28 Kasım 2014
Sayı: KB 2014/47

Sermaye düzeninin zorbalığı sökmeyecek!
Tecrit ve sansüre karşı ortak mücadele
“Yayın yasağı yok hükmünde”
Rojava kantonları IŞİD tehdidi altında
Sağlıkta dönüşüm fiyaskosu!
İşçiye mezar, babasına lastik ayakkabı!
BirGün ve Evrensel’in turnusol kağıdı: Ülker reklamı - T. Kor
‘74 Ülker işgali yol gösteriyor!
Diplomalı işsizlik gerçeği!
MESS dayatmalarına karşı fabrika eylemleri
“Benim gibi isyan eden yüzlerce işçi var”
İzmir’de DEV TEKSTİL tanıtım toplantısı
Karayolu işçisinin iradesi sendikal bürokrasiyi aşmaya yetmedi
Fabrika ile barikat arasında
Devrim için devrimci parti, devrimci sınıf!
TKİP’nin 16. kuruluş yıldönümü etkinliği.
16. yıl etkinliğine parti örgütlerinden mesajlar
Ferguson’da büyük öfke!
İntifada ruhu ezilmek isteniyor!
Gebze’de liseliler Oğuzhan Çalışkan için buluştu!
“Şiddete karşı mücadelede vardık, varız, varolacağız!”
EKK’dan 25 Kasım etkinlikleri
Burjuvazinin nüfusunu planlama değil, kökünü kurutma savaşı - Z. Eylül
“İnsan nasıl insan oldu” - Evrim Erdoğdu*
TKİP militanı Alaattin Karadağ mezarı başında anıldı
Basına sansür, tutsaklara tecrit!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Diplomalı işsizlik gerçeği!

 

DİSK-AR, geçtiğimiz Eylül ayında yaptığı açıklamada işsizliğin 42 ayın zirvesine ulaştığını açıklamıştı. Aradan geçen zamanda işsiz sayısı artarken işsiz sayısı ekonomik krizin en ağır şekilde yaşandığı 2009 yılı rakamlarına ulaştı.

İşte DİSK-AR’ın araştırmasından öne çıkan rakamlar:

- TÜİK verilerine göre resmi işsizlik oranı yüzde 10,1, resmi işsiz sayısı da 2 milyon 944 bin.

- Umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olan kişiler de sayıldığında işsizlik oranı yüzde 17,1, işsiz sayısı da 5 milyon 430 bin kişi.

- İşsizler ve çaresizler olarak tarif edilen, daha fazla çalışmak istediği halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerin de dahil edilmesiyle toplam işsiz sayısı 6 milyon 450 bin kişiye ulaşmakta.

- Resmi işsizlik oranı yüzde 12,7 olan kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 25,46 seviyesinde.

- Kadınlar resmi işsizlerin yüzde 38’i. İşsizlik kapsamı dışında tutulan umutsuz ve diğer işsizlerin yüzde 62’si kadın.

- Lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip kadınlardaki resmi işsizlik oranı yüzde 19,2 iken erkeklerde yüzde 8,8 seviyesinde.

- Yükseköğretim mezunları arasında işsiz sayısı Şubat 2014’ten bu yana 255 bin kişi artarak 743 bine ulaştı.

- Yükseköğretim mezunu kadınlar yeni işsizlerin yüzde 60’ını oluşturdu.

- Gençler için (15-24 yaş) geniş tanımlı işsizlik oranları resmi yüzde 19,2 rakamının 9 puan üzerinde yüzde 28 seviyesine ulaştı.

DİSK-AR araştırmasının gösterdikleri

DİSK-AR verileri işsizlik sorununun geldiği boyutu tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermekte. İşsizlik oranlarına yükseköğrenim mezunu işsizler damgasını vururken, kadın işsiz sayısı da dikkat çekmekte. Kuşkusuz ki bu sonuçlar sermaye devletinin emekçi kadınlara ve gençliğe yönelik politikalarının bir sonucu olarak karşımıza çıkmakta.

Sermaye devleti, kadına yönelik şiddeti besleyip, kadınların nasıl güleceğine, sokakta nasıl gezeceğine karar vererek kadınlar üzerindeki baskıyı arttırmakta. Kadına yönelik bu baskı politikaları ile birlikte Kadın İstihdam Paketi gibi uygulamalar da kadınların iş yaşamına katılmasını kısıtlamaktadır. Bunun sonucunda da DİSK-AR verilerinin de açıkça gösterdiği gibi buna eğitimli kadınlar da dahil olmak üzere kadınlar gitgide eve kapatılmakta, güvencesiz, geçici işlere yönlendirilmektedir.

