Savaş tezkeresi meclisten geçti. Bu, emperyalist işgalcilerin safında bölge halklarına savaş ilan etmek anlamına geliyor. Dışarda saldırgan bir politika izleyen, kardeş halkların katliamına hazırlanan işbirlikçi takımı, içerde buna uygun bir şekilde devlet terörünü tırmandıracak. Tezkerenin geçmesiyle birlikte ilk elden bir dizi kentte harekete geçen savaş karşıtı güçlere yönelik saldırılar bunun ilk işaretleri. Adana, İzmir, Mersinde devletin kolluk güçleri emperyalist savaş ve işgale hayır diyen güçlere saldırdı.
Sermaye iktidarı işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelesini boğmak, savaş karşıtı tepkisini bastırmak, devrimci güçleri ezmek için her türden hak arama eylemini yasaklama ve saldırma yoluna gitmeye hazırlanıyor. Emekçi halkların ve gençliğin kanını kendi sefil çıkarları için pazarlık konusu yapan sermaye iktidarının, emperyalizme jandarmalık yapmak için bu denli hevesle koşması sınıfsal karakteri ve çıkarı gereğidir. Onlar kendi kaderlerini ve geleceklerini ABD emperyalizmine kölece itaatte ve bağımlılıkta görmekte, emperyalist güçlerden medet ummaktalar. Bunun için işgalci güçlerin yerine kendi halklarını dahi batağa sürüklemekte, ölmeye ve öldürmeye göndermekten çekinmemektedirler. Bu, kendi sonlarını hazırlasa bile...
İşçi ve emekçilerin yaşadığı sosyal, ekonomik ve demokratik hak gasplarına bir de savaşın faturası eklenecek. Ülkenin ekonomisini İMFye teslim edenler şimdi de emekçi halkların kanını ABD emperyalizmine pazarlıyorlar. Süreç Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerine, devrimci güçlere, kanı pazarlık konusu edilen gençliğe acil ve ertelenemez sorumluluklar yüklüyor. Tezkereye ilk yanıtı alanlara çıkan sınıfın en diri kesimi verdi. Şimdi savaş karşıtı tepkiyi ve duyarlılığı kitleler içinde örgütlemek ve eylemli desteğe çevirmek görevi ile karşı karşıyayız.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinin geleceği ve kaderi Ortadoğu halklarıyla ortaktır. Ne şovenist histeri çığlıklarına, ne sermaye iktidarının yalanlarına, ne de halklara kölelik ve yıkımdan başka bir gelecek vaadetmeyen emperyalist saldırganlığa geçit vermemeliyiz. Bu kanlı ve kirli planları bozmalı, işbirlikçilerden hesap sormalıyız. Bunun için başta Irak olmak üzere emperyalizmi tüm Ortadoğudan defetmek ve işgali durdurmak için Ortadoğu halklarının yanında yer almalı, direnişi büyütmeliyiz!