Zulmünü arttıran sistemin karşısına birliğimizin gücüyle çıkıyoruz…
Davetleri kabulümüzdür… Yelkenler fora!
“Şimdi yoldaşlar, zamanın sularında kendinizi büyük bir geminin içinde hayal edin. Bu geminin rotasını ‘göz bebeğimiz gibi korumamız gereken’ programımız belirliyor. Geminin mürettebattan ikinci önemli tayfayız. Bunun için fırtınalara yelken açtığımız şu günlerde soluğumuzu iyi tutmalı ve daha fazla cüret etmeliyiz. Zaman devrime akıyor!”
(Kampta DLB’nin tartışmalar sonrası DLB’li yoldaşlarımıza mesajı...)
Havayı kokluyoruz, faşizmin o berbat kokusu her bir an peşimizde. Kampımızın gerçekleşmesinin ön günlerinde ve kamp başlangıcında dahi liselilerden/gençlikten ne kadar korktuklarını gösterdiler. Bizler daha önce de haykırmıştık “barikatlarınızı tanımıyoruz” diye. Unutmayacağımızı, unutturmayacağımızı ve dahası da hesap soracağımızı söylemiştik. “Fırtınalara yelken açıyoruz!” çağrısı bizim için sistemin tüm zorbalığına karşı açılan yelkenlerimizin, devrim yürüyüşümüzün çağrısıydı herkese. Çağrımızı haykırdık “burjuvazinin kavgaya daveti”ne bir kez daha “başımız gözümüz üstüne” dedik.
Açık denizlerde doğanın kanunları insanlığa ona karşı tutunmanın yollarını göstermiştir. Fırtınanın sertleştiği anlarda geminin demirinin sabitlendiği yer çok önemlidir. Şimdi bu kan ve barut kokularının orta yerinde demirlerimiz birliğimizde sabitleniyor. Durduğumuz zemini sağlamlaştırma çabamız yani Devrimci Liseliler Birliği’ni güçlendirmemiz bizim için ilk ve önemli hedefimizdi. Kampımız sadece bir hafta geçireceğimiz “tatil” değildi, bütün bir ön sürecini buna uygun olarak geçirdik. Uzun yürüyüşümüzde yoğunlaştırılmış halde geçireceğimiz bir haftayı, konu başlıklarımızı, örgütleyeceğimiz yaşamı kolektif bir emek ve çaba ile ördük.
Kamp alanına geldiğimizde yüreğimizde yoldaşlarımızı göreceğimizden kaynaklı heyecanımız vardı. İlk defa katılan yoldaşlarımızın tedirginlikleri ilk günden sonra “yıllardır tanışıyormuşuz” hissine dönüşmüştü. İlk günler kolektif yaşamın kuralları zorlasa da bazı arkadaşlarımızı, uyum sürecimiz çok uzun sürmedi. Sistemin her anında dayattığı bireyciliği, bencilliği, egoyu geride bırakıp “birlikte” olmanın keyfine ve gücüne “tabi olduk”. Erken kalkmalar, çadırını toplamak, kahvaltıyı hazırlamak, tartışmak, atölyeler, deniz vs... ama en önemlisi “birlikte” ve bunun içerisinde anlam bulan “ben” olarak geçirilen bir hafta, kuracağımız yeni dünyaya dair umutlarımızı güçlendirdi. Tartışmalarımızda özeleştirel tavrımız, eksiklerimizin birlikte üstüne gitmek, iyi yanlarımızı çoğaltmak ve genelleştirmek kamp boyunca en önemli kazanımlarımız oldu.
Yelkenler fora, daha güçlü bir DLB ile!
Devrimci Liseliler Birliği olarak kamp gündemlerimizi yeni dönemde savaş silahlarımız olarak ele aldık.
