5 Haziran 2015
Sayı: KB 2015/22

Metal hareketinde kritik günler
“Emeğin Hukuku Kurultayı” ile emeğe saldırı
Metal işçisi sermayenin kölesi, Türk Metal’in askeri olmayacak!
Türk Traktör grevinin ardından...
ICOG heyeti ile konuştuk
Metalde geri dönüş yok
Sermayenin yedek lastiği: Çelik-İş
MİB’li bir işçi Birleşik Metal-İş’e soruyor!
“MİB’li ol güçlü ol!”
Dönemin ruhu, işgal, grev, direniş!
Petkim’de direniş sona erdi
"Artık bürokrasiyle hesaplaşma ve hak kazanımı dönemine giriyoruz!"
Sağlıkçılar: Yastayız yetti artık!
Maden işçisi satış sözleşmesine öfkeli
Bir dönemin sonuna doğru
Emekçilere "Tek yol devrim" çağrısı
Emekçi kadınların talepleri seçim sandıklarına sığmaz!
Çözüm ne seçimde ne mecliste
Haziran Direnişi eylem ve etkinliklerle selamlandı
Koç sermayesinin “acıklı” hikayesi - R. U. Kurşun
Gerçekler saldırılarla gizlenemez!
Bir savaşın en acı tanıkları: Kadınlar
Hapishanelerde çocuklara işkence yapılıyor
Yeni sendika için hazırlanan tüzük taslağı tartışmaya açıldı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bir savaşın en acı tanıkları: Kadınlar

 

Dolmuşta giderken kendi aralarında konuşan iki genç;

- Yeni kadınlar gelmiş, güzel kadınlar. (Genelevden bahsediliyor)

- Evet, ben de gördüm. Suriyeli kadınlar gelmiş.

Bir iç savaş ve milyonlarca mağdur insan. Neden savaş yaşandığından bile habersiz milyonlarca kadın, çocuk ve yaşlı. Hepsi kendi topraklarında boy gösteren, emperyalist çıkar odaklı bir iç savaşın kurbanı. Bu savaş şüphesiz Suriye halklarını çok büyük ölçüde etkiledi ancak bugüne kadar olduğu gibi en büyük zararı kadınlar ve çocuklar gördü.

Dillerini bilmedikleri bir ülkeye göç etmek zorunda kalıp burada ise sahip oldukları çocuklara bakmak yükümlülüğü altında olan kadınlar içler acısı durumlarla karşılaşmaya devam ediyor. Emperyalist beslemeler IŞİD, Nusra, ÖSO gibi vahşi çetelerin katlinden, tecavüzünden ve zulmünden kaçan kadınlar bu kez sığındıkları Türkiye topraklarında tecavüz ile karşılaştılar. Taciz ve tecavüz saldırılarının yaygın olduğu Türkiye’de Suriyeli kadınlar birer “eşya” gibi alınıp satılmakta, karşılığı ödenmeyen kiralar için mülk sahipleri tarafından bedel olarak istenmektedir.

Her şeye rağmen hayatlarını devam ettirmek zorunda kalan kadınlar sermaye tarafından vahşice ve insanlık dışı şekilde sömürülmektedir. Suriyeli kadınlar asgari ücretin yarısı bile olmayan ücretlerle normal çalışma saatlerinin üstünde güvencesiz şekilde çalıştırılmakta. Kimi zaman da çalıştıkları işyerlerinde tacize ve tecavüze uğramaktadırlar. Çalıştıkları iş kollarında geçimlerini sağlayacak kadar ücret alamayan kadınlar ise sömürü düzeninin başka bir rezilliği olan kadın bedeninin ticarethanelerine yani genelevlere satılmaktadır. Sömürü düzeninde emeğinin karşılığını alamayan kadınlar bu kez sömürü düzeninin başka bir iğrenç yönünden dolayı mağduriyet yaşamaktadırlar. Genelevlere satılmayan kadınlar ise yine erkek egemen sömürü düzeninin bir başka kadın ticaret geleneği olan "kuma"lık adı altında erkeklere satılmaktadır.

Alman Der Stern dergisinin yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de 372 bin kadın kuma olarak, ikinci veya üçüncü eş olarak satılmaktadır. Araştırmada bu kadın ticaretinin %7’sinin çok eşli erkeklere yapıldığı belirtilirken kadınların bin 800 avro civarı paraya satıldığı aktarılmakta. Bu haberin doğruluğu ise Urfa’da yapılan görüşme kayıtları ile kesinleştirildi.

