Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Ocak 2004
Sayı: 68
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Gençlik geleceği için savaşacak!
  İÜ gençliği mücadelede kararlı...
  İÜ'de soruşturma karşıtı eylemlerden...
  Ankara polisinden ailelere işbirlikçilik teklifi
  Mücadelemiz kazanıncaya kadar sürecek!
  YÖK Yasa Tasarısı'nda son durum...
  Gözaltı, tutuklama, soruşturma ve baskılar bizi yıldıramaz!
   YTÜ'de soruşturma terörü sürüyor!
  Sanal üniversiteler Türkiye'de!
  Sahte demokrat Ayhan Alkış!
  28 Aralık Ankara... Gençlik sözünü söyledi!
  Kampanya ve 28 Aralık çalışmamız
  Osmangazi Üniversitesi'nde faşist ÖGB terörü...
  Soruşturmalar kapsamlı bir saldrının parçasıdır
  Üniversitelerde "cadı avı"!
  Soruşturma ve tutuklama terörünün bilançosu
  Reformizm, tasfiyecilik ve gençlik hareketi
  Idrak halkının direnişi güçlenerek sürüyor!
  19 Aralık katliamı ülke genelinde eylemlerle protesto edildi...
  Gençlik 19 Aralık'ı eylem ve etkinliklerle lanetledi...
  İstanbul Liseli Gençlik Platformu Girişimi'nin faaliyetleri...
  Kocaeli Liseli Gençlik Platformu'ndan...
  MİT'in yeni sorgu odaları: Liseler
  Anadolu Liseli Gençlik Platformu Bülteni'nden...
  Onbeşler kemalist burjuvazi tarafından katledildi...
  Direnişin çocukları...
  Kommer'in arabasının yangını hala söndürülemiyor!
  Kavel'den Zonguldak'a ilmek ilmek örülen direniş...
  Demokratik Gençlik Hareketi neyi savunuyor!
  Ararat filmi sinemalarda gösterilmeyecek!
  Okurlardan, yoldaşlardan...



 
 
Kocaeli Liseli Gençlik Platformun’dan...

1980 askeri darbesinden sonra sol harekette belirgin bir gerilik yaşandı. Bu gerileme dolayısıyla gençlik hareketine de yansıdı. Solda yaşanan tasfiyecilik ve reformizme kayma, sol hareketin düzen içine sıkışmasına ve istisnalar dışında gençlik hareketlerinin düzen içi, reformist partilerin çerçevesinde yeralmasına neden olmuştur.

Genel olarak Türkiye’de ve özel olarak Kocaeli’nde bu belirgin kan kaybı gençlik hareketini bitme noktasına getirmiştir. Kocaeli’nde günümüzde sendikalar ve reformist sol gruplar dışında eylemlere katılan, mücadelede bulunan sol gençlik kitlesi ne yazık ki yok denecek kadar azdır. Bu konu, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.

İşte bu genel tablo ve durum içerisinde KLGP, Kocaeli’deki liseli gençlik hareketinin zayıflığını ortadan kaldırmak ve bir nebze olsun gençliğin apolitizasyonunu kırıp muhalif, devrimci düşünceyi tanıtmak, düşsüzlere düş vermek iddiasıyla kurulmuştur.

KLGP çıkardığı bülteni YANKI’yla liseli gençliğin sesi olmaya çalışmış, liseli gençliğe ve işçi-emekçi çocuklarına dayatılan uygulamalara, saldırılara göz yummayacağını bildirmiştir. Liseli gençliğin sorunlarının tartışılacağı, liselinin kendi sesini haykırabileceği bir yapıyı yaratmaya çalışmıştır. Bunun için liseler ve ilçeler düzeyinde oluşturulan birimlerde yapılanma yolunu seçerek koordinasyon güçlüklerini aşmaya çalışmıştır.

Platformun yapılanma sürecinde, niteliği göz önünde tutarak niceliğe yönelmiş ve kitlesel bir hareket yaratmaya çalışmıştır ve hala da bunun için çalışılmaktadır.

Deneyimlerimize baktığımızda böyle bir hareketin liseli gençlik için ne kadar gerekli ve aranan bir hareket olduğunun farkına vardık. Bunun göstergesi olarak da dersanelerde ve okullarda kurduğumuz ilişkiler üzerinden ve kısa zamanda Kocaeli genelinde platformun tanınması gösterilebilir.

Bizler demokratik taleplerimizi göğsümüzü gere gere haykırıyoruz. Bunu yaparken de sivrisinekten kurtulmak için çözümün bataklığı kurutmak olduğunu asla aklımızdan çıkartmıyoruz.

Liseli gençliğe, çürümüş eğitim sisteminin ver(e)meyeceği topluma ve hayata bilimsel bir bakışaçısıyla, sınıfsal perspektifle bakabilmeyi, onu tahlil edebilmeyi öğretmeye çalışıyoruz.

Liseli gençliğin misyonu saflara katılıp, mücadeleyi yükseltmektir.

