Kızıl Bayrak'tan Dünyada
ve Türkiyede milyonlarca işçi ve emekçinin alanlarda kutladığı 1 Mayıs
geride kaldı. 1 Mayısa ilişkin bir çok haber ve değerlendirmeye bu
sayımızda yer verdik. Şimdi önümüzde 1 Mayısın ortaya koyduğu çok
yönlü tablodan gerekli dersleri çıkararak önümüzdeki dönemin sorumluluklarına
daha ilerden yüklenme görevi duruyor. Sınıf devrimcileri olarak, mücadelenin
daha da hızlanacağı, sınıf ve kitle hareketine devrimci müdahalenin öneminin
daha da arttığı bu dönemi 1 Mayısın sağladığı açıklıklardan da yararlanarak
en iyi şekilde değerlendirmek durumundayız. Ortaya çıkan olanakları titizlikle
değerlendirmeli, aynı zamanda eksiklik ve hatalarımızı devrimci bir eleştirinin
süzgecinden geçirmeli, sürece bütün bunların kazandıracağı güç ve enerjiyle
yüklenmeliyiz. Sahip olduğumuz misyon ve devrimci iddia bunu gerektiriyor. Türk-İş Başkanlar Kurulu bir eylem programı açıklamış bulunuyor. Buna göre 15 Mayısta Ankarada profesyonel sendikacıların, Ankaradaki işçi ve emekçilerin katılacağı eylemler yapılacak. Sınıf devrimcilerinin önünde bir yandan sendika bürokratlarının gerçek niyetini işçi ve emekçiler önünde teşhir etmek diğer yandan gerçekleştirilecek eylemleri sınıf ve emekçi hareketine devrimci politik müdahalenin olanakları olarak değerlendirmek sorumluluğu duruyor. Tam da bu sorumluluğumuzun bir gereği olarak gerçekleştirilecek eylemlere kendi cephemizden en iyi şekilde hazırlanmamız, ulaşabildiğimiz işçi ve emekçileri bu eylemler için seferber etmeyi başarmamız gerekiyor. Belediye ve lastik gibi bir dizi sektörde, SASA gibi bir takım temel işletmelerde grev süreçleri işliyor. Buralar üzerinden eylemli sınıf dayanımasını güçlendirmek, sınıfa devrimci müdahalenin imkanlarını çoğaltmak mümkündür. Devrimci sınıf partisinin kendi zeminine daha sağlam oturmasını sağlamanın yolu bu olanakları en iyi şekilde kullanabilmekten geçmektedir. 6 Mayıs 1972de yani bundan tam 30 yıl önce Deniz, Hüseyin, Yusuf; bu üç yiğit devrimci, sloganlarıyla inlettiler Ulucanlarda kurulmuş darağaçlarını. Sloganları o günden bu yana susmuyor. Temsilcisi oldukları devrimci, direnişçi kimlik bugün hala sömürüye ve zulme karşı savaşanlara örnek oluyor, yol gösteriyor. Sınıf savaşımının giderek sertleştiği şu dönemde Denizlerin yarattığı değerleri daha bir öne çıkarmanın, yeni kuşak devrimcilere, işçi ve emekçilere maletmenin önemi ortadadır. Çünkü zafer onun için savaşanların ve direnenlerin olacaktır. |
|||||