Baktığımızda bu yaşananlar baştan aşağı kapitalizmin kadın konusunda teşhiridir. En yoksul kadından lüks hayat süren manken kadınlara (manken kadınların bedenlerinin reklam aracı olarak kullanılması açısından) kadar kadının bedenini metalaştıran kapitalist sistem, yarattığı savaşlarla hem kadınları hem de toplumun diğer kesimlerini çok büyük psikolojik ve sosyolojik yıkımlara mahkûm etmektedir. Kadını fabrikada ve tarlada ucuz iş gücü, metropollerde ise bir zevk kaynağı olarak gören ve onu ticareti için bir hammadde olarak kullanan erkek egemen sömürü düzeninde kadının yeri tamamıyla burada yazıldığı gibidir.

Emperyalist savaş ve saldırganlıklar her zaman böyle yıkımlara neden olmuş, kadınları ve tüm toplumu daima böyle yıkımlara mahkûm etmiştir. Bu nedenle kapitalist sistem aşılmadan yapılan "Kadın Bakanlığı" tartışmaları böylesi toplumsal ve evrensel bir soruna ne çözüm getirebilir? Kadın sorunu toplumsal bir sorundur ve toplumsal sorunlar ancak toplumsal devrimlerle çözülebilir. Kapitalist sistemde kadının yaşamı bu durumda iken kadınların asıl ve köklü kurtuluşu kapitalizme karşı sosyalizmdedir. Ancak şunu belirtmekte fayda vardır; kadın sorununa her ne kadar çözüm olmayacaksa bile bu düzen çerçevesinde kadınların sorunlarını hafifletebilecek her türlü reform için devrimci programatik perspektif ile sonuna kadar mücadele edilmelidir. İnsanlığın olduğu gibi kadınların da kurtuluşu sosyalizmdedir.

Yaşamak için sosyalizm!

Şerwan

 

 

 

 

Yine “iyi hal” indirimi

 

Sermaye devleti, kadın katillerinin yargılandığı davalarda “iyi hal” ve “tahrik” indirimleri yaparak yeni kadın cinayetlerinin önünü açıyor.

Son olarak Adana’da ev yaptırmak için çektiği kredi borcu yüzünden tartıştığı eşi 52 yaşındaki Nazife Karlılar’ı bıçaklayarak öldüren 65 yaşındaki Mustafa Karlılar, “iyi hal” ve “tahrik indirimi” uygulanarak 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Merkez Seyhan İlçesi’nin Fevzipaşa Mahallesi’nde yaşayan işçi emeklisi Mustafa Karlılar, kendisine ait olan 3 katlı evin damına geçen yıl prefabrik kat yaptırdı. Bu yüzden de bankalardan kredi çeken Karlılar, ödemede güçlük çekince eşi Nazife Karlılar ile arası bozuldu. Karlılar çifti, geçen 5 Şubat gecesi aynı konu yüzünden tartışmaya başladı. Mustafa Karlılar, mutfak tezgahı üzerinden aldığı bıçakla 3 çocuğunun annesi Nazife Karlılar’ı bıçakladı. Göğsünden aldığı 4 bıçak darbesi ile ağır yaralanan Nazife Karlılar, götürüldüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Tutuklanan Mustafa Karlılar, eşini öldürme suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle 2 Haziran’da Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşmasına çıktı. Eşinin kendisini aşağılayarak tahrik ettiğini ve eline aldığı cismin bıçak olduğunu bile bilmediğini öne sürdü. 

Savunmanın iddialarını esas alan mahkeme heyeti, önce eşini öldürme suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Mustafa Karlılar’ın eşini "tahrik" altında öldürdüğüne kanaat getiren mahkeme heyeti, "iyi hal" indirimi de uygulayarak cezayı 20 yıl hapse düşürdü. Bir kadın cinayeti davasında da devlet katili korumuş oldu.





Mülteci kamplarında toplu tecavüz vahşeti

 

Malezya haber ajansı Bernama, Tayland’da mülteci kampında kalan bir kadının anlatımlarına dayandırdığı haberinde, Tayland ve Malezya’da mülteci kamplarında kalan Rohingyalı kadınların bekçilerin tecavüzüne uğradığını duyurdu.

Haberde, mülteci kamplarında kalan genç kadınların gece yarısı bekçiler tarafından bilinmeyen bir yere götürülerek tecavüze uğradığı bilgisi yer aldı.

Tecavüzlerin sadece Tayland’daki mülteci kamplarıyla sınırlı olmadığı, sınırın Malezya tarafındaki mülteci kampında da buna benzer tecavüzlerin yaşandığı aktarıldı.

Myanmar’da azınlık olarak yaşayan ve sistematik olarak ayrımcılığa maruz kalan Rohingyalılar geçen haftalarda Myanmar’dan deniz yoluyla kaçarak, Malezya, Tayland ve Endonezya’ya sığınmıştı.


 
§