31 Temmuz 2015
Sayı: KB 2015/29

Topyekûn savaşa karşı birleşik direniş!
Emperyalizme, işbirlikçilerine ve gericiliğe karşı birleşik mücadele!
İçeride ve dışarıda devlet terörü!
Kürt halkına karşı kirli ittifak
İncirlik emperyalist koalisyona açılıyor
Kiminle barışacağız?
Birlikte direnelim! - D. Baran
KESK taleplerini ve eylem takvimini açıkladı
Yeni sendika ve metal işçilerinin görevleri
Sermayenin savaşına karşı sınıf savaşı! - B. Çağ
MİB MYK Ağustos ayı toplantısı
Arçelik LG işçileri mücadeleye devam ediyor!
İş cinayetleri durmuyor
“Engels’in adı ve yaşamı her işçi tarafından bilinmelidir!” - V. I. Lenin
Zulmünü arttıran sistemin karşısına birliğimizin gücüyle çıkıyoruz
DGB Yaz kampı başarıyla gerçekleştirildi: Artık daha güçlüyüz!
Almanya’da kitlesel ve öfkeli protestolar
Filistin’de binler Ahmed Saadat’a saldırıyı kınadı
DAF’ta TİS ve grev
İstanbul’da sınıf devrimcilerine polis operasyonu
“Bizim kararlılığımızla boy ölçüşemeyecekler”
Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır!
Günay Özarslan’a kitlesel uğurlama
Operasyon saldırısı ve Suruç katliamı protesto edildi
Suruç katliamı raporu açıklandı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Günay Özarslan’a kitlesel uğurlama

 

Sermaye devletinin ilerici ve devrimci güçlere yönelik 24 Temmuz sabahı başlattığı operasyon furyasında Halk Cepheli Günay Özarslan İstanbul’da polisler tarafından infaz edildi.

Polis tarafından servis edilen haberlerde “Özarslan’ın canlı bomba olarak arandığı” söylenerek ve “DHKP/C üyesi çatışmada yaşamını yitirdi” denilerek infaz gerçeği karartılmaya çalışıldı. Ancak Özarslan’ın arananlar listesinde dahi olmadığı, aranan başka bir devrimci için 5 ayrı eve arama kararı çıkarıldığı ve bunlardan birinin de Özarslan’ın evi olduğu ortaya çıktı.

Halkın Hukuk Bürosu avukatları infaz haberi üzerine Özarslan’ın katledildiği Bağcılar’daki evine giderek olay yeri incelemesine katılmak istedi. Ancak avukatları içeri almayan polisler delilleri kararttıktan sonra evden ayrıldılar. Durumu protesto eden avukatlar çevik kuvvet barikatı önünde oturma eylemi yaptılar. Avukatlar polislerin ayrılmasının ardından evde yaptıkları inceleme üzerine bir çatışma yaşanmadığını Özarslan’ın infaz edildiğini belirtti.

İnfaz polis tutanağında

Keza sonrasında polis tutanaklarına da yansıdığı üzere evde bir çatışma yaşanmadığı ortaya çıkarken Avukat Günay Dağ, polis tutanağında şu ifadenin yer aldığını söyledi: “Günay Özarslan’da tabanca vardı. Ateş etmek istedi ancak silahı çalışmadı ve tutukluk yaptı. Silahı bırakmasını söyledik. Bırakmayınca da ateş ettik.”

Özarslan’ın cenazesi Adli Tıp Kurumu’na kaldırılırken avukatların otopsiye katılması da engellendi. Otopside Özarslan’ın vücudundan 15 kurşun çıkarıldığı belirtildi.

Otopsi işlemleri bitmesine rağmen polis cenazeyi aileye teslim etmediği gibi cenazenin teslim edildiğine dair sahte tutanak tutarak cenazeyi kaçırmaya çalıştı. Bunun üzerine saatlerce verilen mücadele sonucunda Özarslan’ın cenazesi alınarak vasiyeti üzerine Gazi Mahallesi’nde defnedilmek üzere Gazi Cemevi’ne getirildi. Gazi Mahallesi’nde Özarslan için Halk Cephesi tarafından açılan taziye çadırına da polis saldırdı.

Uğurlamaya polis engeli

İnfazcı polis 25 Haziran’da da Özarslan’ın eylemle uğurlanmasını engellemek için cenazeye saldırdı. Saat 15.00’te Gazi Cemevi’nde toplanan aralarında BDSP’nin de yer aldığı devrimci ve ilerici kurumlar saygı duruşuyla cemevi bahçesinde anma yaparken polis tacizleri sürdü. Anmanın ardından Özarslan’ın cenazesi Eski Karakol Durağı’ndan mezarlığa yapılacak yürüyüşle uğurlanmak istendi. Ancak polis saldırısıyla yürüyüş engellendi.

Polisin cenazenin doğrudan mezarlığa götürülerek defnedilmesi dayatmasına karşı kitle İsmetpaşa Caddesi üzerinde oturma eylemine başladı. Polisler buna dahi tahammül edemeyerek tazyikli su, plastik mermi, biber gazı ve ses bombalarıyla saldırıya geçti.