Mücadeleye bir omuz da sen ver!
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

KLGP

Faşist disiplin yönetmelikleri

Son dönemde iyice artan baskılar şimdi yüzünü faşist disiplin yönetmelikleriyle açıkça ortaya koyuyor. Gençliği politikadan, kültüründen, düşünceden soyutlanmış bir yığın haline gelmesi amaçlanıyor. Böylece onların çarklarına çomak sokabilecek, çöplüklerini başlarına yıkabilecek insanlar kendiliğinden ortadan kalkıyor ve bu çürük düzen tıkır tıkır işlemeye devam ediyor.

Buna karşı çıkan, artık bir şeylerin yapılabileceğini haykıran gençlerin karşısına da faşist disiplin yönetmeliği koyuluyor. Bu sayede öğrencilerin bir şekilde örgütlenmesini yavaşlatmaya, mücadele eden liselileri de okuldan uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

Örneğin birkaç gün önce İzmit’te bir lisede, artık çürümüşlüğün bir resmi halinde her sabah oynanan marş oyununa geç kalan bir öğrenci disiplin kurulunun önünde tıpkı adi bir suçlu gibi saatlerce ifade veriyor. Acı tarafı ilk kez disiplin kuruluna düşen bu arkadaşımız eğitim hakkı elinden alınmakla ve “tasdiknameni eline veririz” gibi bir cümleyle tehdit ediliyor. Bu aslında basit bir örnek olsa da amaç ve uyarı çok açık; “okulda size göz açtırmayacağız, her zaman ensenizdeyiz!”

Fakat biz, gençlik üzerinde oynanan bu kirli oyunların farkındayız. Biz KLGP olarak görev ve sorumluluğumuzu biliyor, bunu her fırsatta haykırıyoruz. Tehditler ve baskılar bizi yıldıramaz. Bizi ne oyunlarına ortak, ne de pisliklerine bekçi edemeyecekler.

Herkese eşit, bilimsel, demokratik eğitim!

İzmit’ten bir KLGP’li

ÖSS batağı

Bu yıl da her yıl olduğu gibi, sermayenin kirli oyunlarından biri olan, ÖSS kapıya dayandı. Her yıl sınavı kazanma olasılığı biraz daha azalan öğrenciler canla başla çalışıyorlar. Yaklaşık 30 yıldır uygulanan bu sınav, bu yıl da amacına ulaşacak. Yine milyonlarca öğrenci hüsranla, hayalkırıklığıyla karşılaşacak. Bu öğrencilerin birçoğu bu uğurda harcadıkları milyarlardan çok boşa giden emeklerine üzülüyorlar. Bunca şeyden sonra insanların kafasına şu sorular takılıyor; “ÖSS nedir? Hangi amaca hizmet eder? ÖSS’nin olumlu veya olumsuz yanları nelerdir?”

Öncelikle, ÖSS daha önce de belirttiğimiz gibi yaklaşık 30 yıldır yapılmaktadır. Ortaöğretimini tamamlamış öğrencilerin yüksek öğrenim görme hakkını kullanması için yapılan bir sınavdır. Bu sınav öncelikle ülkemizdeki yetersizliklerden doğmuştur. Artan nüfus veya genç nüfusun fazla olması ve ülkedeki üniversite sayısının azlığı, bu üniversitelerin kapasitesi bu sınavın yapılmasını sağlamıştır. Bir başka açıdan baktığımızda ise bu sınavın en büyük amacı kâr elde etmektir. Örneğin; sınava girmek için, 4 milyon form parası, 35 milyon başvuru parası ödememiz gerekiyor. Türkiye’de bu sınava yaklaşık 1,5 milyon kişi giriyor. Bu verilen paraları hesapladığımızda çok büyük rakamlar ortaya çıkıyor. Bu da sınavı yapanların işine geliyor. Bununla da bitmiyor yapılan soygun. Sınava hazırlanıren dersanelere, özel öğretmenlere, soru bankalarına, test kitaplarına milyarlarca para akıtıyoruz. Gitgide sektörleşen ve rant kapısı haline gelen bu uygulama en çok para babalarını mutlu ediyor. Canını dişine takıp çalışan, gecesini gündüzüne katan ögrencileri kimse düşünmüyor. Kafasını bile kaşımaya zamanı olmayan öğrenciler hiçbir sosyal aktiviteye katılamıyorlar. Zaten dayatılan yoz kültürle asosyalleşen ouml;ğrenciler bununla birlikte iyice niteliksiz, duyarsız, kör ve sağır hale getiriliyorlar. Hiçbir olumlu yanı olmayan bu sınav insanları en az bir yıllığına çok ağır bir tempoyla çalışmak zorunda bırakıyor. Öğrenciler hayattan tamamıyla kopuyorlar. Olan bitenden habersiz kitlendikleri hedefe ulaşmaya çalışıyorlar.

Biz de ÖSS`ye hazırlanan öğrenciler olarak bu ablukanın dağılmasını istiyoruz. Eşit, parasız, bilimsel, demokratik eğitim istiyoruz ve en önemlisi sınavsız üniversite istiyoruz. Her insanın istediği eğitimi alma hakkını kullanabilmesini istiyoruz.

Özerk-demokratik, sınavsız üniversite!

İzmit’ten bir KLGP’li

(KLGP Bülteni Yankı’nın ikinci sayısından alınmıştır)