10 Temmuz 2015
Sayı: KB 2015/27

Tek seçenek birleşik devrimdir!
Düzen hükümetsiz, ancak başsız değil!
İncirlik üssü için ABD’yle kirli pazarlık
Savaş ve saldırganlık histerisi sürüyor!
Yargıtay Karadağ davasına itirazı reddetti
Yeni sendikayla yeniyi yükseltmeye! - B. Çağ
Yeni sendika sermaye ve uşaklarına yanıttır
B/S/H Fabrika Kurulu: Yeni sendika için görev başına
Arçelik LG'de üretimi durduran işçilere polis saldırdı
Trakya Döküm’de üretim durdu!
Hema’da işçiler hakları için üretimi durdurdu
BYUAŞ grevi ve Belediye-İş'in satışı!
İşçi sınıfı hakkını Faruk Çelik’e helal etmeyecek!
Manisa’da 15 tarım işçisi katledildi
Metal işçileri yeni sendikayı kurdu!
Metal işçileri yeni sendikayı selamladı
Almanya'da farklı iş kollarında grevler
Referandum sonuçları ve reformist Syriza'nın Troyka dansı!
Syriza'dan ırkçı siyonist rejimle işbirliği
Devrimci gençlik yaz kampında buluştu!
DGB-DLB 2015 Yaz Kampı'na katılanların izlenimleri
Liselilerden polis tacizlerine yanıt
Düzen mahkemelerinin "iyi hal" rezaleti
Kadın tutsakların hücrelere sevk planına protesto
Greif Direnişi: Sınıf hareketinin devrimci geleceği!
Kamu emekçilerinin yaz kampı başarıyla gerçekleşti
Hozan Serhad: Müzikten mücadeleye uzanan uzun yol
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kamu emekçilerinin
yaz kampı başarıyla gerçekleşti

 

Kamu Emekçileri Forumu olarak yaz kampını planladığımız gibi 3-4-5 Temmuz’da Büyükada’da gerçekleştirdik. Her ne kadar forum toplantılarına sürekli katılan dostlarımızdan bir kısmının kampa katılamaması bir eksiklik yarattıysa da kamp genel anlamda başarıyla gerçekleşti.

İlk sunum sınıflar mücadelesinin tarihi üzerine gerçekleşti. Sunumda üretim ilişkisiyle üretici güçlerin karşılıklı ilişkisinin toplumsal altyapıyı oluşturduğu; din, hukuk, devlet ve bilinç gibi üstyapı unsurlarının alt yapıdaki bu karşılıklı hareket tarafından belirlendiği ortaya kondu. Bu bağlam içinde köleci, feodal ve kapitalist dönemlerde gerçekleşen sınıf savaşımlarından bazı örnekler verildi. Sunumda, günümüzde toplumsal mücadelenin dünyanın her yerinde ivme kazandığı ve yeni bir döneme girildiği vurgulandı.

İkinci sunum sınıf savaşımının biçimleri üzerineydi. Bu sunumda sınıf savaşımının ekonomik, siyasal ve ideolojik olmak üzere üç biçimi olduğu, bu üç biçimin diyalektik bir bütünlük oluşturduğu vurgulandı. Sunumda çalışma ve yaşam koşullarında bir takım iyileştirmelerin gerçekleşmesi için verilen kendiliğinden mücadelenin ekonomik mücadele olduğu ve dolaysıyla bu mücadelenin sistem içinde bir takım kazanımları hedeflediği belirtildi. Sistem içinde bir takım iyileştirmeleri içeren ekonomik mücadele sırasında emekçilerin sınıf bilinçlerinin yükseldiği ve böylece iktidarı hedefleyen bir mücadeleye, yani siyasi mücadeleye yöneldiği vurgulandı.

Demokrasi-devrim ilişkisinin tartışıldığı üçüncü sunumda toplumsal sorunların çözümünde, ufkun sistem içinde demokrasi, parlamento vb. unsurlara indirgenmesinin reformist; bu ufkun ezilen sınıfların verdiği mücadeleler sonucunda kurulacak olan sosyalizme bağlanmasının ise devrimci görüş olduğu vurgulandı. Sunumda, sorunların çözümünün sosyalizme bağlanmasının, sistem içi demokratik ve ekonomik kazanımların ve bu uğurda verilen mücadelenin önemini zerre kadar azaltmadığı vurgulandı.

