Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Haziran 2003
Sayı: 61
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Haklarımızı gaspettirmeyeceğiz, geleceğimizi savunacağız!
  Geride kalan bir yılın ardından...
  İşçi sınıfının şanlı 15-16 Haziran direnişi yol gösteriyor...
  "DTCF faşizme mezar olacak!"
  Eskişehir'de faşist saldırı...
  Meyhane değil, bilim ve kültür yuvası üniversite istiyoruz!
  Ankara'da liseli gençlik çalışmamızın bir yılı...
  Özelleştirme ve kölelik saldırısı boyutlandı!
  TÜSİAD'ın yeni oyunu: Eğitime doğrudan müdahale
  Irak yanıyor, Irak yağmalanıyor!.
  ABD'nin tarihsel suç dosyasından bazı örnekler
  Toplam Kalite Yönetimi
  GATS'a uyum sürüyor...
  Herşeye rağmen intifada sürüyor!
  "Galiba aslolan onur..."
  MGK'nın çetesi tetikte...
  Türk Solu çetesi ve son gelişmeler...
  Devlet güdümlü şovenist çetenin maskesini düşürmeye devam edeceğiz!
  Haziran'da ölümsüzleşenlerin anısına...
  İşçi sınıfının büyük komünist ozanı
  Bir "Nike" öyküsü....
  Thomas More ve "Ütopya"
  Bir roman...
  Gençlik gözaltında
  Okur mektupları



 
 
Ortadoğu’da yeni “Yol Haritası” dayatması...

Herşeye rağmen intifada sürüyor!

Emperyalistler yıllardır Filistin direnişini boğmaya çalıştılar. Ancak her defasında “taş generaller”in dinmez öfkesi ile karşılaştılar. Bundan iki yıl önce, Kasap Şaron’un Mescid’ül Aksa’yı ziyareti ile başlattığı saldırı ve katliamlar zinciri bir kez daha direnişle, ikinci intifada ile karşılanmıştı. İlk günden beri, İsrail siyonizminin Filistin halkına yönelik katliamlarına kayıtsız kalan ABD emperyalizmi için bu katliamlar, 11 Eylül olaylarının ardından bir olanağa dönüştü. Ortadoğu’yu ele geçirme planları yapan ABD için, Filistin direnişinin ezilmesi bir zorunluluk. Çünkü ezilen Ortadoğu halkları, bu direnişten aldıkları güçle kendi direnişlerini örebilirler. Ortadoğu’da tam egemenlik için Filistin direnişi bastırılmalıydı. Ancak başaramadılar. Tanklara karşı taş generallerin taş ve sapanları, buldozerlere karşı Rachl Corrie ve barış savaşçılarının yüreği, şimdi başta Irak halkı olmak üzere tüm Ortadoğu halklarının mücadelesine taşındı.

Katliamlarla emellerine ulaşamayan emperyalistler, bugünlerde sahte barış söylemlerinin ardından İsrail siyonizmini yaşadığı açmazdan kurtarmaya çalışıyorlar. Filistin direnişiyle, bir türlü güvenli ve istikrarlı bir ortama kavuşamayan İsrail’de başta turizm olmak üzere hemen hemen tüm sektörlerde ciddi krizler yaşanıyor. 1 milyon Yahudi’nin İsrail’e yerleşmesi planları yapılırken, ikinci intifadadan bugüne 1 milyon Yahudi İsrail’i terketmiş durumda.

Sorunun “barışçıl” çözümü için kolları sıvayan “demokrasi” havarileri, “Ortadoğu Yol Haritası” adı altında bir plan önerdiler. Teslimiyetçi Filistin yönetimi tarafından kayıtsız şartsız kabul edilen bu plan, ilk başta reddedilmesine karşın 25 Mayıs tarihinde İsrail kabinesi tarafından da onaylandı. Muhtemelen siyonistler, ABD tarafından bu planın İsrail’in çıkarları doğrultusunda hazırlanan bir plan olduğuna ikna edildiler. Zaten 2005 yılına kadar 3 aşamalı bir şekilde Filistin devletinin kuruluşunu öngören planın dayattığı hükümler, direnişi bitirmek için atılan adımlar. İlk ve en önemli dayatması, yıllardır Filistin’de kurtuluş mücadelesi veren solcu FHKC ve diğer örgütlerin etkisizleştirilerek direnişin bitirilmesinin amaçlanan planda; İsrail’den kendisi için yeni yerleşim yerleri açmayı durdurması istniyor. Bunun ardından ise Filistin seçimleri ve mülteci sorununun BM kararları doğrultusunda “çözümü” var. Filistin yönetiminden kalıcı tavizler alarak işgali derinleştirmeyi amaçlayan bu planın İsrail tarafından nasıl uygulanacağı da şüpheli. Direnişin sönümlenmesi ile İsrail’in daha güçlü saldırılara başlaması daha önce de yaşanmıştı. Bu plan sonucunda tekrar gerçekleşmesi muhtemel olan br durum.

Direnişi boğma planında ilk adım Arafat’ın etkisizleştirilmesi ile atıldı. Arafat devre dışı bırakılarak başbakanlığa Mahmut Abbas’ın atanması sağlandı. İktidara gelişinin ardından iki kez Şaron ile görüşen Abbas, aslında Arafat’ın kendi imajını kurtarmak için atadığı, her türlü teslimiyeti kabul eden bir elçiydi. Abbas teslimiyetçi tutumunu burada da “Yol Haritası”nı kayıtsız şartsız kabul ederek sürdürdü. On yıldır İsrail-Filistin görüşmelerini yürüten ve Arafat’a yakınlığı ile bilinen Saib Erakat’ın çağırılmadığı ilk görüşmenin ardından istifa etmesi ise, Arafat’ın etkisinin Filistin yönetimi içerisinde iyice azalmasına yol açtı.

Emperyalistler ve siyonistler Filistin direnişine yönelik kuşatmalarını her gün arttırıyorlar. İsrail siyonizmi, Mescid’ül Aksa’nın Yahudiler’in ibadetine açılacağını açıklayarak yeni bir provokasyon hazırlığına girişti. İkinci intifadayı çakan kıvılcım da Şaron’un Mescid’ül Aksa’yı ziyareti olmuştu. Kuşatmayı derinleştirerek direnişi kırmayı amaçlayan ABD ise, direnişin bölge halkından ve ülkelerinden aldığı desteği engellemeye çalışıyor. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Suriye ziyareti sırasında Beşar Esad Şam yönetimi üzerinde baskı kurarak Filistinli örgütlerin faaliyetinin yasaklanması istemişti. Tehditler karşısında geri adım atan Suriye yönetimi, Filistinli örgütlerin Şam’daki bürolarını kapattı. İktidarları tehditler ile teslim alan emperyalizmin halkları teslim alması ise mümkün gözükmüyor. Filistin direnişin kendisine rehber edinen Ortadoğu halkları, emperyalist-siyonist ittifakın planlarını bozacaklardır.

Aslında ortaya konan “Yol Haritası” söylemi, intifada ve direnişin siyonistlerin yüreğinde saldığı korkuyu anlatıyor. Her türlü baskı, şiddet ve katliam girişimlerine rağmen kıramadığı direnişi, şimdi o çok katı Şaron da diplomatik yollardan çözmeye çalışıyor.

Canlar pahasına sürdürülen direniş sahte “barış” planları ile engellenemeyecek. Ortadoğu halklarının geleceği açısından oldukça önemli olan intifada, taş generalleri ile direnişe devam edecektir.