
  Bültenlerden...
  Ölen işçi bir babanın ardından...
  İmparatorun gemisine yakıt olmayalım
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Beyazıt, Vezneciler, Taksim...

Gençlik tezkereyi alanlarda karşıladı!

İşbirlikçi uşak takımı halkın iradesini hiçe sayarak tezkereyi geçirdi. Ancak bununla sorunun çözüldüğünü sanan uşaklar bu konuda aldanıyorlar. Daha şimdiden binlerce insan Irak’ta işgalci olmayacağına dair söz verdi ve yine binlerce insan tezkereyi alanlarda karşıladı.

Beyazıt’ta gençlik haykırdı:
“Emperyalist işgale hayır!”

Öğrenci gençlik olarak tezkerenin çıkmasından sonra hızla eylem kararı aldık. Meclisin bir uşaklığa daha imza attığı günün ertesinde yaklaşık 500 üniversitelinin katıldığı bir basın açıklaması eylemi düzenledik. Sirkeci Tren İstasyonu’nda buluşup buradan sloganlar ve marşlarla Tramvaya binerek Beyazıt Meydanı’na gittik. Tramvay durağından yolu trafiğe kapatarak Beyazıt Meydanı’na kadar sloganlarımızla ilerledik. Beyazıt Meydanı’nda içeriden çıkan kitleyle buluştuğumuzda kitlenin sayısı 500’ü geçmişti. Beyazıt Meydanı’nda coşkulu bir şekilde sloganlarımız ve marşlarımızla basın açıklamasını tamamladık ve yürüyüş düzenini bozmadan İstanbul Üniversitesi’nin içerisine yürüdük. Rektörlük önünde ajitatif bir konuşma yapıldıktan sonra eylemin ikinci aşamasına geçildi.

Vezneciler:
Gençlik eylemleri militanlaşıyor!

Konuşmanın ardından sloganlarla yan kapıdan çıkarak Vezneciler’e doğru yürümeye başladık. Vezneciler’de yolu trafiğe kapatarak, öğrenci gençliğin bu işgalin bir parçası yapılamayacağını haykırdık. Sloganlarımızla Vezneciler’den Haşim İşcan’a kadar yürüdük. Katil polis sürüsü böyle coşkulu bir eylemi beklemiyor olacak ki, karşımıza çıkma cesaretini gösteremedi. Haşim İşcan’dan aşağıya indik ve Taksim’e doğru otobüslere binerek eylemimizin üçüncü kısmına geçtik.

Hedef Taksim!

Taksim’de Tarlabaşı durağında otobüslerden inerek toplanmaya başladık. Tüm arkadaşlarımız geldikten sonra Taksim’e doğru yürüyüşe geçtik. Meydana yaklaştığımızda pankartlarımızı açarak sloganlarla oturma eyleminin yapıldığı Taksim Gezi Parkı’na yöneldik. Önümüze yüzlerce çevik çıktı, ancak kararlılığımız köpek sürülerinin olası bir müdahalesinin önüne geçti. Tüm coşkumuzla Taksim Gezi Parkı’ndaki KESK, DİSK, TTB, TMOBB’un düzenlediği oturma eylemine katıldık. Sloganlarımızla yaptığımız yürüyüş orada bulunan kitlenin coşkusunu arttırdı. “İşgale ortak olmayacağız!”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi!”, “İşgale karşı işçiler greve, öğrenciler boykota!” sloganlarıyla iki kitle birleşti.

Yaklaşık 500 öğrencinin coşkusunu ve mücadele kararlılığını kattığı Taksim oturma eylemi yaklaşık bir saat kadar devam etti. Sloganlarla tezkerenin geçirilmesine tepkisini ortaya koyan yaklaşık 1000-1500 kişi, mücadeleye daha militan ve daha kararlı bir şekilde devam edeceklerini ortaya koyarak eylemi sonlandırdı.

Kahrolsun ABD emperyalizmi ve işbirlikçi sermaye iktidarı!

Gençlik haykırmaya devam ediyor: IRAK’TA İŞGALCİ OLMAYACAĞIZ!

Ekim Gençliği/İstanbul



Dokuz Eylül Üniversitesi sağlık emekçilerinin eylemi...

“Susma sustukça cenazeler gelecek!”