Kamu emekçileri hareketinin tartışıldığı dördüncü sunumda, bir slayt gösterisi aracılığıyla, kamu emekçilerinin mücadele tarihi kısaca anlatıldı. Sunumda başta öğretmen hareketi olmak üzere, kamu hareketinin yüz yılı aşkın bir tarihinin olduğu belirtildi. Genelde kamu emekçilerinin özelde de KESK’in geldiği durumun değerlendirildiği tartışma bölümünde ise kamu hareketinin taban örgütlerinin kurulmasının hala acil bir görev olarak önümüzde durduğu vurgulandı.

Kampın üçüncü günü gerçekleştirilen ve kadın sorununun tartışıldığı sunumda, kadın sorunun tarihsel bir sorun olduğunun ve günümüzde oldukça karmaşık bir yapı kazandığının altı çizildi. Sermayenin ihtiyaç duyduğunda (2. emperyalist paylaşım savaşında olduğu gibi) kadınları kitlesel olarak emek pazarına sürdüğü, bu ihtiyaç kalktığında ise (günümüzde olduğu gibi) ona yol vererek “asli görevlerine”, yani ev işleri ve çocuk bakımına yönlendirdiği belirtildi. Bugün burjuva kadının, emekçi kadının yapmak zorunda kaldığı ev işleri ve çocuk bakımı başta olmak üzere pek çok işi hizmetçi ve bakıcılara yaptırdığı ve dolaysıyla emekçi kadının çifte ezilmişliğinin burjuva kadın için geçerli olamayacağı vurgulandı.

Yapılan sunumlarda canlı tartışmalar yaşanırken, kampa katılanların ortak kanısı sunumların oldukça başarılı geçtiği ve doyum sağladığıydı. Günlük, iki saat sabah iki saat de öğleden sonra gerçekleşen dört saatlik sunumlardan arta kalan zamanda kampa katılanlar arasında arkadaşlık ilişkilerini ve dayanışma duygularını geliştiren, kaynaşmayı sağlayan çeşitli etkinlikler yapıldı. Bu etkinlikler, kampa katılanlar arasında moralleri oldukça yükseltirken, sosyal bakımdan daha da sağlamlaşmış ilişkilerin oluşmasını sağladı.

Kampa Katılan Bir Eğitim Emekçisi

 

 

 

 

KESK TİS sürecini değerlendirdi

 

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 8 Temmuz’da Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında kamu emekçilerinin enflasyon karşısındaki kayıplarını ve 2016-2017 yıllarını kapsayacak TİS sürecini değerlendirdi. KESK’e bağlı sendikaların genel başkanlarının ve MYK üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında basın açıklamasını KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen okudu.

Özgen, 2016-2017 yıllarını kapsayan üçüncü dönem toplu sözleşme görüşmelerinin kamu emekçileri ve emeklilerinin yanı sıra aileleri de katıldığında 20 milyon kişiyi ilgilendirdiğini belirterek toplu sözleşme görüşmelerinin Ağustos ayının ilk iş günü başlayacağını, uyuşmazlık durumunda da 31 Ağustos’ta sona ereceğini kaydetti. 2014-2015 yıllarını kapsayan 2. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin AKP hükümeti ve yandaş konfederasyon işbirliği ile oldubittiye getirildiğini hatırlatan Özgen, şöyle konuştu:

Tarihe kara bir leke olarak geçen satış sözleşmesi ile kamu emekçilerinin 2014 yılı maaşlarında net 123 TL ile yıllık ortalama % 5,2 artış yapılmıştı.  Kamu emekçileri tarihinde ilk defa enflasyon farkı verilmemesinin düzenlendiği söz konusu satış sözleşmesi ile taban aylık katsayısına bağlı ödeme tutarlarında da hiçbir artış yapılmamıştı.”

 Kamu emekçilerinin satış sözleşmesinin ağır faturasını ödemeye devam ettiğine dikkat çeken Özgen, enflasyondaki gerçek artış oranlarını ortaya koyarak kamu emekçilerinin yaşadığı hak gasplarına vurgu yaptı.

2014 yılı farklarının maaşlara yansıtılmasını isteyen Özgen, toplu sözleşme takviminin Eylül ya da Ekim ayına alınması gerektiğini ifade etti.

Özgen, 15 Temmuz 2015 Çarşamba günü ülke genelinde yapacakları bordo yakma eylemleri ile taleplerini dile getireceklerini söyledi.

 
§