Başlıklarımız şöyleydi:
* Fırtınanın ortasında liseliler ve DLB pratiğimiz
* Okul odaklı çalışma
* Meslek liseleri devrim meselesi
* Yeni fırtınalar ve önümüzdeki dönem
Her tartışmamız sonrasında somutladıklarımızı yazıya döktük ve yerellerimizle tartıştık, bir sonraki gündeme bu tartışmaların ürünlerini taşıdık. Yereller arasında düzeyimizdeki farklılıklarımız bizde olumlu bir kaygı yarattı. Her bir yerelin anlamlı ve ileri olan yanını nasıl birliğimizde genelleştireceğimize dair dersler çıkarttık.
İlk olarak daha fazla cüretli bir sene bizi bekliyor. Okullarımızda hücrelerimizden meclislerimize dek kök salan bir DLB inşa edeceğiz. Hedefimiz limana ulaşmak değil okyanuslarda kulaç atmak. Bunun için kök saldığımız, besin aldığımız toprağın güçlü olması gerekiyor. Hedef liselerimizde hedefli bir çalışma hattı önümüze koyacağız.
Fırtınaya yön veren ve gelişebilecek eylemsel süreçlerde militan bir öncülük yapabilmek için ideolojik eğitim ve pratiğimizi sağlamlaştıracağız.
Ticari eğitime, fırsat eşitsizliğine, elemeci sınav sistemine, dinci gerici uygulamalara geçit yok!
Bu seneyi “Meslek Liseli” senesi ilan ettik. Meslek liselerinde ucuz iş gücü olarak görülmeye, stajlarda katledilmeye, meslek liselerinde gerici örgütlenmelere geçit yok! Artık meslek liselerinde DLB var!
Emperyalizmin saldırganlığına, sermayenin uşaklığına geçit yok!
Hava sertleşmeye devam ediyor, hayatımızdan kanı eksik etmeyenler 31 dostumuzun kanını ekledi ömrümüze. Çıkışsızlığının ve çaresizliğinin göstergesi olarak faşizan uygulamalarını arttırdı, bir devrimciyi infaz etti, yüzlerce insanımızı gözaltına aldı, operasyonlar düzenledi. Bizler Devrimci Liseliler Birliği olarak “burjuvazinin kavga daveti”ni kabul ediyoruz. Önümüzdeki döneme de bu sorumluluk duygusu ile yükleneceğiz. Saldırganlığa geçit vermeyeceğiz.
Tek yol devrim!
Devrimci Liseliler Birliği
Öfkemizi sokağa taşıyalım, birliğimizin gücüyle saldırıları bertaraf edelim!
Suruç’ta SGDF üyelerinin gerçekleştirdiği basın açıklamasına IŞİD çetecilerinin saldırısının ardından devrimcilere, ilericilere, demokratlara yönelik saldırılar hız kesmeden devam ediyor.
ABD emperyalizminin sadık uşağı AKP hükümeti, yıllardır Suriye’de süren iç savaşta dinci çeteleri besleyerek başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarına yönelik saldırılarda başı çekti. Suruç katliamı öncesinde de Suriye’ye ve Batı Kürdistan’a girmek için can atan eli kanlı AKP hükümeti bunun zeminlerini yaratmak için de dinci-gericiliği, faşizmi ve devlet terörünü elinden geldiğince kullanıyor.
Dün gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu’nun ardından ise sermaye devletinin başını çeken AKP içeride ve dışarıda asker ve polis ordularıyla saldırılarını yoğunlaştırdı. Bu saldırının amacı ise bellidir: Dışarda kardeş halkları kıyımdan geçirerek ABD emperyalizminin nüfuz alanını genişletmek, içerde ise bu savaşa karşı toplumsal muhalefetin öncüleri olan başta devrimci ve ilerici güçleri cezaevlerine göndermek, olmadı sokak ortasında infaz etmektir.
Gözaltına alınan yoldaşlarımızın, dostlarımızın serbest bırakılması için ve Bağcılar’da katledilen kadın devrimci Günay Özarslan için öfkemizi kuşanalım. Gerçekleşen alçakça saldırılara karşı liseli komünistler olarak, liselileri ve tüm emekçileri sokağa çıkmaya, birliğimizin gücüyle saldırıları bertaraf etmeye, hesap sormaya çağırıyoruz.
Devrimci Liseliler Birliği
24 Temmuz 2015 |