Irak’a asker göndermeyi kabul eden tezkerenin meclisten geçmesi üzerine, 8 Ekim günü DEÜ Hastanesi Poliklinikleri önünde, yaklaşık 100 kişinin katılımıyla, SES, KESK, TTB, DİSK, TMOBB’un düzenlediği bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Çoğunluğunu işçilerin oluşturduğu kitle alkışlarla biraraya gelerek protestoyu bir süre sloganlar eşliğinde devam ettirdi.

Yapılan açıklamada; çıkan tezkere ile ülkemizin çocuklarının ABD ve müttefiklerine siper edileceği, kardeş halklar arasında düşmanlıklara yol açacağı, tezkere çıkmış olsa da buna karşı mücadelenin artarak sürdürülmesi gerektiği söylendi. Eylemde “Susma sustukça cenazeler gelecek!”, “Savaşa değil sağlığa bütçe!”, “Katil ABD işbirlikçi AKP!”, “Savaşa değil emekçiye bütçe!”, “Terörist ABD Ortadoğu’dan defol!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir



Sağlık kampüsü öğrencilerinden eylem...

“Susma, susmak onaylamaktır!”

Sağlık kampüsü öğrencileri olarak 9 Ekim günü bir basın açıklaması düzenledik. Yaklaşık 150 kişi katıldı. Sağlık emekçileri ve işçilerinin de katılması eyleme ayrı bir anlam kattı.

Basın açıklaması kararının iki gün öncesinden alınmasına ve çalışmasının sadece bir gün yapılmasına rağmen anlamlı bir katılımın sağlanması, gençliğin, ABD’nin emperyalist çıkarları uğruna işgale ortak olmama konusunda ne kadar duyarlı olduğunun göstergesiydi.

Eylemden önce işçi ve öğrenci yemekhaneleri ve kafeteryalarında konuşmalar yaparak “Sessiz kalmanın onaylamak” olduğunu vurguladık. Dağıttığımız yaklaşık 400 küçük el ilanıyla insanlarla birebir konuştuk, eyleme çağrı yaptık. Açıklamadan kısa bir süre önce öğrenci kafeteryasına tekrar girerek, konuşmalar ve alkışlar eşliğinde “Susma, susmak onaylamaktır!” sloganını attık. Bu şekilde derslikler grubu önüne kadar yürüdük. “Kahrolsun ABD emperyalizmi!”, “Çıktı tezkere, Tayyip gitsin askere!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Katil ABD, işbirlikçi AKP!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!” sloganları kitleyi daha da coşkulandırdı, eyleme katılımı artıran bir etken oldu.

Yapılan açıklamada; ABD’nin savaş bittiği dediği 1 Mayıs’tan bu yana verdiği kayıplarla ‘şok ve dehşet’ içinde olduğu, günde 20-25 saldırıya maruz kaldığı, Irak halkının işgalcileri “çiçeklerle değil direnişle karşıladığı”, ikinci bir Vietnam korkusu yaşamakta olduğu belirtildi.

DEÜ/Ekim Gençliği



8 Ekim Çukurova Üniversitesi:

“Irak halkı yalnız değildir!”

ABD emperyalizminin işgaline ortak olmaya çalışan Türk sermaye devleti, meclisten tezkereye onay aldı. Bu gelişme karşısında bizler de Çukurova Üniversitesi öğrencileri olarak okulumuzda, 8 Ekim Çarşamba günü 12:30’da bir eylem gerçekleştirdik.

Eylemimiz R1 kantini içerisinde ajitasyonla başladı. Daha sonra yemekhaneye döviz ve sloganlarla yürüdük. Yemekhanede alkışlarla ve yemek tabaklarıyla gürültü çıkararak tezkerenin çıkmasını protesto ettik. Irak’a ABD jandarmalığı için asker yollanması üzerinden ajitasyonumuza devam ederek Eğitim Fakültesi önünde eylemimizi bitirdik.

Eylemde “Kahrolsun ABD emperyalizmi!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Irak halkı yalnız değildir!”, “ABD askeri olmayacağız”, “Çıktıysa tezkere Tayyip gitsin askere!” vb. sloganlar canlı ve coşkulu bir şekilde atıldı. Eyleme yaklaşık 70 kişi katıldı. Bu, üniversitelerin açılmasıyla birlikte yapılan ilk eylem olması bakımından anlamlıydı. Daha çok öğrenciyi devrimci siyasal eylemlere katmak için giderek daha çok çaba gösterip mücadelemizi güçlendireceğiz.