Bir yandan da “her dört işsizden birinin yükseköğretim mezunu” olması sermaye devletinin üniversite gençliğine vaat ettiği geleceğin ancak boş bir hayal olduğunu göstermekte. İşçi ve emekçi çocukları paralı eğitim uygulamalarıyla eşitsiz koşullarda üniversiteye girmeye uğraşırken, gençliğe eğer üniversiteye giderse “hayatının kurtulacağı” masalları anlatılmaktadır. Sermaye devleti bu vaatlerini “her ile bir üniversite” projeleri ile süslemekte, işçi ve emekçi çocuklarına üniversite kapılarını açmakla övünmektedir. Böylelikle gençliği bekleyen işsizlik sorunu ve geleceksizliği ötelemeye çalışmaktadır. Ancak gelinen aşamada diplomalı işsizlik gerçeği bu “gelecek vaatlerinin” altının ne kadar boş olduğunu göstermektedir.

Kapitalist sistem var olduğu sürece kendi işsizler ordusunu yaratacaktır. Bu işsizler ordusunda da zayıf halka olarak görülen kadınlar ve yükseköğrenim mezunlarının git gide daha fazla yer tutacağı ortadadır. İçeride ve dışarıda savaş ve saldırganlık politikalarına sarılan sermaye devleti ve onun temsilcisi AKP hükümeti için de daha ucuz iş gücü yaratmanın güvencesi olan işsizler ordusu can simidi görevi görmektedir. Sermaye devletinin can simidi olan işsizlik kuşkusuz ki, işçi ve emekçiler, kadınlar, gençler için mücadeleyle aşılması gereken bir sorun olarak orta yerde durmaktadır.

 

 

 

 

Küçükçekmece’de kıyım ve mücadele

 

İstanbul’da AKP’li Küçükçekmece Belediyesi bünyesindeki Akmercan isimli taşeron firmada 20 Kasım’da başlayan işçi kıyımına karşı işçiler hafta boyunca eylemdeydi.

3 işçinin 20 Kasım’da keyfi gerekçelerle işten atılmasının ardından arkadaşlarına sahip çıkan ve iş bırakan işçilerin aynı gün gerçekleştirdiği eylemin ardından akşam saatlerinde 31 taşeron işçisi daha işten atıldı.

21 Kasım'da Küçükçekmece Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü önünde toplanan işçiler belediye yönetimiyle görüşmesi için kendi aralarında bir heyet oluşturdular.

Belediyede yapılan görüşmede Küçükçekmece Belediyesi’nin “Muhatap biz değiliz, Akmercan şirketi” dediği öğrenildi. Görüşmenin ardından arkadaşlarının yanına dönmek için yola çıkan işçilerin trafik kazası geçirmesi üzerine işçiler de hastanedeki arkadaşlarının yanına gittiler.

Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’nde ayakta tedavi edilen bir işçi taburcu edilirken işçiler de saat Küçükçekmece Belediyesi önünde bekleyişe başladılar. İşçiler kendilerine yardım için bir avukatın gelmesinin ardından belediyenin önünden ayrıldılar. Avukatın da katılımı ile toplantı yapan işçiler hem işten çıkartılmaları ile ilgili tutanak tuttular hem de bundan sonra nasıl bir yol izleyeceklerini tartıştılar.

İşçilerin Birliği Derneği, DEV TEKSTİL Sendikası, Liman-İş Sendikası, Belediye İş 2 No’lu Şube işçilere destek oldu.

İş bırakma çağrısı

İşçiler 22 Kasım günü gerçekleştirdikleri eylem ve yürüyüşle diğer belediye işçilerine iş bırakma çağrısı yaptılar.

Küçükçekmece Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nde toplanan işçiler, İnönü Mahallesi’ne doğru yürüyüşe geçtikleri sırada kendileri yerine işe alınan işçilerin toplandığını görünce onlara kendi yaşadıklarını anlattılar. Bu sırada araya giren taşeron yöneticileri işçileri engellemeye çalıştı. Buna karşılık işçiler slogan atarak ve dövizlerini açarak eylemlerini sürdürdüler.

İşçiler polisin araya girmesi ve diğer işçilerin işbaşı yapması üzerine mahalle içerisinde yürüyüşe başladılar.

Öğle saatlerine doğru Sefaköy merkeze yürüyen işçiler Sefaköy metrobüs çıkışı ve Taş Kasap önünde konuşmalar yaparak çevredeki işçi ve emekçilere seslerini duyurdular.

İşçilerin Birliği Derneği ve DEV TEKSTİL işçileri yalnız bırakmazken, işten atılan Küçükçekmece Belediyesi işçileri haklarını alana kadar eylemlerine devam edeceklerini ifade ediyorlar.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece

 
§