Cumartesi Anneleri: Demirel'i iyi bilmezdik
Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 534. haftasında (20 Haziran) yine Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelerek kayıplarının akıbetini sordu.
Yüzlerce kayıp olayının yaşandığı dönemde Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan Süleyman Demirel’in hesap veremeden öldüğüne dikkat çekilen eylemde ilk sözü Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin aldı.
“Kanlı günlerin
başbakanı-cumhurbaşkanı öldü”
Kayıpların yüzde 90’ında Demirel’in sorumluluğu olduğunu belirten Bilgin, onun ekibiyle birlikte muhaliflere her türlü zulmü işlediğine dikkat çekti ve “İşkenceci, katil olarak bilirdik” dedi. Bilgin, Demirel için 3 gün yas ilan edildiğini sözlerine ekledi ve bunun düzeni ayakta tutmak için verdiği hizmetlerden kaynaklı olduğunu kaydetti.
Eşi, Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde kaybedilen Hanım Tosun ise, üzüldüğünü, çünkü Demirel’in hesap veremeden gittiğini kaydetti.
Hüseyin Taşkaya’nın eşi Sultan Taşkaya da kocası kaybedildiği dönemde Cumhurbaşkanı olan Demirel’e hakkını helal etmediğini söyledi.
Konuşmaların ardından 1994 yılının 14 Haziran’ında Jitem tarafından kaybedilen Abdulvahap Ateş’in kardeşi Abdurrahim Ateş’in mektubu okundu.
Jandarmanın 14 Haziran1994 tarihinde evlerine geldiğini ve kardeşi ile kendisine işkence yaptığını belirten Ateş, daha sonra alıkonulan kardeşinden hiçbir iz bulamadıklarını kaydetti. Ateş, artık kulaklarının Ankara’da görülen davada olduğunu söyledi.
İHD adına basın açıklamasını okuyan Hatice Kalpaklı ise şunları söyledi:
“İşkencenin sıradanlaştığı, çat kapı infazların yapıldığı, faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerin işlendiği, gözaltında insanların kaybedildiği, köylerin yakıldığı, insanların topluca katledildiği kanlı günlerin başbakanı-cumhurbaşkanı Süleyman Demirel öldü. Gözaltına alınanların varlığı inkar edildiğinde kendisine ‘evlatlarımız bul’ diyen annelere ‘çocuğun cebimde mi çıkarıp vereyim’ diyen vicdansız Demirel öldü.”
Kalpaklı daha sonra 14 Haziran 1994 sabahı Mardin/Kızıltepe Kırkkuyu Köyü’ne baskın düzenleyen askerlerin Abdurrahim ve Abdulvahap Ateş kardeşleri köy dışında işkence ile sorguladığını Abdulvahap Ateş’ten bir daha haber alınamadığını anlattı.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Halil Aksakal şehit düştü
MLKP savaşçısı Halil Aksakal (Mazlum Aktaş) Til Ebyad’da (Grê Spî) IŞİD çetelerine karşı savaşırken şehit düştü. MLKP Rojava, Aksakal’ın şehit düşmesine ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Şehit Rubar hamlesi kapsamında gerçekleştirilen Til Abyad-Grê Spî’yi faşist DAİŞ çetelerinden temizleme operasyonuna Enternasyonal Özgürlük Taburuyla birlikte katılan partimizin Arap ulusuna mensup savaşçısı Mazlum Aktaş, 18 Haziran günü Siluk’un güneyinde şehit düştü. Başta Arap Alevileri olmak üzere, şehidimizin ailesinin ve tüm halklarımızın başı sağolsun.”
Halil Aksakal’ın genç bir işçiyken, yaklaşık 13 yıl önce MLKP saflarına katıldığı belirtilen açıklamada şunlar belirtildi:
“1984 Antakya-Harbiye doğumlu olan Mazlum yoldaşımız, Til Abyad’ı özgürleştirme hamlesinde şehit düşen bir Arap komünisti olarak, günlerdir YPG’ye ve bu hamleye katılan güçlere karşı, kara propaganda yapan, ‘Araplara zulüm uygulandığını, köylerin boşaltıldığını’ söyleyen sahtekarların yüzünde patlayan bir tokattır aynı zamanda.”
Halil Aksakal için 20 Haziran’da Ankara Konur Sokak’a taziye çadırı açıldı. Çadırı gün içinde Devrimci Gençlik Birliği (DGB) ve Devrimci Liseliler Birliği (DLB) de sloganlarla topluca ziyaret etti.
Akşam 19.00’da Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) adına yapılan basın açıklamasıyla da Aksakal ve Kobanê’de şehit düşen diğer savaşçılar anıldı.
ESP adına yapılan basın açıklamasının ardından söz alan destekçi güçler de konuşmalar ve şiirlerle Aksakal’ı selamladı.
Sloganlarla sonlandırılan eyleme BDSP, DLB, DGB, DHF, HE, Kaldıraç, SDP ve Partizan destek verdi. |