Ekim Gençliği/Adana



7 Ekim Edirne: Savaşa karşı direnelim!

7 Ekim günü DİSK, KESK, TMMOB, TTB Edirne Şubeleri, hükümetin Irak’a asker göndermesine ilişkin görüşmesi üzerine bir basın açıklaması gerçekleştirdi. AKP Edirne İl Binası önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına yaklaşık 30 kişi katıldı. Öğrencilerin de destek verdiği basın açıklamasında sık sık “ABD askeri olmayacağız!”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!” sloganları atıldı.

Basın açıklamasında, Irak’a asker gönderme konusu gündemden çıkartılana kadar meşru ve demokratik direnme hakkının gereğini yerine getireceklerini söyleyen DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üyeleri herkesi meşru direnme hakkını kullanmaya davet ettiler.

Kızıl Bayrak/Edirne



7 Ekim İskenderun: “ABD askeri olmayacağız!”

7 Ekim günü KESK, DİSK, TTB ve TMMOB’un yaptığı çağrı üzerine AKP İskenderun İlçe binası önünde basın açıklaması eylemi yapıldı. Ağırlıklı olarak KESK üyelerinin katıldığı eylemde polis AKP binası önünde eylem yapılmasına izin vermedi. Eğitim-Sen binası önünden yürüyüşe geçen kitle AKP ilçe binasına yakın bir yerde durduruldu. Açıklama, binanın önünde kurulan polis barikatının gerisinde yapıldı.

Açıklamayı yapan Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı şunları söyledi: “Bütün olumsuz gelişmelere, bütün uyarılara karşı, siyasi iktidar alınacak kısa vadeli parasal desteklerin diyetini ödemeye kararlı görünmektedir. Bu diyet yurttaşlarımızı ABD ve müttefiklerinin askerlerine siper etmek, emperyalist işgali meşrulaştırma çabalarına destek vermek, bölge halkları arasında yeni düşmanlıklar yaratmak, iç barışımızı zedelemek anlamına gelmektedir”.

Eylemde “Kahrolsun ABD emperyalizmi!”, “Çıkarsa tezkere Tayyip gitsin askere!”, “ABD askeri olmayacağız!” sloganları sıklıkla atıldı.

Kızıl Bayrak/İskenderun



“Tezkere mecliste, biz Kızılay’dayız!”

Üniversite işgale ortak olmayacak!

Kardeş Irak halkının kanına girmeye yeminli uşak AKP Hükümeti’nin tezkereyi meclise getirdiği saatlerde öğrenci gençlik de alanlardaydı. 7 Ekim günü “Tezkere mecliste, biz Kızılay’dayız!” şiarı ile biraraya gelen Ekim Gençliği, Ankara Gençlik Derneği, Özgür Gençlik, Koordinasyon ve Kaldıraç okurlarının birlikte düzenlediği eylem, saat 14:00’de Ziya Gökalp Bulvarı’nda başladı. Öğrenciler, “Üniversite işgale ortak olmayacak!” yazılı pankartlarıyla, polisin engelleme çabalarına rağmen, Kızılay’a doğru yürümeye başladılar. Polisin saldırgan tutumuna kararlılıkla yanıt veren öğrenciler, “ABD askeri olmayacağız!”, “Emperyalistler, işbirlikçiler; 6. Filo’yu unutmayın!”, “Kanlı tezkere geçmeyecek!” sloganlarıyla yürüyüşlerini s&uum;rdürdüler.

Polisin vahşice saldırdığı gençlik, sloganlarla geri çekilerek Sakarya Caddesi girişinde direnişini sürdürdü. Bundan sonra Mithatpaşa Caddesi’ne çıkan öğrenciler, burada da sloganlarla yolu trafiğe kapadılar. Yapılan açıklamada, “Onların üzerinde yattığı kanlı dolarlara kanmayacağız, onların askeri olmayacağız!” denilerek, gençliğin direnişinin asla bitmeyeceği, mücadelenin kampuslarda, alanlarda süreceği vurgulandı. Yaklaşık 80 kişilik kitle eylemin etkisini okullara taşımak üzere dağıldı.