Saatlerce süren polis saldırısına karşı kitle de taş, havai fişek ve molotoflarla karşılık verirken akşam saatlerinde ise silahlarla da polise yanıt verildi.

Saldırı karşısında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkezi açıklama yaparak polisin cenazenin defnedilmesini engellediğini belirtti ve cenazeyi sahiplenmeye çağırdı.

Halk Cephesi Özarslan’ı uğurlamak için 26 Haziran’da saat 12.00’ye çağrı yaptı. Kitlenin toplanmasıyla birlikte akreplerle, TOMA’larla mahalleyi ablukaya alan polis saldırıya devam ederek uğurlamayı engelledi. Mahalleyi gaza boğan polisin saldırıları sırasında çok sayıda kişi yoğun gazdan fenalaşırken, yüzünden, kafasından yaralanarak hastaneye kaldırılanlar da oldu. Saldırganlığın dozu iyice arttırılırken özel tim polisleri cemevinin avlusuna silahlarla girerek cenazeyi kaçırmaya çalıştı.

Buna karşı cemevinin içine ve morgun girişine barikatlar kurularak direniş sürdürüldü. Anne Özarslan “Kızıma el sürmeye kalkarlarsa kendimi yakarım” dedi.

Uzun süre saldırıya devam eden polisler daha sonra cemevinin önünden ayrıldı.

Çatışmalar devam ederken gözaltı yapmak için kitlenin peşinden giden polis Muhammet Fatih Sivri silahla vurularak öldürüldü.

Çatışmalar sabaha kadar devam ederken polisler tekrar tekrar cemevine saldırarak içeriyi gaza boğdu ve cemevinin camlarını kırdı.

Polislerin cemevine saldırması ve içeriye silahlarıyla girmesi karşısında Alevi Bektaşi Federasyonu bütün valilikler önünde eylem yapılması çağrısında bulundu. İstanbul’daki Alevi örgütleri 27 Temmuz’da İstanbul Valiliği’ne giderek cenazenin kaldırılmasının engellenmesine son verilmesini istedi. Görüşmenin ardından izin verildiği ve cenazenin saat 16.00’da kaldırılacağı açıklandı.

Binler Özarslan’ı uğurladı

Özarslan’ın cenazesi 27 Temmuz’da cemevinden alınarak Eski Karakol Durağı’na getirildi.

Aralarında BDSP’nin de yer aldığı devrimci-ilerici güçlerin sloganlarla Gazi Mezarlığı’na yaptığı yürüyüşte kızıl bayraklar taşındı.

Kadınlar tarafından mezar başına getirilen cenaze sloganlarla defnedildi.

Ardından saygı duruşu ve üç el ateş edilmesiyle başlayan anma, Halk Cephesi adına yapılan konuşma ile devam etti. Özarslan’ın katledilmesinin ardından 4 gün boyunca Gazi Mahallesi’nde savaş halinin yaşandığı belirtilen konuşmada diğer ilerici ve devrimci yapıların da katılımıyla saldırılara göğüs gerildiği ifade edildi. Konuşma Özarslan’ın mücadelesinin büyütüleceği ve hesabının sorulacağı vurgulanarak sona erdirildi.

Anma programı şiirlerin ardından Grup Yorum’un “Bize Ölüm Yok” marşını seslendirmesi ile son buldu.

 

 

 

 

Polis infazı Ankara’da
protesto edildi

 

Günay Özarslan’ın polis tarafından infaz edilmesi 24 Temmuz’da Ankara’da yapılan eylemlerle protesto edildi.

Güvenpark’ta oturma eylemi yapan Halk Cephesi üyesi 2 kişi polis tarafından gözaltına alındı.

Halk Cepheliler Sakarya Meydanı’ndaki heykel önünde de infazı protesto etmek için “Operasyonların katliamların hesabını soracağız! Günay Özarslan ölümsüzdür!” ozaliti açarak oturma eylemi yaptı. Polis buradaki eyleme de saldırarak 10 kişiyi gözaltına aldı.

 Saldırıların ardından saat 19.00’da Sakarya Caddesi’nde eylem yapan Halk Cephesi, “Katliamların hesabını soracağız! Günay Özarslan ölümsüzdür!” pankartını açtı.

BDSP eylem alanına “Katil devlet hesap verecek!” sloganları ile gelirken Kaldıraç, Partizan, DHF ve HDP’nin de destek verdiği eylemde “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganı haykırıldı.

Halk Cephesi adına yapılan açıklamada Suruç katliamı ve Günay Özarslan’ın infaz edilmesi sürecinde dizginlerinden boşalan faşist baskı ve devlet terörü teşhir edildi. Dinci-gerici AKP’nin faşist uygulamalarının her geçen gün daha çok devrimcinin hayatına mal olduğu vurgulandı. Ankara’daki gözaltı saldırısı da teşhir edilerek baskılara karşın mücadelenin süreceği vurgulanarak eylem sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / Ankara


 
§