Gençlik bu kanlı oyunda yer almayacak, ABD askeri olmayacak!

Ekim Gençliği/Ankara



Sözümüzü tutacağız ve kazanacağız!

Kampanyamız tüm hızıyla devam ediyor. Her geçen gün hedefimize bir adım daha yaklaşıyor ve bunun haklı gururunu yaşıyoruz. Şu anda bile kampanyamız Adana’nın dört bir yanına ulaşmış durumda. Bizler her zaman olduğu gibi gençliğin dinamizmini ortaya koyuyoruz. Bunu 7 Eylül’deki konserde de kanıtladık. 1 saat içerisinde yaklaşık 1000 civarında söz aldık. Föylerimizin tükenmesi sonucu konserdeki faaliyetimiz yarım kaldı. Yürüttüğümüz kampanya çerçevesinde bir çok insanla sohbet etme şansını da elde ettik.

Yaz dönemi boyunca başlatmış olduğumuz söz kampanyasına dört elle sarılmalı ve hedefimiz olan yüzbin sözü almalıyız. Adana’da devam eden söz kampanyamızın en ücra köşelere ulaşmasını sağladık ve sağlayacağız. Bu konuda her insanı bilinçlendirmeyi görev biliyoruz. Her söz aldığımız gün üzerinden yaptığımız değerlendirmede çalışmamızın bir önceki güne göre daha dinamik ve istekli geçtiğini görüyoruz. Her geçen gün bizi zafere taşıyor ve bize sözümüzü tutabilmenin onurlu gururunu yaşatıyor.

Ekim Gençliği/Adana



DYP genel başkanı Mehmet Ağar:

Hem katil hem ikiyüzlü

Tezkerenin mecliste kabul edildiği gün televizyonlara çıkıp durum hakkında değerlendirmeler yapan zevat arasında DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da vardı. Mehmet Ağar, “Bir insanın şehit olabilmesi ancak kendi ülkesinin geleceği ve güvenliği için söz konusu olabilir. Bizim başkaları için dökecek kanımız olamaz” diyerek hükümeti eleştiriyordu.

Muhalefetteki bir partinin başkanı olduğu için çoğu kimse onun bu konuşmasını doğal karşıladı. Ama meclisteki oylamayı dikkatle takip etmiş olanlar için bu, Mehmet Ağar’dan beklenmeyen, dolayısıyla da şaşkınlık veren bir konuşmaydı. Çünkü Mehmet Ağar o kadar atıp tuttuğu hükümetin meclise getirdiği asker gönderme tezkeresine kabul oyu vermişti. Yani tezkerenin kabul edilmesini sağlayan 382 oydan biri Mehmet Ağar’a aitti.

Şaşıranlar şaşırır. Ama düzen siyasetçilerinin marifetlerini bilenler için bu çok şaşırtıcı bir durum değildir. Düzen siyaseti yalan ve ikiyüzlülük üzerine kuruludur. Siyaset yaparak düzene hizmete soyunanların en büyük meziyeti yüzü kızarmadan yalan söyleme yeteneğidir.

Üstelik bizim asıl olarak elindeki kandan tanıdığımız bu tescilli katilin yaptığı, pek çok AKP milletvekilinin yaptığından hiç de farklı bir şey değildir. Tezkerenin kabulü için oy kullanan AKP milletvekillerinden bazıları Irak işgalleri dolayısıyla gerçekleştirilen savaş karşıtı eylemlerde az boy göstermemişlerdir. Geçmişte ya da günümüzde meclis kürsüsünde müslümanların kardeşliği, ABD’nin işgalciliği üzerine az nutuk atmamışlardır. Bunlardan birisinin de bizzat Dışişleri Bakanı Abdullah Gül olduğu; Abdullah Gül’ün Erbakan’ın çıraklığını yaptığı dönemde ABD ve AB emperyalistleri hakkında en sert konuşmaları yaptığı yakın zamanda Hürriyet yazarı Hasan Pulur tarafından meclis tutanaklarına dayanılarak teşhir edilmiştir.

Düzen siyasetçileri düzenin aynasıdır. Çürümüş ve kokuşmuş sermaye düzeni bütün kurumlarıyla birlikte yıkılmayı hak ettiğini her gün yeniden göstermektedir.